Saç Ekletmek veya Boyamak
Fıtrata müdahale kapsamında yer alan ve Allah Resûlü’nün (s.a.s) lanetlediği fiillerden bir diğeri de saça saç ekletme veya eklemedir. (Buhârî, Büyû 113). Bu konuda Hz. Esma’nın rivayet ettiği bir hadis şu şekildedir: “Bir kadın Resûlullah’a (s.a.s) gelerek: “Kızım çiçek hastalığına yakalandı ve saçları döküldü. Ben onu evlendirdim, iğreti saç takayım mı?” diye sordu. Peygamber Efendimiz: “Allah (saç) takana da taktırana da lânet etmiştir?” diye cevap verdi.” (Müslim, Libâs 115). Başka bir hadisi şerifte de Hz. Muaviye (r.a), Efendimiz’in (s.a.s) eline aldığı bir tutam saçı göstererek; “İsrailoğullarının kadınları ne zamanki bunu taktılar helak oldular” buyurduğunu rivayet etmiştir. (Buhârî, Libâs 83).
Hadislerde de açıkça görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz (s.a.s) saça saç ekletmeyi veya dökülen saçların yerine başkasının saçını takmayı yasaklamıştır. Konuyla ilgili rivayetleri değerlendiren fakihler de bu uygulamanın haram olduğunu söylemişlerdir. Bunun sebebi ise, yazının başından beri izahına çalıştığımız gibi, insanın tabii ve fıtrî haline müdahale ederek onu değiştirmesidir. Aynı zamanda burada başkalarına karşı olduğundan daha genç ve farklı görünerek onları yanıltma ve aldatma da söz konusudur. (Mevsılî, el-İhtiyar, c. 4, s. 175).
Ancak günümüzde tıbbın ilerlemesiyle, saçların kök hücreleri kullanılarak, dökülen saçların yerine yenilerinin ekilmesi mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla saçları dökülen genç bir insanın aslî halinin saçlı olması gerektiğinden yola çıkarak, onun saç ektirmesinde bir mahzur olmadığını söyleyebiliriz. Bu uygulama bir nevi tedavi mahiyetindedir.
Saçlarla ilgili olarak yasaklanan bir diğer uygulama da saçlardaki beyaz kılların yolunmasıdır. Allah Resûlü (s.a.s): “Ak saçlarınızı yolmayın, saç ve sakalını Müslüman olarak ağartan kimse için o saç ve sakal kıyamet gününde nur olacaktır” buyurmuşlardır. (Ebû Dâvûd, Tereccül 17). Başka bir hadis-i şerifte de Allah Teala’nın ağarmış her bir kıl için bir hasene yazacağı ve bir hatayı sileceği ifade edilmiştir. (Ebu Davud, Tereccül 16). İslam hukukçuları konuyla ilgili delilleri değerlendirerek saçlardaki beyaz kılları yolmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir.
Saç boyamaya gelince, bu konudaki hadislerin beyazlaşan saçları siyaha boyamayı yasakladığını görüyoruz. Abdullah b. Mes’ud, Rasulüllah’ın on şeyi sevmediğini, bunları haram kılmamakla birlikte mekruh saydığını ifade ettikten sonra, bunlardan birisinin de, yaşlılıkla ortaya çıkan akların rengini değiştirme olduğunu söylemiştir. (Ebû Dâvud, 3; Nesâî, Zinet 17). Ancak saçları boyama hususundaki yasak umumî ve mutlak değildir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) saçları bembeyaz olmuş bir sahabeyi görünce: “Şu beyaz saçların rengini bir şey ile (boyayıp) değiştiriniz. Fakat siyaha boyamaktan kaçınınız” buyurmuştur. (Müslim, Libâs 79). Bu konuda rivayet edilen daha başka hadisleri de değerlendiren ulemanın çoğunluğu saçları siyaha boyamanın mekruh olduğunu ancak siyah dışında bir renge boyamanın ise caiz olduğunu ifade etmişlerdir. (Fetâva’l-Hindiyye, c. 5, s. 438).
Fıtrata müdahale kapsamında yer alan ve Allah Resûlü’nün (s.a.s) lanetlediği fiillerden bir diğeri de saça saç ekletme veya eklemedir. (Buhârî, Büyû 113). Bu konuda Hz. Esma’nın rivayet ettiği bir hadis şu şekildedir: “Bir kadın Resûlullah’a (s.a.s) gelerek: “Kızım çiçek hastalığına yakalandı ve saçları döküldü. Ben onu evlendirdim, iğreti saç takayım mı?” diye sordu. Peygamber Efendimiz: “Allah (saç) takana da taktırana da lânet etmiştir?” diye cevap verdi.” (Müslim, Libâs 115). Başka bir hadisi şerifte de Hz. Muaviye (r.a), Efendimiz’in (s.a.s) eline aldığı bir tutam saçı göstererek; “İsrailoğullarının kadınları ne zamanki bunu taktılar helak oldular” buyurduğunu rivayet etmiştir. (Buhârî, Libâs 83).
Hadislerde de açıkça görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz (s.a.s) saça saç ekletmeyi veya dökülen saçların yerine başkasının saçını takmayı yasaklamıştır. Konuyla ilgili rivayetleri değerlendiren fakihler de bu uygulamanın haram olduğunu söylemişlerdir. Bunun sebebi ise, yazının başından beri izahına çalıştığımız gibi, insanın tabii ve fıtrî haline müdahale ederek onu değiştirmesidir. Aynı zamanda burada başkalarına karşı olduğundan daha genç ve farklı görünerek onları yanıltma ve aldatma da söz konusudur. (Mevsılî, el-İhtiyar, c. 4, s. 175).
Ancak günümüzde tıbbın ilerlemesiyle, saçların kök hücreleri kullanılarak, dökülen saçların yerine yenilerinin ekilmesi mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla saçları dökülen genç bir insanın aslî halinin saçlı olması gerektiğinden yola çıkarak, onun saç ektirmesinde bir mahzur olmadığını söyleyebiliriz. Bu uygulama bir nevi tedavi mahiyetindedir.
Saçlarla ilgili olarak yasaklanan bir diğer uygulama da saçlardaki beyaz kılların yolunmasıdır. Allah Resûlü (s.a.s): “Ak saçlarınızı yolmayın, saç ve sakalını Müslüman olarak ağartan kimse için o saç ve sakal kıyamet gününde nur olacaktır” buyurmuşlardır. (Ebû Dâvûd, Tereccül 17). Başka bir hadis-i şerifte de Allah Teala’nın ağarmış her bir kıl için bir hasene yazacağı ve bir hatayı sileceği ifade edilmiştir. (Ebu Davud, Tereccül 16). İslam hukukçuları konuyla ilgili delilleri değerlendirerek saçlardaki beyaz kılları yolmanın mekruh olduğunu söylemişlerdir.
Saç boyamaya gelince, bu konudaki hadislerin beyazlaşan saçları siyaha boyamayı yasakladığını görüyoruz. Abdullah b. Mes’ud, Rasulüllah’ın on şeyi sevmediğini, bunları haram kılmamakla birlikte mekruh saydığını ifade ettikten sonra, bunlardan birisinin de, yaşlılıkla ortaya çıkan akların rengini değiştirme olduğunu söylemiştir. (Ebû Dâvud, 3; Nesâî, Zinet 17). Ancak saçları boyama hususundaki yasak umumî ve mutlak değildir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) saçları bembeyaz olmuş bir sahabeyi görünce: “Şu beyaz saçların rengini bir şey ile (boyayıp) değiştiriniz. Fakat siyaha boyamaktan kaçınınız” buyurmuştur. (Müslim, Libâs 79). Bu konuda rivayet edilen daha başka hadisleri de değerlendiren ulemanın çoğunluğu saçları siyaha boyamanın mekruh olduğunu ancak siyah dışında bir renge boyamanın ise caiz olduğunu ifade etmişlerdir. (Fetâva’l-Hindiyye, c. 5, s. 438).