Sual: (Sabah erken kalkmak, hayra, berekete sebep olur.) (Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz.) deniyor. Bu hususlarda açıklama yapar mısınız?
CEVAP
Erken kalkanın nasibi gür olur derler. Sabit ücretli de, erken kalksa, nasibi gür olur. Ücretin kendisi değil, bereketi artar. Bereket, az bir şeyden çok faydalanmaktır. Az bir yemek, çok kişiye yetmişse, bereketli olmuş demektir. Çok kazandığı halde, maaşını yetiremeyen, bereketsizliği sebebiyle borçlanır. Sabah erken kalkmak, hayra, berekete sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ya Rabbi, işine erken gidenin çalışmasını bereketli kıl.)
(Sabah namazını kıldıktan sonra uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!)
(Hak teâlâ rızıkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir.)
(Sabah uykusu rızka manidir.)
Rızıkların dağılması sabah namazından sonra olur. Manevî rızıkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya dikkat etmelidir!
Zaruret olmadan, ikindiden sonra ve sabah namazından işrak vaktine kadar uyumayı adet haline getirmemeli, ayrıca akşamdan yatsı namazına kadar da uyumamalıdır! Çok uyumak zararlıdır. Çok yiyip içen, istemese de çok uyur. Az yiyip içmek ve az uyumak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok uyumak, insanı ahirette fakir eder.)
(Çok yiyip içeni ve çok uyuyanı Allahü teâlâ sevmez.)
(Çok uyumak, tembelliktir ve inançta zayıflıktır.)
(Yemekten hemen sonra uyuyanın kalbi katılaşır.)
(Rızık için çalışmaya erken gidenin işi bereketli olur ve başarı kazanır.)
(Sabah uykusu, acizlik, tembellik, gevşeklik ve unutkanlık meydana getirir.)
(Sabah namazından sonra, güneş doğana kadar uyumayın!)
(Sabah uyumayı adet haline getiren, yan ve bel ağrılarına müptela olur.)
(Kaylûle uykusu faydalıdır. Akşam üstü uyumak ahmaklıktır.)
(Gündüzün başında uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak [kaylûle] enbiya ve evliyanın güzel huylarındandır. Gündüzün sonunda uyumak tembelliktir.)
Hikmet ehli, (Uykuya düşkün olan muradına eremez) buyurmuştur. Genel olarak çok uyumak, çok yiyip içmekten ileri gelir. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, çok yiyip içene ve çok uyuyana buğzeder.) buyuruldu.
Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızık, mukadderdir. Yani ezelde ayrılmıştır. Rızık, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak gerekir. Çünkü Allahü teâlânın işleri, sebepler altında tecelli eder. Adet-i İlahiye böyledir. Fakat bazen, sebebe yapışıldığı hâlde, iş hasıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz de, hasıl olabilir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Rızkının bol olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!)
(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar!)
(İstigfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.)
(Namaz kılmak rızkın bereketine sebep olur.)
(Hanımı ile [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar.)
Bazı şeyler fakirliğe yol açar, rızkın güçlükle gelmesine sebep olur. Mesela tırnağı uzun olanın rızkı meşakkat ile, sıkıntı ile hasıl olur. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Günah işlemek, rızıktan mahrum olmaya sebep olur.)
(Yalan söylemek rızkı azaltır.)
(Zina fakirliğe yol açar.)
(Rızka kavuşan çok hamd etsin!)
Hamdetmek, şükretmek demektir. Şükredilince nimet eksilmez,artar. Allahü teâlâ, Hz.Musa’ya, (Kendine verdiğim nimeti, benden bilip kendinden bilmeyen, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmeyen ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) buyurdu.
Nasırlı el
Kimseye muhtaç olmamak için çalışmak çok kıymetlidir. Peygamber efendimiz, Hz. Muaz ile musafeha edince buyurdu ki:
- Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.
- Evet ya Resulallah, kazma elimde toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.
Fahr-i kainat efendimiz, Hz. Muazı öpüp buyurdu ki:
- Bu eli Cehennem yakmaz. (Tibyan)
Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Eshab-ı kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. Orada bulunan Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa, her adımı ibâdettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.) [Taberânî]
Görüldüğü gibi bir müslümanın iyi niyetle çalışması ibâdettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin çalışması ibâdet olmaz. (Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibâdettir) demek çok yanlıştır. Böyle söyleyen kâfir olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle çalışması ibâdettir. (K. Saadet)
Alıntı
CEVAP
Erken kalkanın nasibi gür olur derler. Sabit ücretli de, erken kalksa, nasibi gür olur. Ücretin kendisi değil, bereketi artar. Bereket, az bir şeyden çok faydalanmaktır. Az bir yemek, çok kişiye yetmişse, bereketli olmuş demektir. Çok kazandığı halde, maaşını yetiremeyen, bereketsizliği sebebiyle borçlanır. Sabah erken kalkmak, hayra, berekete sebep olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ya Rabbi, işine erken gidenin çalışmasını bereketli kıl.)
(Sabah namazını kıldıktan sonra uyumayın, rızkınızı aramaya çalışın!)
(Hak teâlâ rızıkları, fecr ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir.)
(Sabah uykusu rızka manidir.)
Rızıkların dağılması sabah namazından sonra olur. Manevî rızıkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya dikkat etmelidir!
Zaruret olmadan, ikindiden sonra ve sabah namazından işrak vaktine kadar uyumayı adet haline getirmemeli, ayrıca akşamdan yatsı namazına kadar da uyumamalıdır! Çok uyumak zararlıdır. Çok yiyip içen, istemese de çok uyur. Az yiyip içmek ve az uyumak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok uyumak, insanı ahirette fakir eder.)
(Çok yiyip içeni ve çok uyuyanı Allahü teâlâ sevmez.)
(Çok uyumak, tembelliktir ve inançta zayıflıktır.)
(Yemekten hemen sonra uyuyanın kalbi katılaşır.)
(Rızık için çalışmaya erken gidenin işi bereketli olur ve başarı kazanır.)
(Sabah uykusu, acizlik, tembellik, gevşeklik ve unutkanlık meydana getirir.)
(Sabah namazından sonra, güneş doğana kadar uyumayın!)
(Sabah uyumayı adet haline getiren, yan ve bel ağrılarına müptela olur.)
(Kaylûle uykusu faydalıdır. Akşam üstü uyumak ahmaklıktır.)
(Gündüzün başında uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak [kaylûle] enbiya ve evliyanın güzel huylarındandır. Gündüzün sonunda uyumak tembelliktir.)
Hikmet ehli, (Uykuya düşkün olan muradına eremez) buyurmuştur. Genel olarak çok uyumak, çok yiyip içmekten ileri gelir. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, çok yiyip içene ve çok uyuyana buğzeder.) buyuruldu.
Helal rızka kavuşmak isteyen sebeplerine yapışmalıdır! Para kazanmak, malı arttırır. Fakat, rızkı arttırmaz. Rızık, mukadderdir. Yani ezelde ayrılmıştır. Rızık, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. Fakat Allah emrettiği için çalışmak gerekir. Çünkü Allahü teâlânın işleri, sebepler altında tecelli eder. Adet-i İlahiye böyledir. Fakat bazen, sebebe yapışıldığı hâlde, iş hasıl olmayabilir. Yahut, sebepsiz de, hasıl olabilir. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Rızkının bol olmasını isteyen, sıla-i rahm etsin!)
(Sadaka vermeye devam edenin rızkı artar!)
(İstigfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.)
(Namaz kılmak rızkın bereketine sebep olur.)
(Hanımı ile [iyi geçinip] şakalaşanın, rızkı artar.)
Bazı şeyler fakirliğe yol açar, rızkın güçlükle gelmesine sebep olur. Mesela tırnağı uzun olanın rızkı meşakkat ile, sıkıntı ile hasıl olur. Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Günah işlemek, rızıktan mahrum olmaya sebep olur.)
(Yalan söylemek rızkı azaltır.)
(Zina fakirliğe yol açar.)
(Rızka kavuşan çok hamd etsin!)
Hamdetmek, şükretmek demektir. Şükredilince nimet eksilmez,artar. Allahü teâlâ, Hz.Musa’ya, (Kendine verdiğim nimeti, benden bilip kendinden bilmeyen, nimetlerin şükrünü eda etmiş olur. Rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmeyen ise, nimetin şükrünü eda etmemiş olur.) buyurdu.
Nasırlı el
Kimseye muhtaç olmamak için çalışmak çok kıymetlidir. Peygamber efendimiz, Hz. Muaz ile musafeha edince buyurdu ki:
- Ya Muaz, ellerin nasırlaşmış.
- Evet ya Resulallah, kazma elimde toprakla meşgul oluyor ve bu sayede çoluk çocuğumun nafakasını kazanıyorum.
Fahr-i kainat efendimiz, Hz. Muazı öpüp buyurdu ki:
- Bu eli Cehennem yakmaz. (Tibyan)
Yine bir gün bir genç, sabah erkenden işine gidiyordu. Eshab-ı kiramdan bazıları, bunu uygun görmediler. Orada bulunan Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Öyle söylemeyiniz! Eğer kimseye muhtaç olmamak, ana babasını ve aile efradını muhtaç etmemek için işine gidiyorsa, her adımı ibâdettir. Eğer kazanacağı para ile öğünmek, keyf sürmek niyetinde ise, şeytanla beraberdir.) [Taberânî]
Görüldüğü gibi bir müslümanın iyi niyetle çalışması ibâdettir. Fakat kâfirin ve her haramı işleyen kimsenin çalışması ibâdet olmaz. (Namaza ne lüzum var, çalışmak da ibâdettir) demek çok yanlıştır. Böyle söyleyen kâfir olur. Namaz kılan, haramlardan kaçan kimsenin iyi niyetle çalışması ibâdettir. (K. Saadet)
Alıntı