Bu iki örnekten sonra, Bediüzzaman'ın cifre bakışını naklederek konuyu noktalamak istiyoruz:
"İlm-i cifir, meraklı ve zevkli bir meşgale olduğundan, vazife-i hakîkiyeden alıkoyup meşgul ediyor. Hatta kaç defadır esrar-ı Kur'an'iyeye karşı o anahtar ile bazı sırlar açılıyordu. Kemâl-i iştiyak ve zevk ile müteveccih olduğum vakit kapanıyordu. Bunda iki hikmet buldum:
Birisi: "Gaybı ancak Allah bilir (Neml Suresi, 27:65)" yasağına karşı hılaf-ı edebde bulunmak ihtimali var.
İkincisi: Hakaik-ı esasiye-i imaniye ve Kur'an'iyenin berahin-i kat'iye ile ümmete ders vermek hizmeti ise, ilm-i cifir gibi ulum-u hafiyenin yüz derece fevkinde bir meziyet ve kıymeti vardır. O vazife-i kudsiyede kat'î hüccetler ve muhkem deliller, su-i istimale meydan vermiyorlar. Fakat cifir gibi, muhkem kaidelere merbut olmayan ulum-u hafiyede su-i istimal girip, şarlatanların istifade etmeleri ihtimalidir."(3)
Yani yukarıdaki ifadeyi sadeleştirecek olursak;
Cifir ilmi meraklı ve zevkli bir meşgale olduğundan, gerçek vazifeden alıkoyup meşgul ediyor. Hatta kaç defadır Kur'an'ın sırlarına karşı o anahtar ile bazı sırlar açılıyordu. Tam bir iştiyak ve zevk ile yöneldiğim vakit kapanıyordu. Bunda iki hikmet buldum.
1- "Gaybı ancak Allah bilir" yasağına karşı edebe aykırı harekette bulunmak ihtimali var.
2- Kur'an ve iman hakikatlerinin esaslarını kat'î deliller ile ümmete ders vermek hizmetinin, cifir ilmi gibi gizli ilimlerin yüz derece daha fevkinde bir meziyyet ve kıymeti vardır. O kudsî vazifede kat'i hüccetler ve sağlam deliller su-i istimale meydan vermiyorlar. Fakat cifir gibi, sağlam kurallara bağlı olmayan gizli ilimlerde su-i istimal girip, şarlatanların istifade etmeleri ihtimalidir.
Görüldüğü gibi, cifir ilmi gizli ilimlerdendir. Az kişiye hitab etmektedir. İman ve Kur'an hakikatleri ise, herkese seslenmektedir. Hem herkesin onlara ihtiyacı vardır. Bu gibi noktalardan dolayı ve " Gaybı ancak Allah bilir" yasağına karşı edebe aykırı harekette bulunmamak için Bediüzzaman, bu ilmin ayrıntılarını eserlerine yansıtmamıştır. Yansıttığı miktar, altı bin küsûr sayfalık tefsirinin içinde az bir bölüm teşkil etmektedir.
(1) Tarihçe-i Hayat, Kastamonu Hayatı.
(2) Sikke-i Tasdik-i Gaybi.
(3) Lem'alar, Dokuzuncu Lem'a.
Sorularla Risale