Konuya cevap cer

11- «Ben vaizleri dinledim nasihatleri bana tesir et­medi. Düşündüm. Kasâvet-i kalbimden başka üç se­bep buldum: Birincisi: Zaman-ı hâzırayı zaman-ı sâli­feye kı­yas ederek yalnız tasvir-i müddeâyı parlak ve mübalâ­ğalı gös­teriyorlar. Tesir ettirmek için ispat‑ı müd­deâ ve müte­harrî-i hakikati iknâ lâzım iken, ihmal ediyorlar.

 

İkincisi: Birşeyi tergib veya terhib et­mekle ondan daha mühim şeyi tenzil edeceklerinden, muvazene-i şeriatı muhafaza etmiyorlar.Üçüncüsü: Belâgatın muktezası olan, hale mu­tabık, yani ilcaat-ı zamana muvafık, yani teşhis-i illete mü­nasip söz söyle­mezler. Güya insanları eski zaman köşe­lerine çe­kiyorlar, sonra konuşuyorlar.» (Divan-ı Harbi Örfî sh: 80)

 

12- «Evet, bu asrın dehşetine karşı taklidî olan iti­ka

­dın istinad kaleleri sarsılmış ve uzaklaşmış ve perde­lenmiş olduğundan, her mü’min, tek başıyla dalâletin cemaatle hücumuna mukavemet et­tirecek gayet kuv­vetli bir iman-ı tahkikî lâzımdır ki dayanabilsin. 

 

Risale-i Nur, bu vazifeyi en dehşetli bir zamanda ve en lü­zumlu ve nazik bir va­kitte, herkesin anlayacağı bir tarzda, ha­kaik-i Kur’âniye ve imaniyenin en derin ve en gizlile­rini gayet kuvvetli bur­hanlarla ispat ederek, o iman-ı tahkikîyi taşıyan hâlis ve sâdık şakird­leri dahi, bulundukları kasaba, karye ve şehir­lerde, hizmet-i imaniye itibarıyla âdetâ birer gizli kutup gibi, mü’­minlerin mânevî birer nokta-i istinadı olarak, bilinmedikleri ve gö­rünmedikleri ve görüşülmedikleri halde, kuvve‑i mâneviye-i itikad­ları cesur birer zâbit gibi, kuvve-i mâneviyeyi ehl-i imanın kalble­rine verip mü’­min­lere mânen mukavemet ve cesaret veriyorlar.» (Mektubat sh: 466)

 

13- «Acaba bu yirmi sene zarfında imân-ı tahkik­îyi pek kuv­vetli bir surette bu vatanda neşreden Risale-i Nur olmasaydı bu dehşetli asırda, acip inkı­lâp ve infi­lâklarda bu mübarek vatan, Kur’ân’ını ve imanını deh­şetli sadme­lerden tam muhafaza edebi­lir miydi?» (Mektubat sh: 482)

 

14- «Evet, komünist perdesi altında anarşistliğin emniyet-i umumiyeyi bozmaya dehşetli çalışmasına karşı, Risale-i Nur ve şakirdleri, iman-ı tahkikî kuvvetiyle bu vatanın her tara­fında o müthiş ifsadı durduruyor ve kı­rıyor» (Lem’alar sh: 261)

 

15- «Madem, bin seneden beri iman ve Kur’ân aley­hinde te­raküm eden Avrupa filozoflarının itiraz­ları ve şüpheleri yol bulup ehl-i imana hücum ediyor. Ve bir sa­adet-i ebediyenin ve bir hayat-ı bâkiyenin ve bir Cennet-i daimenin anahtarı, medarı, esası olan er­kân-ı imaniyeyi sarsmak istiyorlar. 

 

Elbette herşeyden evvel imanımızı taklitten tahkike çevirip kuv­vetlen­dirmeliyiz.» (Şualar sh: 166)


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst