genc_kalem
Okumak,Yaþamaktýr
Peygamber Efendimizin 55 Vasiyeti
Derleyen ve Düzenleyen: Hamza Muhammed Salih Accac
Çeviren: Murat İnan
BİRİNCİ VASİYET
KELİME-İ TEVHİD’İN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عن اَبي هريرة ([FONT=mry_KacstQurn]ض[/FONT])[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قُلتُ يا رسولَ اللهِ مَنْ اَسعدُ الناسِ[/FONT][/FONT]
[FONT=mry_KacstQurn]بِشَفاعتِكَ يَومَ القيامةِ [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn] قال رسولُ اللهِ ([FONT=mry_KacstQurn]ص[/FONT]):"[FONT=mry_KacstQurn]لَقَدْ ظَننتُ يا ابا هريرةَ اَنْ لا يَسْاَلَنِي عَن هَذا الحديثِ اَحَدٌ اَوَّلَ مِنْكَ لِما رَاَيْتُ مِن حِرصِكَ عَلَى الحديثِ[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] اَسعدُ الناسِ بِشَفَاعَتِي يَوم القيامةِ مَن قَال : لَا اِلهَ اِلّا اللهُ خَالِصًا مِن قَلبِه اَوْ نَفْسِهِ[/FONT][/FONT]
Ebu Hureyre (R.A) şöyle anlatır: Dedim ki Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet günü şefaatine en layık olacak bahtiyar kimdir? Allah’ın Resulü (S.A.V) buyurdu: Ey Eba Hureyre, Senin hadise olan düşkünlüğünü bildiğim için senden önce bu soruyu bana kimsenin sormayacağından emindim. Kıyamet gününde insanlardan şefaatime en layık olan kişi kalbinden ya da içinden ihlâsla ‘La ilahe illallah’ diyen kişidir.
Kaynak: Buhari
Ravi: Ubade Bin Samit
[FONT=mry_KacstQurn]مَن شَهِد اَن لا الهَ الّا اللهُ وحدَه لا شريك له و ان محمدا عبده و رسوله، و اَن عيسى عبد الله و رسولُه و كلمتُه اَلقاها اِلى مريمَ و رُوح مِنه، و الجَنّة حَقّ، و النّار حقّ، اَدخلهُ اللهُ الجَنّةَ عَلى مَا كان عليْه مِن العَملِ[/FONT]
Anlamı: Kim ki Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna, İsa’nın Allah’ın kulu, elçisi ve Meryem’e ilka ettiği kelimesi ve de Allah’tan bir ruh olduğuna, Cennet’in ve Nar’ın hak olduğuna şahadet ederse Allah da onu yaptığı amel üzere Cennet’e kor.
Kaynak: Şeyhan, Tirmizi
[FONT=mry_KacstQurn]وزاده جنادة : " من ابواب الجنة الثّمانِيةِ اَيِّها شاءَ[/FONT]
Not: Bu hadisi şerife Cünade (R.A) şunu ilave eder: Cennet’in sekiz kapısından hangisini dilerse (oradan Cennet’e girer).
Kaynak: Lafız kendisinin olmak üzere Buhari ve Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]وفي اخرى لِمسلم :"مَن شَهد انْ لا الهَ الا الله و ان محمدا رسول الله حرم الله عليه النار[/FONT]
Müslim’den diğer bir rivayette şöyle geçer: Kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna şahadet ederse Allah ona ateşi haram kılar.
İKİNCİ VASİYET
TEVHİD HAKKINDA GENEL BİR ÖĞÜT
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابن عباس (ض) قال : كُنتُ خلف النبي (ص) يوما فقال: "يا غلامُ اِنّي اُعَلّمك كلماتٍ: اِحفظِ الله يحفظْكَ، اِحفظ الله تَجِده تجاهك، اِذا ساَلْتَ فَاسْال اللهَ، واذا اسْتعنْتَ فاسْتعِنْ باللهِ، واعْلم اَنّ الاُمّةَ لَو اجتمعَت علَى اَن ينفعوكَ بِشَيء لم ينفعوك الا بشيءٍ قَد كتَبه اللهُ لَكَ، و لو اجتمعوا على اَن يَضُرّوك بِشيء لم يضروك الا بِشيء قد كتبَه اللهُ عَليكَ، رُفِعَتِ الاَقْلامُ و جَفّت الصُّحُفُ[/FONT]
İbni Abbas’ın (R.A) şöyle dediği rivayet olunur: Bir gün Nebi (S.A.V)’in ardındaydım. Buyurdu ki: Ey çocuk, sana bazı kelimeler öğreteceğim. Allah’ı koru ki Allah da seni korusun. Allah’ı koru ki ( Allah’ın hakkını koru ) O’nu yanında bulasın. Bir şey isteyince Allah’tan iste. Yardım isteyince Allah’tan yardım iste. Bil ki tüm ümmet bir konuda sana yardım etmek üzere toplansalar, o, Allah’ın sana yazdığı bir şey değilse sana yardım edemezler. Yine Allah’ın sana yazdığı bir şey değilse sana zarar vermek için toplansalar zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.
Kaynak: Tirmizi kaydetmiş ve hasen, sahih bir hadistir demiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]وفي رواية غير الترمذي: " اِحفظ اللهَ تجِدْه اَمامَكَ، تَعَرّفْ الى الله في الرّخاء يَعْرِفك في الشِّدَّة، واعلم اَنّ ما اخطأك لم يكن ليصيبك، و ما اَصابك لمْ يكُن لِيخطِءَكَ، و اعْلم اَنّ النّصرَ مَعَ الصّبْرِ، و اَنّ الفرجَ مَعَ الكَربِ، و اَنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا[/FONT]
Tirmizi’nin dışında bir rivayette şöyle geçer: Allah’ı koru ki Onu yanında bulasın. Geniş zamanında Allah’ı hatırla ki sıkıntıda seni tanısın. Bil ki sana zarar veren şey sana musibet için değildir. Bil ki sana isabet eden şey de seni ziyana sokmak için değildir. Bil ki zafer sabırla beraberdir… Ve rahatlık sıkıntıyla beraberdir… Ve zorlukla beraber kolaylık vardır.
ÜÇÜNCÜ VASİYET
İLİM TALEBİNİN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عَن قَبِيصَةَ بن المُخارِقِ (ض) قال: اتيت رسول الله (ص) فقال: "يا قبيصة ما جاء بك؟ قلت: كبرت سنّي، ورَقّ عظمي فَاَتيتُك لِتُعَلِّمني ما ينفعُني اللهُ تعالى به، فقال:"يا قَبيصَة ما مررت بحجر و لا شجر و لا مدر الا استغفر لك، يا قبيصة اِذا صلّيتَ الصبح فقل ثلاثا: سبحان الله العظيم و بحمده، تُعاف من العَمى و الجُذام و الفَلج، يا قبيصة قل: اللهم اني اسألك مما عندك و اَفِض علَيَّ من فضلك، و انْشُر علَيّ من رحمتِك، و اَنْزِل علَيّ مِن بركاتِكَ[/FONT]
Kabisa bin Muharik’in şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V)’e geldim. Buyurdu ki: Seni ne getirdi ey Kabisa? Dedim ki: Yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi. Sana geldim ki bana bir şey öğretesin de Allah da onunla bana fayda versin. Buyurdu ki: “Ey Kabisa, hangi taşa, ağaca, yere uğrasan sana ( senin için ) istiğfar eder. Ey Kabisa, sabah namazını kılınca üç defa ‘Subhanallahil Azim ve Bi hamdihi’ dersen körlükten, cüzamdan ve felçten emin olursun. Ey Kabisa, de ki: Allah’ım, katında olanı istiyorum. Bana fazlından feyiz ver. Bana rahmetini yay. Bana bereketlerinden indir.”
Kaynak: İmam Ahmed
Bu değerli öğüt ilim talebinin onuruna delalet ediyor.
[FONT=mry_KacstQurn]جاءَ فيِ حديثِ ابيِ اَبِي الدّردَاءِ (ض) قال: سمعتُ رسولَ اللهِ (ص) يقول : "مَنْ سلَكَ طَريقًا يلتَمِسُ فيه عِلْمًا سهّل اللهُ لهُ طَرِيقًا الى الجَنّةِ، و اِنّ الْملائكةَ لتضعُ اجنِحَتهَا لِطَالب العِلْمِ رِضًا بِمَا يصْنَعُ، و اِنّ العالِمَ لَيَسْتغفِرُ لَه مَنْ فِي السمواتِ و من في الاَرْضِ حتّى الحِيطانِ في الماءِ ، و فضلُ العَالِمِ عَلى العابِدِ كفضل القمر على سائر الكواكبِ و اِنّ العُلماءَ ورثةُ الانبِياءِ، و اِنّ الانْبِياء لم يورِّثُوا دينارًا ولا درهَمًا اِنّما ورّثُوا العِلْمَ، فمَنْ اَخَذَهُ اَخَذَ بحظٍّ وافرٍ[/FONT]
Ebud-Derda (R.A)’ın Rasulullah (S.A.V)’i şöyle buyururken işittiği rivayet olunur: “Kim, içinde ilim aradığı bir yola girerse Allah ona Cennet^’e giden bir yol açar. Melekler yaptıklarından hoşlandıkları için kanatlarını ilim öğrencisine gererler. Sudaki balinalara kadar göklerde ve yerde ne varsa âlim için bağışlanma dilerler… Âlimin abide üstünlüğü ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Doğrusu âlimler peygamberlerin varisleridir. Âlimler ne dinar ne de dirhem miras bırakırlar. Onların mirası ilimdir. Kim o ilmi alırsa büyük bir nasip elde eder.”
