Rasûlullah'ın s.a.v. Örnek Sîreti
Bir köşede bir ölçek kadar arpa unu vardı. Onun yanında da çivide asılı eski bir su kırbası duruyordu. Hepsi bu kadar işte!..
Arabistan Yarımadası'nın Hazret-i Peygamber'e boyun eğdiği bir günde O'nun dünyâya âid mal varlığı bunlardan ibâretti. Hazret-i Ömer bunları görünce, içini çekti.
Kendini tutamadı, gözleri dolu dolu oldu. Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
" Niçin ağlıyorsun yâ Ömer?" diye sordu.
O da:
" Niçin ağlamayayım yâ Rasûlallâh! Kayser ve Kisrâ dünyâ nimetleri içinde yüzüyor! Rasûlullâh ise kuru hasır üzerinde yaşıyor!.." dedi.
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Hazret-i Ömer'in gönlünü hoş etti ve:
" Yâ Ömer! Kisrâ ve Kayser, dünyâ nîmetlerinden zevklerini alsınlar, safâ sürsünler! Ahiret nîmeti bize yeter!.." buyurdu.
O'nun sîreti, kâmil bir sîretti.
Hayatı, zengin-fakir, güçlü-güçsüz ümmetinin bütün ferdlerine bir nümûne-i imtisâldi.
Vârislerine mîrâs bırakmadı. Hattâ müslümanlar bütün zekâtlarını onlara verir endîşesi ile soyundan gelenlerin zekât almasını da yasakladı.