Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Risale-i Nurlar'ın Âyet ve Hadîs Meâlleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 575549" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Onyedinci Söz </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">On Yedinci Söz, 1926-1934 yılları arasında Barla'da telif edilmiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍِﻧَّﺎ ﺟَﻌَﻠْﻨَﺎ ﻣَﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ ﺯِﻳﻨَﺔً ﻟَﻬَﺎ ﻟِﻨَﺒْﻠُﻮَﻫُﻢْ ﺍَﻳُّﻬُﻢْ ﺍَﺣْﺴَﻦُ ﻋَﻤَﻠﺎً ٭ ﻭَﺍِﻧَّﺎ ﻟَﺠَﺎﻋِﻠُﻮﻥَ ﻣَﺎ ﻋَﻠَﻴْﻬَﺎ ﺻَﻌِﻴﺪًﺍ ﺟُﺮُﺯًﺍ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Yeryüzünde ne varsa Biz dünya için bir süs olarak yarattık ki, insanlardan hangisi daha güzel işler yapacak diye imtihan edelim. Onun üzerindeki herşeyi Biz elbette kup kuru bir toprak haline getireceğiz. (Kehf Sûresi, 18:7-8)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَﻣَﺎ ﺍﻟْﺤَﻴَﻮﺓُ ﺍﻟﺪُّﻧْﻴَٓﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﻟَﻌِﺐٌ ﻭَﻟَﻬْﻮٌ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka birşey değildir. (En'âm Sûresi, 6:32) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَﺳِﻌَﺖْ ﺭَﺣْﻤَﺘِﻰ ﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Rahmetim herşeyi kaplamıştır. (Âyetten iktibas) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 203) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻟﺎَ ﻳَﻌْﻠَﻢُ ﺍﻟْﻐَﻴْﺐَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. (Neml Sûresinin 65. âyetinden iktibas.) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 208) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻫَﺬِﻩِ ﺍﻟْﻤُﻨَﺎﺟَﺎﺓُ ﺗَﺨَﻄَّﺮَﺕْ ﻓِﻰ ﺍﻟْﻘَﻠْﺐِ ﻫَﻜَﺬَﺍ ﺑِﺎﻟْﺒَﻴَﺎﻥِ ﺍﻟْﻔَﺎﺭِﺳِﻰ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Yani, bu münacat, kalbe Farisî olarak tahattur ettiğinden, Farisî yazılmıştır. Evvelce matbu olan Hubab Risalesinde derc edilmişti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻳَﺎﺭَﺏْ ﺑَﺸَﺶْ ﺟِﻬَﺖْ ﻧَﻈَﺮْ ﻣِﻴﻜَﺮْﺩَﻡْ ﺩَﺭْﺩِ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﺩَﺭْﻣَﺎﻥْ ﻧَﻤِﻰ ﺩِﻳﺪَﻡْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Yâ Rab! Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyarıma dayanıp derdime derman aramak için cihât-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım. Mânen bana denildi ki: "Yetmez mi dert, derman sana."</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَﺭْﺭَﺍﺳْﺖْ ﻣِﻰ ﺩِﻳﺪَﻡْ ﻛِﻪ ﺩِﻯ ﺭُﻭﺯْ ﻣَﺰَﺍﺭِ ﭘَﺪَﺭِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet, gafletle sağımdaki geçmiş zamandan teselli almak için baktım. Fakat gördüm ki, dünkü gün, pederimin kabri; ve geçmiş zaman, ecdadımın bir mezar-ı ekberi suretinde göründü. Teselli yerine vahşet verdi. (Haşiye-1)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-1: İman, o vahşetli mezar-ı ekberi, ünsiyetli bir meclis-i münevver ve bir mecma-ı ahbap gösterir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَ ﺩَﺭْ ﭼَﭗْ ﺩِﻳﺪَﻡْ ﻛِﻪ ﻓَﺮْﺩَﺍ ﻗَﺒْﺮِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Sonra soldaki istikbale baktım, derman bulamadım. Belki yarınki gün, benim kabrim; ve istikbal ise, emsalimin ve nesl-i âtinin bir kabr-i ekberi suretinde görünüp, ünsiyet değil, belki vahşet verdi. (Haşiye-2)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-2: İman ve huzur-u iman, o dehşetli kabr-i ekberi, sevimli saadet saraylarında bir davet-i Rahmâniye gösterir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 209) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَ ﺍِﻳﻤْﺮُﻭﺯْ ﺗَﺎﺑُﻮﺕِ ﺟِﺴْﻢِ ﭘُﺮْ ﺍِﺿْﻄِﺮَﺍﺏِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Soldan dahi hayır görünmediği için, hazır güne baktım. Gördüm ki, şu gün, güya bir tabuttur. Hareket-i mezbuhânede olan cismimin cenazesini taşıyor. (Haşiye-3)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-3: İman, o tabutu, bir ticaretgâh ve şaşaalı bir misafirhane gösterir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺮْ ﺳَﺮِ ﻋُﻤْﺮْ ﺟَﻨَﺎﺯَﻩﺀِ ﻣَﻦْ ﺍِﻳﺴْﺘَﺎﺩَﻩ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşbu cihetten dahi devâ bulamadım. Sonra başımı kaldırıp şecere-i ömrümün başına baktım. Gördüm ki, o ağacın tek meyvesi benim cenazemdir ki, o ağacın üstünde duruyor, bana bakıyor. (Haşiye-4)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-4: İman, o ağacın meyvesini cenaze değil, belki ebedî hayata mazhar ve ebedî saadete namzet olan ruhumun eskimiş yuvasından yıldızlarda gezmek için çıktığını gösterir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَﺭْ ﻗَﺪَﻡْ ﺁﺏِ ﺧَﺎﻙِ ﺧِﻠْﻘَﺖِ ﻣَﻦْ ﻭَ ﺧَﺎﻛِﺴْﺘَﺮِ ﻋِﻈَﺎﻡِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O cihetten dahi meyus olup başımı aşağıya eğdim. Baktım ki, aşağıda, ayak altında, kemiklerimin toprağı ile mebde-i hilkatimin toprağı birbirine karışmış gördüm. Derman değil, derdime dert kattı. (Haşiye-5)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-5: İman, o toprağı, rahmet kapısı ve Cennet salonunun perdesi olduğunu gösterir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﭼُﻮﻥْ ﺩَﺭْ ﭘَﺲْ ﻣِﻴﻨِﮕَﺮَﻡْ ﺑِﻴﻨَﻢْ ﺍِﻳﻦْ ﺩُﻧْﻴَﺎﺀِ ﺑِﻰ ﺑُﻨْﻴَﺎﺩْ ﻫِﻴﭻْ ﺩَﺭْ ﻫِﻴﭽَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ondan dahi nazarı çevirip arkama baktım. Gördüm ki, esassız, fâni bir dünya, hiçlik derelerinde ve adem zulümatında yuvarlanıp gidiyor. Derdime merhem değil, belki vahşet ve dehşet zehrini ilâve etti. (Haşiye-6)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-6: İman, o zulümatta yuvarlanan dünyayı, vazifesi bitmiş, mânâsını ifade etmiş, neticelerini kendine bedel vücutta bırakmış mektubât-ı Samedâniye ve sahâif-i nukuş-u Sübhâniye olduğunu gösterir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَ ﺩَﺭْ ﭘِﻴﺶْ ﺍَﻧْﺪَﺍﺯَﻩﺀِ ﻧَﻈَﺮْ ﻣِﻴﻜُﻨَﻢْ ﺩَﺭِ ﻗَﺒِﺮْ ﻛُﺸَﺎﺩَﻩ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَ ﺭَﺍﻩِ ﺍَﺑَﺪْ ﺑَﺪُﻭﺭِ ﺩِﺭَﺍﺯْ ﺑَﺪِﻳﺪَﺍﺭَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 210) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Onda dahi hayır görmediğim için ön tarafıma, ileriye nazarımı gönderdim. Gördüm ki, kabir kapısı yolumun başında açık görünüp, onun arkasında ebede giden cadde, uzaktan uzağa nazara çarpıyor. (Haşiye-7)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-7: İman, o kabir kapısını âlem-i nur kapısı ve o yol dahi saadet-i ebediye yolu olduğunu gösterdiğinden, dertlerime hem derman, hem merhem olur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻣَﺮَﺍ ﺟُﺰْ ﺟُﺰْﺀِ ﺍِﺧْﺘِﻴَﺎﺭِﻯ ﭼِﻴﺰِﻯ ﻧِﻴﺴْﺖْ ﺩَﺭْ ﺩَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte şu altı cihette ünsiyet ve teselli değil, belki dehşet ve vahşet aldığım onlara mukabil, benim elimde bir cüz-i ihtiyarîden başka hiçbir şey yoktur ki, ona dayanıp onunla mukabele edeyim. (Haşiye-8)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-8: İman, o cüz-i lâyetecezzâ hükmündeki cüz-ü ihtiyarî yerine, gayr-ı mütenâhi bir kudrete istinad etmek için bir vesika verir. Ve belki iman bir vesikadır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻛِﻪ ﺍُﻭ ﺟُﺰْﺀْ ﻫَﻢْ ﻋَﺎﺟِﺰْ ﻫَﻢْ ﻛُﻮﺗَﺎﻩ ﻭ ﻫَﻢْ ﻛَﻢْ ﻋَﻴَﺎﺭَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Halbuki o cüz-i ihtiyarî denilen silâh-ı insanî hem âciz, hem kısadır. Hem ayarı noksandır. İcad edemez. Kisbden başka hiçbir şey elinden gelmez. (Haşiye-9)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-9: İman, o cüz-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip, her şeye karşı kâfi getirir. Bir askerin cüzî kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻪ ﺩَﺭْ ﻣَﺎﺿِﻰ ﻣَﺠَﺎﻝِ ﺣُﻠُﻮﻝْ ﻧَﻪ ﺩَﺭْ ﻣُﺴْﺘَﻘْﺒَﻞْ ﻣَﺪَﺍﺭِ ﻧُﻔُﻮﺫْ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ne geçmiş zamana hulûl edebilir, ne de gelecek zamana nüfuz edebilir. Mazi ve müstakbele ait emellerime ve elemlerime faidesi yoktur. (Haşiye-10)</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Haşiye-10: İman, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp kalbe, ruha teslim ettiği için, maziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻣَﻴْﺪَﺍﻥِ ﺍُﻭ ﺍِﻳﻦْ ﺯَﻣَﺎﻥِ ﺣَﺎﻝْ ﻭ ﻳَﻚْ ﺁﻥِ ﺳَﻴَّﺎﻟَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O cüz-i ihtiyarînin meydan-ı cevelânı, kısacık şu zaman-ı hazır ve bir ân-ı seyyaldir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺎ ﺍِﻳﻦْ ﻫَﻤَﻪ ﻓَﻘْﺮْﻫَﺎ ﻭَ ﺿَﻌْﻔْﻬَﺎ ﻗَﻠَﻢِ ﻗُﺪْﺭَﺕِ ﺗُﻮ ﺁﺷِﻜَﺎﺭَﻩ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 211) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧُﻮِﺷْﺘَﻪ ﺍَﺳْﺖْ ﺩَﺭْ ﻓِﻄْﺮَﺕِ ﻣَﺎ ﻣَﻴْﻞِ ﺍَﺑَﺪْ ﻭَ ﺍَﻣَﻞِ ﺳَﺮْﻣَﺪْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte, şu bütün ihtiyaçlarımla ve zayıflığımla ve fakr ve aczimle beraber, altı cihetten gelen dehşetler ve vahşetlerle perişan bir halde iken, kalem-i kudretle sahife-i fıtratımda ebede uzanan arzular ve sermede yayılan emeller âşikâre bir surette yazılmıştır, mahiyetimde derc edilmiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﻠْﻜِﻪ ﻫَﺮْ ﭼِﻪ ﻫَﺴْﺖْ ، ﻫَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Belki dünyada ne varsa, nümuneleri fıtratımda vardır. Umum onlara karşı alâkadarım. Onlar için çalıştırıyorum, çalışıyorum.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺝْ ﻣَﺎﻧَﻨْﺪِ ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﻣَﺪِّ ﻧَﻈَﺮْ ﺑُﺰُﺭْﮔِﻰ ﺩَﺍﺭَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İhtiyaç dairesi, nazar dairesi kadar büyüktür, geniştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺧَﻴَﺎﻝْ ﻛُﺪَﺍﻡْ ﺭَﺳَﺪْ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺝْ ﻧِﻴﺰْ ﺭَﺳَﺪْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَﺭْ ﺩَﺳْﺖْ ﻫَﺮْﭼِﻪ ﻧِﻴﺴْﺖْ ﺩَﺭْ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺝْ ﻫَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hattâ, hayal nereye gitse, ihtiyaç dairesi dahi oraya gider; orada da hâcet vardır. Belki, her ne ki elde yok, ihtiyaçta vardır. Elde olmayan ihtiyaçta vardır; elde bulunmayan ise hadsizdir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﺍِﻗْﺘِﺪَﺍﺭْ ﻫَﻤْﭽُﻮ ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﺩَﺳْﺖِ ﻛُﻮﺗَﺎﻩْ ﻛُﻮﺗَﺎﻫَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Halbuki daire-i iktidar, kısa elimin dairesi kadar kısa ve dardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﭘَﺲْ ﻓَﻘْﺮ ﻭ ﺣَﺎﺟَﺎﺕِ ﻣَﺎ ﺑَﻘَﺪْﺭِ ﺟِﻬَﺎﻧَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Demek, fakr ve ihtiyaçlarım dünya kadardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَ ﺳَﺮْﻣَﺎﻳَﻪﺀِ ﻣَﺎ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺟُﺰْﺀِ ﻟﺎَﻳَﺘَﺠَﺰَّﺍ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Sermayem ise, cüz-i lâyetecezzâ gibi cüz'î bir şeydir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍِﻳﻦْ ﺟُﺰْﺀْ ﻛُﺪَﺍﻡْ ﻭَ ﺍِﻳﻦْ ﻛَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﺣَﺎﺟَﺎﺕْ ﻛُﺪَﺍﻣَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte, şu cihan kadar ve milyarlar ile ancak istihsal edilen hâcet nerede? Ve bu beş paralık cüz-ü ihtiyarî nerede? Bununla onların mübayaasına gidilmez, bununla onlar kazanılmaz. Öyle ise başka bir çare aramak gerektir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 212) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﭘَﺲْ ﺩَﺭْ ﺭَﺍﻩِ ﺗُﻮ َﺍﺯْ ﺍِﻳﻦْ ﺟُﺰْﺀْ ﻧِﻴﺰْ ﺑَﺎﺯْ ﻣِﻰ ﮔُﺬَﺷْﺘَﻦْ ﭼَﺎﺭَﻩﺀِ ﻣَﻦْ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O çare ise şudur ki: O cüz-i ihtiyarîden dahi vaz geçip, irade-i İlâhiyeye işini bırakıp, kendi havl ve kuvvetinden teberri edip, Cenâb-ı Hakkın havl ve kuvvetine iltica ederek hakikat-i tevekküle yapışmaktır. Yâ Rab! Madem çare-i necat budur; Senin yolunda o cüz-i ihtiyarîden vaz geçiyorum ve enaniyetimden teberri ediyorum.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺗَﺎ ﻋِﻨَﺎﻳَﺖِ ﺗُﻮ ﺩَﺳْﺘْﮕِﻴﺮِ ﻣَﻦْ ﺷَﻮَﺩْ ﺭَﺣْﻤَﺖِ ﺑِﻰ ﻧِﻬَﺎﻳَﺖِ ﺗُﻮ ﭘَﻨَﺎﻩِ ﻣَﻦْ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ta, Senin inâyetin, acz ve zaafıma merhameten elimi tutsun. Hem, ta Senin rahmetin, fakr ve ihtiyacıma şefkat edip bana istinadgâh olabilsin, kendi kapısını bana açsın.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺁﻥْ ﻛَﺲْ ﻛِﻪ ﺑَﺤْﺮِ ﺑِﻰ ﻧِﻬَﺎﻳَﺖِ ﺭَﺣْﻤَﺖْ ﻳَﺎﻓْﺖْ ﺍَﺳْﺖْ ﺗَﻜْﻴَﻪ ﻧَﻪ ﻛُﻨَﺪْ ﺑَﺮْ ﺍِﻳﻦْ ﺟُﺰْﺀِ ﺍِﺧْﺘِﻴَﺎﺭِﻯ ﻛِﻪ ﻳَﻚْ ﻗَﻄْﺮَﻩ ﺳَﺮَﺍﺑَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet, her kim ki rahmetin nihayetsiz denizini bulsa, elbette bir katre serap hükmünde olan cüz-i ihtiyarına itimat etmez, rahmeti bırakıp ona müracaat etmez.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍَﻳْﻮَﺍﻩْ ﺍِﻳﻦْ ﺯِﻧْﺪِﮔَﺎﻧِﻰ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺧَﺎﺑَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭِﻳﻦْ ﻋُﻤْﺮِ ﺑِﻰ ﺑُﻨْﻴَﺎﺩْ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺑَﺎﺩَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍِﻧْﺴَﺎﻥْ ﺑَﺰَﻭَﺍﻝْ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﻔَﻨَﺎ ﺍَﺳْﺖْ ﺁﻣَﺎﻝْ ﺑِﻰ ﺑَﻘَﺎ ﺁﻟﺎَﻡْ ﺑَﺒَﻘَﺎ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Kendine güvenen ve ebedî zanneden mağrur insan zevâle mahkûmdur, sür'atle gidiyor. Hane-i insan olan dünya ise, zulümat-ı ademe sukut eder. Emeller bekàsız, elemler ruhta bâki kalır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 213) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑِﻴَﺎ ﺍَﻯْ ﻧَﻔْﺲِ ﻧَﺎﻓَﺮْﺟَﺎﻡْ ﻭُﺟُﻮﺩِ ﻓَﺎﻧِﻰ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﻓَﺪَﺍ ﻛُﻦْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺧَﺎﻟِﻖِ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﻛِﻪ ﺍِﻳﻦْ ﻫَﺴْﺘِﻰ ﻭَﺩِﻳﻌَﻪ ﻫَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Madem hakikat böyledir. Gel, ey hayata çok müştak ve ömre çok talip ve dünyaya çok âşık ve hadsiz emellerle ve elemlerle müptelâ bedbaht nefsim! Uyan, aklını başına al! Nasıl ki yıldızböceği kendi ışıkçığına itimat eder, gecenin hadsiz zulümatında kalır. Balarısı kendine güvenmediği için gündüzün güneşini bulur; bütün dostları olan çiçekleri, güneşin ziyasıyla yaldızlanmış müşahede eder.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Öyle de, kendine, vücuduna ve enaniyetine dayansan, yıldızböceği gibi olursun. Eğer sen fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlıkın yolunda feda etsen, balarısı gibi olursun, hadsiz bir nur-u vücut bulursun. Hem feda et. Çünkü şu vücut sende vedia ve emanettir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَ ﻣُﻠْﻚِ ﺍُﻭ ﻭَ ﺍُﻭ ﺩَﺍﺩَﻩ ﻓَﻨَﺎ ﻛُﻦْ ﺗَﺎ ﺑَﻘَﺎ ﻳَﺎﺑَﺪْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍَﺯْ ﺁﻥْ ﺳِﺮِّﻯ ﻛِﻪ ، ﻧَﻔْﻰِ ﻧَﻔْﻰْ ﺍِﺛْﺒَﺎﺕْ ﺍَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem Onun mülküdür, hem O vermiştir. Öyle ise, minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fena et, feda et, ta bekà bulsun. Çünkü nefy-i nefy ispattır. Yani, yok yok ise, o vardır. Yok, yok olsa, var olur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺧُﺪَﺍﻯِ ﭘُﺮْﻛَﺮَﻡْ ﺧُﻮﺩْ ﻣُﻠْﻚِ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﻣِﻰ ﺧَﺮَﺩْ ﺍَﺯْ ﺗُﻮ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﻬَﺎﻯِ ﺑِﻰ ﮔِﺮَﺍﻥْ ﺩَﺍﺩَﻩ ﺑَﺮَﺍﻯِ ﺗُﻮ ﻧِﮕَﺎﻩْ ﺩَﺍﺭَﺳْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hâlık-ı Kerîm, kendi mülkünü senden satın alıyor; Cennet gibi büyük bir fiyatı verir. Hem o mülkü senin için güzelce muhafaza ediyor, kıymetini yükselttiriyor. Yine sana hem bâki, hem mükemmel bir surette verecektir. Öyle ise, ey nefsim, hiç durma. Birbiri içinde beş kârlı bu ticareti yap. Ta beş hasâretten kurtulup, beş ribhi birden kazanasın.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 214) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻓَﻠَﻤَّٓﺎ ﺍَﻓَﻞَ ﻗَﺎﻝَ ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">[Yıldız] batıp gidince, [İbrahim] 'Ben batıp gidenleri sevmem' dedi. (En'âm Sûresi, 6:76) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻟَﻘَﺪْ ﺍَﺑْﻜَﺎﻧِﻰ ﻧَﻌْﻰُ ﴿ ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ ﴾ ﻣِﻦْ ﺧَﻠِﻴﻞِ ﺍﻟﻠَّﻪِ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İbrahim Aleyhisselâm'dan sudûr ile, kâinatın zeval ve ölümünü ilân eden na'y-i ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ beni ağlattırdı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ben batıp gidenleri sevmem (En'âm Sûresi, 6:76) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻓَﺼَﺒَّﺖْ ﻋَﻴْﻦُ ﻗَﻠْﺒِﻰ ﻗَﻄَﺮَﺍﺕٍ ﺑَﺎﻛِﻴَﺎﺕٍ ﻣِﻦْ ﺷُﺌُﻮﻥِ ﺍﻟﻠَّﻪِ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Onun için kalb gözü ağladı ve ağlayıcı katreleri döktü. Kalb gözü ağladığı gibi, döktüğü herbir damlası da, o kadar hazîndir. Ağlattırıyor, güya kendisi de ağlıyor. O damlalar, gelecek farisî fıkralardır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻟِﺘَﻔْﺴِﻴﺮِ ﻛَﻠﺎَﻡٍ ﻣِﻦْ ﺣَﻜِﻴﻢٍ ﺍَﻯْ ﻧَﺒِﻰٍّ ﻓِﻰ ﻛَﻠﺎَﻡِ ﺍﻟﻠَّﻪِ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte o damlalar ise, Nebiyy-i Peygamber olan bir Hakîm-i İlahî'nin Kelâmullah içinde bulunan bir kelâmının bir nevi tefsiridir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻤِﻰ ﺯِﻳﺒَﺎﺳْﺖْ ﺍُﻓُﻮﻟْﺪَﻩ ﮔُﻢْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﺤْﺒُﻮﺏْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Güzel değil batmakla gaib olan bir mahbub. Çünki zevale mahkûm, hakikî güzel olamaz. Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻤِﻰ ﺍَﺭْﺯَﺩْ ﻏُﺮُﻭﺑْﺪَﻩ ﻏَﻴْﺐْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﻄْﻠُﻮﺏْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bir matlub ki, gurubda gaybubet etmeye mahkûmdur; kalbin alâkasına, fikrin merakına değmiyor. Âmâle merci olamıyor. Arkasında gam ve kederle teessüf etmeye lâyık değildir. Nerede kaldı ki kalb ona perestiş etsin ve ona bağlansın kalsın.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 215) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻫَﻢْ ﻓَﻨَﺎﺩَﻩ ﻣَﺤْﻮْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﻘْﺼُﻮﺩْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bir maksud ki, fenada mahvoluyor; o maksudu istemem. Çünki fâniyim, fâni olanı istemem; neyleyeyim?..</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻧَﻢْ ﺯَﻭَﺍﻟْﺪَﻩ ﺩَﻓْﻦْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﻌْﺒُﻮﺩْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bir mabud ki, zevalde defnoluyor; onu çağırmam, ona iltica etmem. Çünki nihayetsiz muhtacım ve âcizim. Âciz olan, benim pek büyük derdlerime deva bulamaz. Ebedî yaralarıma merhem süremez. Zevalden kendini kurtaramayan nasıl mabud olur?</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻋَﻘْﻞْ ﻓَﺮْﻳَﺎﺩْ ﻣِﻰ ﺩَﺍﺭَﺩْ ﻧِﺪَﺍﺀِ ﴿ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ﴾ ﻣِﻰ ﺯَﻧَﺪْ ﺭُﻭﺣَﻢْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet, zahire müptelâ olan akıl, şu keşmekeş kâinatta perestişettiği şeylerin zevalini görmekle, me'yusâne feryat eder ve bâkî bir mahbubu arayan ruh dahi, ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ feryadını ilân ediyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ben batıp gidenleri sevmem (En'âm Sûresi, 6:76) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻫَﻢْ ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻧَﻢْ ﻧَﻤِﻰ ﺗَﺎﺑَﻢْ ﻓِﺮَﺍﻗِﻰ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İstemem, arzu etmem, tâkat getirmem müfarakati...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻤِﻰ ﺍَﺭْﺯَﺩْ ﻣَﺮَﺍﻗَﻪ ﺍِﻳﻦْ ﺯَﻭَﺍﻝْ ﺩَﺭْ ﭘَﺲْ ﺗَﻠﺎَﻗِﻰ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Der-akab zeval ile acılanan mülâkatlar, keder ve meraka değmez. İştiyaka hiç lâyık değildir. Çünki zeval-i lezzet, elem olduğu gibi; zeval-i lezzetin tasavvuru dahi bir elemdir. Bütün mecazî âşıkların divanları, yani aşknameleri olan manzum kitabları, şu tasavvur-u zevalden gelen elemden birer feryaddır. Herbirinin, bütün divan-ı eş'arının ruhunu eğer sıksan, elemkârane birer feryad damlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍَﺯْ ﺁﻥْ ﺩَﺭْﺩِﻯ ﮔِﺮِﻳﻦِ ﴿ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ﴾ ﻣِﻰ ﺯَﻧَﺪْ ﻗَﻠْﺒَﻢْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte o zeval-âlûd mülâkatlar, o elemli mecazî muhabbetler derdinden ve belasındandır ki, kalbim İbrahimvari ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ ağlamasıyla ağlıyor ve bağırıyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 216) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَﺭْ ﺍِﻳﻦْ ﻓَﺎﻧِﻰ ﺑَﻘَﺎ ﺧَﺎﺯِﻯ ﺑَﻘَﺎ ﺧِﻴﺰَﺩْ ﻓَﻨَﺎﺩَﻥْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Eğer şu fâni dünyada beka istiyorsan; beka, fenadan çıkıyor. Nefs-i emmare cihetiyle fena bul ki, bâki olasın.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻓَﻨَﺎ ﺷُﺪْ ﻫَﻢْ ﻓَﺪَﺍ ﻛُﻦْ ﻫَﻢْ ﻋَﺪَﻡْ ﺑِﻴﻦْ ﻛِﻪ ﺍَﺯْ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﻘَﺎﻳَﻪ ﺭَﺍﻩْ ﻓَﻨَﺎﺩَﻥْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Dünyaperestlik esasatı olan ahlâk-ı seyyieden tecerrüd et. Fâni ol! Daire-i mülkünde ve malındaki eşyayı, Mahbub-u Hakikî yolunda feda et. Mevcudatın ademnüma akibetlerini gör. Çünki şu dünyadan bekaya giden yol, fenadan gidiyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻓِﻜِﺮْ ﻓِﻴﺰَﺍﺭْ ﻣِﻰ ﺩَﺍﺭَﺩْ ﺍَﻧِﻴﻦِ ﴿ ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ ﴾ ﻣِﻰ ﺯَﻧَﺪْ ﻭِﺟْﺪَﺍﻥْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Esbab içine dalan fikr-i insanî, şu zelzele-i zeval-i dünyadan hayrette kalıp, me'yusane fizar ediyor. Vücud-u hakikî isteyen vicdan, İbrahimvari ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ eniniyle mahbubat-ı mecaziyeden ve mevcudat-ı zâileden kat-ı alâka edip, Mevcud-u Hakikî'ye ve Mahbub-u Sermedi'ye bağlanıyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑِﺪَﺍﻥْ ﺍَﻯْ ﻧَﻔْﺲِ ﻧَﺎﺩَﺍﻧَﻢْ ﻛِﻪ ﺩَﺭْ ﻫَﺮْ ﻓَﺮْﺩْ ﺍَﺯْ ﻓَﺎﻧِﻰ ﺩُﻭ ﺭَﺍﻩْ ﻫَﺴْﺖْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺎ ﺑَﺎﻗِﻰ ﺩُﻭ ﺳِﺮِّ ﺟَﺎﻥِ ﺟَﺎﻧَﺎﻧِﻰ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ey nâdan nefsim! Bil ki: Çendan dünya ve mevcudat fânidir. Fakat her fâni şeyde, bâkiye îsal eden iki yol bulabilirsin ve can-ı canan olan Mahbub-u Lâyezal'in tecelli-i cemalinden iki lem'ayı, iki sırrı görebilirsin. An şart ki: Suret-i fâniyeden ve kendinden geçebilirsen...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻛِﻪ ﺩَﺭْ ﻧِﻌْﻤَﺘْﻬَﺎ ﺍِﻧْﻌَﺎﻡْ ﻫَﺴْﺖْ ﻭَ ﭘَﺲْ ﺁﺛَﺎﺭْﻫَﺎ ﺍَﺳْﻤَﺎ ﺑِﮕِﻴﺮْ ﻣَﻐْﺰِﻯ ﻭَ ﻣِﻴﺰَﻥْ ﺩَﺭْ ﻓَﻨَﺎ ﺁﻥْ ﻗِﺸْﺮِ ﺑِﻰ ﻣَﻌْﻨَﺎ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 217) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet, nimet içinde in'am görünür; Rahman'ın iltifatı hissedilir. Nimetten in'ama geçsen, Mün'im'i bulursun. Hem her eser-i Samedanî, bir mektub gibi, bir Sâni'-i Zülcelal'in esmasını bildirir. Nakıştan manaya geçsen, esma yoluyla Müsemmayı bulursun. Madem şu masnuat-ı fâniyenin mağzını, içini bulabilirsin; onu elde et, manasız kabuğunu kışrını, acımadan fena seyline atabilirsin.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﻠِﻰ ﺁﺛَﺎﺭْﻫَﺎ ﮔُﻮﻳَﻨْﺪْ ﺯِﺍَﺳْﻤَﺎ ﻟَﻔْﻆِ ﭘُﺮْ ﻣَﻌْﻨَﺎ ﺑِﺨَﺎﻥْ ﻣَﻌْﻨَﺎ ﻭَ ﻣِﻴﺰَﻥْ ﺩَﺭْ ﻫَﻮَﺍ ﺁﻥْ ﻟَﻔْﻆِ ﺑِﻰ ﺳَﻮْﺩَﺍ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet masnuatta hiçbir eser yok ki, çok manalı bir lafz-ı mücessem olmasın, Sâni'-i Zülcelal'in çok esmasını okutturmasın. Madem şu masnuat, elfazdır, kelimat-ı kudrettir; manalarını oku, kalbine koy. Manasız kalan elfazı, bilâperva zevalin havasına at. Arkalarından alâkadarane bakıp meşgul olma.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻋَﻘْﻞْ ﻓَﺮْﻳَﺎﺩْ ﻣِﻰ ﺩَﺍﺭَﺩْ ﻏِﻴَﺎﺙِ ﴿ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ﴾ ﻣِﻴﺰَﻥْ ﺍَﻯْ ﻧَﻔْﺴَﻢْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte zahirperest ve sermayesi âfâkî malûmattan ibaret olan akl-ı dünyevî böyle silsile-i efkârı, hiçe ve ademe incirar ettiğinden, hayretinden ve haybetinden me'yusane feryad ediyor. Hakikate giden bir doğru yol arıyor. Madem uful edenlerden ve zeval bulanlardan ruh elini çekti. Kalb dahi mecazî mahbublardan vazgeçti. Vicdan dahi fânilerden yüzünü çevirdi. Sen dahi bîçare nefsim, İbrahimvari ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ gıyasını çek, kurtul.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﭼِﻪ ﺧُﻮﺵْ ﮔُﻮﻳَﺪْ ﺍُﻭ ﺷَﻴْﺪَﺍ ﺟَﺎﻣِﻰ ﻋِﺸْﻖْ ﺧُﻮﻯْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Fıtratı aşkla yoğrulmuş gibi sermest-i câm-ı aşk olan Mevlâna Câmî, kesretten vahdete yüzleri çevirmek için, bak ne güzel söylemiş:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻳَﻜِﻰ ﺧَﻮﺍﻩْ ﻳَﻜِﻰ ﺧَﻮﺍﻥْ ﻳَﻜِﻰ ﺟُﻮﻯْ ﻳَﻜِﻰ ﺑِﻴﻦْ ﻳَﻜِﻰ ﺩَﺍﻥْ ﻳَﻜِﻰ ﮔُﻮﻯْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">demiştir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">1- Yani: Yalnız biri iste, başkaları istenmeye değmiyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">2- Biri çağır, başkaları imdada gelmiyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">{(Haşiye): Yalnız bu satır Mevlâna Câmî'nin kelâmıdır.}</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 218) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">3- Biri taleb et, başkalar lâyık değiller.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">4- Biri gör, başkalar her vakit görünmüyorlar, zeval perdesinde saklanıyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">5- Biri bil, marifetine yardım etmeyen başka bilmekler faidesizdir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">6- Biri söyle, O'na aid olmayan sözler malayani sayılabilir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻌَﻢْ ﺻَﺪَﻗْﺖَ ﺍَﻯْ ﺟَﺎﻣِﻰ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻄْﻠُﻮﺏُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺤْﺒُﻮﺏُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻘْﺼُﻮﺩُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻌْﺒُﻮﺩُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet Câmî pek doğru söyledin. Hakikî mahbub, hakikî matlub, hakikî maksud, hakikî mabud; yalnız O'dur.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻛِﻪ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﺪْ ﻋَﺎﻟَﻢْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Çünki bu âlem bütün mevcudatıyla muhtelif dilleriyle, ayrı ayrı nağamatıyla zikr-i İlahinin halka-i kübrasında beraber "Lâ ilahe illa Hu" der, vahdaniyete şehadet eder. ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ in açtığı yaraya merhem sürüyor ve alâkayı kestiği mecazî mahbublara bedel, bir Mahbub-u Lâyezalî'yi gösteriyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 221) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺣَﻜِﻴﻢُ ﺍﻟْﻘَﻀَﺎﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻓِﻰ ﻗَﺒْﺾِ ﺣُﻜْﻤِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺤَﻜَﻢُ ﺍﻟْﻌَﺪْﻝُ ﻟَﻪُ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽُ ﻭَ ﺍﻟﺴَّﻤَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻋَﻠِﻴﻢُ ﺍﻟْﺨَﻔَﺎﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟْﻐُﻴُﻮﺏِ ﻓِﻰ ﻣُﻠْﻜِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻘَﺎﺩِﺭُ ﺍﻟْﻘَﻴُّﻮﻡُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻌَﺮْﺵُ ﻭَ ﺍﻟﺜَّﺮَٓﺍﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻟَﻄِﻴﻒُ ﺍﻟْﻤَﺰَﺍﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﻨُّﻘُﻮﺵِ ﻓِﻰ ﺻُﻨْﻌِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻔَﺎﻃِﺮُ ﺍﻟْﻮَﺩُﻭﺩُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤُﺴْﻦُ ﻭَ ﺍﻟْﺒَﻬَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺟَﻠِﻴﻞُ ﺍﻟْﻤَﺮَﺍﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺸُّﺆُﻥِ ﻓِﻰ ﺧَﻠْﻘِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻠِﻚُ ﺍﻟْﻘُﺪُّﻭﺱُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻌِﺰُّ ﻭَ ﺍﻟْﻜِﺒْﺮِﻳَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺪِﻳﻊُ ﺍﻟْﺒَﺮَﺍﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣِﻦْ ﻧَﻘْﺶِ ﺻُﻨْﻌِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺪَّٓﺍﺋِﻢُ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻤُﻠْﻚُ ﻭَ ﺍﻟْﺒَﻘَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻛَﺮِﻳﻢُ ﺍﻟْﻌَﻄَﺎﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣِﻦْ ﺭَﻛْﺐِ ﺿَﻴْﻔِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺮَّﺯَّﺍﻕُ ﺍﻟْﻜَﺎﻓِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻭَ ﺍﻟﺜَّﻨَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺟَﻤِﻴﻞُ ﺍﻟْﻬَﺪَﺍﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣِﻦْ ﻧَﺴْﺞِ ﻋِﻠْﻤِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺨَﺎﻟِﻖُ ﺍﻟْﻮَﺍﻓِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺠُﻮﺩُ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﻄَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺳَﻤِﻴﻊُ ﺍﻟﺸَّﻜَﺎﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺪُّﻋَٓﺎﺀِ ﻟِﺨَﻠْﻘِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺮَّﺍﺣِﻢُ ﺍﻟﺸَّﺎﻓِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟﺸُّﻜْﺮُ ﻭَ ﺍﻟﺜَّﻨَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻏَﻔُﻮﺭُ ﺍﻟْﺨَﻄَﺎﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺬُّﻧُﻮﺏِ ﻟِﻌَﺒْﺪِﻩِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻐَﻔَّﺎﺭُ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻌَﻔْﻮُ ﻭَ ﺍﻟﺮِّﺿَٓﺎﺀُ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Odur Bâkî. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O, hükmünü hikmetle icrâ eden Hakîmdir; biz de Onun hükmünün elindeyiz. Hakem olan O, Adl olan O; arz ve semâ Onundur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Mülkünde gizli olanı, gaip olanı O hakkıyla bilir. Kàdir olan O, Kayyûm olan O; Arş da, yer de Onundur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">San'atının nakışlarında ve vasıflarında görünen Onun lûtfudur. Fâtır Odur, Vedûd O; mahlûkattaki bütün hüsün ve güzellikler Onundur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Mevcudat aynalarında ve mahlûkatının keyfiyâtında tezahür eden Onun celâlidir. Melik Odur, Kuddûs O; izzet ve kibriyâ da Ona aittir. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Mahlûkatını acaib-i san'at içinde icad eden Odur; biz de Onun san'atının nakışlarıyız. Dâim Odur, Bâkî O; mülk ve bekà Onundur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">O atâsında pek kerîmdir; biz de Onun misafir kàfilelerindeniz. Rezzâk Odur, her hâcete Kâfi O; hamd ve senâ Ona mahsustur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Rahmet hediyelerinde görünen Onun cemâlidir. Biz de Onun ilminin mensucatındanız. Hâlık Odur, Vâfî O; cûd ve atâ Onundur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Mahlûkatının şikâyet ve duâlarını işiten Odur. Merhamet eden O, şifâ veren O; şükür ve senâ Ona mahsustur. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Kullarının hatâ ve günahlarını bağışlayan da Odur. Gaffâr Odur, Rahîm O; af da, rızâ da Ondandır. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 222) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻫَﺮْﻛَﺲْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺣُﺴْﻨَﺎﺗَﻪ ﺯِﻫَﺮْ ﺟَﺎﻯْ ﺗَﺸْﺒِﻴﻪِ ﻧِﮕَﺎﺭَﺍﻥْ ﺑِﺠَﻤَﺎﻟﺎَﺗَﻪ ﺩِﻧَﺎﺯِﻥْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">hatırıma geldi. Kalbim, ibret manalarını ifade için şöyle ağladı:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻳَﺎ ﺭَﺏْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺯِﻫَﺮْﺟَﺎﻯْ ﺑَﺘَﺎﺯِﻯ ٭ ﺯِﻧِﺸِﻴﺐُ ﺍَﺯْ ﻓِﺮَﺍﺯِﻯ ﻣَﺎﻧَﻨْﺪِ ﺩَﻟﺎَّﻟﺎَﻥْ ﺑِﻨِﺪَﺍﺀِ ﺑِﺂﻭَﺍﺯِﻯ ٭ ﺩَﻡْ ﺩَﻡْ ﺯِﺟَﻤَﺎﻝِ ﻧَﻘْﺶِ ﺗُﻮ ﺩَﺭْ ﺭَﻗْﺺْ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﺯِﻛَﻤَﺎﻝِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺧُﻮﺵْ ﺧُﻮﺵْ ﺑِﮕَﺎﺯِﻯ ٭ ﺯِﺷِﻴﺮِﻳﻨِﻰ ﺁﻭَﺍﺯِ ﺧُﻮﺩْ ﻫَﻰْ ﻫَﻰْ ﺩِﻧَﺎﺯِﻯ ٭ ﺍَﺯْﻭَﻯْ ﺭَﻗْﺺَ ﺁﻣَﺪْ ﺟَﺬْﺑَﻪ ﺧَﺎﺯِﻯ ٭ ﺍَﺯْﻳِﻦْ ﺁﺛَﺎﺭِ ﺭَﺣْﻤَﺖْ ﻳَﺎﻓْﺖْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺩَﺭْﺱِ ﺗَﺴْﺒِﻴﺢُ ﻧَﻤَﺎﺯِﻯ ٭ ﺍِﻳﺴْﺘَﺎﺩَﺳْﺖْ ﻫَﺮْ ﻳَﻜِﻰ ﺑَﺮْ ﺳَﻨْﮓِ ﺑَﺎﻟﺎَ ﺳَﺮْﻓِﺮَﺍﺯِﻯ ٭ ﺩِﺭَﺍﺯْ ﻛَﺮْﺩَﺳْﺖْ ﺩَﺳْﺘْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺪَﺭْﮔَﺎﻩِ ﺍِﻟَﻬِﻰ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺷَﻬْﺒَﺎﺯِﻯ ٭ ﺑِﺠُﻨْﺒِﻴﺪَﺳْﺖْ ﺯُﻟْﻔْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺸَﻮْﻕْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺷَﻬْﻨَﺎﺯِﻯ ٭ ﺑَﺒَﺎﻟﺎَ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﺯْ ﭘَﺮْﺩَﻩ ﻫَﺎﻯِ ﻫَﺎﻯِ ﻫُﻮﻯِ ﻋِﺸْﻖْ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﻣِﻴﺪِﻫَﺪْ ﻫُﻮﺷَﻪ ﮔِﺮِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺩَﺭِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺯَﻭَﺍﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺐِّ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ ٭ ﺑَﺮْ ﺳَﺮِ ﻣَﺤْﻤُﻮﺩْﻫَﺎ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺍَﻳَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 223) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻣُﺮْﺩَﻫَﺎﺭَﺍ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺍَﺯَﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﻧَﻮَﺍﺯِﻯ ٭ ﺭُﻭﺣَﻪ ﻣِﻰ ﺁﻳَﺪْ ﺍَﺯُﻭ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻪﺀِ ﻧَﺎﺯُ ﻧِﻴَﺎﺯِﻯ ٭ ﻗَﻠْﺐْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻧَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺁﻳَﺎﺗْﻬَﺎ ﺳِﺮِّ ﺗَﻮْﺣِﻴﺪْ ﺯِﻋُﻠُﻮِّ ﻧَﻈْﻢِ ﺍِﻋْﺠَﺎﺯِﻯ ٭ ﻧَﻔْﺲْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻫَﺪْ ﺩَﺭْ ﺍِﻳﻦْ ﻭَﻟْﻮَﻟَﻬَﺎ ﺯَﻟْﺰَﻟَﻬَﺎ ﺫَﻭْﻕِ ﺑَﺎﻗِﻰ ﺩَﺭْ ﻓَﻨَﺎﻯِ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﻋَﻘْﻞْ ﻣِﻴﺒِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻬَﺎ ﺩَﻣْﺪَﻣَﻬَﺎ ﻧَﻈْﻢِ ﺧِﻠْﻘَﺖْ ﻧَﻘْﺶِ ﺣِﻜْﻤَﺖْ ﻛَﻨْﺰِ ﺭَﺍﺯِﻯ ٭ ﺁﺭْﺯُﻭ ﻣِﻴﺪَﺍﺭَﺩْ ﻫَﻮَﺍ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻫَﻤْﻬَﻤَﻬَﺎ ﻫَﻮْﻫَﻮَﻫَﺎ ﻣَﺮْﮒِ ﺧُﻮﺩْ ﺩَﺭْ ﺗَﺮْﻙِ ﺍَﺫْﻭَﺍﻕِ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ ٭ ﺧَﻴَﺎﻝْ ﺑِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺍَﺷْﺠَﺎﺭْ ﻣَﻠﺎَﺋِﻚْ ﺭَﺍ ﺟَﺴَﺪْ ﺁﻣَﺪْ ﺳَﻤَﺎﻭِﻯ ﺑَﺎﻫَﺰَﺍﺭَﺍﻥْ ﻧَﻰْ ٭ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻧَﻴْﻬَﺎ ﺷُﻨِﻴﺪَﺕْ ﻫُﻮﺵْ ﺳِﺘَﺎﻳِﺸْﻬَﺎﻯِ ﺫَﺍﺕِ ﺣَﻰْ ٭ ﻭَﺭَﻗْﻬَﺎﺭَﺍ ﺯَﺑَﺎﻥْ ﺩَﺍﺭَﻧْﺪْ ﻫَﻤَﻪ ﻫُﻮ ﻫُﻮ ﺫِﻛْﺮْ ﺁﺭَﻧْﺪْ ﺑَﺪَﺭْ ﻣَﻌْﻨَﺎﻯِ ﺣَﻰُّ ﺣَﻰْ ٭ ﭼُﻮ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﺪْ ﻫَﺮْ ﺷَﻰْ ٭ ﺩَﻣَﺎﺩَﻡْ ﺟُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻖْ ﺳَﺮَﺍﺳَﺮْ ﮔُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻰْ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﻟﻠَّﻪْ ٭ ﻓَﻴَﺎ ﺣَﻰُّ ﻳَﺎ ﻗَﻴُّﻮﻡُ ﺑِﺤَﻖِّ ﺍِﺳْﻢِ ﺣَﻰِّ ﻗَﻴُّﻮﻡِ ٭ ﺣَﻴَﺎﺗِﻰ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻗَﻠْﺐِ ﭘَﺮِﻳﺸَﺎﻥْ ﺭَﺍ ﺍِﺳْﺘِﻘَﺎﻣَﺖْ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻋَﻘْﻞِ ﻣُﺸَﻮَّﺵْ ﺭَﺍ ﺁﻣِﻴﻦْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻫَﺮْﻛَﺲْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺣُﺴْﻨَﺎﺗَﻪ ﺯِﻫَﺮْ ﺟَﺎﻯْ ﺗَﺸْﺒِﻴﻪِ ﻧِﮕَﺎﺭَﺍﻥْ ﺑِﺠَﻤَﺎﻟﺎَﺗَﻪ ﺩِﻧَﺎﺯِﻥْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hatırıma geldi. Kalbim dahi ibret manalarını ifade için şöyle ağladı:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Yani: Senin temaşana, hüsnüne, herkes her yerden koşup gelmiş. Senin cemalinle nazdarlık ediyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 224) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻳَﺎ ﺭَﺏْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺯِﻫَﺮْﺟَﺎﻯْ ﺑَﺘَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Her zîhayat senin temaşana, san'atın olan zemin yüzüne her yerden çıkıp bakıyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺯِﻧِﺸِﻴﺐُ ﺍَﺯْ ﻓِﺮَﺍﺯِﻯ ﻣَﺎﻧَﻨْﺪِ ﺩَﻟﺎَّﻟﺎَﻥْ ﺑِﻨِﺪَﺍﺀِ ﺑِﺂﻭَﺍﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Aşağıdan, yukarıdan dellâllar gibi çıkıp bağırıyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَﻡْ ﺩَﻡْ ﺯِﺟَﻤَﺎﻝِ ﻧَﻘْﺶِ ﺗُﻮ ﴿ﻧُﺴْﺨَﻪ: ﺯِﻫَﻮَﺍﻯِ ﺷَﻮْﻕِ ﺗُﻮ﴾ ﺩَﺭْ ﺭَﻗْﺺ ﺑَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Senin cemal-i nakşından keyiflenip, o dellâlmisal ağaçlar oynuyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺯِﻛَﻤَﺎﻝِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺧُﻮﺵْ ﺧُﻮﺵْ ﺑِﮕَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Senin kemal-i san'atından neş'elenip, güzel güzel sadâ veriyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺯِﺷِﻴﺮِﻳﻨِﻰ ﺁﻭَﺍﺯِ ﺧُﻮﺩْ ﻫَﻰْ ﻫَﻰْ ﺩِﻧَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Güya sadâlarının tatlılığı, onları da neş'elendirip nazeninane bir naz ettiriyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍَﺯْﻭَﻯْ ﺭَﻗْﺼَﻪ ﺁﻣَﺪْ ﺟَﺬْﺑَﻪ ﺧَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte ondandır ki; şu ağaçlar raksa gelmiş, cezbe istiyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺁﺛَﺎﺭِ ﺭَﺣْﻤَﺖْ ﻳَﺎﻓْﺖْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺩَﺭْﺱِ ﺗَﺴْﺒِﻴﺢُ ﻧَﻤَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Şu rahmet-i İlahiyenin âsârıyladır ki; her zîhayat, kendine mahsus tesbih ve namazın dersini alıyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍِﻳﺴْﺘَﺎﺩَﺳْﺖْ ﻫَﺮْ ﻳَﻜِﻰ ﺑَﺮْ ﺳَﻨْﮓِ ﺑَﺎﻟﺎَ ﺳَﺮْﻓِﺮَﺍﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ders aldıktan sonra, herbir ağaç yüksek bir taş üstünde arşa başını kaldırıp durmuşlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩِﺭَﺍﺯْ ﻛَﺮْﺩَﺳْﺖْ ﺩَﺳْﺘْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺪَﺭْﮔَﺎﻩِ ﺍِﻟَﻬِﻰ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺷَﻬْﺒَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 225) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Herbirisi, yüzler ellerini Şehbaz-ı Kalender {(Haşiye-1) Şehbaz-ı Kalender, meşhur bir kahramandır ki, Şeyh-i Geylanî'nin irşadıyla dergâh-ı İlahîye iltica edip mertebe-i velayete çıkmıştır.} gibi dergâh-ı İlahîye uzatıp muhteşem bir ibadet vaziyetini almışlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑِﺠُﻨْﺒِﻴﺪَﺳْﺖْ ﺯُﻟْﻔْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺸَﻮْﻕْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺷَﻬْﻨَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Oynattırıyorlar zülüfvari küçük dallarını ve onunla, temaşa edenlere de latif şevklerini ve ulvî zevklerini ihtar ediyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">{(Haşiye-2) Şehnaz-ı Çelkezî, kırk örme saç ile meşhur bir dünya güzelidir.}</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺒَﺎﻟﺎَ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﺯْ ﭘَﺮْﺩَﻩ ﻫَﺎﻯِ ﻫَﺎﻯِ ﻫُﻮﻯِ ﻋِﺸْﻖْ ﺑَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Aşkın "Hay Huy" perdelerinden en hassas tellere, damarlara dokunuyor gibi sadâ veriyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">{(Nüsha) Şu nüsha mezaristandaki ardıç ağacına bakar:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺒَﺎﻟﺎَ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﺯْ ﭘَﺮْﺩَﻩ ﻫَﺎﻯِ ﻫَﺎﻯِ ﻫُﻮﻯِ ﭼَﺮْﺥِ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﻣُﺮْﺩَﻫَﺎﺭَﺍ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺍَﺯَﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﻧَﻮَﺍﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">}</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻣِﻴﺪِﻫَﺪْ ﻫُﻮﺷَﻪ ﮔِﺮِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺩَﺭِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺯَﻭَﺍﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺐِّ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Fikre şu vaziyetten şöyle bir mana geliyor: Mecazî muhabbetlerin zeval elemiyle gelen ağlayış, hem derinden derine hazîn bir enîni ihtar ediyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺑَﺮْ ﺳَﺮِ ﻣَﺤْﻤُﻮﺩْﻫَﺎ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺍَﻳَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Mahmudların, yani Sultan Mahmud gibi mahbubundan ayrılmış bütün âşıkların başlarında, hüzünâlûd mahbublarının nağmesinin tarzını işittiriyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻣُﺮْﺩَﻫَﺎﺭَﺍ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺍَﺯَﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﻧَﻮَﺍﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Dünyevî sadâların ve sözlerin dinlemesinden kesilmiş olan ölmüşlere; ezelî nağmeleri, hüzünengiz sadâları işittiriyor gibi bir vazifesi var görünüyorlar. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺭُﻭﺣَﻪ ﻣِﻰ ﺁﻳَﺪْ ﺍَﺯُﻭ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻪﺀِ ﻧَﺎﺯُ ﻧِﻴَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ruh ise şu vaziyetten şöyle anladı ki: Eşya, tesbihat ile Sâni'-i Zülcelal'in tecelliyat-ı esmasına mukabele edip, bir naz-niyaz zemzemesidir, geliyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 226) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻗَﻠْﺐْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻧَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺁﻳَﺎﺗْﻬَﺎ ﺳِﺮِّ ﺗَﻮْﺣِﻴﺪْ ﺯِﻋُﻠُﻮِّ ﻧَﻈْﻢِ ﺍِﻋْﺠَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Kalb ise, şu herbiri birer âyet-i mücesseme hükmünde olan şu ağaçlardan sırr-ı tevhidi, bu i'cazın ulüvv-ü nazmından okuyor. Yani, hilkatlerinde o derece hârika bir intizam, bir san'at, bir hikmet vardır ki: Bütün esbab-ı kâinat birer fâil-i muhtar farzedilse ve toplansalar taklid edemezler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻧَﻔْﺲْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻫَﺪْ ﺩَﺭْ ﺍِﻳﻦْ ﻭَﻟْﻮَﻟَﻬَﺎ ﺯَﻟْﺰَﻟَﻬَﺎ ﺫَﻭْﻕِ ﺑَﺎﻗِﻰ ﺩَﺭْ ﻓَﻨَﺎﻯِ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Nefis ise, şu vaziyeti gördükçe; bütün rûy-i zemin, velvele-âlûd bir zelzele-i firakta yuvarlanıyor gibi gördü, bir zevk-i bâki aradı. "Dünya-perestliğin terkinde bulacaksın" manasını aldı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻋَﻘْﻞْ ﻣِﻴﺒِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻬَﺎ ﺩَﻣْﺪَﻣَﻬَﺎ ﻧَﻈْﻢِ ﺧِﻠْﻘَﺖْ ﻧَﻘْﺶِ ﺣِﻜْﻤَﺖْ ﻛَﻨْﺰِ ﺭَﺍﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Akıl ise, şu zemzeme-i hayvan ve eşcardan ve demdeme-i nebat ve havadan gayet manidar bir intizam-ı hilkat, bir nakş-ı hikmet, bir hazine-i esrar buluyor. Her şey, çok cihetlerle Sâni'-i Zülcelal'i tesbih ettiğini anlıyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺁﺭْﺯُﻭ ﻣِﻴﺪَﺍﺭَﺩْ ﻫَﻮَﺍ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻫَﻤْﻬَﻤَﻬَﺎ ﻫَﻮْﻫَﻮَﻫَﺎ ﻣَﺮْﮒِ ﺧُﻮﺩْ ﺩَﺭْ ﺗَﺮْﻙِ ﺍَﺫْﻭَﺍﻕِ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Heva-yı nefs ise şu hemheme-i hava ve hevheve-i yapraktan öyle bir lezzet alıyor ki, bütün ezvak-ı mecazîyi ona unutturup, o heva-yı nefsin hayatı olan zevk-i mecazîyi terketmekle, bu zevk-i hakikatte ölmek istiyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺧَﻴَﺎﻝْ ﺑِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺍَﺷْﺠَﺎﺭْ ﻣَﻠﺎَﺋِﻚْ ﺭَﺍ ﺟَﺴَﺪْ ﺁﻣَﺪْ ﺳَﻤَﺎﻭِﻯ ﺑَﺎﻫَﺰَﺍﺭَﺍﻥْ ﻧَﻰْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hayal ise, görüyor; güya şu ağaçların müekkel melaikeleri içlerine girip herbir dalında çok neyler takılan ağaçları cesed olarak giymişler. Güya Sultan-ı Sermedî, binler ney sadâsıyla muhteşem bir resm-i küşadda onlara onları giydirmiş ki; o ağaçlar camid, şuursuz cisim gibi değil.. belki gayet şuurkârane manidar vaziyetleri gösteriyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻧَﻴْﻬَﺎ ﺷُﻨِﻴﺪَﺕْ ﻫُﻮﺵْ ﺳِﺘَﺎﻳِﺸْﻬَﺎﻯِ ﺫَﺍﺕِ ﺣَﻰْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte o neyler; semavî, ulvî bir musikîden geliyor gibi safi ve müessirdirler. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 227) </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Fikir o neylerden, başta Mevlâna Celaleddin-i Rumî olarak bütün âşıkların işittikleri elemkârane teşekkiyat-ı firakı işitmiyor. Belki, Zât-ı Hayy-ı Kayyum'a karşı takdim edilen teşekkürat-ı Rahmaniyeyi ve tahmidat-ı Rabbaniyeyi işitiyor.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻭَﺭَﻗْﻬَﺎﺭَﺍ ﺯَﺑَﺎﻥْ ﺩَﺍﺭَﻧْﺪْ ﻫَﻤَﻪ ﻫُﻮ ﻫُﻮ ﺫِﻛْﺮْ ﺁﺭَﻧْﺪْ ﺑَﺪَﺭْ ﻣَﻌْﻨَﺎﻯِ ﺣَﻰُّ ﺣَﻰْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Madem ağaçlar, birer cesed oldu. Bütün yapraklar dahi diller oldu. Demek herbiri, binler dilleri ile havanın dokunmasıyla "Hu Hu" zikrini tekrar ediyorlar. Hayatlarının tahiyyatıyla Sâniinin Hayy-ı Kayyum olduğunu ilân ediyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﭼُﻮ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﺪْ ﻫَﺮْ ﺷَﻰْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Çünki bütün eşya "Lâ ilahe illa Hu" deyip, kâinatın azîm halka-i zikrinde beraber zikrederek çalışıyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺩَﻣَﺎﺩَﻡْ ﺟُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻖْ ﺳَﺮَﺍﺳَﺮْ ﮔُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻰْ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﻟﻠَّﻪْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Vakit-bevakit lisan-ı istidad ile Cenab-ı Hak'tan hukuk-u hayatını "Ya Hak" deyip hazine-i rahmetten istiyorlar. Baştan başa da hayata mazhariyetleri lisanıyla "Ya Hayy" ismini zikrediyorlar.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﻓَﻴَﺎ ﺣَﻰُّ ﻳَﺎ ﻗَﻴُّﻮﻡُ ﺑِﺤَﻖِّ ﺍِﺳْﻢِ ﺣَﻰِّ ﻗَﻴُّﻮﻡِ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">ﺣَﻴَﺎﺗِﻰ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻗَﻠْﺐِ ﭘَﺮِﻳﺸَﺎﻥْ ﺭَﺍ ﺍِﺳْﺘِﻘَﺎﻣَﺖْ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻋَﻘْﻞِ ﻣُﺸَﻮَّﺵْ ﺭَﺍ ﺁﻣِﻴﻦْ</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Ya Hayyu Ya Kayyum; Hayy ve Kayyum isimleri hakkına; perişan kalbime hayat, müşevveş aklıma da istikamet ver. Amin. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">(Sözler sh: 230)</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 575549, member: 1040028"] [FONT=Arial][SIZE=3]Onyedinci Söz On Yedinci Söz, 1926-1934 yılları arasında Barla'da telif edilmiştir. ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla ﺍِﻧَّﺎ ﺟَﻌَﻠْﻨَﺎ ﻣَﺎ ﻋَﻠَﻰ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽِ ﺯِﻳﻨَﺔً ﻟَﻬَﺎ ﻟِﻨَﺒْﻠُﻮَﻫُﻢْ ﺍَﻳُّﻬُﻢْ ﺍَﺣْﺴَﻦُ ﻋَﻤَﻠﺎً ٭ ﻭَﺍِﻧَّﺎ ﻟَﺠَﺎﻋِﻠُﻮﻥَ ﻣَﺎ ﻋَﻠَﻴْﻬَﺎ ﺻَﻌِﻴﺪًﺍ ﺟُﺮُﺯًﺍ Yeryüzünde ne varsa Biz dünya için bir süs olarak yarattık ki, insanlardan hangisi daha güzel işler yapacak diye imtihan edelim. Onun üzerindeki herşeyi Biz elbette kup kuru bir toprak haline getireceğiz. (Kehf Sûresi, 18:7-8) ﻭَﻣَﺎ ﺍﻟْﺤَﻴَﻮﺓُ ﺍﻟﺪُّﻧْﻴَٓﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﻟَﻌِﺐٌ ﻭَﻟَﻬْﻮٌ Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadan başka birşey değildir. (En'âm Sûresi, 6:32) ﻭَﺳِﻌَﺖْ ﺭَﺣْﻤَﺘِﻰ ﻛُﻞَّ ﺷَﻲْﺀٍ Rahmetim herşeyi kaplamıştır. (Âyetten iktibas) (Sözler sh: 203) ﻟﺎَ ﻳَﻌْﻠَﻢُ ﺍﻟْﻐَﻴْﺐَ ﺍِﻟﺎَّ ﺍﻟﻠَّﻪُ Gaybı Allah'tan başka kimse bilemez. (Neml Sûresinin 65. âyetinden iktibas.) (Sözler sh: 208) ﻫَﺬِﻩِ ﺍﻟْﻤُﻨَﺎﺟَﺎﺓُ ﺗَﺨَﻄَّﺮَﺕْ ﻓِﻰ ﺍﻟْﻘَﻠْﺐِ ﻫَﻜَﺬَﺍ ﺑِﺎﻟْﺒَﻴَﺎﻥِ ﺍﻟْﻔَﺎﺭِﺳِﻰ Yani, bu münacat, kalbe Farisî olarak tahattur ettiğinden, Farisî yazılmıştır. Evvelce matbu olan Hubab Risalesinde derc edilmişti. ﻳَﺎﺭَﺏْ ﺑَﺸَﺶْ ﺟِﻬَﺖْ ﻧَﻈَﺮْ ﻣِﻴﻜَﺮْﺩَﻡْ ﺩَﺭْﺩِ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﺩَﺭْﻣَﺎﻥْ ﻧَﻤِﻰ ﺩِﻳﺪَﻡْ Yâ Rab! Tevekkülsüz, gafletle, iktidar ve ihtiyarıma dayanıp derdime derman aramak için cihât-ı sitte denilen altı cihette nazar gezdirdim. Maatteessüf derdime derman bulamadım. Mânen bana denildi ki: "Yetmez mi dert, derman sana." ﺩَﺭْﺭَﺍﺳْﺖْ ﻣِﻰ ﺩِﻳﺪَﻡْ ﻛِﻪ ﺩِﻯ ﺭُﻭﺯْ ﻣَﺰَﺍﺭِ ﭘَﺪَﺭِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ Evet, gafletle sağımdaki geçmiş zamandan teselli almak için baktım. Fakat gördüm ki, dünkü gün, pederimin kabri; ve geçmiş zaman, ecdadımın bir mezar-ı ekberi suretinde göründü. Teselli yerine vahşet verdi. (Haşiye-1) Haşiye-1: İman, o vahşetli mezar-ı ekberi, ünsiyetli bir meclis-i münevver ve bir mecma-ı ahbap gösterir. ﻭَ ﺩَﺭْ ﭼَﭗْ ﺩِﻳﺪَﻡْ ﻛِﻪ ﻓَﺮْﺩَﺍ ﻗَﺒْﺮِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ Sonra soldaki istikbale baktım, derman bulamadım. Belki yarınki gün, benim kabrim; ve istikbal ise, emsalimin ve nesl-i âtinin bir kabr-i ekberi suretinde görünüp, ünsiyet değil, belki vahşet verdi. (Haşiye-2) Haşiye-2: İman ve huzur-u iman, o dehşetli kabr-i ekberi, sevimli saadet saraylarında bir davet-i Rahmâniye gösterir. (Sözler sh: 209) ﻭَ ﺍِﻳﻤْﺮُﻭﺯْ ﺗَﺎﺑُﻮﺕِ ﺟِﺴْﻢِ ﭘُﺮْ ﺍِﺿْﻄِﺮَﺍﺏِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ Soldan dahi hayır görünmediği için, hazır güne baktım. Gördüm ki, şu gün, güya bir tabuttur. Hareket-i mezbuhânede olan cismimin cenazesini taşıyor. (Haşiye-3) Haşiye-3: İman, o tabutu, bir ticaretgâh ve şaşaalı bir misafirhane gösterir. ﺑَﺮْ ﺳَﺮِ ﻋُﻤْﺮْ ﺟَﻨَﺎﺯَﻩﺀِ ﻣَﻦْ ﺍِﻳﺴْﺘَﺎﺩَﻩ ﺍَﺳْﺖْ İşbu cihetten dahi devâ bulamadım. Sonra başımı kaldırıp şecere-i ömrümün başına baktım. Gördüm ki, o ağacın tek meyvesi benim cenazemdir ki, o ağacın üstünde duruyor, bana bakıyor. (Haşiye-4) Haşiye-4: İman, o ağacın meyvesini cenaze değil, belki ebedî hayata mazhar ve ebedî saadete namzet olan ruhumun eskimiş yuvasından yıldızlarda gezmek için çıktığını gösterir. ﺩَﺭْ ﻗَﺪَﻡْ ﺁﺏِ ﺧَﺎﻙِ ﺧِﻠْﻘَﺖِ ﻣَﻦْ ﻭَ ﺧَﺎﻛِﺴْﺘَﺮِ ﻋِﻈَﺎﻡِ ﻣَﻨَﺴْﺖْ O cihetten dahi meyus olup başımı aşağıya eğdim. Baktım ki, aşağıda, ayak altında, kemiklerimin toprağı ile mebde-i hilkatimin toprağı birbirine karışmış gördüm. Derman değil, derdime dert kattı. (Haşiye-5) Haşiye-5: İman, o toprağı, rahmet kapısı ve Cennet salonunun perdesi olduğunu gösterir. ﭼُﻮﻥْ ﺩَﺭْ ﭘَﺲْ ﻣِﻴﻨِﮕَﺮَﻡْ ﺑِﻴﻨَﻢْ ﺍِﻳﻦْ ﺩُﻧْﻴَﺎﺀِ ﺑِﻰ ﺑُﻨْﻴَﺎﺩْ ﻫِﻴﭻْ ﺩَﺭْ ﻫِﻴﭽَﺴْﺖْ Ondan dahi nazarı çevirip arkama baktım. Gördüm ki, esassız, fâni bir dünya, hiçlik derelerinde ve adem zulümatında yuvarlanıp gidiyor. Derdime merhem değil, belki vahşet ve dehşet zehrini ilâve etti. (Haşiye-6) Haşiye-6: İman, o zulümatta yuvarlanan