Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 174361" data-attributes="member: 15919"><p><strong>İç Barışa Önem Vermesi</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong>İ</strong></span></span></span><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red"><strong>ç Barışa Önem Vermesi</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong>Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), iç barışa fevkalâde önem vermiş, ihtilâfları anında bastırmaya çalışmış dargınları barıştırmış, kavgaları önlemiştir. Peygamberimiz (s.a.s.)’in bildirdiğine göre Allah en çok sulh olmaya yanaşmayan inatçı hasım kişiye buğzeder.<span style="color: #0000ff">(1)</span>Şu da enteresandır ki, Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): <span style="color: red">“insanların aralarını bulmak için aslı olmadığı halde bir hayrı söyleyen”</span>in yalancı sayılmayacağını belirtmiştir.<span style="color: #0000ff">(2)</span></strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Bu konuyu Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in, iç barışı sağlamak ve insanların arasını ıslah ile alâkalı çalışmalarından bazı misalleri naklederek tamamlayalım:</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Müreysî Gazâsı’nda aynı adla anılan kuyu başında, Ensardan bir zat ile Muhacirlerden biri arasında bir münâkaşa çıkmıştı. Her iki taraf da yardımcılar çağırınca iş alevlenmişti. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Ortalıkta neredeyse bir kavga çıkacaktı Münafıklar da bu münâkaşayı körüklüyorlar, esasen öteden beri arzu ettikleri bir kavgayı başlatmak istiyorlardı. Peygamberimiz (s.a.s.) hâdiseden haber alır almaz hemen oraya gitmiş ve iki tarafı barıştırmıştı.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Kubalılardan Amr b. Avf oğulları arasında kavga çıkmıştı. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong>Hatta birbirlerine taş atmışlardı. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Hazretleri ashabdan Übeyy b. Kâ’b (r.a) ve Süheyl b. Beyzâ (r.a) gibi bazı zatları da yanına alarak hâdise yerine gitti. Anlaşmazlığı önlemeye ve kavgayı yatıştırmaya çalıştı. Hatta bu sırada namaz vakti girmişti ve Hz. Bilâl (r.a) ezan okumuştu. Biraz beklendiği hâlde Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Hazretleri hâlâ gelmeyince Hz. Bilâl (r.a), Ebu Bekir (r.a)’a hitaben: <span style="color: red">“Rasûlullâh (s.a.s.) insanların arasını ıslâh ile meşgul, istersen namazı sen kıldırıver..”</span> dedi. O da namaza durdu. Sonra Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) namaza gelip birinci safa durdu. Hz. Ebu Bekir (r.a) geri çekildi ve mihraba Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) geçerek namazı kıldırdı.<span style="color: #0000ff">(3)</span></strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Görüldüğü gibi Rasûlullâh (s.a.s.), namazın bir süre gecikmesini göze almış, fakat Müslümanlar arasındaki kavgayı sona erdirme çalışmasını terk etmemiştir. Bu işi halletmiş ve sonra namaza gelmiştir. Bu, Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Hazretlerinin iç barışa ne kadar önem verdiğini göstermektedir.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Birgün Hz. Peygamber (s.a.s.), kendi evinin önünde bir alacak davasından hasımların yüksek sesle tartıştıklarını duydu. Borçlu, alacaklıya, alacağının bir kısmını bağışlamasını istiyor; alacaklı ise: “Vallahi bağışlamam!” diye yemin edip duruyordu.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Hz. Peygamber (s.a.s.) derhâl hâdiseye müdahale etti ve neticede alacaklı, alacağının yarısını bağışladı, diğeri de geri kalan yarısını verdi. Böylece kavgaya dönüşme ihtimali olan bir tartışma Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s.)’in araya girmesiyle derhâl önlenmiş oldu.<span style="color: #0000ff">(4)</span> </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Hudeybiye Andlaşmasındaki bir maddeye göre Rasûlullah (s.a.s.), ertesi yıl Mekke’ye ashabıyla gelebilecek ve üç gün içinde Umre ziyaretini yapabilecekti, öyle de yaptı. Umreden dönüşünde önüne çıkan ve <span style="color: red">“Amcacığım!”</span> diyen Hz. Hamza’nın kızını Medine’ye götürdü. Medine’ye varınca bu kızcağızı eve götürüp onun bakımını üstlenmek hususunda Hz. Ali (r.a), Hz. Ca’fer ve Hz. Zeyd b. Harise (r.a) arasında tartışma çıktı. Hz. Ali: <span style="color: red">“O, benim amcamın kızıdır!”</span> diyordu. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Hz. Ca’fer (r.a) de böyle diyor ve “Ayrıca teyzesi benim nikâhım altındadır!” diye ekliyordu. Zeyd b. Harise (r.a) ise “O benim kardeşimin kızıdır, bana herkesten daha yakındır” diyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) sağlığında Hz. Hamza ile Zeyd’i (r.a) kardeş ilân etmişti.</strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong>Hz. Peygamber (s.a.s.) teyzesi nikâhı altında bulunduğu için kız çocuğunun bakımını Hz. Ca’fer (r.a)’e verdi. Ve bu üç zattan her biri hakkında iltifatta bulundu.<span style="color: #0000ff">(5)</span></strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="font-size: 15px"><strong>Bir defasında her nasılsa Ebu Zerr-i Gıfârî Hazretleri, Bilâl-i Habeşî Hazretlerini: “Kara kadının oğlu!” diye ayıplamıştı. </strong></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong>Bu söz Peygamberimiz (s.a.s.)e ulaşınca, Ebu Zerr’i: <span style="color: red">“Ey Ebu Zerr! Sen onu anasından dolayı ayıplıyorsun öyle mi? Demek ki, sen içinde hâlâ câhiliye ahlâkı kalmış bir kişi imişsin!”</span> diye azarladı. Ebu Zerr (r.a) söylediği o sözden o kadar pişman oldu ki, yanağını yere koyarak: <span style="color: red">“Bilâl (r.a), ayağıyla yanağıma basmadıkça, yanağımı yerden kaldırmayacağım!”</span> diyerek özür diledi. Hz. Bilâl (r.a), bunu yapmadan da özrünü kabul edeceğini söylemişse de Ebu Zerr Hazretlerinin ısrarı karşısında yanağına basmak zorunda kaldı<span style="color: blue">.(6)</span> </strong></span></span></p><p></p><p></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(1)Mansur Ali Nasıf, et—Tacül-Camiu Li’l-Usul Fi Ahâdisi’r-Resul, mtc. Bekir Sadak, III, 138 (Buhâri-Müslim). </strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(2) Tecrid, VIII, 111/1156.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(3) Tecrid, VIII, 114-115/1157.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(4) Tecrid, VIII, 129/1160.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(5) Tecrid, VIII. 119/1158.</strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: teal"><strong>(6) Tecrid, I,-42 vd.</strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 174361, member: 15919"] [b]İç Barışa Önem Vermesi[/b] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red][B]İ[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Century Gothic][SIZE=4][COLOR=red][B]ç Barışa Önem Vermesi[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][FONT=Century Gothic][B]Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), iç barışa fevkalâde önem vermiş, ihtilâfları anında bastırmaya çalışmış dargınları barıştırmış, kavgaları önlemiştir. Peygamberimiz (s.a.s.)’in bildirdiğine göre Allah en çok sulh olmaya yanaşmayan inatçı hasım kişiye buğzeder.[COLOR=#0000ff](1)[/COLOR]Şu da enteresandır ki, Rasûl-i Ekrem (s.a.s.): [COLOR=red]“insanların aralarını bulmak için aslı olmadığı halde bir hayrı söyleyen”[/COLOR]in yalancı sayılmayacağını belirtmiştir.[COLOR=#0000ff](2)[/COLOR][/B][/FONT][/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Bu konuyu Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in, iç barışı sağlamak ve insanların arasını ıslah ile alâkalı çalışmalarından bazı misalleri naklederek tamamlayalım:[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Müreysî Gazâsı’nda aynı adla anılan kuyu başında, Ensardan bir zat ile Muhacirlerden biri arasında bir münâkaşa çıkmıştı. Her iki taraf da yardımcılar çağırınca iş alevlenmişti. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Ortalıkta neredeyse bir kavga çıkacaktı Münafıklar da bu münâkaşayı körüklüyorlar, esasen öteden beri arzu ettikleri bir kavgayı başlatmak istiyorlardı. Peygamberimiz (s.a.s.) hâdiseden haber alır almaz hemen oraya gitmiş ve iki tarafı barıştırmıştı.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Kubalılardan Amr b. Avf oğulları arasında kavga çıkmıştı. [/B][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][FONT=Century Gothic][B]Hatta birbirlerine taş atmışlardı. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Hazretleri ashabdan Übeyy b. Kâ’b (r.a) ve Süheyl b. Beyzâ (r.a) gibi bazı zatları da yanına alarak hâdise yerine gitti. Anlaşmazlığı önlemeye ve kavgayı yatıştırmaya çalıştı. Hatta bu sırada namaz vakti girmişti ve Hz. Bilâl (r.a) ezan okumuştu. Biraz beklendiği hâlde Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Hazretleri hâlâ gelmeyince Hz. Bilâl (r.a), Ebu Bekir (r.a)’a hitaben: [COLOR=red]“Rasûlullâh (s.a.s.) insanların arasını ıslâh ile meşgul, istersen namazı sen kıldırıver..”[/COLOR] dedi. O da namaza durdu. Sonra Hz. Peygamberimiz (s.a.s.) namaza gelip birinci safa durdu. Hz. Ebu Bekir (r.a) geri çekildi ve mihraba Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) geçerek namazı kıldırdı.[COLOR=#0000ff](3)[/COLOR][/B][/FONT][/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Görüldüğü gibi Rasûlullâh (s.a.s.), namazın bir süre gecikmesini göze almış, fakat Müslümanlar arasındaki kavgayı sona erdirme çalışmasını terk etmemiştir. Bu işi halletmiş ve sonra namaza gelmiştir. Bu, Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) Hazretlerinin iç barışa ne kadar önem verdiğini göstermektedir.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Birgün Hz. Peygamber (s.a.s.), kendi evinin önünde bir alacak davasından hasımların yüksek sesle tartıştıklarını duydu. Borçlu, alacaklıya, alacağının bir kısmını bağışlamasını istiyor; alacaklı ise: “Vallahi bağışlamam!” diye yemin edip duruyordu.[/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Hz. Peygamber (s.a.s.) derhâl hâdiseye müdahale etti ve neticede alacaklı, alacağının yarısını bağışladı, diğeri de geri kalan yarısını verdi. Böylece kavgaya dönüşme ihtimali olan bir tartışma Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s.)’in araya girmesiyle derhâl önlenmiş oldu.[COLOR=#0000ff](4)[/COLOR] [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Hudeybiye Andlaşmasındaki bir maddeye göre Rasûlullah (s.a.s.), ertesi yıl Mekke’ye ashabıyla gelebilecek ve üç gün içinde Umre ziyaretini yapabilecekti, öyle de yaptı. Umreden dönüşünde önüne çıkan ve [COLOR=red]“Amcacığım!”[/COLOR] diyen Hz. Hamza’nın kızını Medine’ye götürdü. Medine’ye varınca bu kızcağızı eve götürüp onun bakımını üstlenmek hususunda Hz. Ali (r.a), Hz. Ca’fer ve Hz. Zeyd b. Harise (r.a) arasında tartışma çıktı. Hz. Ali: [COLOR=red]“O, benim amcamın kızıdır!”[/COLOR] diyordu. [/B][/SIZE][/FONT] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Hz. Ca’fer (r.a) de böyle diyor ve “Ayrıca teyzesi benim nikâhım altındadır!” diye ekliyordu. Zeyd b. Harise (r.a) ise “O benim kardeşimin kızıdır, bana herkesten daha yakındır” diyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.) sağlığında Hz. Hamza ile Zeyd’i (r.a) kardeş ilân etmişti.[/B][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][FONT=Century Gothic][B]Hz. Peygamber (s.a.s.) teyzesi nikâhı altında bulunduğu için kız çocuğunun bakımını Hz. Ca’fer (r.a)’e verdi. Ve bu üç zattan her biri hakkında iltifatta bulundu.[COLOR=#0000ff](5)[/COLOR][/B][/FONT][/SIZE] [FONT=Century Gothic][SIZE=4][B]Bir defasında her nasılsa Ebu Zerr-i Gıfârî Hazretleri, Bilâl-i Habeşî Hazretlerini: “Kara kadının oğlu!” diye ayıplamıştı. [/B][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][FONT=Century Gothic][B]Bu söz Peygamberimiz (s.a.s.)e ulaşınca, Ebu Zerr’i: [COLOR=red]“Ey Ebu Zerr! Sen onu anasından dolayı ayıplıyorsun öyle mi? Demek ki, sen içinde hâlâ câhiliye ahlâkı kalmış bir kişi imişsin!”[/COLOR] diye azarladı. Ebu Zerr (r.a) söylediği o sözden o kadar pişman oldu ki, yanağını yere koyarak: [COLOR=red]“Bilâl (r.a), ayağıyla yanağıma basmadıkça, yanağımı yerden kaldırmayacağım!”[/COLOR] diyerek özür diledi. Hz. Bilâl (r.a), bunu yapmadan da özrünü kabul edeceğini söylemişse de Ebu Zerr Hazretlerinin ısrarı karşısında yanağına basmak zorunda kaldı[COLOR=blue].(6)[/COLOR] [/B][/FONT][/SIZE] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](1)Mansur Ali Nasıf, et—Tacül-Camiu Li’l-Usul Fi Ahâdisi’r-Resul, mtc. Bekir Sadak, III, 138 (Buhâri-Müslim). [/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](2) Tecrid, VIII, 111/1156.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](3) Tecrid, VIII, 114-115/1157.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](4) Tecrid, VIII, 129/1160.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](5) Tecrid, VIII. 119/1158.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=teal][B](6) Tecrid, I,-42 vd.[/B][/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Sünneti
Peygamber Efendimiz(S.A.V)'in Örnek Ahlakı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst