“Aişe (r.anhâ) hesap günü insanların durumunu sorar. Efendimiz; ‘Ya Aişe insanlar kıyamet günü yalın ayak, sünnetsiz olarak, çırılçıplak anadan doğma bir şekilde haşr olacak.’ dedi.
Aişe: “Ben utanırım Ya Rasulullah’ dedi. Efendimiz; ‘Ya Aişe, durum senin anladığın gibi değil, o gün her insan kendi nefsinin kurtuluşu derdine düşecek, o yanındakinin cinsiyetine bakmaktan daha büyük bir işle karşı karşıya kalacak.” buyurdu.” (Müslim 1193)
Aişe (ra) annemiz anlatıyor: "Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah (sav): "Niye ağlıyorsun?" diye sordu. "Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim.
"Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar. Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar; sağına mı soluna mı yoksa arkasına mı? Sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca, bunu geçinceye kadar." (Ebu Davud, Sünen 28, 4755)
Aişe: “Ben utanırım Ya Rasulullah’ dedi. Efendimiz; ‘Ya Aişe, durum senin anladığın gibi değil, o gün her insan kendi nefsinin kurtuluşu derdine düşecek, o yanındakinin cinsiyetine bakmaktan daha büyük bir işle karşı karşıya kalacak.” buyurdu.” (Müslim 1193)
Aişe (ra) annemiz anlatıyor: "Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah (sav): "Niye ağlıyorsun?" diye sordu. "Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim.
"Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar. Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar; sağına mı soluna mı yoksa arkasına mı? Sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca, bunu geçinceye kadar." (Ebu Davud, Sünen 28, 4755)