dünyayı, vazifesi bitmiş, mânâsını ifade etmiş, neticelerini kendine bedel vücutta bırakmış mektubât-ı Samedâniye ve sahâif-i nukuş-u Sübhâniye olduğunu gösterir. ﻭَ ﺩَﺭْ ﭘِﻴﺶْ ﺍَﻧْﺪَﺍﺯَﻩﺀِ ﻧَﻈَﺮْ ﻣِﻴﻜُﻨَﻢْ ﺩَﺭِ ﻗَﺒِﺮْ ﻛُﺸَﺎﺩَﻩ ﺍَﺳْﺖْ ﻭَ ﺭَﺍﻩِ ﺍَﺑَﺪْ ﺑَﺪُﻭﺭِ ﺩِﺭَﺍﺯْ ﺑَﺪِﻳﺪَﺍﺭَﺳْﺖْ (Sözler sh: 210) Onda dahi hayır görmediğim için ön tarafıma, ileriye nazarımı gönderdim. Gördüm ki, kabir kapısı yolumun başında açık görünüp, onun arkasında ebede giden cadde, uzaktan uzağa nazara çarpıyor. (Haşiye-7) Haşiye-7: İman, o kabir kapısını âlem-i nur kapısı ve o yol dahi saadet-i ebediye yolu olduğunu gösterdiğinden, dertlerime hem derman, hem merhem olur. ﻣَﺮَﺍ ﺟُﺰْ ﺟُﺰْﺀِ ﺍِﺧْﺘِﻴَﺎﺭِﻯ ﭼِﻴﺰِﻯ ﻧِﻴﺴْﺖْ ﺩَﺭْ ﺩَﺳْﺖْ İşte şu altı cihette ünsiyet ve teselli değil, belki dehşet ve vahşet aldığım onlara mukabil, benim elimde bir cüz-i ihtiyarîden başka hiçbir şey yoktur ki, ona dayanıp onunla mukabele edeyim. (Haşiye-8) Haşiye-8: İman, o cüz-i lâyetecezzâ hükmündeki cüz-ü ihtiyarî yerine, gayr-ı mütenâhi bir kudrete istinad etmek için bir vesika verir. Ve belki iman bir vesikadır. ﻛِﻪ ﺍُﻭ ﺟُﺰْﺀْ ﻫَﻢْ ﻋَﺎﺟِﺰْ ﻫَﻢْ ﻛُﻮﺗَﺎﻩ ﻭ ﻫَﻢْ ﻛَﻢْ ﻋَﻴَﺎﺭَﺳْﺖْ Halbuki o cüz-i ihtiyarî denilen silâh-ı insanî hem âciz, hem kısadır. Hem ayarı noksandır. İcad edemez. Kisbden başka hiçbir şey elinden gelmez. (Haşiye-9) Haşiye-9: İman, o cüz-i ihtiyarîyi, Allah namına istimal ettirip, her şeye karşı kâfi getirir. Bir askerin cüzî kuvvetini devlet hesabına istimal ettiği vakit, binler kuvvetinden fazla işler görmesi gibi... ﻧَﻪ ﺩَﺭْ ﻣَﺎﺿِﻰ ﻣَﺠَﺎﻝِ ﺣُﻠُﻮﻝْ ﻧَﻪ ﺩَﺭْ ﻣُﺴْﺘَﻘْﺒَﻞْ ﻣَﺪَﺍﺭِ ﻧُﻔُﻮﺫْ ﺍَﺳْﺖْ Ne geçmiş zamana hulûl edebilir, ne de gelecek zamana nüfuz edebilir. Mazi ve müstakbele ait emellerime ve elemlerime faidesi yoktur. (Haşiye-10) Haşiye-10: İman, dizginini cism-i hayvanînin elinden alıp kalbe, ruha teslim ettiği için, maziye nüfuz ve müstakbele hulûl edebilir. Çünkü kalb ve ruhun daire-i hayatı geniştir. ﻣَﻴْﺪَﺍﻥِ ﺍُﻭ ﺍِﻳﻦْ ﺯَﻣَﺎﻥِ ﺣَﺎﻝْ ﻭ ﻳَﻚْ ﺁﻥِ ﺳَﻴَّﺎﻟَﺴْﺖْ O cüz-i ihtiyarînin meydan-ı cevelânı, kısacık şu zaman-ı hazır ve bir ân-ı seyyaldir. ﺑَﺎ ﺍِﻳﻦْ ﻫَﻤَﻪ ﻓَﻘْﺮْﻫَﺎ ﻭَ ﺿَﻌْﻔْﻬَﺎ ﻗَﻠَﻢِ ﻗُﺪْﺭَﺕِ ﺗُﻮ ﺁﺷِﻜَﺎﺭَﻩ (Sözler sh: 211) ﻧُﻮِﺷْﺘَﻪ ﺍَﺳْﺖْ ﺩَﺭْ ﻓِﻄْﺮَﺕِ ﻣَﺎ ﻣَﻴْﻞِ ﺍَﺑَﺪْ ﻭَ ﺍَﻣَﻞِ ﺳَﺮْﻣَﺪْ İşte, şu bütün ihtiyaçlarımla ve zayıflığımla ve fakr ve aczimle beraber, altı cihetten gelen dehşetler ve vahşetlerle perişan bir halde iken, kalem-i kudretle sahife-i fıtratımda ebede uzanan arzular ve sermede yayılan emeller âşikâre bir surette yazılmıştır, mahiyetimde derc edilmiştir. ﺑَﻠْﻜِﻪ ﻫَﺮْ ﭼِﻪ ﻫَﺴْﺖْ ، ﻫَﺴْﺖْ Belki dünyada ne varsa, nümuneleri fıtratımda vardır. Umum onlara karşı alâkadarım. Onlar için çalıştırıyorum, çalışıyorum. ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺝْ ﻣَﺎﻧَﻨْﺪِ ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﻣَﺪِّ ﻧَﻈَﺮْ ﺑُﺰُﺭْﮔِﻰ ﺩَﺍﺭَﺳْﺖْ İhtiyaç dairesi, nazar dairesi kadar büyüktür, geniştir. ﺧَﻴَﺎﻝْ ﻛُﺪَﺍﻡْ ﺭَﺳَﺪْ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺝْ ﻧِﻴﺰْ ﺭَﺳَﺪْ ﺩَﺭْ ﺩَﺳْﺖْ ﻫَﺮْﭼِﻪ ﻧِﻴﺴْﺖْ ﺩَﺭْ ﺍِﺣْﺘِﻴَﺎﺝْ ﻫَﺴْﺖْ Hattâ, hayal nereye gitse, ihtiyaç dairesi dahi oraya gider; orada da hâcet vardır. Belki, her ne ki elde yok, ihtiyaçta vardır. Elde olmayan ihtiyaçta vardır; elde bulunmayan ise hadsizdir. ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﺍِﻗْﺘِﺪَﺍﺭْ ﻫَﻤْﭽُﻮ ﺩَٓﺍﺋِﺮَﻩﺀِ ﺩَﺳْﺖِ ﻛُﻮﺗَﺎﻩْ ﻛُﻮﺗَﺎﻫَﺴْﺖْ Halbuki daire-i iktidar, kısa elimin dairesi kadar kısa ve dardır. ﭘَﺲْ ﻓَﻘْﺮ ﻭ ﺣَﺎﺟَﺎﺕِ ﻣَﺎ ﺑَﻘَﺪْﺭِ ﺟِﻬَﺎﻧَﺴْﺖْ Demek, fakr ve ihtiyaçlarım dünya kadardır. ﻭَ ﺳَﺮْﻣَﺎﻳَﻪﺀِ ﻣَﺎ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺟُﺰْﺀِ ﻟﺎَﻳَﺘَﺠَﺰَّﺍ ﺍَﺳْﺖْ Sermayem ise, cüz-i lâyetecezzâ gibi cüz'î bir şeydir. ﺍِﻳﻦْ ﺟُﺰْﺀْ ﻛُﺪَﺍﻡْ ﻭَ ﺍِﻳﻦْ ﻛَٓﺎﺋِﻨَﺎﺕِ ﺣَﺎﺟَﺎﺕْ ﻛُﺪَﺍﻣَﺴْﺖْ İşte, şu cihan kadar ve milyarlar ile ancak istihsal edilen hâcet nerede? Ve bu beş paralık cüz-ü ihtiyarî nerede? Bununla onların mübayaasına gidilmez, bununla onlar kazanılmaz. Öyle ise başka bir çare aramak gerektir. (Sözler sh: 212) ﭘَﺲْ ﺩَﺭْ ﺭَﺍﻩِ ﺗُﻮ َﺍﺯْ ﺍِﻳﻦْ ﺟُﺰْﺀْ ﻧِﻴﺰْ ﺑَﺎﺯْ ﻣِﻰ ﮔُﺬَﺷْﺘَﻦْ ﭼَﺎﺭَﻩﺀِ ﻣَﻦْ ﺍَﺳْﺖْ O çare ise şudur ki: O cüz-i ihtiyarîden dahi vaz geçip, irade-i İlâhiyeye işini bırakıp, kendi havl ve kuvvetinden teberri edip, Cenâb-ı Hakkın havl ve kuvvetine iltica ederek hakikat-i tevekküle yapışmaktır. Yâ Rab! Madem çare-i necat budur; Senin yolunda o cüz-i ihtiyarîden vaz geçiyorum ve enaniyetimden teberri ediyorum. ﺗَﺎ ﻋِﻨَﺎﻳَﺖِ ﺗُﻮ ﺩَﺳْﺘْﮕِﻴﺮِ ﻣَﻦْ ﺷَﻮَﺩْ ﺭَﺣْﻤَﺖِ ﺑِﻰ ﻧِﻬَﺎﻳَﺖِ ﺗُﻮ ﭘَﻨَﺎﻩِ ﻣَﻦْ ﺍَﺳْﺖْ Ta, Senin inâyetin, acz ve zaafıma merhameten elimi tutsun. Hem, ta Senin rahmetin, fakr ve ihtiyacıma şefkat edip bana istinadgâh olabilsin, kendi kapısını bana açsın. ﺁﻥْ ﻛَﺲْ ﻛِﻪ ﺑَﺤْﺮِ ﺑِﻰ ﻧِﻬَﺎﻳَﺖِ ﺭَﺣْﻤَﺖْ ﻳَﺎﻓْﺖْ ﺍَﺳْﺖْ ﺗَﻜْﻴَﻪ ﻧَﻪ ﻛُﻨَﺪْ ﺑَﺮْ ﺍِﻳﻦْ ﺟُﺰْﺀِ ﺍِﺧْﺘِﻴَﺎﺭِﻯ ﻛِﻪ ﻳَﻚْ ﻗَﻄْﺮَﻩ ﺳَﺮَﺍﺑَﺴْﺖْ Evet, her kim ki rahmetin nihayetsiz denizini bulsa, elbette bir katre serap hükmünde olan cüz-i ihtiyarına itimat etmez, rahmeti bırakıp ona müracaat etmez. ﺍَﻳْﻮَﺍﻩْ ﺍِﻳﻦْ ﺯِﻧْﺪِﮔَﺎﻧِﻰ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺧَﺎﺑَﺴْﺖْ ﻭِﻳﻦْ ﻋُﻤْﺮِ ﺑِﻰ ﺑُﻨْﻴَﺎﺩْ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺑَﺎﺩَﺳْﺖْ Eyvah, aldandık! Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zayi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat bir uykudur; bir rüya gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi bir rüzgâr gibi uçar, gider. ﺍِﻧْﺴَﺎﻥْ ﺑَﺰَﻭَﺍﻝْ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﻔَﻨَﺎ ﺍَﺳْﺖْ ﺁﻣَﺎﻝْ ﺑِﻰ ﺑَﻘَﺎ ﺁﻟﺎَﻡْ ﺑَﺒَﻘَﺎ ﺍَﺳْﺖْ Kendine güvenen ve ebedî zanneden mağrur insan zevâle mahkûmdur, sür'atle gidiyor. Hane-i insan olan dünya ise, zulümat-ı ademe sukut eder. Emeller bekàsız, elemler ruhta bâki kalır. (Sözler sh: 213) ﺑِﻴَﺎ ﺍَﻯْ ﻧَﻔْﺲِ ﻧَﺎﻓَﺮْﺟَﺎﻡْ ﻭُﺟُﻮﺩِ ﻓَﺎﻧِﻰ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﻓَﺪَﺍ ﻛُﻦْ ﺧَﺎﻟِﻖِ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﻛِﻪ ﺍِﻳﻦْ ﻫَﺴْﺘِﻰ ﻭَﺩِﻳﻌَﻪ ﻫَﺴْﺖْ Madem hakikat böyledir. Gel, ey hayata çok müştak ve ömre çok talip ve dünyaya çok âşık ve hadsiz emellerle ve elemlerle müptelâ bedbaht nefsim! Uyan, aklını başına al! Nasıl ki yıldızböceği kendi ışıkçığına itimat eder, gecenin hadsiz zulümatında kalır. Balarısı kendine güvenmediği için gündüzün güneşini bulur; bütün dostları olan çiçekleri, güneşin ziyasıyla yaldızlanmış müşahede eder. Öyle de, kendine, vücuduna ve enaniyetine dayansan, yıldızböceği gibi olursun. Eğer sen fâni vücudunu, o vücudu sana veren Hâlıkın yolunda feda etsen, balarısı gibi olursun, hadsiz bir nur-u vücut bulursun. Hem feda et. Çünkü şu vücut sende vedia ve emanettir. ﻭَ ﻣُﻠْﻚِ ﺍُﻭ ﻭَ ﺍُﻭ ﺩَﺍﺩَﻩ ﻓَﻨَﺎ ﻛُﻦْ ﺗَﺎ ﺑَﻘَﺎ ﻳَﺎﺑَﺪْ ﺍَﺯْ ﺁﻥْ ﺳِﺮِّﻯ ﻛِﻪ ، ﻧَﻔْﻰِ ﻧَﻔْﻰْ ﺍِﺛْﺒَﺎﺕْ ﺍَﺳْﺖْ Hem Onun mülküdür, hem O vermiştir. Öyle ise, minnet etmeyerek ve çekinmeyerek fena et, feda et, ta bekà bulsun. Çünkü nefy-i nefy ispattır. Yani, yok yok ise, o vardır. Yok, yok olsa, var olur. ﺧُﺪَﺍﻯِ ﭘُﺮْﻛَﺮَﻡْ ﺧُﻮﺩْ ﻣُﻠْﻚِ ﺧُﻮﺩْﺭَﺍ ﻣِﻰ ﺧَﺮَﺩْ ﺍَﺯْ ﺗُﻮ ﺑَﻬَﺎﻯِ ﺑِﻰ ﮔِﺮَﺍﻥْ ﺩَﺍﺩَﻩ ﺑَﺮَﺍﻯِ ﺗُﻮ ﻧِﮕَﺎﻩْ ﺩَﺍﺭَﺳْﺖْ Hâlık-ı Kerîm, kendi mülkünü senden satın alıyor; Cennet gibi büyük bir fiyatı verir. Hem o mülkü senin için güzelce muhafaza ediyor, kıymetini yükselttiriyor. Yine sana hem bâki, hem mükemmel bir surette verecektir. Öyle ise, ey nefsim, hiç durma. Birbiri içinde beş kârlı bu ticareti yap. Ta beş hasâretten kurtulup, beş ribhi birden kazanasın. (Sözler sh: 214) ﺑِﺴْﻢِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟﺮَّﺣْﻤَﻦِ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢِ ﻓَﻠَﻤَّٓﺎ ﺍَﻓَﻞَ ﻗَﺎﻝَ ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ [Yıldız] batıp gidince, [İbrahim] 'Ben batıp gidenleri sevmem' dedi. (En'âm Sûresi, 6:76) ﻟَﻘَﺪْ ﺍَﺑْﻜَﺎﻧِﻰ ﻧَﻌْﻰُ ﴿ ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ ﴾ ﻣِﻦْ ﺧَﻠِﻴﻞِ ﺍﻟﻠَّﻪِ İbrahim Aleyhisselâm'dan sudûr ile, kâinatın zeval ve ölümünü ilân eden na'y-i ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ beni ağlattırdı. ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ Ben batıp gidenleri sevmem (En'âm Sûresi, 6:76) ﻓَﺼَﺒَّﺖْ ﻋَﻴْﻦُ ﻗَﻠْﺒِﻰ ﻗَﻄَﺮَﺍﺕٍ ﺑَﺎﻛِﻴَﺎﺕٍ ﻣِﻦْ ﺷُﺌُﻮﻥِ ﺍﻟﻠَّﻪِ Onun için kalb gözü ağladı ve ağlayıcı katreleri döktü. Kalb gözü ağladığı gibi, döktüğü herbir damlası da, o kadar hazîndir. Ağlattırıyor, güya kendisi de ağlıyor. O damlalar, gelecek farisî fıkralardır. ﻟِﺘَﻔْﺴِﻴﺮِ ﻛَﻠﺎَﻡٍ ﻣِﻦْ ﺣَﻜِﻴﻢٍ ﺍَﻯْ ﻧَﺒِﻰٍّ ﻓِﻰ ﻛَﻠﺎَﻡِ ﺍﻟﻠَّﻪِ İşte o damlalar ise, Nebiyy-i Peygamber olan bir Hakîm-i İlahî'nin Kelâmullah içinde bulunan bir kelâmının bir nevi tefsiridir. ﻧَﻤِﻰ ﺯِﻳﺒَﺎﺳْﺖْ ﺍُﻓُﻮﻟْﺪَﻩ ﮔُﻢْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﺤْﺒُﻮﺏْ Güzel değil batmakla gaib olan bir mahbub. Çünki zevale mahkûm, hakikî güzel olamaz. Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli. ﻧَﻤِﻰ ﺍَﺭْﺯَﺩْ ﻏُﺮُﻭﺑْﺪَﻩ ﻏَﻴْﺐْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﻄْﻠُﻮﺏْ Bir matlub ki, gurubda gaybubet etmeye mahkûmdur; kalbin alâkasına, fikrin merakına değmiyor. Âmâle merci olamıyor. Arkasında gam ve kederle teessüf etmeye lâyık değildir. Nerede kaldı ki kalb ona perestiş etsin ve ona bağlansın kalsın. (Sözler sh: 215) ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻫَﻢْ ﻓَﻨَﺎﺩَﻩ ﻣَﺤْﻮْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﻘْﺼُﻮﺩْ Bir maksud ki, fenada mahvoluyor; o maksudu istemem. Çünki fâniyim, fâni olanı istemem; neyleyeyim?.. ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻧَﻢْ ﺯَﻭَﺍﻟْﺪَﻩ ﺩَﻓْﻦْ ﺷُﺪَﻥْ ﻣَﻌْﺒُﻮﺩْ Bir mabud ki, zevalde defnoluyor; onu çağırmam, ona iltica etmem. Çünki nihayetsiz muhtacım ve âcizim. Âciz olan, benim pek büyük derdlerime deva bulamaz. Ebedî yaralarıma merhem süremez. Zevalden kendini kurtaramayan nasıl mabud olur? ﻋَﻘْﻞْ ﻓَﺮْﻳَﺎﺩْ ﻣِﻰ ﺩَﺍﺭَﺩْ ﻧِﺪَﺍﺀِ ﴿ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ﴾ ﻣِﻰ ﺯَﻧَﺪْ ﺭُﻭﺣَﻢْ Evet, zahire müptelâ olan akıl, şu keşmekeş kâinatta perestişettiği şeylerin zevalini görmekle, me'yusâne feryat eder ve bâkî bir mahbubu arayan ruh dahi, ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ feryadını ilân ediyor. ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ Ben batıp gidenleri sevmem (En'âm Sûresi, 6:76) ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻫَﻢْ ﻧَﻤِﻰ ﺧَﻮﺍﻧَﻢْ ﻧَﻤِﻰ ﺗَﺎﺑَﻢْ ﻓِﺮَﺍﻗِﻰ İstemem, arzu etmem, tâkat getirmem müfarakati... ﻧَﻤِﻰ ﺍَﺭْﺯَﺩْ ﻣَﺮَﺍﻗَﻪ ﺍِﻳﻦْ ﺯَﻭَﺍﻝْ ﺩَﺭْ ﭘَﺲْ ﺗَﻠﺎَﻗِﻰ Der-akab zeval ile acılanan mülâkatlar, keder ve meraka değmez. İştiyaka hiç lâyık değildir. Çünki zeval-i lezzet, elem olduğu gibi; zeval-i lezzetin tasavvuru dahi bir elemdir. Bütün mecazî âşıkların divanları, yani aşknameleri olan manzum kitabları, şu tasavvur-u zevalden gelen elemden birer feryaddır. Herbirinin, bütün divan-ı eş'arının ruhunu eğer sıksan, elemkârane birer feryad damlar. ﺍَﺯْ ﺁﻥْ ﺩَﺭْﺩِﻯ ﮔِﺮِﻳﻦِ ﴿ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ﴾ ﻣِﻰ ﺯَﻧَﺪْ ﻗَﻠْﺒَﻢْ İşte o zeval-âlûd mülâkatlar, o elemli mecazî muhabbetler derdinden ve belasındandır ki, kalbim İbrahimvari ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ ağlamasıyla ağlıyor ve bağırıyor. (Sözler sh: 216) ﺩَﺭْ ﺍِﻳﻦْ ﻓَﺎﻧِﻰ ﺑَﻘَﺎ ﺧَﺎﺯِﻯ ﺑَﻘَﺎ ﺧِﻴﺰَﺩْ ﻓَﻨَﺎﺩَﻥْ Eğer şu fâni dünyada beka istiyorsan; beka, fenadan çıkıyor. Nefs-i emmare cihetiyle fena bul ki, bâki olasın. ﻓَﻨَﺎ ﺷُﺪْ ﻫَﻢْ ﻓَﺪَﺍ ﻛُﻦْ ﻫَﻢْ ﻋَﺪَﻡْ ﺑِﻴﻦْ ﻛِﻪ ﺍَﺯْ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﻘَﺎﻳَﻪ ﺭَﺍﻩْ ﻓَﻨَﺎﺩَﻥْ Dünyaperestlik esasatı olan ahlâk-ı seyyieden tecerrüd et. Fâni ol! Daire-i mülkünde ve malındaki eşyayı, Mahbub-u Hakikî yolunda feda et. Mevcudatın ademnüma akibetlerini gör. Çünki şu dünyadan bekaya giden yol, fenadan gidiyor. ﻓِﻜِﺮْ ﻓِﻴﺰَﺍﺭْ ﻣِﻰ ﺩَﺍﺭَﺩْ ﺍَﻧِﻴﻦِ ﴿ ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ ﴾ ﻣِﻰ ﺯَﻧَﺪْ ﻭِﺟْﺪَﺍﻥْ Esbab içine dalan fikr-i insanî, şu zelzele-i zeval-i dünyadan hayrette kalıp, me'yusane fizar ediyor. Vücud-u hakikî isteyen vicdan, İbrahimvari ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ eniniyle mahbubat-ı mecaziyeden ve mevcudat-ı zâileden kat-ı alâka edip, Mevcud-u Hakikî'ye ve Mahbub-u Sermedi'ye bağlanıyor. ﺑِﺪَﺍﻥْ ﺍَﻯْ ﻧَﻔْﺲِ ﻧَﺎﺩَﺍﻧَﻢْ ﻛِﻪ ﺩَﺭْ ﻫَﺮْ ﻓَﺮْﺩْ ﺍَﺯْ ﻓَﺎﻧِﻰ ﺩُﻭ ﺭَﺍﻩْ ﻫَﺴْﺖْ ﺑَﺎ ﺑَﺎﻗِﻰ ﺩُﻭ ﺳِﺮِّ ﺟَﺎﻥِ ﺟَﺎﻧَﺎﻧِﻰ Ey nâdan nefsim! Bil ki: Çendan dünya ve mevcudat fânidir. Fakat her fâni şeyde, bâkiye îsal eden iki yol bulabilirsin ve can-ı canan olan Mahbub-u Lâyezal'in tecelli-i cemalinden iki lem'ayı, iki sırrı görebilirsin. An şart ki: Suret-i fâniyeden ve kendinden geçebilirsen... ﻛِﻪ ﺩَﺭْ ﻧِﻌْﻤَﺘْﻬَﺎ ﺍِﻧْﻌَﺎﻡْ ﻫَﺴْﺖْ ﻭَ ﭘَﺲْ ﺁﺛَﺎﺭْﻫَﺎ ﺍَﺳْﻤَﺎ ﺑِﮕِﻴﺮْ ﻣَﻐْﺰِﻯ ﻭَ ﻣِﻴﺰَﻥْ ﺩَﺭْ ﻓَﻨَﺎ ﺁﻥْ ﻗِﺸْﺮِ ﺑِﻰ ﻣَﻌْﻨَﺎ (Sözler sh: 217) Evet, nimet içinde in'am görünür; Rahman'ın iltifatı hissedilir. Nimetten in'ama geçsen, Mün'im'i bulursun. Hem her eser-i Samedanî, bir mektub gibi, bir Sâni'-i Zülcelal'in esmasını bildirir. Nakıştan manaya geçsen, esma yoluyla Müsemmayı bulursun. Madem şu masnuat-ı fâniyenin mağzını, içini bulabilirsin; onu elde et, manasız kabuğunu kışrını, acımadan fena seyline atabilirsin. ﺑَﻠِﻰ ﺁﺛَﺎﺭْﻫَﺎ ﮔُﻮﻳَﻨْﺪْ ﺯِﺍَﺳْﻤَﺎ ﻟَﻔْﻆِ ﭘُﺮْ ﻣَﻌْﻨَﺎ ﺑِﺨَﺎﻥْ ﻣَﻌْﻨَﺎ ﻭَ ﻣِﻴﺰَﻥْ ﺩَﺭْ ﻫَﻮَﺍ ﺁﻥْ ﻟَﻔْﻆِ ﺑِﻰ ﺳَﻮْﺩَﺍ Evet masnuatta hiçbir eser yok ki, çok manalı bir lafz-ı mücessem olmasın, Sâni'-i Zülcelal'in çok esmasını okutturmasın. Madem şu masnuat, elfazdır, kelimat-ı kudrettir; manalarını oku, kalbine koy. Manasız kalan elfazı, bilâperva zevalin havasına at. Arkalarından alâkadarane bakıp meşgul olma. ﻋَﻘْﻞْ ﻓَﺮْﻳَﺎﺩْ ﻣِﻰ ﺩَﺍﺭَﺩْ ﻏِﻴَﺎﺙِ ﴿ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ﴾ ﻣِﻴﺰَﻥْ ﺍَﻯْ ﻧَﻔْﺴَﻢْ İşte zahirperest ve sermayesi âfâkî malûmattan ibaret olan akl-ı dünyevî böyle silsile-i efkârı, hiçe ve ademe incirar ettiğinden, hayretinden ve haybetinden me'yusane feryad ediyor. Hakikate giden bir doğru yol arıyor. Madem uful edenlerden ve zeval bulanlardan ruh elini çekti. Kalb dahi mecazî mahbublardan vazgeçti. Vicdan dahi fânilerden yüzünü çevirdi. Sen dahi bîçare nefsim, İbrahimvari ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ gıyasını çek, kurtul. ﭼِﻪ ﺧُﻮﺵْ ﮔُﻮﻳَﺪْ ﺍُﻭ ﺷَﻴْﺪَﺍ ﺟَﺎﻣِﻰ ﻋِﺸْﻖْ ﺧُﻮﻯْ Fıtratı aşkla yoğrulmuş gibi sermest-i câm-ı aşk olan Mevlâna Câmî, kesretten vahdete yüzleri çevirmek için, bak ne güzel söylemiş: ﻳَﻜِﻰ ﺧَﻮﺍﻩْ ﻳَﻜِﻰ ﺧَﻮﺍﻥْ ﻳَﻜِﻰ ﺟُﻮﻯْ ﻳَﻜِﻰ ﺑِﻴﻦْ ﻳَﻜِﻰ ﺩَﺍﻥْ ﻳَﻜِﻰ ﮔُﻮﻯْ demiştir. 1- Yani: Yalnız biri iste, başkaları istenmeye değmiyor. 2- Biri çağır, başkaları imdada gelmiyor. {(Haşiye): Yalnız bu satır Mevlâna Câmî'nin kelâmıdır.} (Sözler sh: 218) 3- Biri taleb et, başkalar lâyık değiller. 4- Biri gör, başkalar her vakit görünmüyorlar, zeval perdesinde saklanıyorlar. 5- Biri bil, marifetine yardım etmeyen başka bilmekler faidesizdir. 6- Biri söyle, O'na aid olmayan sözler malayani sayılabilir. ﻧَﻌَﻢْ ﺻَﺪَﻗْﺖَ ﺍَﻯْ ﺟَﺎﻣِﻰ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻄْﻠُﻮﺏُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﺤْﺒُﻮﺏُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻘْﺼُﻮﺩُ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻌْﺒُﻮﺩُ Evet Câmî pek doğru söyledin. Hakikî mahbub, hakikî matlub, hakikî maksud, hakikî mabud; yalnız O'dur. ﻛِﻪ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﺪْ ﻋَﺎﻟَﻢْ Çünki bu âlem bütün mevcudatıyla muhtelif dilleriyle, ayrı ayrı nağamatıyla zikr-i İlahinin halka-i kübrasında beraber "Lâ ilahe illa Hu" der, vahdaniyete şehadet eder. ﻟﺎَٓ ﺍُﺣِﺐُّ ﺍْﻟﺎَﻓِﻠِﻴﻦَ in açtığı yaraya merhem sürüyor ve alâkayı kestiği mecazî mahbublara bedel, bir Mahbub-u Lâyezalî'yi gösteriyor. (Sözler sh: 221) ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﺣَﻜِﻴﻢُ ﺍﻟْﻘَﻀَﺎﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻓِﻰ ﻗَﺒْﺾِ ﺣُﻜْﻤِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺤَﻜَﻢُ ﺍﻟْﻌَﺪْﻝُ ﻟَﻪُ ﺍْﻟﺎَﺭْﺽُ ﻭَ ﺍﻟﺴَّﻤَٓﺎﺀُ ﻋَﻠِﻴﻢُ ﺍﻟْﺨَﻔَﺎﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟْﻐُﻴُﻮﺏِ ﻓِﻰ ﻣُﻠْﻜِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻘَﺎﺩِﺭُ ﺍﻟْﻘَﻴُّﻮﻡُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻌَﺮْﺵُ ﻭَ ﺍﻟﺜَّﺮَٓﺍﺀُ ﻟَﻄِﻴﻒُ ﺍﻟْﻤَﺰَﺍﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﻨُّﻘُﻮﺵِ ﻓِﻰ ﺻُﻨْﻌِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻔَﺎﻃِﺮُ ﺍﻟْﻮَﺩُﻭﺩُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤُﺴْﻦُ ﻭَ ﺍﻟْﺒَﻬَٓﺎﺀُ ﺟَﻠِﻴﻞُ ﺍﻟْﻤَﺮَﺍﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺸُّﺆُﻥِ ﻓِﻰ ﺧَﻠْﻘِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻤَﻠِﻚُ ﺍﻟْﻘُﺪُّﻭﺱُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻌِﺰُّ ﻭَ ﺍﻟْﻜِﺒْﺮِﻳَٓﺎﺀُ ﺑَﺪِﻳﻊُ ﺍﻟْﺒَﺮَﺍﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣِﻦْ ﻧَﻘْﺶِ ﺻُﻨْﻌِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺪَّٓﺍﺋِﻢُ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻤُﻠْﻚُ ﻭَ ﺍﻟْﺒَﻘَٓﺎﺀُ ﻛَﺮِﻳﻢُ ﺍﻟْﻌَﻄَﺎﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣِﻦْ ﺭَﻛْﺐِ ﺿَﻴْﻔِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺮَّﺯَّﺍﻕُ ﺍﻟْﻜَﺎﻓِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤَﻤْﺪُ ﻭَ ﺍﻟﺜَّﻨَٓﺎﺀُ ﺟَﻤِﻴﻞُ ﺍﻟْﻬَﺪَﺍﻳَﺎ ﻧَﺤْﻦُ ﻣِﻦْ ﻧَﺴْﺞِ ﻋِﻠْﻤِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺨَﺎﻟِﻖُ ﺍﻟْﻮَﺍﻓِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺠُﻮﺩُ ﻭَ ﺍﻟْﻌَﻄَٓﺎﺀُ ﺳَﻤِﻴﻊُ ﺍﻟﺸَّﻜَﺎﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺪُّﻋَٓﺎﺀِ ﻟِﺨَﻠْﻘِﻪِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟﺮَّﺍﺣِﻢُ ﺍﻟﺸَّﺎﻓِﻰ ﻟَﻪُ ﺍﻟﺸُّﻜْﺮُ ﻭَ ﺍﻟﺜَّﻨَٓﺎﺀُ ﻏَﻔُﻮﺭُ ﺍﻟْﺨَﻄَﺎﻳَﺎ ﻭَ ﺍﻟﺬُّﻧُﻮﺏِ ﻟِﻌَﺒْﺪِﻩِ ٭ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﻐَﻔَّﺎﺭُ ﺍﻟﺮَّﺣِﻴﻢُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﻌَﻔْﻮُ ﻭَ ﺍﻟﺮِّﺿَٓﺎﺀُ Odur Bâkî. O, hükmünü hikmetle icrâ eden Hakîmdir; biz de Onun hükmünün elindeyiz. Hakem olan O, Adl olan O; arz ve semâ Onundur. Mülkünde gizli olanı, gaip olanı O hakkıyla bilir. Kàdir olan O, Kayyûm olan O; Arş da, yer de Onundur. San'atının nakışlarında ve vasıflarında görünen Onun lûtfudur. Fâtır Odur, Vedûd O; mahlûkattaki bütün hüsün ve güzellikler Onundur. Mevcudat aynalarında ve mahlûkatının keyfiyâtında tezahür eden Onun celâlidir. Melik Odur, Kuddûs O; izzet ve kibriyâ da Ona aittir. Mahlûkatını acaib-i san'at içinde icad eden Odur; biz de Onun san'atının nakışlarıyız. Dâim Odur, Bâkî O; mülk ve bekà Onundur. O atâsında pek kerîmdir; biz de Onun misafir kàfilelerindeniz. Rezzâk Odur, her hâcete Kâfi O; hamd ve senâ Ona mahsustur. Rahmet hediyelerinde görünen Onun cemâlidir. Biz de Onun ilminin mensucatındanız. Hâlık Odur, Vâfî O; cûd ve atâ Onundur. Mahlûkatının şikâyet ve duâlarını işiten Odur. Merhamet eden O, şifâ veren O; şükür ve senâ Ona mahsustur. Kullarının hatâ ve günahlarını bağışlayan da Odur. Gaffâr Odur, Rahîm O; af da, rızâ da Ondandır. (Sözler sh: 222) ﻫَﺮْﻛَﺲْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺣُﺴْﻨَﺎﺗَﻪ ﺯِﻫَﺮْ ﺟَﺎﻯْ ﺗَﺸْﺒِﻴﻪِ ﻧِﮕَﺎﺭَﺍﻥْ ﺑِﺠَﻤَﺎﻟﺎَﺗَﻪ ﺩِﻧَﺎﺯِﻥْ hatırıma geldi. Kalbim, ibret manalarını ifade için şöyle ağladı: ﻳَﺎ ﺭَﺏْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺯِﻫَﺮْﺟَﺎﻯْ ﺑَﺘَﺎﺯِﻯ ٭ ﺯِﻧِﺸِﻴﺐُ ﺍَﺯْ ﻓِﺮَﺍﺯِﻯ ﻣَﺎﻧَﻨْﺪِ ﺩَﻟﺎَّﻟﺎَﻥْ ﺑِﻨِﺪَﺍﺀِ ﺑِﺂﻭَﺍﺯِﻯ ٭ ﺩَﻡْ ﺩَﻡْ ﺯِﺟَﻤَﺎﻝِ ﻧَﻘْﺶِ ﺗُﻮ ﺩَﺭْ ﺭَﻗْﺺْ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﺯِﻛَﻤَﺎﻝِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺧُﻮﺵْ ﺧُﻮﺵْ ﺑِﮕَﺎﺯِﻯ ٭ ﺯِﺷِﻴﺮِﻳﻨِﻰ ﺁﻭَﺍﺯِ ﺧُﻮﺩْ ﻫَﻰْ ﻫَﻰْ ﺩِﻧَﺎﺯِﻯ ٭ ﺍَﺯْﻭَﻯْ ﺭَﻗْﺺَ ﺁﻣَﺪْ ﺟَﺬْﺑَﻪ ﺧَﺎﺯِﻯ ٭ ﺍَﺯْﻳِﻦْ ﺁﺛَﺎﺭِ ﺭَﺣْﻤَﺖْ ﻳَﺎﻓْﺖْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺩَﺭْﺱِ ﺗَﺴْﺒِﻴﺢُ ﻧَﻤَﺎﺯِﻯ ٭ ﺍِﻳﺴْﺘَﺎﺩَﺳْﺖْ ﻫَﺮْ ﻳَﻜِﻰ ﺑَﺮْ ﺳَﻨْﮓِ ﺑَﺎﻟﺎَ ﺳَﺮْﻓِﺮَﺍﺯِﻯ ٭ ﺩِﺭَﺍﺯْ ﻛَﺮْﺩَﺳْﺖْ ﺩَﺳْﺘْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺪَﺭْﮔَﺎﻩِ ﺍِﻟَﻬِﻰ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺷَﻬْﺒَﺎﺯِﻯ ٭ ﺑِﺠُﻨْﺒِﻴﺪَﺳْﺖْ ﺯُﻟْﻔْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺸَﻮْﻕْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺷَﻬْﻨَﺎﺯِﻯ ٭ ﺑَﺒَﺎﻟﺎَ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﺯْ ﭘَﺮْﺩَﻩ ﻫَﺎﻯِ ﻫَﺎﻯِ ﻫُﻮﻯِ ﻋِﺸْﻖْ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﻣِﻴﺪِﻫَﺪْ ﻫُﻮﺷَﻪ ﮔِﺮِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺩَﺭِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺯَﻭَﺍﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺐِّ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ ٭ ﺑَﺮْ ﺳَﺮِ ﻣَﺤْﻤُﻮﺩْﻫَﺎ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺍَﻳَﺎﺯِﻯ (Sözler sh: 223) ﻣُﺮْﺩَﻫَﺎﺭَﺍ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺍَﺯَﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﻧَﻮَﺍﺯِﻯ ٭ ﺭُﻭﺣَﻪ ﻣِﻰ ﺁﻳَﺪْ ﺍَﺯُﻭ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻪﺀِ ﻧَﺎﺯُ ﻧِﻴَﺎﺯِﻯ ٭ ﻗَﻠْﺐْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻧَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺁﻳَﺎﺗْﻬَﺎ ﺳِﺮِّ ﺗَﻮْﺣِﻴﺪْ ﺯِﻋُﻠُﻮِّ ﻧَﻈْﻢِ ﺍِﻋْﺠَﺎﺯِﻯ ٭ ﻧَﻔْﺲْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻫَﺪْ ﺩَﺭْ ﺍِﻳﻦْ ﻭَﻟْﻮَﻟَﻬَﺎ ﺯَﻟْﺰَﻟَﻬَﺎ ﺫَﻭْﻕِ ﺑَﺎﻗِﻰ ﺩَﺭْ ﻓَﻨَﺎﻯِ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﻋَﻘْﻞْ ﻣِﻴﺒِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻬَﺎ ﺩَﻣْﺪَﻣَﻬَﺎ ﻧَﻈْﻢِ ﺧِﻠْﻘَﺖْ ﻧَﻘْﺶِ ﺣِﻜْﻤَﺖْ ﻛَﻨْﺰِ ﺭَﺍﺯِﻯ ٭ ﺁﺭْﺯُﻭ ﻣِﻴﺪَﺍﺭَﺩْ ﻫَﻮَﺍ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻫَﻤْﻬَﻤَﻬَﺎ ﻫَﻮْﻫَﻮَﻫَﺎ ﻣَﺮْﮒِ ﺧُﻮﺩْ ﺩَﺭْ ﺗَﺮْﻙِ ﺍَﺫْﻭَﺍﻕِ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ ٭ ﺧَﻴَﺎﻝْ ﺑِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺍَﺷْﺠَﺎﺭْ ﻣَﻠﺎَﺋِﻚْ ﺭَﺍ ﺟَﺴَﺪْ ﺁﻣَﺪْ ﺳَﻤَﺎﻭِﻯ ﺑَﺎﻫَﺰَﺍﺭَﺍﻥْ ﻧَﻰْ ٭ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻧَﻴْﻬَﺎ ﺷُﻨِﻴﺪَﺕْ ﻫُﻮﺵْ ﺳِﺘَﺎﻳِﺸْﻬَﺎﻯِ ﺫَﺍﺕِ ﺣَﻰْ ٭ ﻭَﺭَﻗْﻬَﺎﺭَﺍ ﺯَﺑَﺎﻥْ ﺩَﺍﺭَﻧْﺪْ ﻫَﻤَﻪ ﻫُﻮ ﻫُﻮ ﺫِﻛْﺮْ ﺁﺭَﻧْﺪْ ﺑَﺪَﺭْ ﻣَﻌْﻨَﺎﻯِ ﺣَﻰُّ ﺣَﻰْ ٭ ﭼُﻮ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﺪْ ﻫَﺮْ ﺷَﻰْ ٭ ﺩَﻣَﺎﺩَﻡْ ﺟُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻖْ ﺳَﺮَﺍﺳَﺮْ ﮔُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻰْ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﻟﻠَّﻪْ ٭ ﻓَﻴَﺎ ﺣَﻰُّ ﻳَﺎ ﻗَﻴُّﻮﻡُ ﺑِﺤَﻖِّ ﺍِﺳْﻢِ ﺣَﻰِّ ﻗَﻴُّﻮﻡِ ٭ ﺣَﻴَﺎﺗِﻰ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻗَﻠْﺐِ ﭘَﺮِﻳﺸَﺎﻥْ ﺭَﺍ ﺍِﺳْﺘِﻘَﺎﻣَﺖْ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻋَﻘْﻞِ ﻣُﺸَﻮَّﺵْ ﺭَﺍ ﺁﻣِﻴﻦْ ﻫَﺮْﻛَﺲْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺣُﺴْﻨَﺎﺗَﻪ ﺯِﻫَﺮْ ﺟَﺎﻯْ ﺗَﺸْﺒِﻴﻪِ ﻧِﮕَﺎﺭَﺍﻥْ ﺑِﺠَﻤَﺎﻟﺎَﺗَﻪ ﺩِﻧَﺎﺯِﻥْ Hatırıma geldi. Kalbim dahi ibret manalarını ifade için şöyle ağladı: Yani: Senin temaşana, hüsnüne, herkes her yerden koşup gelmiş. Senin cemalinle nazdarlık ediyorlar. (Sözler sh: 224) ﻳَﺎ ﺭَﺏْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺑِﺘَﻤَﺎﺷَﺎﮔَﻪِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺯِﻫَﺮْﺟَﺎﻯْ ﺑَﺘَﺎﺯِﻯ Her zîhayat senin temaşana, san'atın olan zemin yüzüne her yerden çıkıp bakıyorlar. ﺯِﻧِﺸِﻴﺐُ ﺍَﺯْ ﻓِﺮَﺍﺯِﻯ ﻣَﺎﻧَﻨْﺪِ ﺩَﻟﺎَّﻟﺎَﻥْ ﺑِﻨِﺪَﺍﺀِ ﺑِﺂﻭَﺍﺯِﻯ Aşağıdan, yukarıdan dellâllar gibi çıkıp bağırıyorlar. ﺩَﻡْ ﺩَﻡْ ﺯِﺟَﻤَﺎﻝِ ﻧَﻘْﺶِ ﺗُﻮ ﴿ﻧُﺴْﺨَﻪ: ﺯِﻫَﻮَﺍﻯِ ﺷَﻮْﻕِ ﺗُﻮ﴾ ﺩَﺭْ ﺭَﻗْﺺ ﺑَﺎﺯِﻯ Senin cemal-i nakşından keyiflenip, o dellâlmisal ağaçlar oynuyorlar. ﺯِﻛَﻤَﺎﻝِ ﺻُﻨْﻊِ ﺗُﻮ ﺧُﻮﺵْ ﺧُﻮﺵْ ﺑِﮕَﺎﺯِﻯ Senin kemal-i san'atından neş'elenip, güzel güzel sadâ veriyorlar. ﺯِﺷِﻴﺮِﻳﻨِﻰ ﺁﻭَﺍﺯِ ﺧُﻮﺩْ ﻫَﻰْ ﻫَﻰْ ﺩِﻧَﺎﺯِﻯ Güya sadâlarının tatlılığı, onları da neş'elendirip nazeninane bir naz ettiriyor. ﺍَﺯْﻭَﻯْ ﺭَﻗْﺼَﻪ ﺁﻣَﺪْ ﺟَﺬْﺑَﻪ ﺧَﺎﺯِﻯ İşte ondandır ki; şu ağaçlar raksa gelmiş, cezbe istiyorlar. ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺁﺛَﺎﺭِ ﺭَﺣْﻤَﺖْ ﻳَﺎﻓْﺖْ ﻫَﺮْ ﺣَﻰْ ﺩَﺭْﺱِ ﺗَﺴْﺒِﻴﺢُ ﻧَﻤَﺎﺯِﻯ Şu rahmet-i İlahiyenin âsârıyladır ki; her zîhayat, kendine mahsus tesbih ve namazın dersini alıyorlar. ﺍِﻳﺴْﺘَﺎﺩَﺳْﺖْ ﻫَﺮْ ﻳَﻜِﻰ ﺑَﺮْ ﺳَﻨْﮓِ ﺑَﺎﻟﺎَ ﺳَﺮْﻓِﺮَﺍﺯِﻯ Ders aldıktan sonra, herbir ağaç yüksek bir taş üstünde arşa başını kaldırıp durmuşlar. ﺩِﺭَﺍﺯْ ﻛَﺮْﺩَﺳْﺖْ ﺩَﺳْﺘْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺪَﺭْﮔَﺎﻩِ ﺍِﻟَﻬِﻰ ﻫَﻢْ ﭼُﻮ ﺷَﻬْﺒَﺎﺯِﻯ (Sözler sh: 225) Herbirisi, yüzler ellerini Şehbaz-ı Kalender {(Haşiye-1) Şehbaz-ı Kalender, meşhur bir kahramandır ki, Şeyh-i Geylanî'nin irşadıyla dergâh-ı İlahîye iltica edip mertebe-i velayete çıkmıştır.} gibi dergâh-ı İlahîye uzatıp muhteşem bir ibadet vaziyetini almışlar. ﺑِﺠُﻨْﺒِﻴﺪَﺳْﺖْ ﺯُﻟْﻔْﻬَﺎﺭَﺍ ﺑَﺸَﻮْﻕْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺷَﻬْﻨَﺎﺯِﻯ Oynattırıyorlar zülüfvari küçük dallarını ve onunla, temaşa edenlere de latif şevklerini ve ulvî zevklerini ihtar ediyorlar. {(Haşiye-2) Şehnaz-ı Çelkezî, kırk örme saç ile meşhur bir dünya güzelidir.} ﺑَﺒَﺎﻟﺎَ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﺯْ ﭘَﺮْﺩَﻩ ﻫَﺎﻯِ ﻫَﺎﻯِ ﻫُﻮﻯِ ﻋِﺸْﻖْ ﺑَﺎﺯِﻯ Aşkın "Hay Huy" perdelerinden en hassas tellere, damarlara dokunuyor gibi sadâ veriyorlar. {(Nüsha) Şu nüsha mezaristandaki ardıç ağacına bakar: ﺑَﺒَﺎﻟﺎَ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﺯْ ﭘَﺮْﺩَﻩ ﻫَﺎﻯِ ﻫَﺎﻯِ ﻫُﻮﻯِ ﭼَﺮْﺥِ ﺑَﺎﺯِﻯ ٭ ﻣُﺮْﺩَﻫَﺎﺭَﺍ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺍَﺯَﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﻧَﻮَﺍﺯِﻯ } ﻣِﻴﺪِﻫَﺪْ ﻫُﻮﺷَﻪ ﮔِﺮِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺩَﺭِﻳﻨْﻬَﺎﻯِ ﺯَﻭَﺍﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺐِّ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ Fikre şu vaziyetten şöyle bir mana geliyor: Mecazî muhabbetlerin zeval elemiyle gelen ağlayış, hem derinden derine hazîn bir enîni ihtar ediyorlar. ﺑَﺮْ ﺳَﺮِ ﻣَﺤْﻤُﻮﺩْﻫَﺎ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﺍَﻳَﺎﺯِﻯ Mahmudların, yani Sultan Mahmud gibi mahbubundan ayrılmış bütün âşıkların başlarında, hüzünâlûd mahbublarının nağmesinin tarzını işittiriyorlar. ﻣُﺮْﺩَﻫَﺎﺭَﺍ ﻧَﻐْﻤَﻬَﺎﻯِ ﺍَﺯَﻟِﻰ ﺍَﺯْ ﺣُﺰْﻥْ ﺍَﻧْﮕِﻴﺰِ ﻧَﻮَﺍﺯِﻯ Dünyevî sadâların ve sözlerin dinlemesinden kesilmiş olan ölmüşlere; ezelî nağmeleri, hüzünengiz sadâları işittiriyor gibi bir vazifesi var görünüyorlar. ﺭُﻭﺣَﻪ ﻣِﻰ ﺁﻳَﺪْ ﺍَﺯُﻭ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻪﺀِ ﻧَﺎﺯُ ﻧِﻴَﺎﺯِﻯ Ruh ise şu vaziyetten şöyle anladı ki: Eşya, tesbihat ile Sâni'-i Zülcelal'in tecelliyat-ı esmasına mukabele edip, bir naz-niyaz zemzemesidir, geliyor. (Sözler sh: 226) ﻗَﻠْﺐْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻧَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺁﻳَﺎﺗْﻬَﺎ ﺳِﺮِّ ﺗَﻮْﺣِﻴﺪْ ﺯِﻋُﻠُﻮِّ ﻧَﻈْﻢِ ﺍِﻋْﺠَﺎﺯِﻯ Kalb ise, şu herbiri birer âyet-i mücesseme hükmünde olan şu ağaçlardan sırr-ı tevhidi, bu i'cazın ulüvv-ü nazmından okuyor. Yani, hilkatlerinde o derece hârika bir intizam, bir san'at, bir hikmet vardır ki: Bütün esbab-ı kâinat birer fâil-i muhtar farzedilse ve toplansalar taklid edemezler. ﻧَﻔْﺲْ ﻣِﻴﺨَﻮﺍﻫَﺪْ ﺩَﺭْ ﺍِﻳﻦْ ﻭَﻟْﻮَﻟَﻬَﺎ ﺯَﻟْﺰَﻟَﻬَﺎ ﺫَﻭْﻕِ ﺑَﺎﻗِﻰ ﺩَﺭْ ﻓَﻨَﺎﻯِ ﺩُﻧْﻴَﺎ ﺑَﺎﺯِﻯ Nefis ise, şu vaziyeti gördükçe; bütün rûy-i zemin, velvele-âlûd bir zelzele-i firakta yuvarlanıyor gibi gördü, bir zevk-i bâki aradı. "Dünya-perestliğin terkinde bulacaksın" manasını aldı. ﻋَﻘْﻞْ ﻣِﻴﺒِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺯَﻣْﺰَﻣَﻬَﺎ ﺩَﻣْﺪَﻣَﻬَﺎ ﻧَﻈْﻢِ ﺧِﻠْﻘَﺖْ ﻧَﻘْﺶِ ﺣِﻜْﻤَﺖْ ﻛَﻨْﺰِ ﺭَﺍﺯِﻯ Akıl ise, şu zemzeme-i hayvan ve eşcardan ve demdeme-i nebat ve havadan gayet manidar bir intizam-ı hilkat, bir nakş-ı hikmet, bir hazine-i esrar buluyor. Her şey, çok cihetlerle Sâni'-i Zülcelal'i tesbih ettiğini anlıyor. ﺁﺭْﺯُﻭ ﻣِﻴﺪَﺍﺭَﺩْ ﻫَﻮَﺍ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻫَﻤْﻬَﻤَﻬَﺎ ﻫَﻮْﻫَﻮَﻫَﺎ ﻣَﺮْﮒِ ﺧُﻮﺩْ ﺩَﺭْ ﺗَﺮْﻙِ ﺍَﺫْﻭَﺍﻕِ ﻣَﺠَﺎﺯِﻯ Heva-yı nefs ise şu hemheme-i hava ve hevheve-i yapraktan öyle bir lezzet alıyor ki, bütün ezvak-ı mecazîyi ona unutturup, o heva-yı nefsin hayatı olan zevk-i mecazîyi terketmekle, bu zevk-i hakikatte ölmek istiyor. ﺧَﻴَﺎﻝْ ﺑِﻴﻨَﺪْ ﺍَﺯِﻳﻦْ ﺍَﺷْﺠَﺎﺭْ ﻣَﻠﺎَﺋِﻚْ ﺭَﺍ ﺟَﺴَﺪْ ﺁﻣَﺪْ ﺳَﻤَﺎﻭِﻯ ﺑَﺎﻫَﺰَﺍﺭَﺍﻥْ ﻧَﻰْ Hayal ise, görüyor; güya şu ağaçların müekkel melaikeleri içlerine girip herbir dalında çok neyler takılan ağaçları cesed olarak giymişler. Güya Sultan-ı Sermedî, binler ney sadâsıyla muhteşem bir resm-i küşadda onlara onları giydirmiş ki; o ağaçlar camid, şuursuz cisim gibi değil.. belki gayet şuurkârane manidar vaziyetleri gösteriyorlar. ﺍَﺯِﻳﻦْ ﻧَﻴْﻬَﺎ ﺷُﻨِﻴﺪَﺕْ ﻫُﻮﺵْ ﺳِﺘَﺎﻳِﺸْﻬَﺎﻯِ ﺫَﺍﺕِ ﺣَﻰْ İşte o neyler; semavî, ulvî bir musikîden geliyor gibi safi ve müessirdirler. (Sözler sh: 227) Fikir o neylerden, başta Mevlâna Celaleddin-i Rumî olarak bütün âşıkların işittikleri elemkârane teşekkiyat-ı firakı işitmiyor. Belki, Zât-ı Hayy-ı Kayyum'a karşı takdim edilen teşekkürat-ı Rahmaniyeyi ve tahmidat-ı Rabbaniyeyi işitiyor. ﻭَﺭَﻗْﻬَﺎﺭَﺍ ﺯَﺑَﺎﻥْ ﺩَﺍﺭَﻧْﺪْ ﻫَﻤَﻪ ﻫُﻮ ﻫُﻮ ﺫِﻛْﺮْ ﺁﺭَﻧْﺪْ ﺑَﺪَﺭْ ﻣَﻌْﻨَﺎﻯِ ﺣَﻰُّ ﺣَﻰْ Madem ağaçlar, birer cesed oldu. Bütün yapraklar dahi diller oldu. Demek herbiri, binler dilleri ile havanın dokunmasıyla "Hu Hu" zikrini tekrar ediyorlar. Hayatlarının tahiyyatıyla Sâniinin Hayy-ı Kayyum olduğunu ilân ediyorlar. ﭼُﻮ ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﺪْ ﻫَﺮْ ﺷَﻰْ Çünki bütün eşya "Lâ ilahe illa Hu" deyip, kâinatın azîm halka-i zikrinde beraber zikrederek çalışıyorlar. ﺩَﻣَﺎﺩَﻡْ ﺟُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻖْ ﺳَﺮَﺍﺳَﺮْ ﮔُﻮﻳَﺪَﻧْﺪْ ﻳَﺎ ﺣَﻰْ ﺑَﺮَﺍﺑَﺮْ ﻣِﻴﺰَﻧَﻨْﺪْ ﺍَﻟﻠَّﻪْ Vakit-bevakit lisan-ı istidad ile Cenab-ı Hak'tan hukuk-u hayatını "Ya Hak" deyip hazine-i rahmetten istiyorlar. Baştan başa da hayata mazhariyetleri lisanıyla "Ya Hayy" ismini zikrediyorlar. ﻓَﻴَﺎ ﺣَﻰُّ ﻳَﺎ ﻗَﻴُّﻮﻡُ ﺑِﺤَﻖِّ ﺍِﺳْﻢِ ﺣَﻰِّ ﻗَﻴُّﻮﻡِ ﺣَﻴَﺎﺗِﻰ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻗَﻠْﺐِ ﭘَﺮِﻳﺸَﺎﻥْ ﺭَﺍ ﺍِﺳْﺘِﻘَﺎﻣَﺖْ ﺩِﻩْ ﺑَﺎِﻳﻦْ ﻋَﻘْﻞِ ﻣُﺸَﻮَّﺵْ ﺭَﺍ ﺁﻣِﻴﻦْ Ya Hayyu Ya Kayyum; Hayy ve Kayyum isimleri hakkına; perişan kalbime hayat, müşevveş aklıma da istikamet ver. Amin. (Sözler sh: 230)[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Risale-i Nurlar'ın Âyet ve Hadîs Meâlleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst