ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
Samsun il sınırları içinde doğuda Canik Dağları ve batı kısımda ise Çangal Dağları bulunur. İlin en önemli vadileri Kızılırmak ve Yeşilırmak vadileridir. Bafra ve Çarşamba ovaları ve bu iki ovanın arasında Samsun ovası ilin en önemli ovalarıdır. Bütün bu ovalarda başlıca geçim kaynağı tarımdır.
Anadolu Selçuklu Devleti zamanında (1185) Samsun, Kılıç Arslan’ın oğullarından Rükneddin Süleyman Şah’ın hâkimiyeti altındaydı.
Anadolu Selçuklu Devletinin Moğol istilasıyla 1243 yılında dağılmaya başlamasıyla Samsun sırasıyla İlhanlıların, Pervaneoğullarının (1297), Candaroğullarının (1322) ve Tacettinoğullarının (1348) eline geçti.
Osmanlıların güçlenerek genişlemeye başladığı dönemde 1398 tarihinde, Yıldırım Bayezid tarafından geri alındı. Bayezid komutasındaki Osmanlı ordusunun 1402 tarihinde Timur’la yaptığı savaşı kaybetmesi üzerine beylikler dönemi başladı. Osmanlı Devletini ikinci kez kuran Çelebi Sultan Mehmed tarafından, 1413 tarihinde Osmanlı yönetimine katıldı. Bundan sonra sürekli Osmanlı Devletinin hâkimiyeti altında kaldı.
19 yüzyıl sonlarında Trabzon vilâyetine bağlı mutasarraflık olarak yönetilen Samsun, 1925 yılında il olmuştur.
1953 yılı bahar mevsiminde, Samsun’da yayınlanmakta olan Büyük Cihad Gazetesinde, Üstad Bediüzzaman’ın “En Büyük İspat” başlığı altında bir yazı yayınlandı. Bu yazıdan dolayı Üstad Badiüzzaman aleyhine bir dâvâ açıldı. Samsun’a mahkemeye celbi istendi. Çok rahatsız ve ihtiyar olması sebebiyle aldığı bir raporu dikkate alınmayarak, mutlaka mahkemede bulunması istendi. Nihayet Üstad Hazretleri Samsun’daki mahkemede bulunmaya karar vererek İstanbul’a kadar geldi. Fakat sıhhatinin bozukluğu ve tahammül edemeyeceği boyutlara ulaşmasından dolayı yola devam edemeyip yine bir sağlık kurulu raporu alarak mahkemeye gönderdi. Raporda, Said Nursî’nin, yapılan muayene neticesi, ne karadan, ne denizden ve ne de havadan Samsun’a gitmeye vücudu tahammül edemeyeceği yazılı idi. Mahkemede, başsavcı şiddetli ısrarlarla Said Nursî’nin mutlaka mahkemede bulunmasını istemişse de, mahkeme heyeti, sağlık kurulu raporuna dayanarak, Bediüzzaman’ın İstanbul mahkemelerinden birinde istinabe suretiyle (Nöbetçi Mahkeme) ifadesinin alınmasına karar verdi. Nihayet, devam eden mahkemeler neticesinde, Samsun Mahkemesi, dâvâ mevzuu yazıda mahkûmiyeti icap ettirecek bir kasıt görmediğinden, Said Nursî’nin beraatine karar verdi.