Konuya cevap cer

Orijinal metin: Ta, şu musibetli perde senin nazarından kalksın, hakikati görebilesin.

Sadeleştirilmiş metin: Ta ki gözünden şu musibetli perde kalksın, hakikati görebilesin. 

Orijinal metinde anlaşılmayan hiçbir kelime yoktur. Yapılan iş sadece kelimelerin yerini değiştirmek ile “nazar” gibi risalelerde çok zikredilen ve karşılığı cümlenin sonunda verilen bir kelime yerine “gözünden” denilmiştir. Orijinal metinde manevi bir perdeden bahsedilirken sadeleştirilmiş metinde göze ait maddi bir perdeden bahsedilmektedir. Çünkü “nazar” kelimesinin “göz” diye bir karşılığı yoktur. 


Orijinal metin: Zira, nihayet derecede âdil, merhametkâr, raiyet-perver, muktedir, intizam-perver, müşfik bir Melik’in memleketi, hem bu derece göz önünde âsâr-ı terakkiyat ve kemalât gösteren bir memleket, senin vehminin gösterdiği surette olamaz.

Sadeleştirilmiş metin: Zira son derece adil, merhametli, idaresi altındakilerin hukukunu gözeten, kudretli, intizamı seven, şefkatli bir Melik’in, göz önünde bu derece terakki ve mükemmellik eserleri gösteren bir memleket, senin zannettiğin gibi olamaz. 

Öncelikle sadeleştirilmiş metinde cümle düşüklüğü vardır. Sadeleştirilmiş metindeki “memleket” kelimesinde sanki bir şeyler eksik gibi... öyle ya birinci “memleketi” kelimesini kaldırırsan böyle hatalar yaparsın. “nihayet” kelimesi 3. sözde “sayısız” ve “sınırsız” olarak çevrildiği halde burada “son” olarak çevrilmiştir. Buradaki manası doğru olmakla beraber 3. Sözdeki manaları hatalıdır. 


Orijinal metin: Sonra o bedbahtın aklı başına gelir. 

Sadeleştirilmiş metin: Sonra o bedbahtın aklı başına gelir. 

Bu cümlede tahrifat yapılmamıştır. Önceki cümlelerde “bedbaht” kelimesi “bahtsız” olarak çevrildiği halde burada sadeleştirilmemiştir. Demek ki millet “bedbaht” kelimesini anlayabiliyor. Aciptir ki 3. sözde bu kelime “talihsiz” olarak çevrilmiştir ki burada çevrilmeyişinden anlaşılıyor ki bu sadeleştirme işi talihsiz bir iştir. 


Orijinal metin: Nedamet eder. “Evet, ben işretten divane olmuştum. 

Sadeleştirilmiş metin: Pişman olur ve “Evet, ben sarhoşluktan divane olmuştum. 

İki cümle birleştirilmiştir. Sarhoşluk “işret”in yani içki içmenin neticesidir. Yani “işret” kelimesinin karşılığı “sarhoşluk” değil, içki içmektir. Sarhoşluk onun neticesi olabilir. “Divane” kelimesi sadeleştirilmemiş, demek ki anlayamayan kardeşleri bu kelimeyi anlayabiliyor!!!



Orijinal metin: Allah senden razı olsun ki, Cehennemî bir haletten beni kurtardın” der. 

Sadeleştirilmiş metin: Allah senden razı olsun, beni cehennem gibi bir vaziyetten kurtardın.”der. 

Orijinal metinde anlaşılmayan bir kelime yoktur. Lüzumsuz yere kalem karıştırmak manasızdır.


Orijinal metin: Ey nefsim! Bil ki:Evvelki adam, kafirdir. Veya fasık gafildir. Şu dünya, onun nazarında bir matemhane-i umumiyedir. 

Sadeleştirilmiş metin: Ey nefsim! Bil ki, temsildeki birinci adam kafir veya Allah’a isyan eden gafildir.şu dünya onun gözünde baştan başa bir matem yurdudur. 

Bilmişlik yapılarak “temsildeki” kelimesi kullanılmıştır. Aynı hata 3. Sözde de yapılmıştır. Gereksiz bir kelimedir. Orijinal metindeki cümleler birleştirilerek cümle yapıları bozulmuştur. 


Orijinal metin: Bütün zîhayat, firak ve zeval sillesiyle ağlayan yetimlerdir.

Sadeleştirilmiş metin: Bütün canlılar, ayrılık ve yokluk tokadıyla ağlayan birer yetimdir. 

“sille”yi anlamayan milletimiz “bedbaht, ferah, musiki, aksetmek” gibi kelimeleri anlıyor!!!


Orijinal metin: Hayvan ve insan ise, ecel pençesiyle parçalanan kimsesiz bazıbozuklardır.

Sadeleştirilmiş metin: Hayvanlar ve insanlar ise ecelin pençesiyle parçalanan kimsesiz başıbozuklardır. 

Orijinal metin gayet anlaşılır ve sadedir. Sadeleştirilmesine ihtiyaç yoktur. 


Orijinal metin: Dağlar ve denizler gibi büyük mevcudat, ruhsuz, müthiş cenazeler hükmündedirler. 

Sadeleştirilmiş metin: Dağlar ve denizler gibi büyük varlıklar, ruhsuz, dehşet verici cenazeler hükmündedir. 

Orijinal metin gayet anlaşılır ve sadedir. Sadeleştirilmesine ihtiyaç yoktur. 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst