Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 267697" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuzuncu Söz - Sayfa 725</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">hayretfezâdır. O ene, mahiyetinin bilinmesiyle, o garip muammâ, o acip tılsım olan ene açılır ve kâinat tılsımını ve âlem-i vücubun künûzunu dahi açar. Şu meseleye dair, Şemme isminde bir risale-i Arabiyemde şöyle bahsetmişiz ki:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Âlemin miftahı insanın elindedir ve nefsine takılmıştır. Kâinat kapıları zâhiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır. Cenâb-ı Hak, emanet cihetiyle, insana “ene” namında öyle bir miftah vermiş ki, âlemin bütün kapılarını açar. Ve öyle tılsımlı bir enaniyet vermiş ki, Hallâk-ı Kâinatın künûz-u mahfiyesini onunla keşfeder. Fakat ene, kendisi de gayet muğlâk bir muammâ ve açılması müşkül bir tılsımdır. Eğer onun hakikî mahiyeti ve sırr-ı hilkati bilinse, kendisi açıldığı gibi kâinat dahi açılır. Şöyle ki:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Sâni-i Hakîm, insanın eline, emanet olarak, rububiyetinin, sıfât ve şuûnâtının hakikatlerini gösterecek, tanıttıracak işârat ve nümuneleri câmi’ bir ene vermiştir—tâ ki, o ene bir vahid-i kıyasî olup, evsâf-ı Rububiyet ve şuûnât-ı Ulûhiyet bilinsin. Fakat vahid-i kıyasî, bir mevcud-u hakikî olmak lâzım değil. Belki, hendesedeki farazî hatlar gibi, farz ve tevehhümle bir vahid-i kıyasî teşkil edilebilir; ilim ve tahakkukla hakikî vücudu lâzım değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>Sual: </em></strong>Niçin Cenâb-ı Hakkın sıfât ve esmâsının marifeti enaniyete bağlıdır?<em>Elcevap:</em> Çünkü, mutlak ve muhit birşeyin hududu ve nihayeti olmadığı için, ona bir şekil verilmez; ve üstüne bir suret ve bir taayyün vermek için hükmedilmez, mahiyeti ne olduğu anlaşılmaz. Meselâ, zulmetsiz, daimî bir ziya bilinmez ve hissedilmez. Ne vakit hakikî veya vehmî bir karanlıkla bir hat çekilse, o vakit bilinir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, Cenâb-ı Hakkın, ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esmâsı</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hakîm</strong>: herşeyi hikmetle yapan Allah (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hallâk-ı Kâinat</strong>: kâinatı ve içindeki herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Rahîm</strong>: rahmeti herşeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Rububiyet</strong>: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâni-i Hakîm</strong>: herşeyi hikmetle ve san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>acip</strong>: hayret verici, şaşırtıcı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>câmi’</strong>: içine alan (bk. c-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daimî</strong>: sürekli, devamlı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>emanet</strong>: başka varlıkların yüklenmekten korkup da insanın yüklendiği İlâhî görev (bk. e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>enaniyet</strong>: ben, benlik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ene</strong>: ben</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>evsaf-ı Rububiyet</strong>: rububiyetin vasıfları, nitelikleri (bk. v-ṣ-f; r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>farazî</strong>: hayalî, var sayılmış</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>farz</strong>: varsayım</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek mahiyet, içyüz, esas (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikaten</strong>: gerçekte (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek ve doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hendese</strong>: geometri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hudud</strong>: sınır</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>işârat</strong>: işaretler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>keşfetmek</strong>: gizli birşeyi ortaya çıkarmak (bk. k-ş-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>künûz</strong>: hazineler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>künûz-u mahfiye</strong>: gizli hazineler</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahiyet</strong>: öz nitelik, özellik, esas</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>marifet</strong>: bilme ve tanıma (bk. a-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevcud-u hakikî</strong>: gerçek varlık (bk. v-c-d; ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>miftah</strong>: anahtar</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muammâ</strong>: anlaşılması ve çözülmesi güç şey</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhit</strong>: kapsamlı, her tarafı kuşatan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mutlak</strong>: kayıtsız, sınırsız (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muğlak</strong>: anlaşılması zor şey</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müşkül</strong>: zor</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nam</strong>: ad</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nefs</strong>: insanın kendisi (bk. n-f-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nihayet</strong>: son</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nümune</strong>: örnek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>risale-i Arabiye</strong>: Arapça kitap (bk. r-s-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sıfât</strong>: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sırr-ı hilkat</strong>: yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>taayyün</strong>: belirlenme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tahakkuk</strong>: gerçekleşme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tevehhüm</strong>: zannetme, varsayma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>teşkil edilmek</strong>: meydana getirilmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tılsım</strong>: sır, gizli gerçek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tılsım-ı hayretfezâ</strong>: hayret verici sır</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tılsımlı</strong>: sırlı, gizemli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vahid-i kıyasî</strong>: ölçü birimi (bk. v-ḥ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vehmî</strong>: varsayılan, olmadığı halde var kabul edilen</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zulmet</strong>: karanlık (bk. ẓ-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zâhiren</strong>: görünürde (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem</strong>: evren, kâinat (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlem-i vücub</strong>: Allah’ın zât, sıfat ve isimlerini ifade eden âlem (bk. a-l-m; v-c-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Şemme</strong>: Mesnevî-i Nûriye’de yer almaktadır</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuûnât</strong>: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait kutsal özellikler (bk. ş-e-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuûnât-ı Ulûhiyet</strong>: ilâhlığın şe’nleri, kutsal özellikleri (bk. ş-e-n; e-l-h)</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 267697, member: 1"] [b]Otuzuncu Söz - Sayfa 725[/b] [FONT=tahoma]hayretfezâdır. O ene, mahiyetinin bilinmesiyle, o garip muammâ, o acip tılsım olan ene açılır ve kâinat tılsımını ve âlem-i vücubun künûzunu dahi açar. Şu meseleye dair, Şemme isminde bir risale-i Arabiyemde şöyle bahsetmişiz ki: Âlemin miftahı insanın elindedir ve nefsine takılmıştır. Kâinat kapıları zâhiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır. Cenâb-ı Hak, emanet cihetiyle, insana “ene” namında öyle bir miftah vermiş ki, âlemin bütün kapılarını açar. Ve öyle tılsımlı bir enaniyet vermiş ki, Hallâk-ı Kâinatın künûz-u mahfiyesini onunla keşfeder. Fakat ene, kendisi de gayet muğlâk bir muammâ ve açılması müşkül bir tılsımdır. Eğer onun hakikî mahiyeti ve sırr-ı hilkati bilinse, kendisi açıldığı gibi kâinat dahi açılır. Şöyle ki: Sâni-i Hakîm, insanın eline, emanet olarak, rububiyetinin, sıfât ve şuûnâtının hakikatlerini gösterecek, tanıttıracak işârat ve nümuneleri câmi’ bir ene vermiştir—tâ ki, o ene bir vahid-i kıyasî olup, evsâf-ı Rububiyet ve şuûnât-ı Ulûhiyet bilinsin. Fakat vahid-i kıyasî, bir mevcud-u hakikî olmak lâzım değil. Belki, hendesedeki farazî hatlar gibi, farz ve tevehhümle bir vahid-i kıyasî teşkil edilebilir; ilim ve tahakkukla hakikî vücudu lâzım değildir. [B][I]Sual: [/I][/B]Niçin Cenâb-ı Hakkın sıfât ve esmâsının marifeti enaniyete bağlıdır?[I]Elcevap:[/I] Çünkü, mutlak ve muhit birşeyin hududu ve nihayeti olmadığı için, ona bir şekil verilmez; ve üstüne bir suret ve bir taayyün vermek için hükmedilmez, mahiyeti ne olduğu anlaşılmaz. Meselâ, zulmetsiz, daimî bir ziya bilinmez ve hissedilmez. Ne vakit hakikî veya vehmî bir karanlıkla bir hat çekilse, o vakit bilinir. İşte, Cenâb-ı Hakkın, ilim ve kudret, Hakîm ve Rahîm gibi sıfât ve esmâsı [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Hakîm[/B]: herşeyi hikmetle yapan Allah (bk. ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Hallâk-ı Kâinat[/B]: kâinatı ve içindeki herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; k-v-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Rahîm[/B]: rahmeti herşeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-ḥ-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Rububiyet[/B]: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Sâni-i Hakîm[/B]: herşeyi hikmetle ve san’atla yaratan Allah (bk. ṣ-n-a; ḥ-k-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]acip[/B]: hayret verici, şaşırtıcı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]câmi’[/B]: içine alan (bk. c-m-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]daimî[/B]: sürekli, devamlı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]emanet[/B]: başka varlıkların yüklenmekten korkup da insanın yüklendiği İlâhî görev (bk. e-m-n)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]enaniyet[/B]: ben, benlik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ene[/B]: ben[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]evsaf-ı Rububiyet[/B]: rububiyetin vasıfları, nitelikleri (bk. v-ṣ-f; r-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]farazî[/B]: hayalî, var sayılmış[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]farz[/B]: varsayım[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek mahiyet, içyüz, esas (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakikaten[/B]: gerçekte (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek ve doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hendese[/B]: geometri[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hudud[/B]: sınır[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]işârat[/B]: işaretler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]keşfetmek[/B]: gizli birşeyi ortaya çıkarmak (bk. k-ş-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]künûz[/B]: hazineler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]künûz-u mahfiye[/B]: gizli hazineler[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mahiyet[/B]: öz nitelik, özellik, esas[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]marifet[/B]: bilme ve tanıma (bk. a-r-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mevcud-u hakikî[/B]: gerçek varlık (bk. v-c-d; ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]miftah[/B]: anahtar[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muammâ[/B]: anlaşılması ve çözülmesi güç şey[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muhit[/B]: kapsamlı, her tarafı kuşatan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mutlak[/B]: kayıtsız, sınırsız (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muğlak[/B]: anlaşılması zor şey[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müşkül[/B]: zor[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nam[/B]: ad[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nefs[/B]: insanın kendisi (bk. n-f-s)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nihayet[/B]: son[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nümune[/B]: örnek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]risale-i Arabiye[/B]: Arapça kitap (bk. r-s-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sıfât[/B]: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sırr-ı hilkat[/B]: yaratılış sırrı (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]taayyün[/B]: belirlenme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tahakkuk[/B]: gerçekleşme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tevehhüm[/B]: zannetme, varsayma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]teşkil edilmek[/B]: meydana getirilmek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tılsım[/B]: sır, gizli gerçek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tılsım-ı hayretfezâ[/B]: hayret verici sır[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tılsımlı[/B]: sırlı, gizemli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vahid-i kıyasî[/B]: ölçü birimi (bk. v-ḥ-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vehmî[/B]: varsayılan, olmadığı halde var kabul edilen[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zulmet[/B]: karanlık (bk. ẓ-l-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zâhiren[/B]: görünürde (bk. ẓ-h-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlem[/B]: evren, kâinat (bk. a-l-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âlem-i vücub[/B]: Allah’ın zât, sıfat ve isimlerini ifade eden âlem (bk. a-l-m; v-c-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Şemme[/B]: Mesnevî-i Nûriye’de yer almaktadır[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şuûnât[/B]: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait kutsal özellikler (bk. ş-e-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şuûnât-ı Ulûhiyet[/B]: ilâhlığın şe’nleri, kutsal özellikleri (bk. ş-e-n; e-l-h)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst