Orijinal metin: Çünkü herkes ona düşman ve ecnebi görünüyor. Ve ortalıkta dahi, müthiş cenazeleri ve me’yusane ağlayan yetimleri görür.
Sadeleştirilmiş metin: Çünkü ortalıkta dehşet verici cenazeler ve ümitsizce ağlayan yetimler görür, herkes ona düşman ve yabancı görünür.
Analizimizde bu iki cümleyi vermek gerekti. Çünkü orijinal metindeki sıra değiştirilmiştir. Bir önceki cümle “çünkü” ile bağlandığı halde bu özellik kaldırılarak bu cümlelerin yerleri değiştirilmiştir. Bu yer değiştirme neticesinde mana bozulmuştur. Bir önceki cümledeki “sarhoşluğun” sebebi “herkesin ona düşman ve ecnebi görünmesi”dir. Sadeleştirilmiş metinde ise bu özellik kaldırılarak “sarhoşluğun” sebebinin “dehşet verici cenazeler ve ümitsizce ağlayan yetimler” olduğu gösterilmiştir. Bu ise manayı bozmaktır. Neyin neyle bağlandığını bilmemektir. Basit gibi görünse de sadece cümlenin yerinin değiştirilmesi bile manayı bozmaktadır.
Orijinal metin: Vicdanı, azab içinde kalır.
Sadeleştirilmiş metin: Vicdanı azap içinde kalır.
Orijinal metinde anlaşılmayan hiçbir kelime ve mana yoktur. Onun için burada herhangi bir tasarrufta bulunulmayın sadece orijinal metinde bulunan virgül “,” kaldırılmıştır. Eh tahrip yapmışken bari cümleyi boş geçmeyelim denilmiş olmalı… Peki şimdiye kadar da anlaşılan pek çok metin vardı ve bundan sonra da var. Niçin bunlarda kalem karıştırılmış. Bunun izahını zaman gösterecek. Sadeleştirilmiş metinin sadeleştirilmişi çıktığında ortaya nasıl bir metin ve mananın çıktığını o zaman daha iyi göreceğiz ve bu işin buna kapı açtığını hep birlikte seyredeceğiz.
Orijinal metin: Diğeri Hudâbîn, Hudâperest ve Hakendîş, güzel ahlaklı idi ki; Nazarında pek güzel bir memlekete düştü.
Sadeleştirilmiş metin: Hakkı tanıyan, daima hak düşünen ve güzel ahlaklı olan adam ise nazarında pek güzel bir memlekete düşer.
Burada mana tamamen değiştirilmiştir. Buraya kadar yapılan hafif mana değişikliklerinden sonra bu cümlede tahribatın dozu arttırılmıştır. Bu Sözde, işte buradan sonra tahribatın ne denli görünür olduğunu ve bu yapılan işin sadeleştirmeyle olan alakasının azaldığını gözlerinizle göreceksiniz.
Öncelikle orijinal metinde “Hudâbîn, Hudâperest ve Hakendîş” kelimeleri büyük harf ile başlamakla bu kelimelerdeki “Hudâ” ve “Hak” kelimelerinin Allah (CC) için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Öyle ise buradaki “Hudâbîn” kelimesinin karşılığı “Hakkı tanıyan” değil, “Cenab-ı Hakk’ı tanıyan” olmalıdır. Burada haşa! Allah yerine hak kelimesi konulmuştur.
Gel gelelim “Hudâperest” kelimesine… Bu kelime “Allah’a iman eden, O’na tapan” manalarına gelmektedir. Sadeleştirilmiş metinde bu kelimenin karşılığını göremiyoruz. Peki ya sadeleştirilmiş metinde niçin karşılığı yoktur? Bu yapılan işin altında nasıl bir oyunun oynandığını söylemeye dilim varmıyor. Neyse siz onu anlamışsınızdır. “Hüdaperest” gibi en mühim bir kelimenin karşılığının sadeleştirilmiş metinde olmaması yapılan tahribatın ne denli büyük olduğunu göstermektedir. Zira bu sözde anlatılmak istenilen şeyin “iman” olduğunu en birinci kelime ile bildiğimiz halde bu cümlede kasti olarak “imandan” bahsedilmemiştir.
Allah’a iman ve ibadetin bahsedildiği bir cümlede, sadeleştirilmiş metinde bu hususiyetlerin hiç birisinin olmayışı gerçekten düşündürücüdür.
Sırada “Hakendîş” kelimesi var. “-endiş” eki Farsça olup “düşünen” manasına gelir. Dolayısıyla “Hakendiş” kelimesi “Allah’ı düşünen” olması lazım gelirken “hak düşünen” olarak sadeleştirilmiştir ki bu yanlıştır.
Aradaki “idi ki” kelimesi kaldırılmakla mana bozulmuştur. Çünkü güzel ahlaklı olmanın neticesi olarak nazarında pek güzel bir memlekete düşmekten bahsedildiği halde sadeleştirilmiş metinde böyle bir özelliği göremiyoruz. Yani yapılan işin sadeleştirmeyle filan alakasının azaldığını rahatlıkla görebiliyoruz. Bu sözde 6 adet “nazar” kelimesi geçmektedir. Aciptir ki burada geçen “nazar” kelimesi ile sonlarda geçen “nazar” kelimesini aynen bıraktıkları halde bu sözde geçen diğer 4 “nazar” kelimesini sadeleştirmişlerdir. Demek ki anlamadıklarını farzettikleri kardeşleri buradaki “nazar” kelimesini anladığı halde diğer “nazar” kelimelerini anlayamıyor. “Nazar” kelimesi az çok bilinen bir kelimedir ve Risale-i Nur’da çok zikredilen kelimelerden olduğu gibi Sözler kitabında 300’den fazla zikredilmiştir. Bu kadar kesretli bir kelimeye kalem karıştırmak insafsızlıktır.