5- Risale-i Nur Eczalarını kısımlara ayırırken bazı noktalara dikkat etmek :
Risale-i Nur Eczalarını kısımlara ayırırken bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Şöyle ki:
Risale-i Nur eczaları ( Hüküm - Misal - Hakikat - Hisse ) olmak üzere 4 kısma ayrılır. Umumiyetle metnin ilk cümlelerinde bir HÜKÜM ortaya konulur. MİSALlerle bu hüküm tavzih edilir, anlaşılır bir hale getirilir. Daha sonra HAKİKAT bu misaller üzerine bina edilerek ispat edilir. En son olarak anlatılan mevzudan bizim çıkarmamız gereken ders, HİSSE ortaya konulur. ( Küçük sözleri karşılaştırınız)
Bu dört kısım bazı yerlerde açık bazı yerlerde ise zımni olarak mevcuttur. Dikkatli bir bakışla bunu fark etmek mümkündür. Mesela küçük sözlerde bu çok açık olarak görünür. Pencereler risalesi, 33 penceredir ve mevzu tevhiddir. Her pencerenin başında zimni olarak “Allah vardır” hükmü mevcuttur. Mukaddimede bu zikredildiği için diğer yerlere luzum görülmemiştir.
6- Kısımlara ayırın ve numaralandırın :
Mevzuları her zaman –ama mutlaka- kısımlara ayırın. Bazı yerlerde bu taksimatı yaparken metni numaralandırın.
Mesela 6. pencere 12 maddedir ve müellif her bir maddenin başında “nasılki” “öylede” ifadeleriyle buna işaret eder. ( 6. pencereyi ilkönce numaralandırmadan sonrada numaralandırarak okuyun.)
Ayet-el kübranın “cevvissema”dan bahseden kısmı 4 maddedir ve buna “sonra” kelimeleriyle işaret edilir.
Reşhaların sonunda kuranın tekraratı 5 maddede zikredilir ve “hem” kelimesiyle buna işaret edilir. (hem’ler ekseriyetle paragraf başlarıdır)
Misalleri çoğaltmamız mümkündür. Başta da dediğimiz gibi metni kolayca anlamanın şartı metni kısımlara ayırmaktır. Aksi halde metni anlayamayız veya az anlarız.
7- Anahtar Kelimelere Dikkat Etmek :
Dikkat edilecek başka bir hususda, Risalelerde çokça geçen anahtar niteliğindeki kelimelerdir. Bu kelimelere dikkat etmekte mevzuun daha iyi anlaşılmasına yardım eder. Bu kelimeler: Şöyleki, Nasılki, Mesela, Ezcümle, Öylede, ( veya aynen öylede ) Evet, Hem, Madem-Elbette, İşte, Demek, Elhasıl kelimeleridir..
1. ŞÖYLEKİ : Kendisinden önceki mübhem, kapalı bir cümlenin açıklanacağına işarettir.
2. NASILKİ - MESELA : Bu iki kelimeden sonra daima misal gelir.
3. EZCÜMLE : Anlatılan mevzuya dair bir kaç misalin anlatılacağını ifade eder.
4. AYNEN ÖYLEDE : Misallerden hemen sonra gelen bu kelime, hakikate geçileceğine işaret eder.
5. EVET : Bir iddiadan sonra, bu iddianin izah veya ispat edileceğine işarettir.
6. HEM : Hemler ekseriyetle paragraf başı veya madde başlarıdır.
7. Madem – ELBETTE : Her hangi bir şey ispat edileceği zaman mademlerle deliller ( öncüller ) ortaya konulur. Elbette kelimesinden sonra iddia ispat edilir. (netice )
8. İŞTE : Bazen misal ve hakikat arasında, bazen de neticenin beyan edileceği zaman kullanılır.
9. DEMEK – ELHASIL : İkisi de neticeyi gösterirler.
8- Fihrist ve Şemalar :
Herhangi bir şeyi anlamak, idrak edebilmek ancak onu ihata etmekle mümkündür. İhata edilemeyen bir şey anlaşılmaz, veya anlaşılsa da nakıs ve cüz’i olur. Büyük, uzun risaleler çokları tarafından ihata edilemediği için anlaşılmaz olarak nitelendiriliyor, veyahut bu risaleleri okuyanlar onun bütününden değil, ancak bir kısmından istifade edebiliyorlar. Bu tarz risaleleri ihata edebilmek, ancak bu risalelerin fihristelerini veya şemalarını çıkarmakla olur. Ayrıca risalelerde geçen bazı uzun karışık gibi görünen mevzularında tablolarını yapmak gerekir. Haritalar sayesinde ihata edemediğimiz büyük kara parçalarını, devletleri tanıyabiliriz. Fihrist ve şemalarda, bizim ihata edemediğimiz risaleleri, ihata etmemize, kavramamıza vesile olur. (Bu çalışmamızda yer yer buna misaller verilmiştir.)
9- Bazı nükteler:
İhlas risalesinin başında ihlasın 9 hassasından bahsedilir. Dikkat edilirse ihlas risaleside 9 maddedir. 4 ihlasın dusturu, 2 ihlası kazanma yolları, 3 de ihlası kıran şeyler.
İktisad risalesi 7 nüktedir. Birinci nüktede iktisadın 7 özelliğinden bahsedilir.
25. Söz kuranın 40 vecihle mucize oluşundan bahseder. Baş tarafta ise kuranın tarifi vardır. Bu tarife dikkat edilirse onun da 40 madde olduğu görülür.
30. Lem’ada İsmi Hay’dan bahsedilir ve baş tarafta İsmi Hayyın 29 hassasından bahsedilir. Gavsı A’zamın ismi A’zamı olan (يا حي ) lafzının ebcedi değeride 29 dur.
Bu misalleri çoğaltmak mümkündür. Bu tarz ince işaretler risalelerde kesretle mevcuttur.
Aşağıdaki ibarede ise başka bir nükte vardır:
Unsuru Akide’de üstad, felsefe ve israiliyattan bahseder ve mevzuyu şöyle bağlar:
“Demek muhakkak oldu ki, âyâtın delâil-i i'câzının miftahı ve esrar-ı belâgatın keşşafı, yalnız belâgat-ı Arabiyenin madenindendir. Yoksa, felsefe-i Yunaniyenin destgâhından değildir.” (Muhakemat. “Unsuru Akide”nin son kısımları)
Burada belagatı Arabiyyenin ehemmiyeti vurgulanır ve kuranın mucizevi sırlarının ancak bu şekilde anlaşılacağı belirtilir. Yalnız dikkat edilirse üstad bu ibarelerde arab edebiyatının, belagatin şaheserleri niteliğinde olan kitaplarada işaret eder. Şöyle ki, Delaili i’caz ve Esrarı Belaga, Abdulkahir El-Cürcani’nin eserleridir. Miftah, Sekkaki’nin, Keşşaf ise Zemahşerinin eseridir.
Münazaratta da buna benzer yerler var.