Konuya cevap cer

Fahr-i Kâinât -Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem-'in Dünyâyı Şereflendirmesi 







M. Âkif, bu manzarayı ne güzel ifâdelendirir:


Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki Öksüz,

Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!

Bir nefhada insanlığı kurtardı o Mâsûm,

Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi!

Aczin ki ezilmekti bütün hakki, dirildi;

Zulmun ki, zevâl aklına gelmezdi, geberdi!

Âlemlere rahmetti, evet, ser'-i mübîni,

Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi..

Dünyâ neye sâhipse, O'nun vergisidir hep;

Medyûn O'na cem'iyyeti, medyûn O'na ferdi..

Medyûndur o Mâsûm'a bütün bir beşeriyyet...

Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile hasret!..


Şâyet bütün fazîletleri kendisinde cem' eden Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- dünyâyı teşrif etmeseydi, insanlar, kıyâmete kadar zulmun ve vahşetin içinde kalırlar, güçsüzler güçlülerin esîri olurlardı. Muvâzene ser lehine bozulurdu. Dünyâ, zâlimlere ve güçlülere âid olurdu.


Yirmiyeydi muhârebe, kırk dört veya elli kadar "seriyye" denilen, küçük mikyasta askerî faâliyetlerde bulundu. Mekke Fethi ile köklesen İslâmiyet;


"Bugün size dîninizi ikmâl ettim. Üzerinize nîmetimi tamamladım.. Ve sizin için dîn olarak İslâm'ı seçtim!." (el-Mâide, 3) âyetiyle kemâle erdi. Medîne'ye dönüşlerinde on üç gün kadar suren çetin bir hastalık neticesinde 634. Miladî yılının 8 Haziran'ında kendilerine cemâl ufukları acildi. Refîk-i a'lâsına kavuştu.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst