Dâsitâni Muhabbetinin Yanık Terennümleri
Bu coşkun muhabbeti, hadis-i şerif rivayetinde de aşikare olarak görürüz.
Sahabe-i kiram, Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den bir hadis-i şerif rivayet ederken, bilmeyerek yanlış söylememek için o hadis-i şerifi O'na nispet etmek endişesiyle dizleri titrer, yüzleri sararırdı.
Mesela Abdullah ibn-i Mes'ud'u; "Kaale Rasulullah!" derken, müthiş bir titreme alırdı.
Ve birçok sahabi, bütün beşeri nisyan zaaflarını nazar-i itibara alarak, kelamı Allah Resulü'ne izafe ederken: "Böyle, veya bunun gibi, buna yakın, şu şekilde buyurdu..." lafızlarıyla bilhassa ifade ederlerdi.
Çünkü O, öyle büyük bir peygamberdi ki, üzerinde hutbe okuduğu hurma kütüğü, O'nun hicranı ile yanarak ağladı.
Susuz kalan ümmetine parmaklarından mucizevi musluklar aktı. Abdest aldığı su kabından yudumlayan hastalar, şifa buldu.
Sofrasında bulunanlar, lokmaların teşbihini duydu. O'ndan hatıra kalan sac ve sakalının mübarek telleri, cami minberlerinde saklanarak "sakal-i şerif" adıyla asırlardan beri ümmete rahmet oldu.