Kaynak: Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, İbni Hibban Sahih’inde, Beyhaki
[FONT=mry_KacstQurn]و عن صفوان بن عسال المرادي (ض) قال: اتيت النبِيَّ (ص) و هو في المسجد مُتّكِئٌ عَلى بُرْدٍ له اَحْمر، فقُلتُ له: يا رسولَ اللهِ اِنِّي جِئْتُ اَطلبُ العِلمَ، فقال: "مَرحبًا بطالِب العلم، اِنّ طالبَ العلمِ تَحفّه الملائكةُ باَجنحتِها، ثُمّ يَركَب بعضُهم بعضا حتّى يَبلغوا السّماءَ الدنيا من مَحبّتِهم لِما يَطْلُب[/FONT]
Safvan bin Assal el-Muradi (R.A)’ın şöyle dediği rivayet olunur: Nebi (A.S)’a geldim. Mescitte kendisine ait kırmızı bir elbiseye yaslanmıştı. O (S.A.V)’e dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, ilim talebi için geldim. Buyurdu ki: Hoş geldin ey ilim arayan, Şüphesiz ki ilim talep eden kimseyi melekler kanatlarıyla kuşatırlar. Sonra talep ettiği şeye duydukları sevgiden dolayı dünya semasına erişene kadar üst üste yükselirler.
Kaynak: Ahmed, lafız kendisine ait olmak üzere sağlam isnatla Taberani, İbni Hibban Sahih’inde, sahih isnatlıdır diyerek Hakim.
DÖRDÜNCÜ VASİYET
SIKINTIYA DÜŞENE YARDIM ETMEK
[FONT=mry_KacstQurn]المُسْلِم اَخو المسلمِ، لا يظْلمهُ و لا يُسلِمه، من كان في حَاجة اَخيه كان اللهُ في حاجتِه، و منْ فَرّج عن مسلمٍ كُرْبةً فرّج اللهُ عنه بها كربةً من كُربِ يوم القيامة، و من ستر مسلما ستره الله يوم القيامة[/FONT]
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulüm etmez ve onu terk etmez. Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da Kıyamet Günü’nün sıkıntılarından birini ona yaşatmaz. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da Kıyamet Günü onun ayıbını örter.
Not: Bu hadisi şerifin üzerinde ittifak edilmiştir (müttefakun aleyh)
Ravi: Ebu Hureyre (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]مَن نفّس عن مسلم كُربة مِن كُرب الدنيا نفس الله عنه كربة من كرب يوم القيامة، و من يسر على معسر يسر الله عليه في الدنيا و الاخرة، و من ستر مسلما ستره الله في الدنيا و الاخرة، و الله في عون العبد ما كان العبد في عون اخيه، و من سلك طريقا يلتمس فيه علما سهل الله له به طريقا الى الجنة، و ما اجتمع قوم في بيت من بيوت الله تعالى يتلون كتاب الله و يتدارسونه بينهم اِلّا نزلت عليهم السّكينةُ وغَشيتهم الرحمةُ و حفّتهم الملائكة، و ذكرهم الله فيمن عنده، ومن بطّأ به عملُه، لم يسرع به نسبُه[/FONT]
Anlamı: Kim bir müminin dünya sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse Allah da Kıyamet günü bir sıkıntıyı ona yaşatmaz. Kim sıkıntı içindeki birine yardım ederse Allah da ona dünya ve Ahiret’te yardım eder. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da dünya ve Ahiret’te onun ayıbını örter. Kul kardeşine yardım ettiği sürece Allah da ona yardım eder. Kim içinde ilim aradığı bir yola girerse Allah da ona Cennet’e varan bir yol açar. Ne zaman bir topluluk Allah’ın evlerinden bir evde toplanıp, Allah’ın Kitabı’nı okuyup aralarında onu öğrenseler üzerlerine huzur iner. Rahmet onları kaplar ve melekler onlara kanat gerer. Allah onları nezdindekilere över. Onlar ameli ile itidal üzere davranıp soya sopa güvenerek fevri davranmayanlar nezdinde de övülürler.
Kaynak: Müslim
BEŞİNCİ VASİYET
YÜCE ALLAH’A SECDE ETMENİN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عن معدان بن ابي طلحةَ (ض) قال : لَقيتُ ثوبانَ مَولى رسولِ الله (ص)، فقُلتُ: اَخبِرْني بعَملٍ اَعملُه يُدْخِلني اللهُ به الجنّةَ، اَو قال قلتُ : بِاَحَبِّ الاَعمالِ الى اللهِ فَسكت، ثم ساَلتُه فسكت، ثم سالتُه الثالثةَ فقال: سالت عن ذلك النّبيّ (ص) فقال: " عَليك بكثرةِ السّجودِ، فاِنّك لا تسجُد لِلّه سجدة الا رفعك الله بها درجة، و حطّ عَنك بها خَطيئة[/FONT]
Mu’dan bin Ebi Talha (R.A.)’dan rivayet olunur ki: Rasulullah’ın (S.A.V) kölesi Sevban’la karşılaştım. Dedim ki: Bana işleyeceğim bir amel haber ver ki onunla Allah beni Cennet’e alsın… Veya şöyle dediğini söyler: Amellerin Allah’a en sevimli olanını haber ver… dedim ve o (Sevban) sustu. Tekrar sordum yine sustu. Üçüncü kez sorunca dedi ki: Nebi (S.A.V.)’e bunu sormuştum ve O (A.S) buyurmuştu ki: “Çok secde etmelisin. Her secde edişinde Allah seni bir derece yükseltir. Ve bu secde ile bir günahını siler.”
Kaynak: Müslim, Tirmizi, Nesai, İbni Mace
Ravi: Ubade bin Samit
[FONT=mry_KacstQurn]ما مِنْ عَبْدٍ يسجُدُ لِلّهِ سجدة الّا كتب اللهُ لهُ بها حسنةً، و مَحَا عَنْه بِها سيِّئَة، و رفعَ لهُ بِها دَرَجَةً، فاسْتَكْثِرُوا مِنَ السّجودِ[/FONT]
Anlamı: Herhangi bir kul Allah’a secde edince Allah ona bir sevap yazar, onun bir günahını siler ve onu bir derece yüceltir. Öyleyse çok secde ediniz.
Kaynak: İbni Mace sahihi isnatla kaydeder.
Ravi: Huzeyfe (R.A)
[FONT=mry_KacstQurn]مَا مِنْ حالةٍ يكونُ العَبْدُ عليهَا احَبَّ الى اللهِ من اَنْ يَرَاه سَاجِدًا يُعَفِّر وجهَه في التّرابِ[/FONT]
Anlamı: Kulunun yüzünü toprağa sererek secde etmesini görmesi var ya işte kulu Allah’a en sevimli geldiği hal bu haldir.
Not: Yüzü toprağa sermek Yüce Allah’a tamamen boyu eğip emrine amade olmayı simgeler.
ALTINCI VASİYET
SADAKA’NIN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]يا كعب بن عجرة،[FONT=mry_KacstQurn] الناس غاديان[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فَغَادٍ في فكاك نفسه فمعتقها[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و غَادٍ فموثقها[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] يا كعب بن عجرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الصلاة قُربَان[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و الصّومُ جُنّة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و الصّدقةُ تطفئُ الخطِيئَةَ كما يذهب الجليد على الصّفَا[/FONT][/FONT]
Ka’b bin Ucre’nin (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V.) buyurdu: Ey Ka’b bin Ucre, kimyası haram lokma olan et ve kemik Cennet’e giremez. Ona ateş daha layıktır. Ey Ka’b bin Ucre, insanlar iki türlü hareket eder. Kimisi nefsini azat edip serbest bırakır. Kimisi de nefsine sahip çıkar. Ey Ka’b bin Ucre, namaz yakınlıktır. Oruç kalkandır ve sadaka kırağının kayaya düşmesi gibi günahları söndürür.
Kaynak: İbni Hibban Sahih’inde zikreder.
[FONT=mry_KacstQurn]و عن معاذ بن جبل (ض) قال: "كنْت مع النبي (ص)[FONT=mry_KacstQurn] في سَفر[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فذكر الحديثَ الى ان قال فيه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم قال ۔ يعني النبي [/FONT]([FONT=mry_KacstQurn]ص[/FONT]):"[FONT=mry_KacstQurn]الا ادُلّك على ابواب الخير[/FONT]؟"[FONT=mry_KacstQurn] قلت بلى يا رسول الله[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قال [/FONT]"[FONT=mry_KacstQurn]الصّوم جُنّة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و الصّدقة تُطفئ الخَطيئةَ كما يُطفئ الماءُ النّارَ[/FONT][/FONT]
Muaz bin Cebel’in (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur. Bir seferde Nebi (A.S) ile beraberdim. --- Burada Muaz bin Cebel hadisin bir kısmını söyler ---. Buyurdu ki: Sana hayrın kapılarını göstereyim mi? Evet ey Allah’ın Resulü dedim. Buyurdu ki: Oruç kalkandır. Sadaka da suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları söndürür.
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir.
Taberani el-Kebir’de rivayet eder ve Beyhaki de der ki: Rasulullah (S.A.V.) buyurdu ki: Sadaka kendisini verenlerin kabir hararetini giderir. Mümin Kıyamet Günü ancak sadakasının gölgesinde gölgelenir.
Kaynak: Taberani el-Kebir’de zikretmiş, Beyhaki de Ukbe bin Amir’den nakletmiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]وعن ميمونةَ بنتِ سعد (ض) انّها قالتْ: يا رسولَ اللهِ اَفْتِنَا عن الصّدَقَةِ فقال : "اِنّها حجاب من النار لمن احتسبَها يبتَغِي بِها وجه اللهِ عزّ و جَلّ[/FONT]
Meymune binti Sa’d’ın (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur: Ya Rasulallah bize sadakadan haber ver. Buyurur ki (S.A.V.): O, Allah’ın zatını gözeterek veren kimse için ateşe karşı bir perdedir.
Kaynak: Taberani
YEDİNCİ VASİYET
KUŞLUK NAMAZI’NIN VE HER AYDAN ÜÇ GÜN ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عَن اَبِي هُرَيْرَةَ (ض) قال: اَوْصَانِي خَلِيلِي (ص)[FONT=mry_KacstQurn] بِصِيامِ ثلاثةِ اَيّامٍ مِن كُلّ شهْرٍ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و ركْعَتَيِ الضّحَى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اَن اُوتِرَ قَبلَ ان اَرقُدَ[/FONT][/FONT]
Ebu Hureyre (R.A.)’ın şöyle dediği rivayet olunur: Dostum (S.A.V.) bana her aydan üç gün oruç tutmamı ve iki rekât kuşluk namazını ve yatmadan önce vitir namazını kılmamı tavsiye etti.
