Allah'ı razı edecek duruşlar yaptıktan sonra esbabın bizlere zarar veremeyeceği ile ilgili Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatından da bazı anekdotlar aktaralım.
Hepimizin bildiği gibi Üstad hazretleri Kosturma'da esarette iken Çarın yiğeni olan Nikola Nikolaviç esir kampını ziyarete gelir.Bütün esirler ayağa kalkar ancak Üstad ayağa kalkmaz.Niçin kalkmadığı sorulduğunda "ben bir müslüman alimiyim.Bir kafire ayağa kalkmam."der.Çünkü ilmin izzeti Üstada böyle bir duruş yaptırır.Üstadın bu duruşu İbrahimi ve İsmaili bir duruştur ve Allah bu duruştan razıdır.Bunu Üstad bütün imanı ile bilmektedir.Çünkü "iman tevhidi,tevhid teslimi,tesilim tevekkülü ve tevekkül ise saadet-i dareyni iktiza ederdi."İşte bu duruşla ve rıza makamına ulaşıldıktan sonra sonuç Rus komutanının idam emri verilir.Ancak Rus komutanı bilmezdi ki kendi kalbide Allah'ın elindedir.Yüce Allah razı olduğu bir duruşun neticesinde elbetteki insan olan sebeplerin tesir edemeyeceğini gösterecekti ve gösterdi.O zalim komutanın kalbi yumuşatıldı ve idamdan vazgeçildi hatta Üstad'dan özür dilendi.Demek rıza makamındaki duruşların da bu zamanımızda nümunelerinin var olduğunu görüyoruz.
Hatta zehir insanı öldürürken 21 kez zehirlenen Üstada bir şey yapmamıştır.Çünkü zehirde Allahın emri ile zehirlemektedir.Çünkü zehirde sebeptir zehirleyenler de sebeptir.O zaman sebeplerin tesiri olmadığını artık nefsimize de kabul ettirmemiz gerekmez mi?O zaman Sahibüzzaman'ın eserlerini okuyanlar Bediüzzaman gibi duruşlar yapmaz zorundadır çünkü onlara böyle duruşlar yakışır.
Hepimizin bildiği gibi Üstad hazretleri Kosturma'da esarette iken Çarın yiğeni olan Nikola Nikolaviç esir kampını ziyarete gelir.Bütün esirler ayağa kalkar ancak Üstad ayağa kalkmaz.Niçin kalkmadığı sorulduğunda "ben bir müslüman alimiyim.Bir kafire ayağa kalkmam."der.Çünkü ilmin izzeti Üstada böyle bir duruş yaptırır.Üstadın bu duruşu İbrahimi ve İsmaili bir duruştur ve Allah bu duruştan razıdır.Bunu Üstad bütün imanı ile bilmektedir.Çünkü "iman tevhidi,tevhid teslimi,tesilim tevekkülü ve tevekkül ise saadet-i dareyni iktiza ederdi."İşte bu duruşla ve rıza makamına ulaşıldıktan sonra sonuç Rus komutanının idam emri verilir.Ancak Rus komutanı bilmezdi ki kendi kalbide Allah'ın elindedir.Yüce Allah razı olduğu bir duruşun neticesinde elbetteki insan olan sebeplerin tesir edemeyeceğini gösterecekti ve gösterdi.O zalim komutanın kalbi yumuşatıldı ve idamdan vazgeçildi hatta Üstad'dan özür dilendi.Demek rıza makamındaki duruşların da bu zamanımızda nümunelerinin var olduğunu görüyoruz.
Hatta zehir insanı öldürürken 21 kez zehirlenen Üstada bir şey yapmamıştır.Çünkü zehirde Allahın emri ile zehirlemektedir.Çünkü zehirde sebeptir zehirleyenler de sebeptir.O zaman sebeplerin tesiri olmadığını artık nefsimize de kabul ettirmemiz gerekmez mi?O zaman Sahibüzzaman'ın eserlerini okuyanlar Bediüzzaman gibi duruşlar yapmaz zorundadır çünkü onlara böyle duruşlar yakışır.