Konuya cevap cer

Risale-i Nur'dan nasıl daha fazla istifade edebiliriz - 8 - nükteler


9- Bazı nükteler


Risâle-i Nur’un has talebelerinden ve şairlerinden Halil İbrahim, bir yazısında Risâle-i Nur’u şöyle tavsif ediyordu:

 

“Risâle-i Nur bir kenz-i mahfî ve bir sandukça-i cevahir ve menba-ı envardır. Risâle-i Nur bir bahr-i hakaik ve bir sırr-ı dekaik ve kenzü'l-maarif ve bahrü'l-mekârimdir.”


Hakikaten Risâle-i Nur, hakikatler denizi, marifetler hazinesi ve cevahirler sandukçası, bir başka ifadeyle Hazinetü’l-Esrar (Sırlar hazinesi)dir.


Fakat Risâle-i Nur sırlarını, inceliklerini herkese açmaz. Çünkü sırlar herkese söylenmez. Bu sırlara muttali olabilmek için Risâle-i Nur’a mahrem, emin dostlar olmak iktiza eder. Kendini Risâle-i Nur’a vermeyene Risâle-i Nur da kendini vermez.


***

 

Bazı risalelerin giriş kısmında o risalelerin fihristi veya kaç kısım olduğuna dair şifrevari işaretler vardır.

 

İhlas Risalesi’nin başında ihlasın 9 hassasından bahsedilir. Dikkat edilirse İhlas Risalesi de: 4 ihlasın dusturu, 2 ihlası kazanma yolları, 3 de ihlası kıran şeyler olmak üzere 9 maddedir.

19. Lema İktisad Risalesi 7 nüktedir. Birinci nüktede iktisadın 7 özelliğinden bahsedilir.

25. Söz Kur’an’ın 40 vecihle mûcize oluşundan bahseder. Baş tarafta Kur’an’ın tarifinden bahsedilen yere dikkat edilirse, onun da 40 madde olduğu görülür.

 

30. Lema’da Allah’ın “Hayy” ismi şerhedilir. Risalenin baş tarafında “Hayy” isminin 29 özelliğinden bahsedilir. Abdulkadir Geylani’nin de ism-i âzamı da olan, “Ya Hayy!” (يا حي ) lafzının ebcedî değeri 29 dur.

 

***

Bazı risalelerin kısımları da sıra numaralarıyla aynıdır. Yalnızca Lemalardan bazı risaleler:

 

4. Lema, Minhacü’s-Sünne Risalesi, 4 nüktedir.

7. Lema, Fetih suresinin son 3 ayetini tefsir eden 7 maddedir.

11. Lema, Sünneti Seniyye bahsi, 11 nüktedir.

13. Lema, Hikmetü’l-İstiaze Risalesi, 13 nüktedir. Hikmetü’l-İstiaze (حكمة الاستعاذه) terkibinde 13 harf vardır. Bu risale, Felak ve Nas Surelerinin tefsiri mahiyetindedir. Bu iki sure ise, ‘besmele’lerle beraber 13 ayettir.

25. Lema, Hastalar Risalesi, 25 devadır.

28. Lema, Eskişehir hapsinde Üstadın talebelerine yazdığı kısa kısa 28 fıkradır.

Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Bu tarz ince işaretler risalelerde kesretle mevcuttur.

 

***

 

Bir başka husus da, risalelerin çok yerlerinde ayetlere telmihlerin olmasıdır. Birçok numuneden bazılarına işaretler edelim: 

 

Peygamberimizden bahseden 19. Söz’de (Reşhalarda) peygamberimizden “O nuranî burhan-ı tevhid” (Tevhidin nurani delili) diye bahsedilir. Bu ifadeye göre peygamberimiz hem “Nur” hem de “Burhan”dır. Burada iki ayete telmih vardır:

 

“Ey insanlar! Size Rabbinizden bir burhan (peygamber) geldi ve size apaçık bir nur (Kur’an) indirdik.” (Nisa 174)

 

“İşte size Allah’tan bir nur (peygamber) ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir.” (Maide 15)

 

Bir diğer misal:

 

“Bir sultan-ı mûcizekâr, kendi iktidarını göstermek için veya ibret ve tenezzüh için bir işaretle dağları kaldırır, memleketleri tebdil eder, denizi karaya çevirdiğini gördüğün halde, sonra görsen ki; büyük bir taş dereye yuvarlanmış, o zâtın kendi ziyafetine davet ettiği misafirlerin yolunu kesmiş, geçemiyorlar. Biri sana dese: O zât, bir işaretle o taşı, ne kadar büyük olursa olsun kaldıracak veya dağıtacak.”

 

10. Sözün 9. Hakikat’inde geçen bu temsilde Kur’an’ın bazı ayetlerine işaretler vardır. Şöyle ki: “Dağları kaldırır” derken Bakara Suresinde Tur Dağı’nın İsrailoğulları’nın üzerine kaldırılması; “Memleketleri tebdil eder” derken bir çok kavimlerin helak olup onların yerine başka kavimlerin yaratılmasına işaret olmakla beraber, yine Bakara Suresindeki Üzeyr (as) kıssasına işaret vardır. “Denizi karaya çevirdiğini” derken de Musa (as)’ın İsrailoğullarıyla beraber, Kızıldeniz’den geçmelerine telmih vardır.

 

Aşağıdaki ibarede ise başka bir nükte vardır: 

 

Muhakemat eserinde Unsur-u Akide bölümünde Üstad, felsefe ve israiliyattan bahseder ve konuyu şöyle bağlar:

 

“Demek muhakkak oldu ki, âyâtın delâil-i i'câzının miftahı ve esrar-ı belâgatının keşşafı, yalnız belâgat-ı Arabiyenin madenindendir. Yoksa felsefe-i Yunaniyenin destgâhından değildir.”[3] Burada belagat ilminin, arap edebiyatının ehemmiyeti vurgulanır ve Kur’an’ın mûcizevî sırlarının ancak Arapçanın belagatiyle anlaşılacağı belirtilir. Yalnız dikkat edilirse Üstad bu ibarelerde Arab edebiyatının, Arap belagatinin şaheserleri niteliğinde olan kitaplara da işaret eder. Şöyle ki, Delail-i İ’caz ve Esrar-ı Belaga, Abdulkahir Cürcani’nin eserleridir. Miftah Sekkaki’nin, Keşşaf ise Zemahşeri’nin eseridir.

 

Münazaratta da buna benzer yerler vardır.

 

 

 

 

 

 

[3] Muhakemat, Nesil yayınları, s. 2010. Âsâr-ı Bediiye, s. 221.

 

 

 

Kaynak: 

Risale-i Nur'un Mahiyeti ve İstifade Yolları

İdris Tüzün




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst