Dâsitâni Muhabbetinin Yanık Terennümleri -devamı-
Cemadat (cansız diye bilinen eşya) dahi, O'na muhabbet duymuş ve aşık olmuştur.
Hazret-i Ali radiyallahu anh- der ki:
"Ben Mekke'de Allah'ın Rasulü'yle dolaşırdım. Bir gün, beraberce Mekke dışına çıktık.. Önünden geçtiğimiz her tas ve ağaç, O'na:
´es-Salatu ve's-selamu aleyke ya Rasulullah!.ª (Salat ve selam olsun sana ey Allah'ın Rasulü!..) diye selam vermeğe başladı."
Süleyman Celebi de:
"Bir acep nur kim güneş pervanesi!.." diyerek, güneşin dahi O'nun etrafında pervane olduğunu ifade eder.
Rasulullah'ın, mi'raca uruc etmesinden dolayı semavi alemdekilerin sevk ve heyecanını sair Kemal Edib Kürkçüoğlu mısralarında ne güzel ifade eder:
Şeb-i mi'racda simasını seyretti diye,
Kapanır yerlere gök secde-i şükran olarak..
(Mi'rac gecesinde Rasulullah'ın simasını seyretmesinden elde ettiği feyz ile, O'nun şanını yüceltmek üzere gök, Rasulullah'ın ayak bastığı yere şükran secdesine kapanır!.)
Can atar her gece Ruhu'l-Kudüs ihrama girip,
Harem-i muhterem-i kuyuna mihman olarak..
(Hazret-i Cebrail, Hazret-i Peygamber'in yüce huzuruna misafir olarak girebilmek için her gece heyecanla ihrama girer!..)
Bir gören bir daha görsem diye, Allah Allah
Şaşırır aklini ruhsarına hayran olarak...
(Hazret-i Peygamber'i bir kere gören, O'nun Gül yüzüne hayran olarak aklini kaybeder! "Allah, Allah!." nidalarıyla bir kere daha görmenin heyecanına kapılır...)