Konuya cevap cer

Haşirde insanlığın durumu


İnsanlar haşir meydanında öyle bir ızdırap öyle bir meşakkat, öyle bir azap içinde kalırlar ki; “Allah (celle celaluhu) bizi bu halden kurtarsa da bizimle hesap görse!” diye birbirlerine müracaat ederler. Hatta bazı insanlar, “Allahu Zülcelâl yeter ki bizi bu sıkıntıdan kurtarsın da cehenneme gitmeye razıyız” diye temenni edeceklerdir.


Buhari, Müslim ve Tirmizi’nin Ebu Hureyre’den kaydettikleri bir rivayet şöyledir. “Biz bir davette Resulullah ile beraberdik. Ona sofrada hayvanın ön budundan bir parça ikram edildi. But hoşuna giderdi. Ondan bir parça ısırdı ve:

“Ben kıyamet günü Âdemoğlunun efendisiyim! Acaba bunun neden olduğunu biliyor musunuz? (Açıklayayım):


“Allah o gün, öncekileri ve sonrakileri tek bir düzlükte toplar. Bakan onlara bakar, çağıran onları işitir. Güneş onlara yaklaşır. Gam ve sıkıntı, insanların tahammül edemeyecekleri ve takat getiremeyecekleri dereceye ulaşır.


Öyle ki insanlar: “İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musunuz, sizlere şefaat edecek birini görmüyor musunuz?” demeye başlarlar. Birbirlerine: “Babanız Âdem var!” derler ve ona gelerek:


— Ey Âdem! Sen insanların babasısın. Allah seni bizzat vasıtasız olarak yarattı, kendi ruhundan sana üfledi. (Bütün isimleri sana öğretti.) Meleklerine senin önünde secde ettirdi. Seni cennete yerleştirdi. (Allah katında itibarın, makamın var) Rabbin nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın? Bizim şu halimizi, başımıza şu geleni görmüyor musun? Derler. Âdem aleyhisselam da:


— Bugün Rabbim çok öfkelidir; daha önce bu kadar öfkelenmedi. Bundan sonra da böylesine öfkelenmeyecek. (Esasen şefaate benim yüzüm yok, çünkü cennette iken, Allah) beni o ağaca yaklaşmaktan men etmişti. Ben, bu yasağa asi oldum. (Ben cennette iken işlediğim günah sebebiyle cennetten çıkarıldım. Bugün günahlarım affedilirse bu bana yeter.) Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin. Nuh aleyhisselama gidin! Diyecek.


İnsanlar Nuh aleyhisselama gelecekler. (O da kendi mazeretini onlara beyan eder ve onları İbrahim aleyhisselama gönderir. İbrahim aleyhisselam da başka bir mazeret beyan eder ve onları Musa aleyhisselama gönderir. Musa aleyhisselam da aynı şekilde onları İsa aleyhisselama gönderir.) İnsanlar da İsa aleyhisselama giderler:




— Ey İsa, sen Allah’ın peygamberisin ve Meryem’e attığı bir kelamısın ve kendinden bir ruhsun. Üstelik sen beşikteyken insanlara konuşmuştun. Rabbin nezdinde bize şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun? Diyecekler.

Hz. İsa aleyhisselam da:


— Bugün Rabbim çok öfkeli; daha önce bu kadar öfkelenmedi, bundan böyle de hiç bu kadar öfkelenmeyecek, diyecek. Hz. İsa şahsıyla ilgili bir günah zikretmeksizin (bir başka rivayette, “Beni, Allah’tan ayrı bir ilah edindiler. Bugün bana mağfiret edilirse bu bana yeter.”) Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Muhammed aleyhissalatu vesselama gidin! Diyecek.


İnsanlar, Muhammed aleyhissalatu vesselama gelecekler, (bir diğer rivayette: “Bana gelirler!” denmiştir) ve:

— Ey Muhammed! Sen Allah’ın peygamberisin, bütün peygamberlerin sonuncususun. Allah senin geçmiş, gelecek bütün günahlarını mağfiret buyurdu. Bize Rabbin nezdinde şefaatte bulun. Şu içinde bulunduğumuz hali görmüyor musun? Diyecekler.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst