Paha Biçilmez Öğütler...

Huseyni

Müdavim
Ecel gelmeden yapabileceklerinizin en hayırlısını yapınız. Sizden öncekilerden ibret alın.

Dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatma ustası şeytan da, Allah’ın azabını unutturup sadece affına güvendirerek sizi isyana sevk etmesin.

Çalışın, fakat gaflete düşmeyin. Siz gaflete düşseniz de sizin yaptıklarınızdan gaflet edilmez. Dünyaya Allah’ın önem verdiği kadar önem veriniz.

“Mal ve evlâtlar dünya hayatının süsüdür. Bâki kalan salih ameller ise, Rabbinizin katında sevapça daha hayırlı ve ümit bağlamaya daha lâyıktır.” (Kehf Sûresi: 46.)

Yukarıya aldığımız bu ifadeler halife seçilir seçilmez Hz. Osman’ın (ra) halka yaptığı konuşma içerisinde yer alan cümlelerden bir kısmı. Niceleri yüksek bir makama geldiklerinde sevinçten âdeta kendilerini kaybederler. Ama Hz. Osman (ra), değil sevinçten kendinden geçmek ağır bir yükün altına girmenin ezikliği içerisinde idi, tasalıydı.

Yine niceleri yüksek mevkilere geldiklerinde gaflete dalar, gevşer, sorumluluktan uzaklaşırlar. Hz. Osman (ra) ise tam tersi ciddiyetle görevine sarılmış, gaflete düşmediği gibi gaflete düşülmemesi için gerekli uyarılarda bulunmuştu.

Hatırlattığı hakikatler son derece önemli. Elmas değerindeki ömür sermayesi ecelle sona eriyor. Ecel ise gizli. O halde ömrünü bugün bilip elinden gelenleri, hem de en güzelleriyle yapmalı insan. Hayat, hata ve kusurlarla doludur. Hata ve kusurdan uzak kalan veya en az hata yapanlar, geçmişten ibret almasını bilenlerdir. Dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğu bilindiği halde insan bu oyuna kapılıp günah ve haramlara dalıp ölümle gözünü açar, ama iş işten geçmiş olur.

Şeytan da insanı Allah’ın affedici olduğunu hatırlatarak günahlara daldırır. Artık günahlara öylesine alışır ki, dönme, pişman olup terk etme imkânı bulamadan ecel cellâdı gelip yakasına yapışabilir. Bir âyette de belirtildiği gibi Allah tövbe edenleri affedici olduğu kadar günahta ısrar edenlere karşı da Aziz-i Cebbar’dır.

Gaflet de gerçekten dikkat edilmesi gereken çok önemli bir noktadır. İnsan gaflete dalıp dünyada bulunuş sırrını unutur, ebedî kalacakmışcasına dünyaya bağlanır, asıl gideceği vatan için hazırlık yapması gerekirken unutur. Bir de bakar ki hayat bitivermiş.

Bu öğütlerden istifade edeceğimiz çok noktalar var.

Şaban DÖĞEN
18.07.2009
Yeniasya
 

Huseyni

Müdavim
Ecel gelmeden yapabileceklerinizin en hayırlısını yapınız. Sizden öncekilerden ibret alın.

Dünya hayatı sizi aldatmasın. Aldatma ustası şeytan da, Allah’ın azabını unutturup sadece affına güvendirerek sizi isyana sevk etmesin.

Çalışın, fakat gaflete düşmeyin. Siz gaflete düşseniz de sizin yaptıklarınızdan gaflet edilmez. Dünyaya Allah’ın önem verdiği kadar önem veriniz.

“Mal ve evlâtlar dünya hayatının süsüdür. Bâki kalan salih ameller ise, Rabbinizin katında sevapça daha hayırlı ve ümit bağlamaya daha lâyıktır.” (Kehf Sûresi: 46.)
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member

Aziz ve sevgili evlâdım!

Allahu Teâlâ ömrünü ibadet ve itaat üzerinde uzun etsin ve seni sevdiklerinin ayırmasın.

Gerçek nasihat;

peygamberlik nurunun , kaynağı Hz. Peygamber'e (s.a.v) ait olan ve ondan alınıp yazılanlardır. Eğer onlardan nasiplendiysen benim nasihatlerime ne ihtiyacın var! Şayet onlardan bir şey elde edemediysen bana söyle, bu kadar sene neyi tahsil ettin?

EY OĞUL!

Resûlullah Efendimizin (s.a.v) ümmetine yaptığı nasihatlerden birisi şudur:

"Allahu Teâlâ'nm kulundan yüz çevirmesinin alâmeti; onun kendisini ilgilendirmeyen boş şeylerle meşgul olmasıdır."

Eğer bir insanın ömrünün bir saati, yaratılma gayesi olan Hakk'ın rızâsının dışında ge-çerse, o kimse bu saati için uzun süre hasret ve pişmanlık çekecektir. Bir hâdis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

Bu mânayı destekleyen bir hadis için bkz: Tirmizî,
Zühd, 11; İbn Mâce, Fiten, 12; Mâlik, el-Muvatta, Hüs-
nü'l-Huluk,


"Kırk yaşını geçtiği hâlde, iyilikleri kötülüklerine galip gelmeyen kimse, cehenneme hazırlansın."

İlim ehline nasihat olarak bu yeter!


İMAM GAZALİ
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Ey evlat!

Allah'ın rahmeti boldur; ümit kesme, herkese yeter.

Sana da yeter. Yaptığın günah kirini yıka, tevbe suyu ile olsun, gözyaşı ile olsun. Din libası kirden böyle kurtulur.
Tevbe üzerinde dur. İhlâsı bırakma. O güzelim din libasını kokula. Buhur saç, marifet ıtrını dök. Bulunduğun makam mühimdir.

Her ne zaman Hak’tan ayrı duracak olsan, yırtıcılar seni kapmaya kalkar. Eziyetli işler seni yıkar, viraneye çevirir. Böyle bir şey olursa hemen Hakk'a dön. Kalbini O'nun canibine yönelt. Tabiî heva ve şehvet hırsı ile yiyip içme.

Her yediğin ve içtiğin şeye iki şahit bul; biri Kitap, öbürü de Sünnet olsun. Her hâlinde, Allah'ın emri ve Peygamber’in âdeti önderin olsun.

Bunların sonunda iki şahit daha var; onlar da, kalbin ve Hak fiilleri. Bunları da iste; ara ve bul. Bir iş yapacağında, Kitap ve Sünnet izin verirse yap, kalbine de sor.

Ondan izin müspet olunca Hak fiilinin tecellisini ara. Bunlarla yapacağın işi iyi bilirsin. Aksi hâlde, yaptığını ve yapacağını şaşırırsın. Gece odun toplayan gibi olmayı isteme. Elini attığın zaman, ne alacağını bil.

Baş vurduğun nesneyi de bil. Hakk'a mı koşuyorsun, yoksa halka mı? Hak olarak gidersin; mahlûkla karşılaşırsın. Önce tahkikini yap, sonra koş.

Bu saydıklarımız, sadece temenni ile gelmez. Yapmacık hareketler ve zor bunu bozar. Bu bir hâldir. Sahibi tarafından kalbe konur; kalbin sahibi Allah'tır. Amelle belli olur. Kalpte olan dışa vurur.

Kalpte bir şey varsa dışta iyi iş görünür. Allah için yapılmayan iş kalbin boş olduğunu gösterir. Her işin Allah rızası için olduğu bilinmeli.

ABDULKADİR GEYLANİ (K.S.)
 
Üst