3. Risale-i Nur’u anlamada bütünlük ve denge boyutu
“Risale-i Nur’u anlamak’tan neyi anlamamız gerektiği” sorusu son derece mühimdir ve meselenin ana merkezini oluşturmaktadır.
Burada, “Risale-i Nur’u anlamak” yerine “Bediüzzaman’ı anlamak” ifadesini de kullanabiliriz. Çünkü Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur’daki hakikatleri kemal mertebede yaşayan bir şahsiyettir. Bir bakıma Risale-i Nur da, onun yaşadığı İslâm’ın yazıya dökülmüş şeklidir. Ona “mücessem bir Risale-i Nur” denebileceği gibi, “şahsî yaşayışının, hâl ve harekâtının yazdığı eserin bir tefsiri olduğu”nu söylemek de mümkündür.
Risale-i Nur’u anlamaktan kastımız sadece kelimelerin karşılığını bilmekten ibaret değildir. Çünkü bir eserin içindeki mevzuları sadece ilim bazında anlamak, onun mânâ ve ehemmiyetini kavramak ve verdiği mesajı idrak etmek için yeterli değildir.
Anlamada asıl derinlik
Elbette bir eseri hakkıyla anlayabilmek için öncelikle bu gereklidir, fakat tek başına yeterli değildir. Risale-i Nur’u anlamaktan meramımız:
1. Risale-i Nur’un mahiyetini, hususiyetlerini, meziyetlerini ve üstünlüklerini idrak etmek,
2. Bu eserleri bir bütün olarak kabul etmek,
3. Verdiği mesajlardaki irtibatları iyi kurmak ve muvazeneyi korumak,
4. Ortaya konan esasların birini diğerine tercih veya feda etmemek,
5. Mânâ ve prensiplerine hakkıyla âyine olmaktır.
Aksi takdirde, işlenen mesaj ve esasların birini ön plâna çıkarıp diğerini ihmal etmek ya da bütün mesajları birinin rengiyle boyamak, Risale-i Nur’u anlamak değildir.
İşin doğrusu ve istikamet, işlenen konulara müellifinin verdiği kıymet ve ehemmiyet derecesinde nazar etmek, herhangi bir prensibe onun yüklemediği mânâ ve fonksiyonu yüklememektir.
Risale-i Nur’daki meseleler iman, ibadet, ahlâk, içtimaiyat, siyaset gibi ana konulara ayrılabilir. Bunlar arasında bilhassa imanla ilgili yüzlerce alt bölüm saymak mümkündür.