peygamberimizin aile ilişkilerinide konu almanızı istiyorum

siracnur

Active member
sa arkadaşlar kısa bi aradan sonra aranıza katıldım

peygamberimiz hakkında çok güzel konular sunmuşsunuz ama hiç çocuklarıyla veya ailesi hakkındaki iletişimi konu almamışsınz sizce onlarda önemli degilmi hem bu günümüze daha güzel örneklerinden birisi o bence :003::003::027:
 

müdavim

Üye Sorumlusu
Sevgili Peygamberimiz birçok hadislerinde, ailenin önemine işaret etmiş ve onun bir huzur yeri oldugunu belirtmiş, erkegin kadına iyi davranması gerektigini çok açık ve kesin bir şekilde dile getirmiştir.

Bu anlamda şöyle buyurmuşlardır:
"En hayırlınız hanımlarına karşı iyi davrananınızdır."

Peygamberimizin iman, ahlâk ve aile fertlerine yumuşak davranma arasında kurdugu baglantıyı dile getiren şu sözü çok anlamlıdır:

' ' Mü' minlerin imanca en mükemmel olanı; ahlâkça en güzel olanı ve aile fertlerine yumuşak davrananıdır.' '


Hz. Peygamberimiz, çeşitli vesilelerle erkeklerin kadınlar üzerinde, kadınların da erkekler üzerinde hakları bulundugunu söylemiştir. Kadınlar hakkında Allah' tan korkulmasını, onlara haksızlık yapılmamasını istemiştir. Kocasını şikâyet için kendisine gelen kadınların sayısı artınca, bu tür davranışta bulunanların iyi kimseler olmadıgını söylemiştir.

Hz. Peygamberimiz, eşleri arasında eşitsizlige ve muamele farklılıgına neden olacak davranışlardan şiddetle sakınmıştır. Bu hususla ilgili olarak O' nun bir sefere çıkacagı zaman eşleri arasında kur' a çekmesi ve sırayla eşlerini yanında götürmesi, yine her eşi için bir gün ve gece tahsis etmesi, onların haklarına gösterdigi titizligin örnekleridir.

Hanımlarına iyi davranmış, onları dövmemiştir. Kendisi bunu yapmadıgı gibi, hanımlarını dövenleri de, "Kadınlarınızı nasıl dövüyor, sonra da akşam olunca beraberce yatıyorsunuz" diyerek kınamıştır. Kadınların dövülmemesi, hele yüze hiç vurulmaması, kötü sözlerle tahkir edilmemesi ve evinin terk edilmemesi konularında ikazda bulunarak:

"Kadınları ancak kötüleriniz döver." buyurmuşlardır.

Kur' an–ı Kerim' de Peygamber Efendimizin hanımları ve aile hayatı hakkında bilgi verilmektedir. Eşleri ile aralarında geçen tartışmalarda hem Peygambere ve hem de hanımlarına ögütlerde bulunulmakta ve yol gösterilmektedir.:

"Ey Peygamber! Hanımlarına şöyle söyle:
"Eger dünya hayatını ve ziynetini istiyorsanız, haydi gelin, sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim. Yok, eger Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, haberiniz olsun ki, Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır." (Ahzâb suresi, 28–29)


Hz. Peygamberimiz, ev halkına gayet iyi davranır, onlarla şakalaşırdı. Hz. Aişe, O' nunla yaptıgı iki yarışı şöyle nakleder:

"Bir yolculukta Hz. Peygamber' le yarıştım ve O' nu geçtim. Şişmanladıgımda yaptıgım diger bir yarışı ise, Hz. Peygamber kazandı."

Ev içindeki davranışları da O' nun ne kadar mütevazı oldugunu göstermektedir. Hz. Aişe' ye, ev içinde Peygamberimizin davranışları soruldugunda şu bilgiyi vermiştir:

"Hz. Peygamber, evine girdigi zaman insanlardan herhangi biri gibi tevazu ile davranırdı. Kendi elbisesinin sökügü ile meşgul olur, koyunları eli ile sagar, eşlerine ev işlerinde gerekli hâllerde yardımcı olurdu. Çarşıya, pazara gider, bizzat alış–veriş yapar ve aldıgı şeyleri kendisi taşırdı. Ashab–ı Kiram; "İzin verin de biz taşıyalım." dediklerinde, "Herkes kendi yükünü kendi taşısın." buyururdu.


O, hizmetçisiyle yemek yer, onlarla oturup sohbet ederdi. Gelen misafirlerine kendisi hizmet ederdi.

Hz. Peygamberimiz, aile fertlerinin eglenme ve dinlenme gibi ihtiyaçlarını karşılar, meşrû eglencelerden onları yararlandırmaya çalışırdı. Ramazan ve Kurban bayramları merasimlerine kızlarını ve hanımlarını da götürürdü. Nitekim bir bayram günü, Habeşliler tarafından oynanan kalkan ve mızrak oyununu eşi Hz. Aişe, omzuna dayanarak birlikte seyretmişlerdi.

Hz. Peygamberimize göre kişinin ailesiyle geçirdigi vakit, boşa harcanmış bir zaman degildir. Peygamber Efendimiz insanlara, bildigini anlatacagı ilk kişilerin aile fertleri oldugunu ögretmiştir. O, kendisine gelen heyetlere:
"Ailenize dönün ve onlara ögrendiklerinizi ögretin." derdi.

Bir hadislerinde O, "Erkek ailesinin çobanıdır ve aile efradından sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve onlardan sorumludur." buyurduktan sonra; "Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz." diyerek çerçeveyi en geniş şekliyle göstermiştir. Bu, aile içerisinde edep, ahlâk, fazilet ve bilgi açısından egitime işaret etmektedir.

Diger yandan Hz. Peygamberimiz, çocuklarını İslâmî terbiye altında yetiştirmiş, evliliklerinden sonra da onlarla gerek maddî ve gerekse mânevî olarak ilgilenmeye devam etmiştir. Medine döneminde kızı Fatıma ile damadı Ali' nin evlerine, her gün sabah namazına kalktıgı zaman ugrayıp onları namaza kaldırması da, O' nun çocuklarının evliliklerinden sonra bile egitimlerine verdigi önemi göstermektedir.

Hz. Peygamberimizin Medine hayatı boyunca on yıl hizmet eden ve

O' nun aile hayatını en iyi bilenlerden biri olan Enes b. Malik şöyle der:
"Çoluk–çocuguna ve aile fertlerine karşı Hz. Muhammed' den daha şefkatli olan hiçbir kimse görmedim."

Çocuk insanın çiçegi ve meyvesidir. Ekmek ve su kadar sevgi ve şefkate, ilgiye muhtaç olan çocugun yetişmesi için en güzel ortam, mutlu ve huzurlu aile yuvasıdır. Bu bakımdan Hz. Peygamber çocuklara karşı çok şefkatli davranmıştır.

Bir gün, torunlarını öpüp okşarken bir adam huzuruna gelmişti. Evlat şefkatinden mahrum olan bu kişi, gördügü manzaraya duydugu hayretini gizleyemedi ve;

"Benim on çocugum var, bunlardan hiçbirini öpmüş degilim." dedi.

Hz. Peygamberimiz:

"Şayet senin kalbinden Cenabıhak merhameti söküp atmışsa, ben ne yapabilirim?" buyurdu ve ilave etti:

"Merhamet etmeyene merhamet edilmez."

Hz. Peygamberimiz, evinde bulunan hizmetçi ve işçilere son derece şefkat ve merhametle muamele eder, hiçbir zaman onları incitecek söz ve davranışta bulunmazlardı.

Hz. Enes bu konuda şöyle söyler:

"Hz. Peygamber' e on yıl hizmet ettim. Allah' a yemin ederim ki, bana hiçbir zaman ' öff' demedi. Herhangi bir şey için de bana: "Bunu niçin böyle yaptın? Şöyle yapsaydın ya." dememiştir.


Sevgili Peygamberimiz örnek aile reisi idi. Hanımlarına ve çocuklarına karşı görevlerini en iyi şekilde yerine getirirdi. O' nun evi örnek bir evdi, hanesinde her zaman burcu burcu mutluluk kokardı.

Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, Hz. Peygamberimizin aile hayatı ve aile içindeki davranışları taşıdıgı özellikler nedeniyle, maddî planda oldugu kadar mânevî planda da örnek konumdadır.

Onun aile hayatında uyguladıgı ilkeler, her dönemde önemini kaybetmeden varlıgını sürdürmektedir. Toplumların en küçük ünitesi olan ailenin mutlu ve huzurlu olmasının toplumun huzurunu da saglayacagı gerçegini, en güzel örnekleriyle Hz. Peygamber' in aile hayatında görmek mümkündür.


kaynak.islamiyazilar
 

müdavim

Üye Sorumlusu
Peygamberimizin aile hayatını öğrenmek için O’nun nasıl bir aile reisi, nasıl bir koca,
nasıl bir baba, sosyal ve beşeri ilişkilerinin nasıl olduğunu bilmemiz lâzım. O’nu tanıyacağız,
tanıdığımız gibi yaşayacağız ki, mutlu olabilelim. Günümüzde aile fâcialarının tamamı
Hz.Muhammed’i tanımamanın, O’nun tarzını tarz edinememenin sonucudur.

Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimizin nasıl bir koca olduğuna baktığımız zaman,
O’nun gibi bir koca olma gayreti içinde çok şeyler öğreniriz.

Peygamberimiz evinde zamanının:

*Bir kısmını ibâdete,
*Bir kısmını ailesine,
*Diğer bir kısmını da kendisine olmak üzere 3’e ayırırdı.

Efendimiz, insanlara bildiğini anlatacak ilk kişilerin aile fertleri olduğunu göstermiştir.

O, kendisine gelen heyetlere:
“Ailenize dönün, burada öğrendiklerinizi onlarla paylaşın...” derdi.

Efendimizin bu yönünden en çok Hz. Aişe (r.anhe) faydalanmıştır.

Hz. Hatice (r.anhe) ile
beraberliğinde göze çarpan en önemli nokta:
– Dostluk ve
– Arkadaşlıktır.


Hz. Hatice (r.anhe)’nin vefat ettiği yılın Peygamberimizin en çok üzüldüğü yıl “Hüzün yılı”
olarak anıldığını biliyoruz.

Veda hutbesinde:
“... Ey insanlar! Sizin kadınlar üzerinde bir takım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza
özen göstermelidir. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Onlara karşı iyi davranınız. l Eşlerinize şefkatle muamele ediniz...” buyurmuştur
.

Peygamberimiz hanımlarının:
Hem hocası, Hem de kocası idi.
Evi mektepti. O mektebin hocası Efendimiz, talebeleri de hanımları ve çocuklarıydı.

O, hanımlarıyla:
Şaka yapmıştır.
Koşu yapmıştır.
Onlara espri yapmıştır.
Onları gece namazına kaldırmıştır.
Evde hanımlarına yardım etmiştir.
Hanımlarıyla daima istişare ederdi.

“Bir kimse eşine kin beslemesin, onun bir huyunu beğenmezse,
başka huyunu beğenir”
buyururlardı.

“Mü’minlerin imanca en mükemmel olanı, ahlâkça en güzel olanı ve aile
fertlerine yumuşak davrananıdır”
beyanı bugün çok daha iyi anlaşılmaktdadır.

O, hanımlara iyi davranmayı iyi Müslüman olmanın şartı saymıştır. Çünkü insanın
hayatta en yakın olduğu kişi hanımıdır.

Peygamberimiz hanımlarıyla:

Sohbet ederdi.
Onlara asla vurmadı.
Hakaret etmedi.
Olgunlukla yaklaştı.
Maddi-manevi ihtiyaçlarını giderdi.
Evlenirken mihirlerini verdi.
Düğünlerinde velime (yemek) verdi.
Hanımın ağzına konan lokmanın sevap olduğunu söylerdi.


Peygamberimize nasıl bir baba oldu diye baktığımızda,
O’nda bizim için örnek hayatı buluruz.

Peygamberimiz:
Çocukları çok severdi.
Sadece kendi çocuklarını değil başkalarının çocuklarını da severdi.
Bir defasında hasta Yahudi çocuğunu ziyaret etmişti. (Ebu Dâvud c/2. sf: 264.)

“Her çocuk Müslüman olarak doğar” buyurdu.
Çocuklara selam verirdi. Onların hatırını sorardı. (Buhari, edep: 81, Müslim, selam: 15)

“Bir baba evlâdına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakmaz” buyururlardı.

İnsanlar zihinlerinde kimleri canlandırıyorlar, zihinlerinde kimler örnek olarak
teşekkül ediyorsa, onlara benzemeye çalışacaklardır. Bizi Yaratan’ın bizden istediğini
en doğru şekilde yapabilmek için O’nun elçisini adım adım izlemekten başka çâremiz
yoktur. Mutluluğumuz da buna bağlıdır.


kaynakfussilet
 

siracnur

Active member
çok teşekkür ederim sizlere ama bunu ben istedim diye degil konu olarak geçirirseniz daha iyi olacak çünkü öle bi zamandayız ki artık günahmış sevapmış insanlar için önemsiz bu konu üzerinde ısrarla durulmasını istiyorum dua ile...
 
Üst