Roma ve Kartaca denizin iki tarafında, karşı karşıya bulunan iki şehirdi. İkisi de çok güçlü ordulara sahipti. Eğer aralarında bir savaş çıkacaksa uzun ve dehşetli olacağı kesindi. Maalesef, bu iki büyük şehir dost değillerdi. Sonunda bu düşmanlık hissi savaşa sebep oldu. Savaş uzun sürdü. Savaşın nasıl sonuçlanacağını kimse bilemiyordu. Bazen şans Roma’dan taraf oluyordu. Sonra yine Kartaca’ya dönüyordu. Bazen Roma, bazen de Kartaca kazanacak sanılıyordu. Bu şekilde savaş birkaç yıl sürdü.
Bir çarpışma sırasında, Kartacalılar Roma generallerinden Regulus adlı birini yakalayıp esir ettiler. Regulus, cesur ve iyi yürekli birisiydi. Her zaman verdiği sözde dururdu. Cesaretine ve kahramanlığına rağmen bu savaşta esir düştü ve hapsedildi.
Bu sırada Kartacalılar savaşı kaybedeceklerini hissediyorlardı. Romanın eninde sonunda savaşı kazanacağını düşünüyorlardı. Savaşa devam etmek için başka ülkelerden para ile asker tutmaya mecbur kalıyorlardı ve bu şekilde daha fazla Roma’ya karşı dayanamayacaklarını anladılar. Bundan dolayı Kartacalı generaller Regulus’u hapishanede ziyarete geldiler. Ona Kartaca ile Roma arasında barış yapılmasını istediklerini söylediler. Roma savaşın durumunu bilse o da barış yapmak isteyecektir dediler.
Bu konuşmadan sonra Regulus’a:
“Eğer milletine kaybettiğin savaşları ve Romalıların bu uzun savaştan şimdiye kadar hiç bir şey kazanamadıklarını anlatırsan, seni Roma’ya göndeririz” dediler.
Fakat Regulus’a verdikleri bu hürriyete karşılık istedikleri tek şey bu değildi. Eğer Romalılar barışı kabul etmezlerse hapse geri geleceğine dair söz vermesini istediler. Regulus da bunu kabul ettiğinden onu bıraktılar ve o hemen Roma’ya doğru yola çıktı.
Başkente vardığında halk, onu büyük coşku ile karşıladı. Romanın kanunlarını hazırlayan akıllı kişiler savaş hakkında bilgi almak için Regulus’un yanına geldiler. Regulus Roma’ya ne şartla gönderildiğini ve Kartaca ile Roma arasınadaki barışı sağlamak için geldiğini anlattı. Sonra onlara barış yapmamalarını tavsiye etti. Roma şimdiye kadar birkaç savaş kaybetmiş ise de Kartaca zayıflamıştı ve yenilecekti. Bunları anlattıktan sonra ekledi:
-Ben karım ve çocuklarımla vedalaşmaya geldim. Yarın Kartaca’ya hapse geri döneceğim, çünkü Romalılar barışı kabul etmezseler döneceğime dair söz verdim ve sözümde duracağım.
Regulus güçlü, ne yaptığını bilen, yetenekli bir generaldi. Roma reisleri ona geri dönmemesini söylediler ve bunda ısrar ettiler. Fakat o:
-Bir insan verdiği sözde durmalıdır. Ben döneceğim, dedi. Roma ileri gelenlerinin sözleri zor olsa da karısı ile çocuklarının yalvarmaları daha da zordu. Buna rağmen ailesine de:
-Söz verdim. Dönmeliyim, sözümden dönemem, cevabını verdi.
Sonra Roma’ya ve ailesine veda ederek büyük bir cesaretle Kartaca’daki hapse ve ölüme geri döndü.
Söz vermek yemin etmek kadar değerlidir. Onun için sonuç ne olursa olsun verilen söz yerine getirilmelidir. Savaş olduğu için Regulus bu yalanı söyleyip geri dönmeyebilirdi. Çünkü savaşta düşmana karşı yalan söylenebilir. Fakat Regulus o kadar sözünün eri idi ki, sonunda ölüm de olsa dönmeye karar verdi. İnsan sözünün eri olmalıdır. Çünkü sözünde durmak insanlığın gereğidir.
Bir çarpışma sırasında, Kartacalılar Roma generallerinden Regulus adlı birini yakalayıp esir ettiler. Regulus, cesur ve iyi yürekli birisiydi. Her zaman verdiği sözde dururdu. Cesaretine ve kahramanlığına rağmen bu savaşta esir düştü ve hapsedildi.
Bu sırada Kartacalılar savaşı kaybedeceklerini hissediyorlardı. Romanın eninde sonunda savaşı kazanacağını düşünüyorlardı. Savaşa devam etmek için başka ülkelerden para ile asker tutmaya mecbur kalıyorlardı ve bu şekilde daha fazla Roma’ya karşı dayanamayacaklarını anladılar. Bundan dolayı Kartacalı generaller Regulus’u hapishanede ziyarete geldiler. Ona Kartaca ile Roma arasında barış yapılmasını istediklerini söylediler. Roma savaşın durumunu bilse o da barış yapmak isteyecektir dediler.
Bu konuşmadan sonra Regulus’a:
“Eğer milletine kaybettiğin savaşları ve Romalıların bu uzun savaştan şimdiye kadar hiç bir şey kazanamadıklarını anlatırsan, seni Roma’ya göndeririz” dediler.
Fakat Regulus’a verdikleri bu hürriyete karşılık istedikleri tek şey bu değildi. Eğer Romalılar barışı kabul etmezlerse hapse geri geleceğine dair söz vermesini istediler. Regulus da bunu kabul ettiğinden onu bıraktılar ve o hemen Roma’ya doğru yola çıktı.
Başkente vardığında halk, onu büyük coşku ile karşıladı. Romanın kanunlarını hazırlayan akıllı kişiler savaş hakkında bilgi almak için Regulus’un yanına geldiler. Regulus Roma’ya ne şartla gönderildiğini ve Kartaca ile Roma arasınadaki barışı sağlamak için geldiğini anlattı. Sonra onlara barış yapmamalarını tavsiye etti. Roma şimdiye kadar birkaç savaş kaybetmiş ise de Kartaca zayıflamıştı ve yenilecekti. Bunları anlattıktan sonra ekledi:
-Ben karım ve çocuklarımla vedalaşmaya geldim. Yarın Kartaca’ya hapse geri döneceğim, çünkü Romalılar barışı kabul etmezseler döneceğime dair söz verdim ve sözümde duracağım.
Regulus güçlü, ne yaptığını bilen, yetenekli bir generaldi. Roma reisleri ona geri dönmemesini söylediler ve bunda ısrar ettiler. Fakat o:
-Bir insan verdiği sözde durmalıdır. Ben döneceğim, dedi. Roma ileri gelenlerinin sözleri zor olsa da karısı ile çocuklarının yalvarmaları daha da zordu. Buna rağmen ailesine de:
-Söz verdim. Dönmeliyim, sözümden dönemem, cevabını verdi.
Sonra Roma’ya ve ailesine veda ederek büyük bir cesaretle Kartaca’daki hapse ve ölüme geri döndü.
Söz vermek yemin etmek kadar değerlidir. Onun için sonuç ne olursa olsun verilen söz yerine getirilmelidir. Savaş olduğu için Regulus bu yalanı söyleyip geri dönmeyebilirdi. Çünkü savaşta düşmana karşı yalan söylenebilir. Fakat Regulus o kadar sözünün eri idi ki, sonunda ölüm de olsa dönmeye karar verdi. İnsan sözünün eri olmalıdır. Çünkü sözünde durmak insanlığın gereğidir.