İKİ KURBAĞA
Biri beyaz diğeri siyah renkteki
Karakurbağa atılılır tamam tamam çok bilmiş sen polyanna gibi herşeye güzel bakıyorsun.güzel şeyler düşünücem diye saçmalıyorsun.Hani uçurumdan düşsen ne güzel uçuyorum diyeceksin.Azıcık gerçekçi olsanya canım*
Akkurbağa konuyu uzatmaz.Gerçeği görmek için asıl kendi kötümser bakışını terk etmelisin"
Günlerden birgün karakurbağa akkurbağa hadi seninle oyun oynayalım der.Şurdaki yüksek kovayı görüyormusun?İkimiz aynı anda üstünden zıplayalım bakalım kim kazanacak?,,,,
Akkurbağa bunu istemeye istemeye kabul eder.İKİ KURBAĞA hızla koşup zıplamışlar ne olduysa olmuş ve çarpışıp kovaya düşmüşler
Acı gerçeği o zaman anlamışlar .....Üzerinden atlamaya çalştıkları oşey ,yarısına kadar dolu bir süt ğüğümü değilmiymiş meğer!
ğüğümün kenarıları zıplamayıp çıkmaya imkan vermeyecek kadar yüksekmiş.Karakurbağa ümitsizlik içinde haykırmış:
Mahvolduk! buradan çıkmamız mümkün değil!Bu ğüğümde ölüp gideceğiz.;
"o kadar kolay pes etme bakalım"diye karşılık vermiş"Akkurbağa ."Akkurbağa "Çıkmadık candan ümit kesilmez.kim bilir hiç, ummadığıız yerden bir anda imdadımıza yardım sever bir el yetişirbelkide "
Karakurbağa acı bir kahkaha attıktan sonra şöyle demiş:
"Neler sayıklıyorsun sen ?Bari böylesi bir haldeyken hayal görmekten vazgeç"
"Ben hayal görmüyorum nasıl bilmiyorum ama burdan çıkacakmışım gibi bir his var içimde .Kendini koyu verme sakın.....
Karakurbağa zaman geçtikçe ümitsizliğe düşmüş ve artıkça ayaklarının dermanı güç ve kuvvet kalmamış.Ve en sonunda:
"Bacaklarında dermankalmamış .Hakkını helal et kardeşim!deyip sütte yüzmekten vazgeçmiş.
Bir iki dakika sonra son nefesini vermiş ..............
Akkurbağa arkadaşinin ölümüne çok üzülmüş, fakat ümidini hiç yitirmemiş sürekli şu şekilde yalvarmış.
ALLAH A:
"Darda kalanların sesini ancak Sen duyar onların imdadına ancak Sen koşarsın !Senin rahmetin ve şefkatın süt gügümüne düşmüş zavallı bir kurbağaya da yetişir elbet! Kurtar beni Allahım !...
AKkurbağa bu şekilde hiç ümitsizliğe düşmeden süttün içinde bir tarafdan çırpınmış.
Karanlıkta yapayanlız, çaresiz, ama hiç ümitsizliğedüşmeden..........çırpınmış,çırpınmış,çırpınmış..Bu hal dakikalarca devam etmiş.Bir ara arka taraftadan ayağına birşey çarpmş.Dönüp baktığında bunun irice bir topağı olduğunu görmüş.Oraya nereden geldiğini düşününce , bu tereyağının farkında olmadan kendi çırpınışlarıyla meydana geldiğini anlamış.Gözleri sevinçle parlamış, çünkü bu onun kurtuluş vesilesi olabilirmiş!Azalmaya yüz tutan gücü ,ummadığı kadar artmış ve onun üstüne basıp zıpladığı gibi ğüğümün dişina atlamış ve ilk sözü şu olmuş:
RAHMETİNDEN ÜMİDİMİ KESTİRMEDİĞİN VE İMDADIMA YETİŞTİĞİN İÇİN SANA ŞÜKÜRLER OLSUN ALLAHIM!............
Biri beyaz diğeri siyah renkteki
kurbağaların huy ve mizahları tıpkı renkleri gibi zıtmış.Akkurbağa ne kadar iyimserse karakurbağa o kadar kötümsermiş.Yağmur yağsa Karakurbağa şikayete başlarmış.Yağmur ne derenin tadı olur ne de sivri sinek bulunur,Nefret ediyorum yağmurdan diye....
Arkadaşının aksine herşeye güzel bakarmış Akkurbağa cevap vermeden edememiş.Haksızlık etme yağmur yağmasa bizim evimiz ve yurdumuz olan dereler sazlıklar bataklıklar kalırmı ortada.Karakurbağa atılılır tamam tamam çok bilmiş sen polyanna gibi herşeye güzel bakıyorsun.güzel şeyler düşünücem diye saçmalıyorsun.Hani uçurumdan düşsen ne güzel uçuyorum diyeceksin.Azıcık gerçekçi olsanya canım*
Akkurbağa konuyu uzatmaz.Gerçeği görmek için asıl kendi kötümser bakışını terk etmelisin"
Günlerden birgün karakurbağa akkurbağa hadi seninle oyun oynayalım der.Şurdaki yüksek kovayı görüyormusun?İkimiz aynı anda üstünden zıplayalım bakalım kim kazanacak?,,,,
Akkurbağa bunu istemeye istemeye kabul eder.İKİ KURBAĞA hızla koşup zıplamışlar ne olduysa olmuş ve çarpışıp kovaya düşmüşler
Acı gerçeği o zaman anlamışlar .....Üzerinden atlamaya çalştıkları oşey ,yarısına kadar dolu bir süt ğüğümü değilmiymiş meğer!
ğüğümün kenarıları zıplamayıp çıkmaya imkan vermeyecek kadar yüksekmiş.Karakurbağa ümitsizlik içinde haykırmış:
Mahvolduk! buradan çıkmamız mümkün değil!Bu ğüğümde ölüp gideceğiz.;
"o kadar kolay pes etme bakalım"diye karşılık vermiş"Akkurbağa ."Akkurbağa "Çıkmadık candan ümit kesilmez.kim bilir hiç, ummadığıız yerden bir anda imdadımıza yardım sever bir el yetişirbelkide "
Karakurbağa acı bir kahkaha attıktan sonra şöyle demiş:
"Neler sayıklıyorsun sen ?Bari böylesi bir haldeyken hayal görmekten vazgeç"
"Ben hayal görmüyorum nasıl bilmiyorum ama burdan çıkacakmışım gibi bir his var içimde .Kendini koyu verme sakın.....
Karakurbağa zaman geçtikçe ümitsizliğe düşmüş ve artıkça ayaklarının dermanı güç ve kuvvet kalmamış.Ve en sonunda:
"Bacaklarında dermankalmamış .Hakkını helal et kardeşim!deyip sütte yüzmekten vazgeçmiş.
Bir iki dakika sonra son nefesini vermiş ..............
Akkurbağa arkadaşinin ölümüne çok üzülmüş, fakat ümidini hiç yitirmemiş sürekli şu şekilde yalvarmış.
ALLAH A:
"Darda kalanların sesini ancak Sen duyar onların imdadına ancak Sen koşarsın !Senin rahmetin ve şefkatın süt gügümüne düşmüş zavallı bir kurbağaya da yetişir elbet! Kurtar beni Allahım !...
AKkurbağa bu şekilde hiç ümitsizliğe düşmeden süttün içinde bir tarafdan çırpınmış.
Karanlıkta yapayanlız, çaresiz, ama hiç ümitsizliğedüşmeden..........çırpınmış,çırpınmış,çırpınmış..Bu hal dakikalarca devam etmiş.Bir ara arka taraftadan ayağına birşey çarpmş.Dönüp baktığında bunun irice bir topağı olduğunu görmüş.Oraya nereden geldiğini düşününce , bu tereyağının farkında olmadan kendi çırpınışlarıyla meydana geldiğini anlamış.Gözleri sevinçle parlamış, çünkü bu onun kurtuluş vesilesi olabilirmiş!Azalmaya yüz tutan gücü ,ummadığı kadar artmış ve onun üstüne basıp zıpladığı gibi ğüğümün dişina atlamış ve ilk sözü şu olmuş:
RAHMETİNDEN ÜMİDİMİ KESTİRMEDİĞİN VE İMDADIMA YETİŞTİĞİN İÇİN SANA ŞÜKÜRLER OLSUN ALLAHIM!............