Normal
Salatın ayet içinde geçen manası meallerdede olduğu gibi rahmet olarak düşünülürse o zaman hiç sorun kalmıyor. Allah cc. ve melekleri insana rahmet eder yani şefkat eder demektir. Ayetin sonundaki rahiyme, salat kelimesine atıf olabilir. Ki bu mana düşünüldüğünde hem meal yazan kıymetli alimlerimize muhalif bir görüş ortaya çıkmamış olur, hem de ayetin manasına zıt bir anlam çıkmamış olur. Daha önemli bir konu ise şudur ki;Bizler ayetleri kendi kabiliyetlerimiz kadar düşünebilir, hatta kendimizce yorum yapabiliriz. Tefekkürde sınır yoktur. Ancak tam anlamıyla meali yapılmamış Kur'an ayetlerini sırf kendi mantık ve mizanlarımızla kıyas edip, "bunun manası kesin olarak şudur" demek doğru olmaz. Çünkü ayetlerin tefsirini yapabilmek için ayetlerin tamamına aşina ve vakıf olmak gerektir. Çünkü Üstad her bir ayetin diğer bütün ayetlere müteveccih bir yüzü ve bakar gözü olduğunu söylüyor. Yani bir ayeti Kur'anın içinden alıp "manası şudur" diyebilmek için o ayetin ilişkili olduğu (yani Kur'anın tamamı) bütün ayetleri de bilmek ve onlara vakıf olmak gerekir. Hatta bütün ayetlere vakıf olsak bile, öncelik başta Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselamın hadislerine aittir. Sonra bu yolda itibar görmüş ulemanın görüşlerine bakılır. Bütün bunlara rağmen kendi ilmimize kalırsa, o zaman "ben böyle anladım" diyebiliriz. Yoksa "kesin budur" demek sadeleştirme meraklılarının yaptığı gibi, Kur'an ayetlerinin manalarını daraltmak, bir kalıba sokmak olur.
Salatın ayet içinde geçen manası meallerdede olduğu gibi rahmet olarak düşünülürse o zaman hiç sorun kalmıyor. Allah cc. ve melekleri insana rahmet eder yani şefkat eder demektir. Ayetin sonundaki rahiyme, salat kelimesine atıf olabilir. Ki bu mana düşünüldüğünde hem meal yazan kıymetli alimlerimize muhalif bir görüş ortaya çıkmamış olur, hem de ayetin manasına zıt bir anlam çıkmamış olur.
Daha önemli bir konu ise şudur ki;
Bizler ayetleri kendi kabiliyetlerimiz kadar düşünebilir, hatta kendimizce yorum yapabiliriz. Tefekkürde sınır yoktur. Ancak tam anlamıyla meali yapılmamış Kur'an ayetlerini sırf kendi mantık ve mizanlarımızla kıyas edip, "bunun manası kesin olarak şudur" demek doğru olmaz. Çünkü ayetlerin tefsirini yapabilmek için ayetlerin tamamına aşina ve vakıf olmak gerektir. Çünkü Üstad her bir ayetin diğer bütün ayetlere müteveccih bir yüzü ve bakar gözü olduğunu söylüyor. Yani bir ayeti Kur'anın içinden alıp "manası şudur" diyebilmek için o ayetin ilişkili olduğu (yani Kur'anın tamamı) bütün ayetleri de bilmek ve onlara vakıf olmak gerekir. Hatta bütün ayetlere vakıf olsak bile, öncelik başta Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselamın hadislerine aittir. Sonra bu yolda itibar görmüş ulemanın görüşlerine bakılır. Bütün bunlara rağmen kendi ilmimize kalırsa, o zaman "ben böyle anladım" diyebiliriz. Yoksa "kesin budur" demek sadeleştirme meraklılarının yaptığı gibi, Kur'an ayetlerinin manalarını daraltmak, bir kalıba sokmak olur.