Kaynak: Beş hadis imamı zikretmiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]اوصاني خليلي ([FONT=mry_KacstQurn]ص[/FONT])[FONT=mry_KacstQurn] بثلاثٍ لسْتُ بتارِكِهِنّ[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]اَن لا اَنام اِلا عَلى وِتر[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و ان لا ادع ركعتي الضحى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فانها صلاة الاَوّابين[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و صِيام ثلاثةِ ايّامٍ مِن كُلِّ شَهرٍ[/FONT][/FONT]
İbni Huzeyme’nin (R.A.) lafzı şöyledir: Dostum (S.A.V.) bana üç şeyi tavsiye etti ki onları terk etmeyeceğim: “Vitri kılmadan uyumamak, iki rekât kuşluk namazını bırakmamak – ki o çok tövbe edip yalvaranların namazıdır- ve her aydan üç gün oruç tutmak”.
Ravi: Abdullah bin Amr bin As (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]صَوم ثلاثةِ اَيّام مِن كُلِّ شَهرٍ صَوم الدّهرِ كلِّه[/FONT]
Anlamı: Her aydan üç gün oruç tutmak tüm zamanı oruçlu geçirmek gibidir.
Kaynak: Buhari ve Müslim
Ravi: Ebu Zer (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]يصبح عَلى كُلّ سُلامى مِن اَحدكم صدقة:[FONT=mry_KacstQurn] فكُلّ تسبيحة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] وكل تحميدة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] وكل تهليلة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و كل تكبيرة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اَمر بِالمعروف صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و نَهْي عن المنكَر صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و يُجزيء مِن ذلك ركْعتان يركَعُهما من الضحى[/FONT][/FONT]
Anlamı: Sizin her bir organınızın sadakası vardır. Her tesbih ediş sadakadır. Her tahmid ediş sadakadır. Her tehlil sadakadır. Her tekbir alış sadakadır. İyiliği emretmek sadakadır. Münkerden nehyetmek sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz da bunlardandır.
Kaynak: Müslim
Ravi: Ebu Zer (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]من صَام من كُلّ شهْر ثلاثَة اَيام فذلك صِيام الدّهرِ.[FONT=mry_KacstQurn] فَاَنْزل اللهُ تَصديق ذلك في كتابه الكريم[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ اَمْثَالِهَا[/FONT]"،[FONT=mry_KacstQurn] اليوم بعشرة ايام[/FONT][/FONT]
Anlamı: Kim her aydan üç gün oruç tutarsa tüm zamanı oruçlu geçirmiş gibidir. Yüce Allah Kerim olan Kitabı’nda bunu doğrular: “Kim bir iyilik yaparsa ona on misli vardır [Ayet-i Kerime]”. Bir gün on güne bedeldir.
Kaynak: Ahmed, lafız kendisinin olarak Tirmizi hasendir der, Nesai, İbni Mace, İbni Huzeyme
[FONT=mry_KacstQurn]عن عَبد اللهِ بنِ عمر (ض) اَنّ رجلا ساَل النّبيّ (ص) عن الصّيام فقال: "عليك بِالْبِيضِ ثَلاثَةِ اَيّامٍ مِن كُلِّ شَهرٍ[/FONT]
Abdullah bin Ömer’den (R.A.) mervidir: Adamın biri Rasulullah’a (A.S) oruç hakkında sordu. Buyurdu ki (S.A.V.) : “Her ayın, ayın en parlak olduğu üç günü oruç tutmalısın”
Kaynak: Taberi Evsat’ta zikreder. Ravileri güvenilirdir.
Ravi: Cerir (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]صيامُ ثلاثةِ اَيّام مِن كُل شهْر صِيام الدهر،[FONT=mry_KacstQurn] ايام البيض صبيحة ثلاث عشرة و اَربعَ عشرَة و خمْس عشَرَةَ[/FONT][/FONT]
Anlamı: Her aydan üç gün oruç tutmak, tüm zamanı oruçlu geçirmek gibidir. Eyyam-ı Biyz ayın 13, 14 ve 15. günleridir.
Kaynak: Nesai sağlam isnatla, Beyhaki kaydeder.
SEKİZİNCİ VASİYET
TESBİH NAMAZI
[FONT=mry_KacstQurn]يا عَباس يا عَمّاه ![FONT=mry_KacstQurn] اَلا اُعطيك[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الا امنحك[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الا احبوك[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الا افعل بك عشر خصال [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn] انت فعلت ذلك غفر الله لَك ذَنبك[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] اَوّله و اخِره[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قديمَه و حديثَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] خطئَه و عمدَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] صغيرَه و كَبيرَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] سِرّه و عَلانيتَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] عشر خصال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] ان تصلي اربع ركعات تقرأ في كل ركعة فاتحة الكتاب و سورة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فاِذا فرغت من القراءة في اوّل ركعة فقل و اذا انت قائم: سبحان الله و الحمد لله و لا اله الا الله و الله اكبر خَمس عَشرة مرّة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم تركع فتقولها و انت راكع عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم ترفع رأسك من الركوع فتقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم تهوي ساجدا فتقولها و انت ساجد عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم ترفع رأسك من السجود فتقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم تسجد و تقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم ترفع رأسك فتقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فذلك خمس و سبعون في كل ركعة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] تفعل ذلك في اربع ركعات[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] اذا استطعت ان تصليها في كلّ يوم مرّة فافعل[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تستطع ففي كلّ جمعة مرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تفعل ففي كل شهر مرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تفعل ففي كل سنة مرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تفعل ففي عمرك مرة[/FONT][/FONT]
İkrime bin Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V) Abbas bin Abdulmuttalib’e buyurdu ki: “Ey Abbas, ey amcacığım, sana vermeyeyim mi, sana bağışlamayayım mı, sana bir ödül vermeyeyim mi, sana on haslet öğretmeyeyim mi? Bunu yaparsan Allah tüm günahlarını öncesini, sonrasını, eskisini, yenisini, hataen yapılanını, kasten yapılanını, küçüğünü, büyüğünü, açığını bağışlar. İşte on haslet: Dört rekât namaz kıl ve her rekâtında Fatiha ile bir sure oku. Okuduktan sonra birinci rekâtta ayaktayken 15 kere ( Subhanallahi, Vel-hamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber ) de. Sonra rükûda da 10 sefer böyle söyle. Sonra başını rükûdan kaldırınca yine bunu 10 kez söyle. Sonra secdeye git ve secdede de bunu 10 defa söyle. Sonra secdeden kalkınca yine 10 kez söyle. İkinci secdede de yine 10 defa söyle. İkinci secdeden kalkınca yine 10 defa söyle. Bir rekâtta toplam 75 kere söylemiş olursun. Bunu her rekâtta yap. Gücün yeterse bu namazı her gün kıl. Gücün yetmezse her Cuma günü kıl. Yine gücün yetmezse ayda bir defa kıl. Yine gücün yetmezse yılda bir defa kıl. Buna da gücün yetmezse hiç değilse ömründe bir defa kıl. “
Kaynak: Ebu Davud, İbni Mace, İbni Huzeyme Sahih’inde.
Not: Bu namazın adı Tesbih Namazı’dır. Gördüğün gibi fazileti büyüktür. Müslüman kardeşim, gücün yettiği kadar bu namaza özen göster. Allah bu namazın hayrına bizleri ve sizleri eriştirsin.
Haşiye: Bazı alimler Tesbih Namazı’nın rivayet yollarını zayıf sayar. İbni Abbas’ın hadisi hasen olma şartlarına yakındır. Fakat oldukça şaz’dır. Şekli diğer namazların şekline benzememektedir. İbni Teymiye bu hadisi zayıf saymış, Ez-Zehebi ise mevkuftur demiştir. Ebu Mansur ed-Deylemi Firdevs’in Müsned’inde der ki: “Tesbih Namazı namazların en meşhuru ve isnadı en sahih olanıdır”. Beyhaki diyor ki: “Abdullah bin Mübarek bu namazı kılardı. Salih kişiler bu namazı elden ele öğrenmişlerdir.”. Bu söz de hadisi sağlamlaştırmaktadır. İbni Mübarek’ten daha önce gelen Abdulaziz bin Ebi Davud der ki: “Kim Cennet’i isterse Tesbih Namazı’nı kılsın. Şafilerden Ebu Hamid, Cuveyni ve Gazali ve diğer bazıları bu namazı müstehap görmüşlerdir.”
DOKUZUNCU VASİYET
ALLAH’TAN AF VE AFİYET İSTEYİNİZ
[FONT=mry_KacstQurn]وعن ابي الفضل العباس بن عبْد المطلب ([FONT=mry_KacstQurn]ض[/FONT])[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قلت يا رسول الله[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] علمني شيئا اسأله الله تعالى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]سَلوا الله العَافيةَ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فمكثْتُ اَياما[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثمّ جئْت[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فقلتُ[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] يا رسولَ اللهِ علِّمْني شيئا اَسأله اللهَ تعالى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قال لي[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]يا عبّاس يَا عمّ رسولِ اللهِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] سَلُوا اللهَ العافيةَ في الدنيَا و الاخرةِ[/FONT][/FONT]
Ebul Fazl Abbas bin Abdulmuttalib’in şöyle dediği rivayet olunur: Ey Allah’ın Resulü dedim, bana Allahu Teâlâ’dan isteyebileceğim bir şey öğret. Buyurdu ki (S.A.V): “Allah’tan afiyet isteyin.”. Birkaç gün sonra geldim ve tekrar sordum. Ey Allah’ın Resulü, Yüce Allah’tan isteyebileceğim bir şey öğret bana. Bana buyurdu ki: “Ey Abbas, Ey Rasulullah’ın amcası, Allah’tan dünya ve Ahiret’te afiyet isteyin.”
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu kaydetmiştir.
Burada Nebi (A.S.)’ın ashabına ( R.A. ) öğrettiği bazı yaygın dualardan bahsedelim.
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابن عمر (ض) قال: قلّمَا كان رسولُ اللهِ (ص) يقومُ من مجلسٍ حتّى يدْعو بهؤلاء الدّعواتِ لِاَصْحابِهِ:"[FONT=mry_KacstQurn]اللهمّ اقْسِمْ لَنا من خشيتك ما تُبَلِّغنا به جنّتك[/FONT].[FONT=mry_KacstQurn] و مِن اليقينِ ما تهَوِّن به علينا مصائب الدنيا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] اللهمّ متِّعْنا بِاسماعنا و ابصارنا و قوّتِنا ما[/FONT][FONT=mry_KacstQurn]حييتَنا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اجعله الوارث منا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] واجعل ثاْرَنا على منْ ظَلَمَنا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و انصرْنا على من عادانا و لا تجعل الدنيا اكبَرَ همِّنا و لا مبلغَ عِلمِنا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و لا تسلِّط علينا من لا يرحمنا[/FONT][/FONT]
İbni Ömer’in şöyle dediği rivayet olunur: Allah’ın Resulü bir meclisten kalkmadan önce ashabına şu şekillerde dualar ederdi: “Allah'ım, kendisiyle bizi Cennet’e ulaştıracağın haşyetini aramızda taksim et. Kendisi ile dünya belalarını bize kolaylaştırdığın yakîni aramızda taksim et. Allah'ım, can verdiğin bize kulaklarımızdan, gözlerimizden ve kuvvetimizden faydalar hasıl eyle. Onu bizim mirasımız kıl. Bize zulmedenlere hak ettiklerini ver. Düşmanlarımıza – bize düşmanlık edenlere – karşı bize yardım et. Dünyayı en büyük düşüncemiz ve ilmimizin nihai gayesi eyleme. Bize acımayanları bize musallat eyleme.”
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu kaydetmiştir.
Ravi: Ebu Hureyre (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]مَنْ سَرّه اَنْ يستجيبَ الله تعالى له عند الشّدائدِ و الكُرَبِ فلْيُكثِرْ الدّعاءَ في الرّخاءِ[/FONT]
Anlamı: Kim sıkıntılar ve üzüntüler yaşarken Yüce Allah’ın kendisine icabet etmesini dilerse, mutlu günlerinde çokça dua etsin.
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu kaydetmiştir.
Ravi: İbni Mesud (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]اللهمّ اِنِّي اَسْاَلُكَ الْهُدى و التُّقَى العَفافَ و الغِنَى[/FONT]
Anlamı: Allah’ım, Sen’den hidayet, takva, iffet ve zenginlik istiyorum.
Kaynak: Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]كان الرجل اذا اَسْلَمَ علّمه النّبيّ (ص) الصّلاةَ ثمّ اَمَرَه انْ يدْعُوَ بهذه الكلماتِ: "اللهمّ اغفِرْ لي و ارحمْنِي و اهْدِنِي و عافِنِي و ارْزُقْنِي[/FONT]
Tarık bin Eşîm el-Eşcai es-Sahabi’nin şöyle dediği rivayet olunur: Bir adam Müslüman olunca Nebi (A.S.) ona namazı öğretti, sonra da şu sözlerle dua etmesini emretti: “Allah’ım, beni bağışla, bana rahmet et, beni hidayete erdir, bana afiyet ver ve beni rızıklandır.”
Kaynak: Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]و في رواية اُخْرى لمسلم عن طارق: اَنّه سمع النبيّ (ص) و قد اَتَاه رجلٌ فقال:[FONT=mry_KacstQurn] يا رسولَ اللهِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] كيفَ اَقُولُ حينَ اَسْال ربّي [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]قل اللهمّ اغفر لي و ارحمني[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و عَافِنِي[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و ارزقني[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فاِنّ هؤلاء تَجْمَع لك دُنياكَ و اخِرَتَكَ[/FONT][/FONT]
Müslim’in Tarık’tan başka bir rivayetinde şöyle geçer: O, huzuruna bir adam gelmiş olan Nebi (S.A.V.)’in konuşmasını işitmiştir. Adam dedi ki: Ya Rasulallah, Rabbimden isterken ne diyeyim? Buyurdu ki (S.A.V.): “De ki: Allah’ım, beni bağışla ve bana rahmet et. Bana afiyet ver ve beni rızıklandır. Bunlar sana dünyanı ve Ahiret’ini hayırlı kılar.”
[FONT=mry_KacstQurn]اللهمّ اَصْلِحْ لي دِيني الّذي هوَ عِصْمة اَمرِي،[FONT=mry_KacstQurn] و اصلح لي دُنْيايَ الّتي فيها معاشي[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اصلح لي اخرتي الّتي فيها معادي[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اجعل الحياةَ زيادةً لي في كلّ خيرٍ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اجعل الموتَ راحةً لي من كلّ شرٍّ[/FONT][/FONT]
Ebu Hureyre’nin (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V.) şöyle dua ederdi: “Allah’ım, beni koruyacak olan dinimi bana salih kıl. Geçim sağladığım dünyamı benim için hayırlı kıl. Dönüş yerim olan Ahiretimi hayreyle. Yaşarken her türlü hayrı fazla fazla ver. Ölümü benim için her türlü şerden uzaklaşmak kıl.”
Kaynak: Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]اللهم اَسْاَلك مِنْ خَيْرِ ما سَاَلَك مِنه نبيّكَ محمّد،[FONT=mry_KacstQurn] و نعوذ بك من شرّ ما استعاذَك منه نبيّكَ محمد[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و انت المستعان و عليك البلاغ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و لا حول و لا قوّة الّا بِالله[/FONT][/FONT]
Ebu Ümame’nin şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V) uzun uzun dua etti. Duasını ezberleyemedik. Dedik ki: Ey Allah’ın Resulü, pek çok dua ettin. Biz bir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine buyurdu ki: “Hepsini toplayan bir dua öğreteyim mi size? Şöyle dersiniz: Allah’ım, Nebin Muhammed’in Sen’den istediği tüm hayırları Sen’den istiyoruz. Nebin Muhammed’in Sana sığındıklarının şerrinden de Sana sığınıyoruz. Yardımına başvurulan Sen’sin. Dua Sanadır. Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur.”
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadis hasendir demiştir.
ONUNCU VASİYET
ORUCUN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابي اَمَامةَ (ض) قال: قلتُ يا رسول اللهِ مُرْنِي بِعَمَلٍ قال:"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بِالصّومِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فَاِنّه لا عِدْل له[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قلتُ يا رسولَ اللهِ مُرْنِي بِعَمَلٍ قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بالصّوم فَاِنّه لا عِدْل له[/FONT]"[FONT=mry_KacstQurn] قلتُ يا رسول الله مرني بعمل[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قال [/FONT]"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بالصّوم فاِنّه لا مِثْل له[/FONT][/FONT]
Ebu Umame’nin şöyle dediği rivayet olunur: Ey Allah’ın Resulü bana bir amel emret. Buyurdu ki (A.S.) : “Oruç tutmalısın. Ona denk amel yoktur.” Dedim ki: Ey Allah’ı Resulü, bana bir amel öğret. Buyurdu ki (A.S.): “Oruç tut. Doğrusu ona denk amel yoktur.” .Tekrar dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, bana bir amel emret. Buyurdu ki (A.S.): “Oruç tut. Çünkü onun benzeri yoktur.”
Kaynak: Nesai, İbni Huzeyme Sahih’inde.
[FONT=mry_KacstQurn]و في رواية للنسائي قال: اَتَيْت رسولَ اللهِ (ص) فقلتُ يا رسولَ اللهِ مُرْني باَمْرٍ ينفعُنِي الله بِه: قال "عليك بالصّومِ فَاِنّه لا مِثْلَ له[/FONT]
Nesai’nin bir rivayetinde şöyle geçer: Allah’ın Resulü (S.A.V.)’e geldim ve dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, Allah’ın yaparsam bana fayda vereceği bir iş öğret. Buyurdu ki (S.A.V.): “Oruç tut çünkü onun gibisi yoktur.”
[FONT=mry_KacstQurn]قال:[FONT=mry_KacstQurn] قلت يا رسول الله دُلّنِي على عمل اَدْخُل به الجنّة [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn]ة قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بالصّوم فَاِنّه لا مِثْلَ له[/FONT]"،[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قكان اَبُو اُمامةَ لا يُرى في بيتِه الدّخانُ نهارًا اِلّا اِذا نَزَلَ بِهِم ضَيْف[/FONT][/FONT]
İbni Hibban bu hadisi Sahih’inde şöyle zikreder: Ey Allah’ın Resulü, bana beni Cennet’e götürecek bir amel göster. Buyurdu ki (A.S.): “Oruç tut, çünkü onun gibisi yoktur.”
Denir ki: Ebu Ümame’nin misafir gelmedikçe gündüz evinin, ocağının tüttüğü görülmezdi.
Aşağıdaki hadisi şerif üzerinde de düşünmeliyiz.
Ravi: Ebu Said
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابي سعيد (ض) قال: "قال رسولُ اللهِ (ص): ما مِنْ عبدٍ يَصُومُ يومًا في سبيلِ اللهِ تعالى اِلّا باعد اللهُ بذلك اليوم وجهَهُ عن النّارِ سَبْعِين خريفًا[/FONT]
Anlamı: Bir kul, Yüce Allah’ın Yolu’nda bir gün oruç tutarsa Allah bu güne karşılık o kulun yüzünü Cehennem’den yetmiş derece uzaklaştırır.
Kaynak: Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai
(1-10 arası)
Derleyen ve Düzenleyen: Hamza Muhammed Salih Accac
Çeviren: Murat İnan
BİRİNCİ VASİYET
KELİME-İ TEVHİD’İN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عن اَبي هريرة ([FONT=mry_KacstQurn]ض[/FONT])[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قُلتُ يا رسولَ اللهِ مَنْ اَسعدُ الناسِ[/FONT][/FONT]
[FONT=mry_KacstQurn]بِشَفاعتِكَ يَومَ القيامةِ [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn] قال رسولُ اللهِ ([FONT=mry_KacstQurn]ص[/FONT]):"[FONT=mry_KacstQurn]لَقَدْ ظَننتُ يا ابا هريرةَ اَنْ لا يَسْاَلَنِي عَن هَذا الحديثِ اَحَدٌ اَوَّلَ مِنْكَ لِما رَاَيْتُ مِن حِرصِكَ عَلَى الحديثِ[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] اَسعدُ الناسِ بِشَفَاعَتِي يَوم القيامةِ مَن قَال : لَا اِلهَ اِلّا اللهُ خَالِصًا مِن قَلبِه اَوْ نَفْسِهِ[/FONT][/FONT]
Ebu Hureyre (R.A) şöyle anlatır: Dedim ki Ey Allah’ın Resulü! Kıyamet günü şefaatine en layık olacak bahtiyar kimdir? Allah’ın Resulü (S.A.V) buyurdu: Ey Eba Hureyre, Senin hadise olan düşkünlüğünü bildiğim için senden önce bu soruyu bana kimsenin sormayacağından emindim. Kıyamet gününde insanlardan şefaatime en layık olan kişi kalbinden ya da içinden ihlâsla ‘La ilahe illallah’ diyen kişidir.
Kaynak: Buhari
Ravi: Ubade Bin Samit
[FONT=mry_KacstQurn]مَن شَهِد اَن لا الهَ الّا اللهُ وحدَه لا شريك له و ان محمدا عبده و رسوله، و اَن عيسى عبد الله و رسولُه و كلمتُه اَلقاها اِلى مريمَ و رُوح مِنه، و الجَنّة حَقّ، و النّار حقّ، اَدخلهُ اللهُ الجَنّةَ عَلى مَا كان عليْه مِن العَملِ[/FONT]
Anlamı: Kim ki Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun tek ve ortaksız olduğuna, Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna, İsa’nın Allah’ın kulu, elçisi ve Meryem’e ilka ettiği kelimesi ve de Allah’tan bir ruh olduğuna, Cennet’in ve Nar’ın hak olduğuna şahadet ederse Allah da onu yaptığı amel üzere Cennet’e kor.
Kaynak: Şeyhan, Tirmizi
[FONT=mry_KacstQurn]وزاده جنادة : " من ابواب الجنة الثّمانِيةِ اَيِّها شاءَ[/FONT]
Not: Bu hadisi şerife Cünade (R.A) şunu ilave eder: Cennet’in sekiz kapısından hangisini dilerse (oradan Cennet’e girer).
Kaynak: Lafız kendisinin olmak üzere Buhari ve Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]وفي اخرى لِمسلم :"مَن شَهد انْ لا الهَ الا الله و ان محمدا رسول الله حرم الله عليه النار[/FONT]
Müslim’den diğer bir rivayette şöyle geçer: Kim Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna şahadet ederse Allah ona ateşi haram kılar.
İKİNCİ VASİYET
TEVHİD HAKKINDA GENEL BİR ÖĞÜT
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابن عباس (ض) قال : كُنتُ خلف النبي (ص) يوما فقال: "يا غلامُ اِنّي اُعَلّمك كلماتٍ: اِحفظِ الله يحفظْكَ، اِحفظ الله تَجِده تجاهك، اِذا ساَلْتَ فَاسْال اللهَ، واذا اسْتعنْتَ فاسْتعِنْ باللهِ، واعْلم اَنّ الاُمّةَ لَو اجتمعَت علَى اَن ينفعوكَ بِشَيء لم ينفعوك الا بشيءٍ قَد كتَبه اللهُ لَكَ، و لو اجتمعوا على اَن يَضُرّوك بِشيء لم يضروك الا بِشيء قد كتبَه اللهُ عَليكَ، رُفِعَتِ الاَقْلامُ و جَفّت الصُّحُفُ[/FONT]
İbni Abbas’ın (R.A) şöyle dediği rivayet olunur: Bir gün Nebi (S.A.V)’in ardındaydım. Buyurdu ki: Ey çocuk, sana bazı kelimeler öğreteceğim. Allah’ı koru ki Allah da seni korusun. Allah’ı koru ki ( Allah’ın hakkını koru ) O’nu yanında bulasın. Bir şey isteyince Allah’tan iste. Yardım isteyince Allah’tan yardım iste. Bil ki tüm ümmet bir konuda sana yardım etmek üzere toplansalar, o, Allah’ın sana yazdığı bir şey değilse sana yardım edemezler. Yine Allah’ın sana yazdığı bir şey değilse sana zarar vermek için toplansalar zarar veremezler. Kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.
Kaynak: Tirmizi kaydetmiş ve hasen, sahih bir hadistir demiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]وفي رواية غير الترمذي: " اِحفظ اللهَ تجِدْه اَمامَكَ، تَعَرّفْ الى الله في الرّخاء يَعْرِفك في الشِّدَّة، واعلم اَنّ ما اخطأك لم يكن ليصيبك، و ما اَصابك لمْ يكُن لِيخطِءَكَ، و اعْلم اَنّ النّصرَ مَعَ الصّبْرِ، و اَنّ الفرجَ مَعَ الكَربِ، و اَنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا[/FONT]
Tirmizi’nin dışında bir rivayette şöyle geçer: Allah’ı koru ki Onu yanında bulasın. Geniş zamanında Allah’ı hatırla ki sıkıntıda seni tanısın. Bil ki sana zarar veren şey sana musibet için değildir. Bil ki sana isabet eden şey de seni ziyana sokmak için değildir. Bil ki zafer sabırla beraberdir… Ve rahatlık sıkıntıyla beraberdir… Ve zorlukla beraber kolaylık vardır.
ÜÇÜNCÜ VASİYET
İLİM TALEBİNİN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عَن قَبِيصَةَ بن المُخارِقِ (ض) قال: اتيت رسول الله (ص) فقال: "يا قبيصة ما جاء بك؟ قلت: كبرت سنّي، ورَقّ عظمي فَاَتيتُك لِتُعَلِّمني ما ينفعُني اللهُ تعالى به، فقال:"يا قَبيصَة ما مررت بحجر و لا شجر و لا مدر الا استغفر لك، يا قبيصة اِذا صلّيتَ الصبح فقل ثلاثا: سبحان الله العظيم و بحمده، تُعاف من العَمى و الجُذام و الفَلج، يا قبيصة قل: اللهم اني اسألك مما عندك و اَفِض علَيَّ من فضلك، و انْشُر علَيّ من رحمتِك، و اَنْزِل علَيّ مِن بركاتِكَ[/FONT]
Kabisa bin Muharik’in şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V)’e geldim. Buyurdu ki: Seni ne getirdi ey Kabisa? Dedim ki: Yaşım ilerledi, kemiklerim inceldi. Sana geldim ki bana bir şey öğretesin de Allah da onunla bana fayda versin. Buyurdu ki: “Ey Kabisa, hangi taşa, ağaca, yere uğrasan sana ( senin için ) istiğfar eder. Ey Kabisa, sabah namazını kılınca üç defa ‘Subhanallahil Azim ve Bi hamdihi’ dersen körlükten, cüzamdan ve felçten emin olursun. Ey Kabisa, de ki: Allah’ım, katında olanı istiyorum. Bana fazlından feyiz ver. Bana rahmetini yay. Bana bereketlerinden indir.”
Kaynak: İmam Ahmed
Bu değerli öğüt ilim talebinin onuruna delalet ediyor.
[FONT=mry_KacstQurn]جاءَ فيِ حديثِ ابيِ اَبِي الدّردَاءِ (ض) قال: سمعتُ رسولَ اللهِ (ص) يقول : "مَنْ سلَكَ طَريقًا يلتَمِسُ فيه عِلْمًا سهّل اللهُ لهُ طَرِيقًا الى الجَنّةِ، و اِنّ الْملائكةَ لتضعُ اجنِحَتهَا لِطَالب العِلْمِ رِضًا بِمَا يصْنَعُ، و اِنّ العالِمَ لَيَسْتغفِرُ لَه مَنْ فِي السمواتِ و من في الاَرْضِ حتّى الحِيطانِ في الماءِ ، و فضلُ العَالِمِ عَلى العابِدِ كفضل القمر على سائر الكواكبِ و اِنّ العُلماءَ ورثةُ الانبِياءِ، و اِنّ الانْبِياء لم يورِّثُوا دينارًا ولا درهَمًا اِنّما ورّثُوا العِلْمَ، فمَنْ اَخَذَهُ اَخَذَ بحظٍّ وافرٍ[/FONT]
Ebud-Derda (R.A)’ın Rasulullah (S.A.V)’i şöyle buyururken işittiği rivayet olunur: “Kim, içinde ilim aradığı bir yola girerse Allah ona Cennet^’e giden bir yol açar. Melekler yaptıklarından hoşlandıkları için kanatlarını ilim öğrencisine gererler. Sudaki balinalara kadar göklerde ve yerde ne varsa âlim için bağışlanma dilerler… Âlimin abide üstünlüğü ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Doğrusu âlimler peygamberlerin varisleridir. Âlimler ne dinar ne de dirhem miras bırakırlar. Onların mirası ilimdir. Kim o ilmi alırsa büyük bir nasip elde eder.”
Kaynak: Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, İbni Hibban Sahih’inde, Beyhaki
[FONT=mry_KacstQurn]و عن صفوان بن عسال المرادي (ض) قال: اتيت النبِيَّ (ص) و هو في المسجد مُتّكِئٌ عَلى بُرْدٍ له اَحْمر، فقُلتُ له: يا رسولَ اللهِ اِنِّي جِئْتُ اَطلبُ العِلمَ، فقال: "مَرحبًا بطالِب العلم، اِنّ طالبَ العلمِ تَحفّه الملائكةُ باَجنحتِها، ثُمّ يَركَب بعضُهم بعضا حتّى يَبلغوا السّماءَ الدنيا من مَحبّتِهم لِما يَطْلُب[/FONT]
Safvan bin Assal el-Muradi (R.A)’ın şöyle dediği rivayet olunur: Nebi (A.S)’a geldim. Mescitte kendisine ait kırmızı bir elbiseye yaslanmıştı. O (S.A.V)’e dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, ilim talebi için geldim. Buyurdu ki: Hoş geldin ey ilim arayan, Şüphesiz ki ilim talep eden kimseyi melekler kanatlarıyla kuşatırlar. Sonra talep ettiği şeye duydukları sevgiden dolayı dünya semasına erişene kadar üst üste yükselirler.
Kaynak: Ahmed, lafız kendisine ait olmak üzere sağlam isnatla Taberani, İbni Hibban Sahih’inde, sahih isnatlıdır diyerek Hakim.
DÖRDÜNCÜ VASİYET
SIKINTIYA DÜŞENE YARDIM ETMEK
[FONT=mry_KacstQurn]المُسْلِم اَخو المسلمِ، لا يظْلمهُ و لا يُسلِمه، من كان في حَاجة اَخيه كان اللهُ في حاجتِه، و منْ فَرّج عن مسلمٍ كُرْبةً فرّج اللهُ عنه بها كربةً من كُربِ يوم القيامة، و من ستر مسلما ستره الله يوم القيامة[/FONT]
Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulüm etmez ve onu terk etmez. Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse Allah da Kıyamet Günü’nün sıkıntılarından birini ona yaşatmaz. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da Kıyamet Günü onun ayıbını örter.
Not: Bu hadisi şerifin üzerinde ittifak edilmiştir (müttefakun aleyh)
Ravi: Ebu Hureyre (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]مَن نفّس عن مسلم كُربة مِن كُرب الدنيا نفس الله عنه كربة من كرب يوم القيامة، و من يسر على معسر يسر الله عليه في الدنيا و الاخرة، و من ستر مسلما ستره الله في الدنيا و الاخرة، و الله في عون العبد ما كان العبد في عون اخيه، و من سلك طريقا يلتمس فيه علما سهل الله له به طريقا الى الجنة، و ما اجتمع قوم في بيت من بيوت الله تعالى يتلون كتاب الله و يتدارسونه بينهم اِلّا نزلت عليهم السّكينةُ وغَشيتهم الرحمةُ و حفّتهم الملائكة، و ذكرهم الله فيمن عنده، ومن بطّأ به عملُه، لم يسرع به نسبُه[/FONT]
Anlamı: Kim bir müminin dünya sıkıntılarından bir sıkıntısını giderirse Allah da Kıyamet günü bir sıkıntıyı ona yaşatmaz. Kim sıkıntı içindeki birine yardım ederse Allah da ona dünya ve Ahiret’te yardım eder. Kim bir müslümanın ayıbını örterse Allah da dünya ve Ahiret’te onun ayıbını örter. Kul kardeşine yardım ettiği sürece Allah da ona yardım eder. Kim içinde ilim aradığı bir yola girerse Allah da ona Cennet’e varan bir yol açar. Ne zaman bir topluluk Allah’ın evlerinden bir evde toplanıp, Allah’ın Kitabı’nı okuyup aralarında onu öğrenseler üzerlerine huzur iner. Rahmet onları kaplar ve melekler onlara kanat gerer. Allah onları nezdindekilere över. Onlar ameli ile itidal üzere davranıp soya sopa güvenerek fevri davranmayanlar nezdinde de övülürler.
Kaynak: Müslim
BEŞİNCİ VASİYET
YÜCE ALLAH’A SECDE ETMENİN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عن معدان بن ابي طلحةَ (ض) قال : لَقيتُ ثوبانَ مَولى رسولِ الله (ص)، فقُلتُ: اَخبِرْني بعَملٍ اَعملُه يُدْخِلني اللهُ به الجنّةَ، اَو قال قلتُ : بِاَحَبِّ الاَعمالِ الى اللهِ فَسكت، ثم ساَلتُه فسكت، ثم سالتُه الثالثةَ فقال: سالت عن ذلك النّبيّ (ص) فقال: " عَليك بكثرةِ السّجودِ، فاِنّك لا تسجُد لِلّه سجدة الا رفعك الله بها درجة، و حطّ عَنك بها خَطيئة[/FONT]
Mu’dan bin Ebi Talha (R.A.)’dan rivayet olunur ki: Rasulullah’ın (S.A.V) kölesi Sevban’la karşılaştım. Dedim ki: Bana işleyeceğim bir amel haber ver ki onunla Allah beni Cennet’e alsın… Veya şöyle dediğini söyler: Amellerin Allah’a en sevimli olanını haber ver… dedim ve o (Sevban) sustu. Tekrar sordum yine sustu. Üçüncü kez sorunca dedi ki: Nebi (S.A.V.)’e bunu sormuştum ve O (A.S) buyurmuştu ki: “Çok secde etmelisin. Her secde edişinde Allah seni bir derece yükseltir. Ve bu secde ile bir günahını siler.”
Kaynak: Müslim, Tirmizi, Nesai, İbni Mace
Ravi: Ubade bin Samit
[FONT=mry_KacstQurn]ما مِنْ عَبْدٍ يسجُدُ لِلّهِ سجدة الّا كتب اللهُ لهُ بها حسنةً، و مَحَا عَنْه بِها سيِّئَة، و رفعَ لهُ بِها دَرَجَةً، فاسْتَكْثِرُوا مِنَ السّجودِ[/FONT]
Anlamı: Herhangi bir kul Allah’a secde edince Allah ona bir sevap yazar, onun bir günahını siler ve onu bir derece yüceltir. Öyleyse çok secde ediniz.
Kaynak: İbni Mace sahihi isnatla kaydeder.
Ravi: Huzeyfe (R.A)
[FONT=mry_KacstQurn]مَا مِنْ حالةٍ يكونُ العَبْدُ عليهَا احَبَّ الى اللهِ من اَنْ يَرَاه سَاجِدًا يُعَفِّر وجهَه في التّرابِ[/FONT]
Anlamı: Kulunun yüzünü toprağa sererek secde etmesini görmesi var ya işte kulu Allah’a en sevimli geldiği hal bu haldir.
Not: Yüzü toprağa sermek Yüce Allah’a tamamen boyu eğip emrine amade olmayı simgeler.
ALTINCI VASİYET
SADAKA’NIN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]يا كعبُ بن عجرةَ اِنّه لا يدخل الجنّةَ لَحْم و لا دم نبتَا علَى سُحْتٍ،[FONT=mry_KacstQurn] النّار اولى بِه[/FONT]،[/FONT]
[FONT=mry_KacstQurn]يا كعب بن عجرة،[FONT=mry_KacstQurn] الناس غاديان[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فَغَادٍ في فكاك نفسه فمعتقها[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و غَادٍ فموثقها[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] يا كعب بن عجرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الصلاة قُربَان[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و الصّومُ جُنّة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و الصّدقةُ تطفئُ الخطِيئَةَ كما يذهب الجليد على الصّفَا[/FONT][/FONT]
Ka’b bin Ucre’nin (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V.) buyurdu: Ey Ka’b bin Ucre, kimyası haram lokma olan et ve kemik Cennet’e giremez. Ona ateş daha layıktır. Ey Ka’b bin Ucre, insanlar iki türlü hareket eder. Kimisi nefsini azat edip serbest bırakır. Kimisi de nefsine sahip çıkar. Ey Ka’b bin Ucre, namaz yakınlıktır. Oruç kalkandır ve sadaka kırağının kayaya düşmesi gibi günahları söndürür.
Kaynak: İbni Hibban Sahih’inde zikreder.
[FONT=mry_KacstQurn]و عن معاذ بن جبل (ض) قال: "كنْت مع النبي (ص)[FONT=mry_KacstQurn] في سَفر[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فذكر الحديثَ الى ان قال فيه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم قال ۔ يعني النبي [/FONT]([FONT=mry_KacstQurn]ص[/FONT]):"[FONT=mry_KacstQurn]الا ادُلّك على ابواب الخير[/FONT]؟"[FONT=mry_KacstQurn] قلت بلى يا رسول الله[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قال [/FONT]"[FONT=mry_KacstQurn]الصّوم جُنّة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و الصّدقة تُطفئ الخَطيئةَ كما يُطفئ الماءُ النّارَ[/FONT][/FONT]
Muaz bin Cebel’in (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur. Bir seferde Nebi (A.S) ile beraberdim. --- Burada Muaz bin Cebel hadisin bir kısmını söyler ---. Buyurdu ki: Sana hayrın kapılarını göstereyim mi? Evet ey Allah’ın Resulü dedim. Buyurdu ki: Oruç kalkandır. Sadaka da suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları söndürür.
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]ِ[FONT=mry_KacstQurn]انّ الصّدَقَةَ لتطفِئُ عَن اهلِها حَرّ القُبورِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و انّمَا يستَظِلّ المؤمنُ يوم القيامةِ في ظِلِّ صَدَقَتِهِ[/FONT][/FONT]
Taberani el-Kebir’de rivayet eder ve Beyhaki de der ki: Rasulullah (S.A.V.) buyurdu ki: Sadaka kendisini verenlerin kabir hararetini giderir. Mümin Kıyamet Günü ancak sadakasının gölgesinde gölgelenir.
Kaynak: Taberani el-Kebir’de zikretmiş, Beyhaki de Ukbe bin Amir’den nakletmiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]وعن ميمونةَ بنتِ سعد (ض) انّها قالتْ: يا رسولَ اللهِ اَفْتِنَا عن الصّدَقَةِ فقال : "اِنّها حجاب من النار لمن احتسبَها يبتَغِي بِها وجه اللهِ عزّ و جَلّ[/FONT]
Meymune binti Sa’d’ın (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur: Ya Rasulallah bize sadakadan haber ver. Buyurur ki (S.A.V.): O, Allah’ın zatını gözeterek veren kimse için ateşe karşı bir perdedir.
Kaynak: Taberani
YEDİNCİ VASİYET
KUŞLUK NAMAZI’NIN VE HER AYDAN ÜÇ GÜN ORUÇ TUTMANIN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عَن اَبِي هُرَيْرَةَ (ض) قال: اَوْصَانِي خَلِيلِي (ص)[FONT=mry_KacstQurn] بِصِيامِ ثلاثةِ اَيّامٍ مِن كُلّ شهْرٍ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و ركْعَتَيِ الضّحَى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اَن اُوتِرَ قَبلَ ان اَرقُدَ[/FONT][/FONT]
Ebu Hureyre (R.A.)’ın şöyle dediği rivayet olunur: Dostum (S.A.V.) bana her aydan üç gün oruç tutmamı ve iki rekât kuşluk namazını ve yatmadan önce vitir namazını kılmamı tavsiye etti.
Kaynak: Beş hadis imamı zikretmiştir.
[FONT=mry_KacstQurn]اوصاني خليلي ([FONT=mry_KacstQurn]ص[/FONT])[FONT=mry_KacstQurn] بثلاثٍ لسْتُ بتارِكِهِنّ[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]اَن لا اَنام اِلا عَلى وِتر[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و ان لا ادع ركعتي الضحى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فانها صلاة الاَوّابين[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و صِيام ثلاثةِ ايّامٍ مِن كُلِّ شَهرٍ[/FONT][/FONT]
İbni Huzeyme’nin (R.A.) lafzı şöyledir: Dostum (S.A.V.) bana üç şeyi tavsiye etti ki onları terk etmeyeceğim: “Vitri kılmadan uyumamak, iki rekât kuşluk namazını bırakmamak – ki o çok tövbe edip yalvaranların namazıdır- ve her aydan üç gün oruç tutmak”.
Ravi: Abdullah bin Amr bin As (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]صَوم ثلاثةِ اَيّام مِن كُلِّ شَهرٍ صَوم الدّهرِ كلِّه[/FONT]
Anlamı: Her aydan üç gün oruç tutmak tüm zamanı oruçlu geçirmek gibidir.
Kaynak: Buhari ve Müslim
Ravi: Ebu Zer (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]يصبح عَلى كُلّ سُلامى مِن اَحدكم صدقة:[FONT=mry_KacstQurn] فكُلّ تسبيحة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] وكل تحميدة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] وكل تهليلة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و كل تكبيرة صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اَمر بِالمعروف صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و نَهْي عن المنكَر صدقة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و يُجزيء مِن ذلك ركْعتان يركَعُهما من الضحى[/FONT][/FONT]
Anlamı: Sizin her bir organınızın sadakası vardır. Her tesbih ediş sadakadır. Her tahmid ediş sadakadır. Her tehlil sadakadır. Her tekbir alış sadakadır. İyiliği emretmek sadakadır. Münkerden nehyetmek sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz da bunlardandır.
Kaynak: Müslim
Ravi: Ebu Zer (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]من صَام من كُلّ شهْر ثلاثَة اَيام فذلك صِيام الدّهرِ.[FONT=mry_KacstQurn] فَاَنْزل اللهُ تَصديق ذلك في كتابه الكريم[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]مَنْ جَاءَ بِالْحَسَنَةِ فَلَهُ عَشْرُ اَمْثَالِهَا[/FONT]"،[FONT=mry_KacstQurn] اليوم بعشرة ايام[/FONT][/FONT]
Anlamı: Kim her aydan üç gün oruç tutarsa tüm zamanı oruçlu geçirmiş gibidir. Yüce Allah Kerim olan Kitabı’nda bunu doğrular: “Kim bir iyilik yaparsa ona on misli vardır [Ayet-i Kerime]”. Bir gün on güne bedeldir.
Kaynak: Ahmed, lafız kendisinin olarak Tirmizi hasendir der, Nesai, İbni Mace, İbni Huzeyme
[FONT=mry_KacstQurn]عن عَبد اللهِ بنِ عمر (ض) اَنّ رجلا ساَل النّبيّ (ص) عن الصّيام فقال: "عليك بِالْبِيضِ ثَلاثَةِ اَيّامٍ مِن كُلِّ شَهرٍ[/FONT]
Abdullah bin Ömer’den (R.A.) mervidir: Adamın biri Rasulullah’a (A.S) oruç hakkında sordu. Buyurdu ki (S.A.V.) : “Her ayın, ayın en parlak olduğu üç günü oruç tutmalısın”
Kaynak: Taberi Evsat’ta zikreder. Ravileri güvenilirdir.
Ravi: Cerir (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]صيامُ ثلاثةِ اَيّام مِن كُل شهْر صِيام الدهر،[FONT=mry_KacstQurn] ايام البيض صبيحة ثلاث عشرة و اَربعَ عشرَة و خمْس عشَرَةَ[/FONT][/FONT]
Anlamı: Her aydan üç gün oruç tutmak, tüm zamanı oruçlu geçirmek gibidir. Eyyam-ı Biyz ayın 13, 14 ve 15. günleridir.
Kaynak: Nesai sağlam isnatla, Beyhaki kaydeder.
SEKİZİNCİ VASİYET
TESBİH NAMAZI
[FONT=mry_KacstQurn]يا عَباس يا عَمّاه ![FONT=mry_KacstQurn] اَلا اُعطيك[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الا امنحك[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الا احبوك[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] الا افعل بك عشر خصال [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn] انت فعلت ذلك غفر الله لَك ذَنبك[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] اَوّله و اخِره[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قديمَه و حديثَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] خطئَه و عمدَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] صغيرَه و كَبيرَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] سِرّه و عَلانيتَه[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] عشر خصال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] ان تصلي اربع ركعات تقرأ في كل ركعة فاتحة الكتاب و سورة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فاِذا فرغت من القراءة في اوّل ركعة فقل و اذا انت قائم: سبحان الله و الحمد لله و لا اله الا الله و الله اكبر خَمس عَشرة مرّة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم تركع فتقولها و انت راكع عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم ترفع رأسك من الركوع فتقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم تهوي ساجدا فتقولها و انت ساجد عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم ترفع رأسك من السجود فتقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم تسجد و تقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثم ترفع رأسك فتقولها عشرا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فذلك خمس و سبعون في كل ركعة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] تفعل ذلك في اربع ركعات[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] اذا استطعت ان تصليها في كلّ يوم مرّة فافعل[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تستطع ففي كلّ جمعة مرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تفعل ففي كل شهر مرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تفعل ففي كل سنة مرة[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فان لم تفعل ففي عمرك مرة[/FONT][/FONT]
İkrime bin Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V) Abbas bin Abdulmuttalib’e buyurdu ki: “Ey Abbas, ey amcacığım, sana vermeyeyim mi, sana bağışlamayayım mı, sana bir ödül vermeyeyim mi, sana on haslet öğretmeyeyim mi? Bunu yaparsan Allah tüm günahlarını öncesini, sonrasını, eskisini, yenisini, hataen yapılanını, kasten yapılanını, küçüğünü, büyüğünü, açığını bağışlar. İşte on haslet: Dört rekât namaz kıl ve her rekâtında Fatiha ile bir sure oku. Okuduktan sonra birinci rekâtta ayaktayken 15 kere ( Subhanallahi, Vel-hamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber ) de. Sonra rükûda da 10 sefer böyle söyle. Sonra başını rükûdan kaldırınca yine bunu 10 kez söyle. Sonra secdeye git ve secdede de bunu 10 defa söyle. Sonra secdeden kalkınca yine 10 kez söyle. İkinci secdede de yine 10 defa söyle. İkinci secdeden kalkınca yine 10 defa söyle. Bir rekâtta toplam 75 kere söylemiş olursun. Bunu her rekâtta yap. Gücün yeterse bu namazı her gün kıl. Gücün yetmezse her Cuma günü kıl. Yine gücün yetmezse ayda bir defa kıl. Yine gücün yetmezse yılda bir defa kıl. Buna da gücün yetmezse hiç değilse ömründe bir defa kıl. “
Kaynak: Ebu Davud, İbni Mace, İbni Huzeyme Sahih’inde.
Not: Bu namazın adı Tesbih Namazı’dır. Gördüğün gibi fazileti büyüktür. Müslüman kardeşim, gücün yettiği kadar bu namaza özen göster. Allah bu namazın hayrına bizleri ve sizleri eriştirsin.
Haşiye: Bazı alimler Tesbih Namazı’nın rivayet yollarını zayıf sayar. İbni Abbas’ın hadisi hasen olma şartlarına yakındır. Fakat oldukça şaz’dır. Şekli diğer namazların şekline benzememektedir. İbni Teymiye bu hadisi zayıf saymış, Ez-Zehebi ise mevkuftur demiştir. Ebu Mansur ed-Deylemi Firdevs’in Müsned’inde der ki: “Tesbih Namazı namazların en meşhuru ve isnadı en sahih olanıdır”. Beyhaki diyor ki: “Abdullah bin Mübarek bu namazı kılardı. Salih kişiler bu namazı elden ele öğrenmişlerdir.”. Bu söz de hadisi sağlamlaştırmaktadır. İbni Mübarek’ten daha önce gelen Abdulaziz bin Ebi Davud der ki: “Kim Cennet’i isterse Tesbih Namazı’nı kılsın. Şafilerden Ebu Hamid, Cuveyni ve Gazali ve diğer bazıları bu namazı müstehap görmüşlerdir.”
DOKUZUNCU VASİYET
ALLAH’TAN AF VE AFİYET İSTEYİNİZ
[FONT=mry_KacstQurn]وعن ابي الفضل العباس بن عبْد المطلب ([FONT=mry_KacstQurn]ض[/FONT])[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قلت يا رسول الله[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] علمني شيئا اسأله الله تعالى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]سَلوا الله العَافيةَ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فمكثْتُ اَياما[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] ثمّ جئْت[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فقلتُ[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] يا رسولَ اللهِ علِّمْني شيئا اَسأله اللهَ تعالى[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قال لي[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]يا عبّاس يَا عمّ رسولِ اللهِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] سَلُوا اللهَ العافيةَ في الدنيَا و الاخرةِ[/FONT][/FONT]
Ebul Fazl Abbas bin Abdulmuttalib’in şöyle dediği rivayet olunur: Ey Allah’ın Resulü dedim, bana Allahu Teâlâ’dan isteyebileceğim bir şey öğret. Buyurdu ki (S.A.V): “Allah’tan afiyet isteyin.”. Birkaç gün sonra geldim ve tekrar sordum. Ey Allah’ın Resulü, Yüce Allah’tan isteyebileceğim bir şey öğret bana. Bana buyurdu ki: “Ey Abbas, Ey Rasulullah’ın amcası, Allah’tan dünya ve Ahiret’te afiyet isteyin.”
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu kaydetmiştir.
Burada Nebi (A.S.)’ın ashabına ( R.A. ) öğrettiği bazı yaygın dualardan bahsedelim.
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابن عمر (ض) قال: قلّمَا كان رسولُ اللهِ (ص) يقومُ من مجلسٍ حتّى يدْعو بهؤلاء الدّعواتِ لِاَصْحابِهِ:"[FONT=mry_KacstQurn]اللهمّ اقْسِمْ لَنا من خشيتك ما تُبَلِّغنا به جنّتك[/FONT].[FONT=mry_KacstQurn] و مِن اليقينِ ما تهَوِّن به علينا مصائب الدنيا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] اللهمّ متِّعْنا بِاسماعنا و ابصارنا و قوّتِنا ما[/FONT][FONT=mry_KacstQurn]حييتَنا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اجعله الوارث منا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] واجعل ثاْرَنا على منْ ظَلَمَنا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و انصرْنا على من عادانا و لا تجعل الدنيا اكبَرَ همِّنا و لا مبلغَ عِلمِنا[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و لا تسلِّط علينا من لا يرحمنا[/FONT][/FONT]
İbni Ömer’in şöyle dediği rivayet olunur: Allah’ın Resulü bir meclisten kalkmadan önce ashabına şu şekillerde dualar ederdi: “Allah'ım, kendisiyle bizi Cennet’e ulaştıracağın haşyetini aramızda taksim et. Kendisi ile dünya belalarını bize kolaylaştırdığın yakîni aramızda taksim et. Allah'ım, can verdiğin bize kulaklarımızdan, gözlerimizden ve kuvvetimizden faydalar hasıl eyle. Onu bizim mirasımız kıl. Bize zulmedenlere hak ettiklerini ver. Düşmanlarımıza – bize düşmanlık edenlere – karşı bize yardım et. Dünyayı en büyük düşüncemiz ve ilmimizin nihai gayesi eyleme. Bize acımayanları bize musallat eyleme.”
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu kaydetmiştir.
Ravi: Ebu Hureyre (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]مَنْ سَرّه اَنْ يستجيبَ الله تعالى له عند الشّدائدِ و الكُرَبِ فلْيُكثِرْ الدّعاءَ في الرّخاءِ[/FONT]
Anlamı: Kim sıkıntılar ve üzüntüler yaşarken Yüce Allah’ın kendisine icabet etmesini dilerse, mutlu günlerinde çokça dua etsin.
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadisin hasen-sahih olduğunu kaydetmiştir.
Ravi: İbni Mesud (R.A.)
[FONT=mry_KacstQurn]اللهمّ اِنِّي اَسْاَلُكَ الْهُدى و التُّقَى العَفافَ و الغِنَى[/FONT]
Anlamı: Allah’ım, Sen’den hidayet, takva, iffet ve zenginlik istiyorum.
Kaynak: Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]كان الرجل اذا اَسْلَمَ علّمه النّبيّ (ص) الصّلاةَ ثمّ اَمَرَه انْ يدْعُوَ بهذه الكلماتِ: "اللهمّ اغفِرْ لي و ارحمْنِي و اهْدِنِي و عافِنِي و ارْزُقْنِي[/FONT]
Tarık bin Eşîm el-Eşcai es-Sahabi’nin şöyle dediği rivayet olunur: Bir adam Müslüman olunca Nebi (A.S.) ona namazı öğretti, sonra da şu sözlerle dua etmesini emretti: “Allah’ım, beni bağışla, bana rahmet et, beni hidayete erdir, bana afiyet ver ve beni rızıklandır.”
Kaynak: Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]و في رواية اُخْرى لمسلم عن طارق: اَنّه سمع النبيّ (ص) و قد اَتَاه رجلٌ فقال:[FONT=mry_KacstQurn] يا رسولَ اللهِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] كيفَ اَقُولُ حينَ اَسْال ربّي [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]قل اللهمّ اغفر لي و ارحمني[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و عَافِنِي[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و ارزقني[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فاِنّ هؤلاء تَجْمَع لك دُنياكَ و اخِرَتَكَ[/FONT][/FONT]
Müslim’in Tarık’tan başka bir rivayetinde şöyle geçer: O, huzuruna bir adam gelmiş olan Nebi (S.A.V.)’in konuşmasını işitmiştir. Adam dedi ki: Ya Rasulallah, Rabbimden isterken ne diyeyim? Buyurdu ki (S.A.V.): “De ki: Allah’ım, beni bağışla ve bana rahmet et. Bana afiyet ver ve beni rızıklandır. Bunlar sana dünyanı ve Ahiret’ini hayırlı kılar.”
[FONT=mry_KacstQurn]اللهمّ اَصْلِحْ لي دِيني الّذي هوَ عِصْمة اَمرِي،[FONT=mry_KacstQurn] و اصلح لي دُنْيايَ الّتي فيها معاشي[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اصلح لي اخرتي الّتي فيها معادي[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اجعل الحياةَ زيادةً لي في كلّ خيرٍ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و اجعل الموتَ راحةً لي من كلّ شرٍّ[/FONT][/FONT]
Ebu Hureyre’nin (R.A.) şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V.) şöyle dua ederdi: “Allah’ım, beni koruyacak olan dinimi bana salih kıl. Geçim sağladığım dünyamı benim için hayırlı kıl. Dönüş yerim olan Ahiretimi hayreyle. Yaşarken her türlü hayrı fazla fazla ver. Ölümü benim için her türlü şerden uzaklaşmak kıl.”
Kaynak: Müslim
[FONT=mry_KacstQurn]اللهم اَسْاَلك مِنْ خَيْرِ ما سَاَلَك مِنه نبيّكَ محمّد،[FONT=mry_KacstQurn] و نعوذ بك من شرّ ما استعاذَك منه نبيّكَ محمد[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و انت المستعان و عليك البلاغ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] و لا حول و لا قوّة الّا بِالله[/FONT][/FONT]
Ebu Ümame’nin şöyle dediği rivayet olunur: Rasulullah (S.A.V) uzun uzun dua etti. Duasını ezberleyemedik. Dedik ki: Ey Allah’ın Resulü, pek çok dua ettin. Biz bir şey ezberleyemedik. Bunun üzerine buyurdu ki: “Hepsini toplayan bir dua öğreteyim mi size? Şöyle dersiniz: Allah’ım, Nebin Muhammed’in Sen’den istediği tüm hayırları Sen’den istiyoruz. Nebin Muhammed’in Sana sığındıklarının şerrinden de Sana sığınıyoruz. Yardımına başvurulan Sen’sin. Dua Sanadır. Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur.”
Kaynak: Tirmizi zikretmiş ve hadis hasendir demiştir.
ONUNCU VASİYET
ORUCUN FAZİLETİ
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابي اَمَامةَ (ض) قال: قلتُ يا رسول اللهِ مُرْنِي بِعَمَلٍ قال:"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بِالصّومِ[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] فَاِنّه لا عِدْل له[/FONT]،[FONT=mry_KacstQurn] قلتُ يا رسولَ اللهِ مُرْنِي بِعَمَلٍ قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بالصّوم فَاِنّه لا عِدْل له[/FONT]"[FONT=mry_KacstQurn] قلتُ يا رسول الله مرني بعمل[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قال [/FONT]"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بالصّوم فاِنّه لا مِثْل له[/FONT][/FONT]
Ebu Umame’nin şöyle dediği rivayet olunur: Ey Allah’ın Resulü bana bir amel emret. Buyurdu ki (A.S.) : “Oruç tutmalısın. Ona denk amel yoktur.” Dedim ki: Ey Allah’ı Resulü, bana bir amel öğret. Buyurdu ki (A.S.): “Oruç tut. Doğrusu ona denk amel yoktur.” .Tekrar dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, bana bir amel emret. Buyurdu ki (A.S.): “Oruç tut. Çünkü onun benzeri yoktur.”
Kaynak: Nesai, İbni Huzeyme Sahih’inde.
[FONT=mry_KacstQurn]و في رواية للنسائي قال: اَتَيْت رسولَ اللهِ (ص) فقلتُ يا رسولَ اللهِ مُرْني باَمْرٍ ينفعُنِي الله بِه: قال "عليك بالصّومِ فَاِنّه لا مِثْلَ له[/FONT]
Nesai’nin bir rivayetinde şöyle geçer: Allah’ın Resulü (S.A.V.)’e geldim ve dedim ki: Ey Allah’ın Resulü, Allah’ın yaparsam bana fayda vereceği bir iş öğret. Buyurdu ki (S.A.V.): “Oruç tut çünkü onun gibisi yoktur.”
[FONT=mry_KacstQurn]قال:[FONT=mry_KacstQurn] قلت يا رسول الله دُلّنِي على عمل اَدْخُل به الجنّة [/FONT]؟[FONT=mry_KacstQurn]ة قال[/FONT]:"[FONT=mry_KacstQurn]عليك بالصّوم فَاِنّه لا مِثْلَ له[/FONT]"،[FONT=mry_KacstQurn] قال[/FONT]:[FONT=mry_KacstQurn] قكان اَبُو اُمامةَ لا يُرى في بيتِه الدّخانُ نهارًا اِلّا اِذا نَزَلَ بِهِم ضَيْف[/FONT][/FONT]
İbni Hibban bu hadisi Sahih’inde şöyle zikreder: Ey Allah’ın Resulü, bana beni Cennet’e götürecek bir amel göster. Buyurdu ki (A.S.): “Oruç tut, çünkü onun gibisi yoktur.”
Denir ki: Ebu Ümame’nin misafir gelmedikçe gündüz evinin, ocağının tüttüğü görülmezdi.
Aşağıdaki hadisi şerif üzerinde de düşünmeliyiz.
Ravi: Ebu Said
[FONT=mry_KacstQurn]عن ابي سعيد (ض) قال: "قال رسولُ اللهِ (ص): ما مِنْ عبدٍ يَصُومُ يومًا في سبيلِ اللهِ تعالى اِلّا باعد اللهُ بذلك اليوم وجهَهُ عن النّارِ سَبْعِين خريفًا[/FONT]
Anlamı: Bir kul, Yüce Allah’ın Yolu’nda bir gün oruç tutarsa Allah bu güne karşılık o kulun yüzünü Cehennem’den yetmiş derece uzaklaştırır.
Kaynak: Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai
(1-10 arası)