Dâsitâni Muhabbetinin Yanık Terennümleri -devamı-
Fuzuli ise, meşhur Su Kasidesi'nde bu yanışı söyle ifade eder:
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su
Kim bu denlû dutuşan odlare kılmaz çare su
(Ey göz (Allah'ın yüce Rasulü'nün muhabbetiyle) gönlümde (tutuşup alevlenmiş) ateşlere gözyaşından su dökme! Çünkü bu (son) derece (aşk hararetiyle) tutuşmuş olan ateşlere su (dökmek) çare değildir. (Bu aşk ateşi sönmez!)
Ab-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhit olmuş gözümden günbed-i devvare su
(Fakat yine de gözlerim O'nun aşkından, o kadar ağlamakta ki, su) donen gök kubbe (baştanbaşa) su renginde midir; yoksa gözümden (dökülen) su (lar mı, bütün) gök kubbeyi kuşatmıştır?. (Bilemiyorum; şaşkın bir haldeyim)
Suya virsün bağban Gül-zarı zahmet çekmesün
Bir Gül açılmaz yüzün tek virse bin Gül-zare su
(Bahçıvan Gül bahçesini sulamak için (bos yere) zahmet çekmesin! (Zira), bin tane Gül bahçesi sulasa, (Ya Rasulullah, yine de) Sen'in yüzün gibi bir Gül (hiçbir zaman) açılmaz!..)
Dest-busi arzusuyla ölürsem dustlar
Kuze eylen toprağum sunun anunla yare su
(Ey dostlar! Şayet ben Hazret-i Peygamber'in elini öpme arzusuyla ölürsem, toprağımdan bir testi yapın (ve) onunla (o yüce) sevgiliye su ikram edin!. (Belki böylece O'nun elini öpmek ve şefaatine vasıl olmak nasib olur.)
Hak-i payine yetem dir ömrlerdir muttasıl
Başını daşdan daşa urup gezer avare su
(O rahmet Peygamber'in) ayağının (değdiği, gezip dolaştığı, mübarek) toprağına ulaşayım diye, su (lar), hiç durmadan ömürler boyu bas(lar)ini tastan tasa vurarak avare (ve meclub bir şekilde) akmaktadır..)