Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 276006" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz Üçüncü Söz - Sayfa 901</strong></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px">لِتَجْرِىَ فِى الْبَحْرِ بِاَمْرِهِ وَسَخَّرَلكُمُ اْلاَنْهَارَ وَسَخَّرَلَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَاۤئِبَيْنِ وَسَخَّرَلَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَاسَاَلْتُمُوهُ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللهِ لاَ تُحْصُوهَا </span></span><span style="font-family: 'MS Sans Serif'"><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</span></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Şu kâinattaki mevcudatın birbirine teâvünü, tecavübü, tesanüdü gösterir ki, umum mahlûkat birtek Mürebbînin terbiyesindedirler, birtek Müdebbirin idaresindedirler, birtek Mutasarrıfın taht-ı tasarrufundadırlar, birtek Seyyidin hizmetkârlarıdırlar. Çünkü, zemindeki zîhayatları levazımat-ı hayatiyeyi emr-i Rabbânî ile pişiren güneşten ve takvimcilik eden kamerden tut, tâ ziya, hava, mâ, gıdanın zîhayatların imdadına koşmalarına ve nebâtâtın dahi hayvânâtın imdadına koşmalarına ve hayvânat dahi insanların imdadına koşmalarına, hattâ âzâ-yı bedenin birbirinin muavenetine koşmalarına ve hattâ gıda zerrâtının hüceyrât-ı bedeniyenin imdadına koşmalarına kadar câri olan bir düstur-u teâvün ile, câmid ve şuursuz olan o mevcudat-ı müteâvine, bir kanun-u kerem, bir namus-u şefkat, bir düstur-u rahmet altında, gayet hakîmâne, kerîmâne birbirine yardım etmek, birbirinin sadâ-yı hâcetine cevap vermek, birbirini takviye etmek, elbette, bilbedâhe, birtek, yektâ, Vâhid-i Ehad, Ferd-i Samed, Kadîr-i Mutlak, Alîm-i Mutlak, Rahîm-i Mutlak, Kerîm-i Mutlak bir Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun hizmetkârları ve memurları ve masnuları olduklarını gösterir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]Dipnot-1</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Gökten de bir su indirdi ki, onunla sizin için rızık olarak meyvelerden bitirdi. Onun emriyle denizde seyretsinler diye gemileri sizin hizmetinize verdi. Nehirleri de yine sizin hizmetinize verdi. • Birbiri ardınca dönüp duran güneşi ve ayı da sizin hizmetinize verdi. Geceyi ve gündüzü de sizin hizmetinize verdi. • O, sözünüz ve halinizle istediğiniz herşeyden size verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, saymakla bitiremezsiniz.” İbrahim Sûresi, 14:32-34.</span>[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Alîm-i Mutlak</strong>: ilmi herşeyi kuşatan, sınırsız ilim sahibi Allah (bk. a-l-m; ṭ-l-ḳ)</td><td><strong>Ferd-i Samed</strong>: bir ve tek olan ve Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama herşey Ona muhtaç olan Allah (bk. f-r-d; ṣ-m-d)</td></tr><tr><td><strong>Kadîr-i Mutlak</strong>: sınırsız güç ve kudret sahibi olan ve herşeye gücü yeten Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)</td><td><strong>Kerîm-i Mutlak</strong>: lütuf ve cömertliği sınırsız olan Allah (bk. k-r-m; ṭ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>Mutasarrıf</strong>: mülkünde dilediği gibi tasarruf eden Allah (bk. ṣ-r-f)</td><td><strong>Müdebbir</strong>: idare eden, ilmiyle herşeyin sonunu görüp, ona göre hikmetle iş yapan Allah (bk. d-b-r)</td></tr><tr><td><strong>Mürebbî</strong>: herşeyi terbiye eden, eğiten, yetiştiren Allah (bk. r-b-b)</td><td><strong>Rahîm-i Mutlak</strong>: rahmeti herşeyi kuşatan, sınırsız şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m; ṭ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>Vâhid-i Ehad</strong>: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah (bk. v-ḥ-d)</td><td><strong>Zât-ı Vâcibü’l-Vücud</strong>: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Zât, Allah (bk. v-c-b; v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>bilbedâhe</strong>: ap açık bir şekilde</td><td><strong>câmid</strong>: cansız</td></tr><tr><td><strong>câri</strong>: geçerli, yürürlükte</td><td><strong>düstur-u rahmet</strong>: rahmet prensibi (bk. r-ḥ-m)</td></tr><tr><td><strong>düstur-u teavün</strong>: yardımlaşma kanunu</td><td><strong>emr-i Rabbânî</strong>: herşeyi terbiye edip idaresi ve tasarrufu altında bulunduran Allah’ın emri (bk. r-b-b)</td></tr><tr><td><strong>hakîmâne</strong>: hikmetli bir şekilde (bk. ḥ-k-m)</td><td><strong>hayvânat</strong>: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)</td></tr><tr><td><strong>hizmetkâr</strong>: hizmetçi</td><td><strong>hüceyrât-ı bedeniye</strong>: vücuttaki hücreler</td></tr><tr><td><strong>kamer</strong>: ay</td><td><strong>kanun-u kerem</strong>: cömertlik ve ikram etme kanunu (bk. ḳ-n-n; k-r-m)</td></tr><tr><td><strong>kerîmane</strong>: lütufkâr ve cömert bir şekilde (bk. k-r-m)</td><td><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</td></tr><tr><td><strong>levazımat-ı hayatiye</strong>: hayat için gerekli şeyler (bk. ḥ-y-y)</td><td><strong>mahlûkat</strong>: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>masnu</strong>: san’at eseri varlık (bk. ṣ-n-a)</td><td><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>mevcudat-ı müteâvine</strong>: birbiriyle yardımlaşan varlıklar (bk. v-c-d)</td><td><strong>muavenet</strong>: yardımlaşma</td></tr><tr><td><strong>mâ</strong>: su</td><td><strong>namus-u şefkat</strong>: şefkat kanunu (bk. n-m-s; ş-f-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>nebâtât</strong>: bitkiler</td><td><strong>sadâ-yı hâcet</strong>: ihtiyaç sesi (bk. ḥ-v-c)</td></tr><tr><td><strong>seyyid</strong>: efendi</td><td><strong>taht-ı tasarruf</strong>: tasarrufu altında (bk. ṣ-r-f)</td></tr><tr><td><strong>takviye</strong>: kuvvetlendirme</td><td><strong>teavün</strong>: yardımlaşma</td></tr><tr><td><strong>tecâvüb</strong>: birbirinin ihtiyacına cevap verme (bk. c-v-b)</td><td><strong>tesanüd</strong>: dayanışma (bk. s-n-d)</td></tr><tr><td><strong>umum</strong>: bütün</td><td><strong>yektâ</strong>: tek, eşsiz</td></tr><tr><td><strong>zemin</strong>: yeryüzü</td><td><strong>zerrât</strong>: zerreler, atomlar</td></tr><tr><td><strong>ziya</strong>: ışık</td><td><strong>zîhayat</strong>: hayat sahibi, canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</td></tr><tr><td><strong>âzâ-yı beden</strong>: vücut organları</td><td><strong>şuursuz</strong>: bilinçsiz (bk. ş-a-r)</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 276006, member: 1"] [b]Otuz Üçüncü Söz - Sayfa 901[/b] [CENTER][FONT=Trebuchet MS][FONT=trebuchet ms][SIZE=6]لِتَجْرِىَ فِى الْبَحْرِ بِاَمْرِهِ وَسَخَّرَلكُمُ اْلاَنْهَارَ وَسَخَّرَلَكُمُ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ دَاۤئِبَيْنِ وَسَخَّرَلَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ وَاٰتٰيكُمْ مِنْ كُلِّ مَاسَاَلْتُمُوهُ وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَتَ اللهِ لاَ تُحْصُوهَا [/SIZE][/FONT][FONT=MS Sans Serif][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/FONT][/FONT] [/CENTER] [FONT=tahoma] Şu kâinattaki mevcudatın birbirine teâvünü, tecavübü, tesanüdü gösterir ki, umum mahlûkat birtek Mürebbînin terbiyesindedirler, birtek Müdebbirin idaresindedirler, birtek Mutasarrıfın taht-ı tasarrufundadırlar, birtek Seyyidin hizmetkârlarıdırlar. Çünkü, zemindeki zîhayatları levazımat-ı hayatiyeyi emr-i Rabbânî ile pişiren güneşten ve takvimcilik eden kamerden tut, tâ ziya, hava, mâ, gıdanın zîhayatların imdadına koşmalarına ve nebâtâtın dahi hayvânâtın imdadına koşmalarına ve hayvânat dahi insanların imdadına koşmalarına, hattâ âzâ-yı bedenin birbirinin muavenetine koşmalarına ve hattâ gıda zerrâtının hüceyrât-ı bedeniyenin imdadına koşmalarına kadar câri olan bir düstur-u teâvün ile, câmid ve şuursuz olan o mevcudat-ı müteâvine, bir kanun-u kerem, bir namus-u şefkat, bir düstur-u rahmet altında, gayet hakîmâne, kerîmâne birbirine yardım etmek, birbirinin sadâ-yı hâcetine cevap vermek, birbirini takviye etmek, elbette, bilbedâhe, birtek, yektâ, Vâhid-i Ehad, Ferd-i Samed, Kadîr-i Mutlak, Alîm-i Mutlak, Rahîm-i Mutlak, Kerîm-i Mutlak bir Zât-ı Vâcibü’l-Vücudun hizmetkârları ve memurları ve masnuları olduklarını gösterir. [NOT]Dipnot-1 “Gökten de bir su indirdi ki, onunla sizin için rızık olarak meyvelerden bitirdi. Onun emriyle denizde seyretsinler diye gemileri sizin hizmetinize verdi. Nehirleri de yine sizin hizmetinize verdi. • Birbiri ardınca dönüp duran güneşi ve ayı da sizin hizmetinize verdi. Geceyi ve gündüzü de sizin hizmetinize verdi. • O, sözünüz ve halinizle istediğiniz herşeyden size verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, saymakla bitiremezsiniz.” İbrahim Sûresi, 14:32-34.[/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Alîm-i Mutlak[/B]: ilmi herşeyi kuşatan, sınırsız ilim sahibi Allah (bk. a-l-m; ṭ-l-ḳ)[/TD] [TD][B]Ferd-i Samed[/B]: bir ve tek olan ve Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, ama herşey Ona muhtaç olan Allah (bk. f-r-d; ṣ-m-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Kadîr-i Mutlak[/B]: sınırsız güç ve kudret sahibi olan ve herşeye gücü yeten Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ)[/TD] [TD][B]Kerîm-i Mutlak[/B]: lütuf ve cömertliği sınırsız olan Allah (bk. k-r-m; ṭ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Mutasarrıf[/B]: mülkünde dilediği gibi tasarruf eden Allah (bk. ṣ-r-f)[/TD] [TD][B]Müdebbir[/B]: idare eden, ilmiyle herşeyin sonunu görüp, ona göre hikmetle iş yapan Allah (bk. d-b-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Mürebbî[/B]: herşeyi terbiye eden, eğiten, yetiştiren Allah (bk. r-b-b)[/TD] [TD][B]Rahîm-i Mutlak[/B]: rahmeti herşeyi kuşatan, sınırsız şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m; ṭ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Vâhid-i Ehad[/B]: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah (bk. v-ḥ-d)[/TD] [TD][B]Zât-ı Vâcibü’l-Vücud[/B]: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan Zât, Allah (bk. v-c-b; v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]bilbedâhe[/B]: ap açık bir şekilde[/TD] [TD][B]câmid[/B]: cansız[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]câri[/B]: geçerli, yürürlükte[/TD] [TD][B]düstur-u rahmet[/B]: rahmet prensibi (bk. r-ḥ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]düstur-u teavün[/B]: yardımlaşma kanunu[/TD] [TD][B]emr-i Rabbânî[/B]: herşeyi terbiye edip idaresi ve tasarrufu altında bulunduran Allah’ın emri (bk. r-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakîmâne[/B]: hikmetli bir şekilde (bk. ḥ-k-m)[/TD] [TD][B]hayvânat[/B]: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hizmetkâr[/B]: hizmetçi[/TD] [TD][B]hüceyrât-ı bedeniye[/B]: vücuttaki hücreler[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kamer[/B]: ay[/TD] [TD][B]kanun-u kerem[/B]: cömertlik ve ikram etme kanunu (bk. ḳ-n-n; k-r-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kerîmane[/B]: lütufkâr ve cömert bir şekilde (bk. k-r-m)[/TD] [TD][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]levazımat-ı hayatiye[/B]: hayat için gerekli şeyler (bk. ḥ-y-y)[/TD] [TD][B]mahlûkat[/B]: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]masnu[/B]: san’at eseri varlık (bk. ṣ-n-a)[/TD] [TD][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mevcudat-ı müteâvine[/B]: birbiriyle yardımlaşan varlıklar (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]muavenet[/B]: yardımlaşma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mâ[/B]: su[/TD] [TD][B]namus-u şefkat[/B]: şefkat kanunu (bk. n-m-s; ş-f-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nebâtât[/B]: bitkiler[/TD] [TD][B]sadâ-yı hâcet[/B]: ihtiyaç sesi (bk. ḥ-v-c)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]seyyid[/B]: efendi[/TD] [TD][B]taht-ı tasarruf[/B]: tasarrufu altında (bk. ṣ-r-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]takviye[/B]: kuvvetlendirme[/TD] [TD][B]teavün[/B]: yardımlaşma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tecâvüb[/B]: birbirinin ihtiyacına cevap verme (bk. c-v-b)[/TD] [TD][B]tesanüd[/B]: dayanışma (bk. s-n-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]umum[/B]: bütün[/TD] [TD][B]yektâ[/B]: tek, eşsiz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zemin[/B]: yeryüzü[/TD] [TD][B]zerrât[/B]: zerreler, atomlar[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ziya[/B]: ışık[/TD] [TD][B]zîhayat[/B]: hayat sahibi, canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âzâ-yı beden[/B]: vücut organları[/TD] [TD][B]şuursuz[/B]: bilinçsiz (bk. ş-a-r)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst