Konuya cevap cer




İlm-i Nafi -Faydalı İlim-



Âdem -aleyhisselâm- ise, Allâh Teâlâ'dan telâkkî ettiği bu ilimle, yâni ilm-i nâfî ile yücelmiş ve ardından gelen bütün peygamberler ve hattâ bütün Hak dostları, bu ilim sâyesinde insanlık semâsının parlak yıldızları olmuşlardır.


Rivâyete göre bir âlim şöyle anlatır:


Yüzlerinde nûr ve hayrın açıkça görüldüğü bir cemaat içinde İmâm Gazâlî'yi gördüm. Üzerinde yamalı elbise ve elinde bir ibrik vardı. Kendisine dedim ki:


"-Ey İmâm! Bağdat'taki Nizâmiye Medresesi'nin baş müderrisliği bundan daha iyi değil miydi?


Bana derin derin baktı ve dedi ki:


"-Seâdet dolunayı müridlik semâsına doğunca, akıl güneşi vuslat yolunu gösterdiği için böyle yaptım." (Muhammed bin Abdullâh el-Hânî, Âdâb, s. 9)


Bu sebepledir ki insanı dünyâ ve âhırette seâdet ve selâmete ulaştırmakta en müessir ilim, Allâh'ı en güzel bir sûrette kalbde tanıyabilmek ve bu bilginin doğurduğu aklî, vicdânî ve kalbî bir mes'ûliyetle sâlih amelleri en mükemmel seviyede îfâ etmektir. Zîrâ bu duyuş, derinlik ve anlayış mevcûd olmadığı takdirde fayda hâsıl etmeye yarayan bütün ilimlerin maddî veya mânevî pek çok zararlı netîceleri bertaraf edilemez. Onun içindir ki ilm-i nâfî, hadd-i zâtında bir ufuk ve zihniyet meselesidir. Onsuz ilimlerdeki istifâde imkânları da kuvveden fiile çıkamaz. Aksine şerre âlet olurlar ki bu durumdan kurtulmanın yegâne çâresi, ilm-i nâfî dediğimiz kalbî olgunluk ve hasletlerin kazanılmasıdır.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst