Sarıkla İlgili Hadisler
Allah'ın Resulü (sav) şöyle buyurmaktadır: "Sarıkla kılınan iki rekât namaz, sarıksız olarak kılınan yetmiş rekattan daha hayırlıdır"(1).
Sarık konusunda da hadis kitaplarında birçok haber gelmiştir. Bunların ekserisinde Hz. Peygamber (sav)'in başına sarık sardığı ve bunun değişik renklerde olduğu belirtilir (2).
Bazılarında da bu hadisler pek kuvvetli değildir.
Rükâne (ra) Peygamber (sav) ile görüşmüştür. Rükâne der ki:
"Resûlullah (sav) in şüphesiz bizimle müşrikler arasındaki fark, takkeler üzerindeki sarıklardı, buyurduğunu işittim" (3).
Tirmizî bu hadisin hasen ve garip olduğunu, isnadının kuvvetli olmadığını söyler.
İbn abbas (ra) Resûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu ifade eder:
"Sarık sarınız, vakarınız artar". Taberanî bu hadisin ravilerinden olan Ubeydullah b. Ahmed'in metruk olduğunu söyler (4).
İbn Ömer'den Resûlüllah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilir:
"Sarık sarmaya devam ediniz. Çünkü o meleklerin simasıdır. Onları sırtınıza sarkıtınız" (Taberanî). Darekutnî bu hadisin ravilerinden olan İsa b. Yunus'un meçhul olduğunu söylemiştir (5).
Resûlullah (sav): "Şüphesiz sarık İslâm'ın simasıdır. Müslümanlar ile müşrikler arasındaki engeldir" buyurur. İbn Teymiye bu son hadis için şöyle der: "Şüphesiz müslümanlarla müşrikler arasında itikatte ve amelde, sarık olmadan farkın hasıl olmadığını gösterir." Ebû Bekir b. Arabî de: "Şüphesiz sarık peygamberlerin
sünnetindendir" demiştir. Eski Mısır müftülerinden Mahlüf. sarık sarmanın sünnet olduğuna fetva vermiştir (6).
Ahmet el-Farukî, sarığın müslümanlara has bir kıyafet olduğu için şunları söyler: "Zimmi, sarık ve rida gibi ilim ve din ehline mahsus olan kıyafetleri giyemez" (7).
Bu rivayetlerden de anlaşılacağı üzere Peygamberimizin sarık sardığı ve sarıkla kılınan namazın faziletinin daha fazla olduğu anlaşılmaktadır.
1- Deylemi, Taç c. 1 s 169
2- Bkz. İbn Mâce. Libas, 14; Tirmizî. Libas. 11
3-Tirmizî. Libas, 42; Ebû Davud, Libas. 24
4- Mecma'uz-Zevâid, 5/19
5- Mecma'uz-Zevâid, c. 5. s. 20
6- Muhammed Mahlüf, el-Fetavâ eş-Şer'iyye, c. l, s. 248
7- Mektûbât, c. 2, s. 381