Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Sadeleştirme Analizi
Sadeleştirme Analizi 5. Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kenz-i mahfi" data-source="post: 429210" data-attributes="member: 1024011"><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Orijinal metin: İşte ey tenbel nefsim! O dalgalı meydan-ı harb, bu dağdağalı dünya hayatıdır. O taburlara taksim edilen ordu ise, cemiyet-i beşeriyyedir. Ve o tabur ise, şu asrın Cemaat-i İslamiyyesidir. O iki nefer ise, biri: Feraiz-i diniyyesini bilen ve işleyen ve kebairi terk ve günahları işlememek için nefis ve şeytanla mücahede eden müttaki müslümandır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Sadeleştirilmiş metin: İşte ey tembel nefsim! O dalgalı harp meydanı, bu gürültülü ve sıkıntılı dünya hayatıdır. Taburlara taksim edilen ordu, bütün insanlıktır. O tabur ise bu asrın İslam cemaatidir. O iki askerden biri, dinin farzlarını bilen ve yerine getiren, büyük günahları terk edip günah işlememek için nefsine ve şeytana karşı savaşan takva sahibi müslümandır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">1. “meydan-ı harb” terkibi “harp meydanı” olarak değiştirilmiştir. Bu ise bir sadeleştirme olmayıp sadece kelimelerin yerini değiştirmektir. Aslında buna hiç ihtiyaç yoktur. Çünkü Risale-i Nur’a muhatap olanların en çok karşılaşacakları şeylerden birisi terkiplerin çokluğudur. Terkiplerin ne manaya geldiklerini de rahatlıkla öğreneceklerdir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">2. Önceki cümlelerde “harb” kelimesini “hizmet” olarak değiştirenler burada herhangi bir değişikliğe gitmemişlerdir. Öncelikle yapılan bu iş bir tezattır. Sonra bir önceki cümlelerde “harb” kelimesinin anlaşılamayacağını farz edenler burada anlaşılacağını farzetmişlerdir. Bu ise sadeleştiricilerin kendi içlerinde düştükleri tezatlardan birisidir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">3. “dağdağalı” kelimesi “gürültülü ve sıkıntılı” olarak değiştirilmiştir. Nisbeten doğru bir değiştirmedir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">4. “O taburlara taksim edilen ordu ise, cemiyet-i beşeriyedir.” Cümlesindeki “O” kelimesi çıkarılmıştır. Aciptir ki sadeleştiriciler işlerine gelen kelimeyi çevirmekle beraber bir kısım kelimeleri ise aynen bırakmışlardır. Bu ise bir tezattır. Yani hangi kelimelerin anlaşıldığı, hangi kelimelerin anlaşılmadığının ölçüsünün ne olduğunu merak ettik doğrusu. Burada çok az kullanılan “taksim” kelimesini milletin bildiği farz edilmiştir. Bu ise bir tezattır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">5. “Cemiyet-i beşeriyye” terkibi “bütün insanlık” olarak değiştirilmiştir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">6. “Ve” bağlacı kaldırılmıştır. Görünüşte basit bir değişiklik gibi görülse de, bir önceki cümle ile olan bağın koparıldığını düşündüğümüzde yapılan işin o kadar küçük olmadığını anlamaktayız. Bunun gibi pek çok yerde bağlaçların kaldırılarak cümleler arasındaki münasebet koparılmaktadır. Bu ise büyük bir zulümdür. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">7. “şu” kelimesi “bu” ile değiştirilmiştir. Bu ise bir sadeleştirme olmayıp doğrudan doğruya tahrip ve müellifi bir hürmetsizliktir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">8. “O iki nefer ise, biri” cümlesi “o iki askerden biri” olarak değiştirilmiştir. Burada yapılan bütün değişikliklerin sadeleştirmeyle olan en ufak bir alakasını göremiyoruz. Zira yapılan değişiklik ile mananın anlaşılmasına en ufak bir katkı yapılmamıştır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">9. “feraiz-i diniye” terkibi “dini farzlarını” olarak sadece kelimelerin yerlerini değiştirerek yapılan bir tahriptir. Bu şekildeki tahripler had safhada olup, mananın anlaşılmasına en küçük katkısı dahi olmayıp, okuyucuları ahmak yerine koymak demektir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">10. “işleyen” kelimesi “yerine getiren” olarak değiştirilmiştir. Dediğimiz gibi bu da sadeleştirme olmayıp, bilinen bir kelimeyi yine bilinen bir kelime ile değiştirmektir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">11. “kebairi” kelimesi “büyük günahları” olarak doğru bir değiştirme yapılmıştır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">12. “günahları” kelimesi çoğul olduğu halde değiştirilen metinde “günah” olarak tekil yapılmıştır. Yapılan bu işin sadeleştirmeyle olan alakasını bu işi yapanlara sormak lazımdır.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">13. “nefis ve şeytanla mücahede eden” ibaresi “nefsine ve şeytana karşı savaşan” olarak değiştirilmiştir. Öncelikle “cihad” kelimesi yerine hatalı olarak “hizmet” kelimesini koyup, bir yerde bu kelimeyi çıkarıp burada “savaşmak” olarak yine yanlış bir mana vermek tahrip değil midir? Zira “mücadehe” kelimesi “cihad etmek” demektir. Cihad ise sadece savaşmak manasına gelmez. Burada yine sinsi ve sistemli bir tahrip yapılmıştır. İlk bakışta sadeleştirilmiş metin doğru gibi gözükürken, “mücadehe eden” kelimesini hatalı olarak “savaşan” şeklinde değiştirmişlerdir. “Mücahede” kelimesi “cihad eden” demektir. Cihat ise her zaman savaşmak manasına gelmez. Çünkü bu kelime “cehd” kökünden gelip “azim, gayret, fedakarlık, takat, güç ve kuvvetini sarfetmek, insanın nefsine hakim olması” gibi manalara gelmektedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Orijinal metin Diğeri: Rezzak-ı Hakiki’yi ittiham etmek derecesinde derd-i maişete dalıp, feraizi terk ve maişet yolunda rastgelen günahları işleyen fâsık-ı hasirdir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Sadeleştirilmiş metin: Diğeri ise rızkın gerçek sahibi Cenab-ı Hakk’ı itham etmek derecesinde geçim derdine düşüp farz ibadetlerini terk eden ve tuttuğu yolda rastgele günahları işleyen, zarar içindeki isyankârdır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">1.“Rezzak-ı Hakiki” terkibini anlamayacaklar diye “rızkın gerçek sahibi” olarak sadeleştirenler, devam eden cümlelerde geçen “Rezzak” kelimesini aynen bırakmışlardır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">2. “ittiham” kelimesi “itham” ile değiştirilmiştir. Aynı şekilde “ittiham” kelimesini anlamayanların “itham” kelimesini anlayabilecekleri kabul edilmiştir. Bu ise tam manasıyla gülünç bir durumdur. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">3. “derd-i maişet” terkibini “geçim derdi” olarak değiştirenler bir sonraki “maişet” kelimesini “tuttuğu yol” olarak değiştirmişlerdir. Bu ise bir tezattır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">4. “rastgelen” kelimesi “rastgele” olarak değiştirilmiştir. Bu iki kelime arasında fark vardır. “Rastgelen” kelimesi “kendisinin rastladığı” manasına geldiği halde, “rastgele” kelimesi herhangi bir manasına gelmektedir. Görüldüğü üzere tahribatçıların yaptığı basit bir hata dahi manayı katletmiştir. Buna eğer hala sadeleştirme denilecekse buyrun diyebilirsiniz…</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">5. “fasık” kelimesi “büyük günahları işleyen, günahkâr” olduğu halde burada “isyankâr” olarak sadeleştirilmek suretiyle mana değiştirilmiştir. Aslında “fasık” kelimesinin manası metin içinde verilmiştir. Az bir dikkat ile bu husus rahatlıkla anlaşılabilir. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kenz-i mahfi, post: 429210, member: 1024011"] [SIZE=4][FONT=Palatino Linotype]Orijinal metin: İşte ey tenbel nefsim! O dalgalı meydan-ı harb, bu dağdağalı dünya hayatıdır. O taburlara taksim edilen ordu ise, cemiyet-i beşeriyyedir. Ve o tabur ise, şu asrın Cemaat-i İslamiyyesidir. O iki nefer ise, biri: Feraiz-i diniyyesini bilen ve işleyen ve kebairi terk ve günahları işlememek için nefis ve şeytanla mücahede eden müttaki müslümandır. Sadeleştirilmiş metin: İşte ey tembel nefsim! O dalgalı harp meydanı, bu gürültülü ve sıkıntılı dünya hayatıdır. Taburlara taksim edilen ordu, bütün insanlıktır. O tabur ise bu asrın İslam cemaatidir. O iki askerden biri, dinin farzlarını bilen ve yerine getiren, büyük günahları terk edip günah işlememek için nefsine ve şeytana karşı savaşan takva sahibi müslümandır. 1. “meydan-ı harb” terkibi “harp meydanı” olarak değiştirilmiştir. Bu ise bir sadeleştirme olmayıp sadece kelimelerin yerini değiştirmektir. Aslında buna hiç ihtiyaç yoktur. Çünkü Risale-i Nur’a muhatap olanların en çok karşılaşacakları şeylerden birisi terkiplerin çokluğudur. Terkiplerin ne manaya geldiklerini de rahatlıkla öğreneceklerdir. 2. Önceki cümlelerde “harb” kelimesini “hizmet” olarak değiştirenler burada herhangi bir değişikliğe gitmemişlerdir. Öncelikle yapılan bu iş bir tezattır. Sonra bir önceki cümlelerde “harb” kelimesinin anlaşılamayacağını farz edenler burada anlaşılacağını farzetmişlerdir. Bu ise sadeleştiricilerin kendi içlerinde düştükleri tezatlardan birisidir. 3. “dağdağalı” kelimesi “gürültülü ve sıkıntılı” olarak değiştirilmiştir. Nisbeten doğru bir değiştirmedir. 4. “O taburlara taksim edilen ordu ise, cemiyet-i beşeriyedir.” Cümlesindeki “O” kelimesi çıkarılmıştır. Aciptir ki sadeleştiriciler işlerine gelen kelimeyi çevirmekle beraber bir kısım kelimeleri ise aynen bırakmışlardır. Bu ise bir tezattır. Yani hangi kelimelerin anlaşıldığı, hangi kelimelerin anlaşılmadığının ölçüsünün ne olduğunu merak ettik doğrusu. Burada çok az kullanılan “taksim” kelimesini milletin bildiği farz edilmiştir. Bu ise bir tezattır. 5. “Cemiyet-i beşeriyye” terkibi “bütün insanlık” olarak değiştirilmiştir. 6. “Ve” bağlacı kaldırılmıştır. Görünüşte basit bir değişiklik gibi görülse de, bir önceki cümle ile olan bağın koparıldığını düşündüğümüzde yapılan işin o kadar küçük olmadığını anlamaktayız. Bunun gibi pek çok yerde bağlaçların kaldırılarak cümleler arasındaki münasebet koparılmaktadır. Bu ise büyük bir zulümdür. 7. “şu” kelimesi “bu” ile değiştirilmiştir. Bu ise bir sadeleştirme olmayıp doğrudan doğruya tahrip ve müellifi bir hürmetsizliktir. 8. “O iki nefer ise, biri” cümlesi “o iki askerden biri” olarak değiştirilmiştir. Burada yapılan bütün değişikliklerin sadeleştirmeyle olan en ufak bir alakasını göremiyoruz. Zira yapılan değişiklik ile mananın anlaşılmasına en ufak bir katkı yapılmamıştır. 9. “feraiz-i diniye” terkibi “dini farzlarını” olarak sadece kelimelerin yerlerini değiştirerek yapılan bir tahriptir. Bu şekildeki tahripler had safhada olup, mananın anlaşılmasına en küçük katkısı dahi olmayıp, okuyucuları ahmak yerine koymak demektir. 10. “işleyen” kelimesi “yerine getiren” olarak değiştirilmiştir. Dediğimiz gibi bu da sadeleştirme olmayıp, bilinen bir kelimeyi yine bilinen bir kelime ile değiştirmektir. 11. “kebairi” kelimesi “büyük günahları” olarak doğru bir değiştirme yapılmıştır. 12. “günahları” kelimesi çoğul olduğu halde değiştirilen metinde “günah” olarak tekil yapılmıştır. Yapılan bu işin sadeleştirmeyle olan alakasını bu işi yapanlara sormak lazımdır. 13. “nefis ve şeytanla mücahede eden” ibaresi “nefsine ve şeytana karşı savaşan” olarak değiştirilmiştir. Öncelikle “cihad” kelimesi yerine hatalı olarak “hizmet” kelimesini koyup, bir yerde bu kelimeyi çıkarıp burada “savaşmak” olarak yine yanlış bir mana vermek tahrip değil midir? Zira “mücadehe” kelimesi “cihad etmek” demektir. Cihad ise sadece savaşmak manasına gelmez. Burada yine sinsi ve sistemli bir tahrip yapılmıştır. İlk bakışta sadeleştirilmiş metin doğru gibi gözükürken, “mücadehe eden” kelimesini hatalı olarak “savaşan” şeklinde değiştirmişlerdir. “Mücahede” kelimesi “cihad eden” demektir. Cihat ise her zaman savaşmak manasına gelmez. Çünkü bu kelime “cehd” kökünden gelip “azim, gayret, fedakarlık, takat, güç ve kuvvetini sarfetmek, insanın nefsine hakim olması” gibi manalara gelmektedir. Orijinal metin Diğeri: Rezzak-ı Hakiki’yi ittiham etmek derecesinde derd-i maişete dalıp, feraizi terk ve maişet yolunda rastgelen günahları işleyen fâsık-ı hasirdir. Sadeleştirilmiş metin: Diğeri ise rızkın gerçek sahibi Cenab-ı Hakk’ı itham etmek derecesinde geçim derdine düşüp farz ibadetlerini terk eden ve tuttuğu yolda rastgele günahları işleyen, zarar içindeki isyankârdır. 1.“Rezzak-ı Hakiki” terkibini anlamayacaklar diye “rızkın gerçek sahibi” olarak sadeleştirenler, devam eden cümlelerde geçen “Rezzak” kelimesini aynen bırakmışlardır. 2. “ittiham” kelimesi “itham” ile değiştirilmiştir. Aynı şekilde “ittiham” kelimesini anlamayanların “itham” kelimesini anlayabilecekleri kabul edilmiştir. Bu ise tam manasıyla gülünç bir durumdur. 3. “derd-i maişet” terkibini “geçim derdi” olarak değiştirenler bir sonraki “maişet” kelimesini “tuttuğu yol” olarak değiştirmişlerdir. Bu ise bir tezattır. 4. “rastgelen” kelimesi “rastgele” olarak değiştirilmiştir. Bu iki kelime arasında fark vardır. “Rastgelen” kelimesi “kendisinin rastladığı” manasına geldiği halde, “rastgele” kelimesi herhangi bir manasına gelmektedir. Görüldüğü üzere tahribatçıların yaptığı basit bir hata dahi manayı katletmiştir. Buna eğer hala sadeleştirme denilecekse buyrun diyebilirsiniz… 5. “fasık” kelimesi “büyük günahları işleyen, günahkâr” olduğu halde burada “isyankâr” olarak sadeleştirilmek suretiyle mana değiştirilmiştir. Aslında “fasık” kelimesinin manası metin içinde verilmiştir. Az bir dikkat ile bu husus rahatlıkla anlaşılabilir. [/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Sadeleştirme Analizi
Sadeleştirme Analizi 5. Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst