Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Sevgi iletişiminin olmazsa olmaz "üç s"si
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="topraktoprak" data-source="post: 223433" data-attributes="member: 11795"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><img src="http://www.hanimlar.com/show_image.php?filename=images/icerik/2977.jpg&width=250&height=250" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Biraz uzun bi yazı ama çok istifade edileceğine inanıyorum</span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">sonuna kadar sabırla okumanızı tavsiye ederim..</span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: darkred"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">1- Sevgi ve saygı:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi, Bir kalbin diğerine sımsıkı ve sıcacık bağlanmasıdır. Şimdi gençler, "Sevemedim" demiyorlar; "Elektrik alamadım" diyorlar. "Gönlüm ısınmadı" yerine "Frekanslarımız tutmadı" gibi cümleler kullanıyorlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinize karşı içinizde ciddi ve samimi bir sevgi varsa geçinmeniz, anlaşmanız, uyuşmanız kolay demektir. Çünkü seven, eksik görmez. Gördüğü eksiği, hatayı çabuk affeder.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi, gönülleri bağlamaya yeter. Ancak unutmamak gerekir ki her sevgide, saygı vardır; her saygıda da sevgi olduğu gibi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi, evliliğin olmazsa olmaz şartıdır. Ne var ki sevgi yoğunluğu eşleri laubalileştirmemeli, yüz göz etmemeli, laçkalaştırmamalı. Gerçek sevgi, saygısız olmaz ve daima, en derin sevgilerde bile bir saygı mesafesi bulunmalıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ünlü bir psikolog olan Dr. W. Stekel, bu hususta şöyle der:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evliliğin birinci kanunu, eşinin şahsiyetine saygı göstermektir Onun zaaflarına, onun büyüklüklerine, onun dinine, <em>san</em>at temayülüne, onun hayata, harekete, işe ve oyuna olan,ihtiyaçlarına karşı saygı göstermek..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu saygı, sevgiden bağımsız ve ayrı bir şey değildir; tam aksine, gerçekten var olan sevginin çok güzel bir yansımasıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Efendi'mizin (a.s.m.) hayatında bu asil tavrın çok güzel örnekleri vardır:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Mesela Hz. Aişe'nin, komşusu olan arkadaşlarıyla birlikte, oyuncak bebeklerle oynamasını tasvip eder. Efendimiz, bu konuda kızmadığı gibi Aişe annemize şakalar yapar da yapar, eşini hoş görür.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bir defasında, Efendi'miz (a.s.m.), Hz. Aişe'nin elinde bir oyuncak görür. Ne olduğunu sorar. O da kanatları olan bu oyuncağın at olduğunu söyler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Efendi'miz, 'Atın kanadı olur mu?' diye sorunca da şu ilginç cevabı verir:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Sen Hz. Süleyman'ın atını duymadın mı?'</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bu cevap, Güzeller Güzeli'ni çok güldürür."(İbrahim Canan r.; <em>Aile İçi Eğitim; </em>s. 207-209.)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Efendi'miz, Hz. Aişe'ye, 'Asla sen artık evli bir hanımsın, bırak bunları!' dememiştir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bazen Hz. Aişe annemizle koşu yarışması yapar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bazı bayramlarda, ona Habeşîlerin oyunlarını seyrettirir</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hem de "Artık yeter" deyinceye kadar, bu temaşaya müsaade eder.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Akşamları, hanımlarına neşeli ve ibretli kıssalar anlatır, Güzeller Güzeli, eşlerine hem şaka yapar hem de onların şakalaşmalarına müsaade eder, bu hususta onları teşvik eder:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bir gün, Hz. Aişe, Efendi'miz için bulamaç pişirir. Yanlarında Şevde validemiz de bulunmaktadır. Hz. Aişe, Sevde'ye 'Buyur, sen de ye' der. O yemekten çekinir. Bunun üzerine' 'Yemezsen yüzüne bulayacağım' diye onu tehdit eder. Buna rağmen Hz. Sevde, yememekte ısrar edince bulamaçtan alıp Sevde'nin yüzüne sıvar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ortaya çıkan manzaraya Hz. Peygamber (a.s.m.) güler ve elini Sevde'ye koyarak 'Ne duruyorsun, sen de onun yüzüne sür' der. Sevde annemiz de Hz. Aişe'nin yüzüne sürer. Resulullah, ona da güler.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Güzeller Güzeli, Hz. Aişe annemize iltifatın en anlamlılarını yapardı. Mesela su içtiği kaptan, su içer; ama o sırada ağzını, eşinin ağzının değdiği yere koyardı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yine Hz. Aişe annemizin anlattığına göre ısırarak yediği etli kemiği Efendi'mize uzattığında, o da aynı yerden, eşinin yediği kısımdan yerdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hz. Aişe'ye, 'Bir hanım hayızlı iken kocası ile birlikte yemek yer mi?' diye soruldu. Hz. Aişe, bu soruyu kendi hayatından örnek vererek cevapladı:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Evet, dedi. 'Benim kanamam varken Resulullah (a.s.m.) beni çağırırdı, ben de onunla birlikte yerdim. Bu .sırada etli kemiği alır, bana uzatır, önce benim başlamam için bana yemiin verirdi. Ben de onu alır ve bir miktar dişler, sonra Resulullah'a uzatırdım. O da ağzını, kemikte tam benim ağzımı koyduğum yere koyarak yemeye başlardı.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'İçecek bir şey istediği olur, getirince ondan önce benim içmem için bana yemin verirdi. Bunun üzerine, ben de kabı alır, bir miktar içer, sonra bırakırdım. Bu sefer onu Efendi'miz (a.s.m.) alır, kabın tam benim ağzımı koyduğum yerine ağzını koyarak içerdi.' "(A.g.e., s- 222-223)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Efendi'mizin bu ve benzeri davranışlarından anlıyoruz ki eşe <em>sevgi </em>göstermenin bin bir türlü yolu vardır. Herkes, kendisine ve eşine göre, onu mutlu edecek birçok yol bulabilir... Eşine sevgi göstermenin tek ve belli çeşidi yoktur. Bu yöntemlerin bazıları, size anlamsız, gülünç ve basit gelebilir. Eşinizin hoşuna gidiyorsa siz de o tarzı sevmediyseniz bile hoş görünüz. Eşinin sevdiği tarzda sevgi göstermek için tabii ki onu tanımak ve anlamak lazım.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ayrıca sevgi gösterirken saygıyı da elden bırakmayanlar, eşinin en çok beğendiği ve arzuladığı tarzlarda gösterir muhabbetini.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Anlamak ve sevmek, birbirine en yakın iki kelimedir. Anlaşılmak da sevilmeyi kolaylaştırır. Bunun için sohbet ve diyalog gerek. Seven, düşüncesizce kıramaz ve tekrar barışacak şekilde davranır. Seven, anlaşma kapısını sımsıkı kapatmaz; aralık bırakır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Fırtına, kırar döker; ama daima, sükûnetle neticelenir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şiddetli bir atışmadan sonra evdeki barış havası ne kadar tatlıdır!Eğer karı-koca arasında aşılmaz bir uçurum açan kötü sözler söylenmemişse kendiliğinden bir yumuşak hava eser. Her şey bizim anlayışımıza bağlıdır. Anlamak ve sevmek, birbirine ne kadar yakındır. Fransızlar, "Anlaşılmak, sevilmektir" demekte haksız değillerdir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevmek, anlamaktır; zira seven, sevdiğinin hâli ile hallenir. Sevginin gerçekliğini ve sürekliliğini koruyabilmek kolay değildir. Bu iş, kesintisiz bir emek ve çabayla sağlanır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şunu da unutmamak lazım ki sevgi, gücünü kaynağından almalı, Sahibine, Yaratıcısına bağlanmalıdır. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Böylece sevgiye maneviyat, ruh ve kutsallık katılır, yücelik kazandırılır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">2- Sabır:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sabır imanın yarısıdır" buyurur Efendi'miz. Gerçekten sabır, dertlerin devası, zorlukların çaresi, kurtuluşun anahtarıdır. "Sabırla koruk helva olur" demiş atalarımız.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hele de öfkenin, kızgınlığın, hiddetin ilk anında sabrı kuşanmak çok önemlidir. Böyle olursa sabır musibete, belaya, derde karşı koruyucumuz, kalkanımız olacaktır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zor ve dar anlarımızda sabır ilticagâhımız olacak, bizi sakinleştirecek ve yanlışlardan koruyacaktır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabırsızlar, hep pişman olmuşlardır. Sabrı az olanın, keşke, demesi çok olur; çünkü öfkeyle kalkan zararla oturur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Birçok insan, hiddetini sabırla söndüremediği için aile yapısında onulmaz yaralar açmış, hatta bu kutsal kurumu bütünüyle tahrip edip yıkmıştır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabır, kişinin olgunluğunu gösteren en önemli özelliktir. Bu hususta daralanların, peygamberlerin hayatlarını, özellikle de Efendi'mizin yaşadıklarını düşünmeleri gerekir. Onların karşılaştığı olumsuzluklar karşısında bizimkilerin minnacık kaldığını göreceklerdir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabır, aile hayatının temel ihtiyacıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İki ayrı ve bambaşka insanı bir arada mutlu etmek için sabır gerekir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kısaca seven, sabreder.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hem sevdiğini söyleyen hem de eşinin bazı hâllerine sabretmeyen, çelişkili davranmıyor mu sizce?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinden gelen huysuzluğa sabır konusunda da Efendi'miz eşsiz bir örnektir. Onun eşleri de kıskançlık gösterdiler, tatsızlık çıkardılar, dik kafalılık ettiler, karşı geldiler, isyankâr hâllere girdiler, daha da ileri gidip küstüler ve konuşmadılar...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ancak bütün bu olumsuzlukları büyük bir sabır ve olgunlukla karşıladı Efendi'miz... En fazla konuşmayı kesti; ama asla kırıcı, rencide edici, suçlayıcı bir tavra hiç girmedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Efendi'miz (a.s.m.), Hz. Aişe'nin yanında bulunuyordu. O sırada, diğer bir hanımı ona bir tabak yemek göndermişti. Hz. Aişe, onun eline vurarak tabağın yere düşüp iki parçaya ayrılmasına sebep oldu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Güzeller Güzeli, Hz. Aişe'ye ne fiili ne de sözlü olarak hiçbir olumsuz tavır göstermedi. Sadece eğilip yere düşen iki parçayı aldı ve eliyle birleştirdi. Dökülen yemeği de topladıktan, sonra orada bulunanlara, "Annenize kıskançlık geldi, haydi buyurun, yiyin" dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinin gösterdiği bu şiddetli kıskançlığı çok tabiî ve sıradan bir hâl olarak değerlendirdi. En ufak bir kızgınlık ve kırgınlık alameti göstermedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Efendiler Efendisi'nin bu hâli bize açıkça gösteriyor ki sevgisinde saygı, saygısında sevgi olan, eşinin huysuzluğunu da hoş görür ve sabırla karşılar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu hâlleri kadın psikolojisinin tabii bir tezahürü olarak görüp sabretti; âdeta gülüp geçti.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sahabe de hanımlarıyla tartışıyordu. Bir gün Hz. Ömer, hanımıyla tartıştı ve Hz. Peygamber'in yanına gelip şöyle yakındı:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Ey Allah'ın Resul'ü, bizi bilirsin; biz Kureyşliler, kadınlara hâkim kimselerdik; sonra Medine'ye geldik. Burada kadınların erkeklere hâkim olduklarını gördük. Bizim kadınlar da onlardan huy kaptı.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Bir gün hanımıma öfkelenmiştim, bana mırıldanıp karşılık vermez mi! Bunu doğru bulmayıp azarladım. Bu sefer, beni niye azarlıyorsun, vallahi Resulullah'ın hanımları bile ona karşılık veriyorlar, mırıldanıyorlar. Hem onlar icabında küsüp gün boyu, geceye kadar Resulullah'ı terk ediyorlar, dedi.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Hafsa'ya (Hz. Ömer'in kızı, Efendi'mizin eşi) sende mi Resulullah'a karşılık veriyor, mırıldanıyorsun, dedim.'</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Evet, hiçbirimiz, o gün geceye kadar yanına uğramayız, dedi.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Sizden kim böyle yaparsa büyük zarar eder, hüsrana uğrar. Hanginiz, Resul'ün öfkesi sebebiyle, Allah'ın gazabına uğramayacağından emin bulunuyor? Alimallah, bir anda helak olursunuz, dedim.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Ben böyle deyince Resulullah (a.s.m.) tebessüm ettiler.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">" 'Hafsa'ya dedim ki sakın Resulullah'a karşılık verip mırıldanma ve ondan bir kısım isteklerde bulunma. Bir şey gerekirse bana söyle. Sakın bazı arkadaşlarının Resulullah'a senden daha sevgili ve daha gönül alıcı olması seni aldatıp yanlış davranışa sevk etmesin!'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hz. Ömer, Resulullah'ın (a.s.m.) burada da tebessüm ettiğini belirtir."(A.g.e., s. 215-217.)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Güzeller Güzeli'nin eşlerine gösterdiği sabır, bütün evli erkeklere eşsiz bir örnek olduğu gibi Hz. Ömer'in tavrı da iyi bir kayınpeder örneğidir. Kızını sükûnete, uyumlu olmaya ve daha uygun davranmaya çağırması, takdire değer bir durumdur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Efendi'mizin sabır abidesi olduğunu gösteren başka bir olay da şöyledir:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bir gün Ebu Bekir (r.a.), Hz. Peygamber'in kapısını çalmıştı. İçeride Hz. Aişe'nin sesini yükselttiğini işitti.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Odaya girer girmez, tokatlamak üzere Aişe'yi yakaladı. Resulullah, araya girerek mâni olmaya gayret etti.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ebu Bekir, öfkeli bir hâlde dışarıya çıktı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bunun üzerine, Resulullah, (a.s.m.) Hz. Aişe'ye, 'Gördün ya, seni babanın elinden kurtardım' dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Birkaç gün sonra tekrar gelen Hz. Ebu Bekir, onları barış içinde görünce 'Beni kavganıza dâhil ettiğiniz gibi barışınıza da dâhil edin' dedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Resulullah da 'Ettik, ettik!" diye cevapladı."( A.g.e., s. 217-218.)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Böylece Hz. Ebu Bekir de Hz. Ömer gibi iyi bir kayınpeder olduğunu göstermiş oldu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi ve sabırda öncelik</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yıllar önce <em>sevgi </em>konulu verdiğim bir seminerde bir buçuk saat konuşmuştum. Bu konuşmanın ardından beni dinleyenler arasından bir ses:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hocam, sürekli sevgi dediniz, sevgisiz olmaz, dediniz. Ben bu düşüncenize hiç katılmıyorum. Sevgi nedir ki" dedi ve devam etti:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ben bu yaşıma kadar ne sevdim ne de sevildim. Bununla beraber, iyi kötü yaşayıp gidiyoruz. Karnımız tok, sırtımız pek..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ben bu sözlere çok şaşırmıştım. Sözlerin sahibi olan Gömlekçi lakaplı Mahmut Bey'di. Kırk yasini aşmış bu kardeşimi incelemeye aldım. Çünkü o güne kadar, "Sevgi ne ki? Sevgisiz de olur!" diyen birine rastlamamıştım.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Telefonunu ve adresini aldım. İlk fırsatta da ziyaretine gittim. Mahmutpaşa'da gömlekçi Mahmut ne sevmiş ne de sevilmiş... Peki, nasıl yaşıyor, nasıl mutlu oluyor? Eşiyle, çocuklarıyla arası nasıl? Böylesine sevgisiz bir adam, nasıl esnaflık yapıyor, müşterilerine nasıl gömlek satabiliyor?</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kafamda uçuşan bu sorularla, gömlekçi Mahmut Bey'e ulaştım. Beni çok kibar ve sevecen bir tavırla karşıladı. Hemen içimde şu soru uyandı:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bu nasıl sevgisiz adam ki beni böylesine kibar, efendice, sevecen karşılıyor?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hoşbeşten sonra bana çay da ısmarladı. O sırada bir müşteri geldi. Ben hem çayımı yudumluyor hem de Mahmut'un bu müşterisine nasıl davranacağını dikkatle ve tabii büyük bir merakla takip ediyordum.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Beklediğimin tam tersine, Mahmut müşterisine çok kibar, çok yumuşak davranıyordu. Müşteri, kelimenin tam anlamıyla huysuzluk ediyordu. Yarım saate yakın, o marka, bu marka, renk, desen, ebat, o kadar çok gömleğe baktı ki uzun tezgâhın üstü, kutularla doldu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Müşterinin her yeni talebi beni korkutuyordu; çünkü sevgiye inanmayan Mahmut Efendi birden parlayabilirdi. Hele de onca yorgunluktan sonra müşteri, keyifsiz bir yüz ifadesiyle "Cık, bunlar olmaz, hiçbiri aradığım gibi değil!" deyince ben de muhtemel bir kavgayı önlemek üzere hemen ayağa kalktım.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ama o an yanıldığımı anladım. Gördüklerime ve duyduklarıma inanamıyordum. Çünkü bizim sevgiye inanmayan Mahmut Bey, bu huysuz müşteriye etmediği iltifatı bırakmadı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Çok memnun oldum efendim, yine beklerim; haftaya yenli çeşitlerimiz gelecek" diyor, adamı kapıya kadar sempatik tavırlarla uğurluyordu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Benim bile sabrım taşmışken gömlekçi Mahmut'un sabrına hayran kalmıştım. Tezgâhın üzeri birbiri üstüne rasgele yıkılmış gömleklerle, kutularla karmakarışık olmuştu; ama bundan âdeta memnun görünüyordu. Üstelik bu kadar yorgunluğa sebep olan adama iltifatlar etti, teşekkürde bulundu v<em>e </em>haftaya tekrar çağırdı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O gömlekleri tek tek kutularına yerleştirirken ben dedim ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Mahmut Bey, bir daha, 'ben sevgi nedir?' bilmem deme!"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ne sevdim ne sevildim cümlesini de ağzına alma. Yahu sen ne kadar sabırlı bir insansın. Seven sabreder. Bu huysuz müşteriye ne kadar sabrettin. Durduk yere benim sabrım taştı, maşallah sen dayandın.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Adamı çok güzel karşıladın, sevecen ve dost tavırlarla da uğurladın. Bu mu sevgisizlik, bu mu sevmemek? Eminim, bu hâlinle o zat da seni sevmiştir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Eğer sen bu sabrı ve sevgiyi evde eşine gösteriyorsan kadın melek olur. Çocuklarına böyle ilgi göstersen onların yürekleri hiç kopmaz yüreğinden. Eviniz, sevgi cennetine döner..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ama Hocam, evdekiler müşteri mi? Dükkânda ister istemez böyle davranıyoruz. Çünkü bu bizim işimiz, ekmek teknesi başka türlü ayakta kalamaz."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Çok güzel söyledin. Sadece bir gömlek satıp üç kuruş kazanmak için böyle davranmaya kendini mecbur hissediyorsun. Tamamen doğru. Yüzü gülmeyen adamdan ben de alış veriş yapmak istemem. Bu yüzden, gülmesini bilmeyen bakkal dükkânı açmasın, derler.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Evde de ailen var, eşin ve çocukların. Onların da ayakta kalması lazım. Bu da sevgiyle ve sabırla mümkündür. Sen şimdi burada esnaflığın gereği olarak müşteriye gösterdiğin bu tavrı, evde eşine ve çocuklarına göstermezsen olur mu?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sana göre, müşteri mi daha önemli, eşin ve çocukların mı?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Tabii ki eşim ve çocuklarım daha önemli. Kazancımız da onlar için değil mi?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Peki, öyleyse daha çok önemsediğin ailene, müşterine gösterdiğin ilgiyi, sevgiyi ve sabrı göstermiyorsun? Bunda bir yanlışlık yok mu sence?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sen ki evinde sevgi olmadığını söylüyorsun. Neden burada müşterine gösterdiklerini, evde daha yoğun ve daha samimi olarak ailene göstermeyesin?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Üstelik evde göstereceğin sevginin, ilginin, sabrın sana kazandıracakları, müşterinin kazandıracaklarıyla kıyaslanamayacak kadar çok ve değerlidir."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hocam, aslında çok haklı konuşuyorsunuz."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Madem haklıyım, bu haklılığımı eyleme dökerek uygulamaya koyup göstermeni bekleyeceğim senden..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hocam, bu iş evde biraz zor olur."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Haklısın, başlangıçta biraz zor olur; ama kısa bir süre içinde hem kolaylaşır hem de ektiğin sevgi tohumlarının nasıl ortamı mutluluğun rengine boyadığını görürsün ve artık bu mutluluk vesilesinden asla ayrı kalamaz, hiç başka türlü davranamazsın..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Yani denemeye değer diyorsunuz..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hem de nasıl!</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ancak ben, 'Hayırlı işlerde acele ediniz' diyen Efendi'mize uymanı istiyorum."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Anlıyorum hocam, inşallah hemen bu akşam, eve, sizin tabirinizle, sadece gövdemle değil, gönlümle de gideceğim..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">'Ve o evden sevgi dolu bir gönülle çıkacaksın.. Verdiğinden daha fazlasını aldığın gönül dolusu sevgiyle işine geleceksin. Böylece müşterilerini de daha çok mutlu edeceksin.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Evde eşini ve çocuklarını mutlu eden, iş yerinde de mesai arkadaşlarını ve müşterilerini sevindirir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O gün bu gün, gömlekçi Mahmut, hem evinde hem de dükkânında çok mutlu ve çok başarılıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşini mutlu edemeyen, müşterisini mutlu etmekle mutlu olamaz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Dışarıda ve iş yerinde kibar ve beyefendi olan, evde kaba, kırıcı ve sabırsız olmamalıdır. Asıl kibarlığını, sabrını, sevgisini, ilgisini ailesine göstermelidir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evde kaba, dışarıda kibar olan, olgun bir insan sayılamaz. Güzeller Güzeli şöyle buyurmuştur:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sizin en hayırlınız, eşine ve çocuklarına hayırlı olanınızdır. Ben eşime ve çocuklarıma en hayırlınızım."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hepimizin görevi, en hayırlı olana benzemek değil midir?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Öyleyse eşimize ve çocuklarımıza hayrımızı, faydamızı, iyiliğimizi her gün biraz daha artırmak, en temel görevimiz olmalıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu konu üzerinde fazlaca durmamın sebebi, yıllardır aldığım yoğun şikâyetlerdir. Hanımlar beylerinden, çocuklar da babalarından yakınarak derler ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Dışarıda çok ince nazik, sevecen, eve girince tam tersine kaba, katı; hatta kırmaktan zevk alan bir canavar..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Böyle bir tavrın, sizce haklı, gerekli ve geçerli bir sebebi olabilir mi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">3- Sadakat:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi, saygı ve sabır, netice itibariyle insanı sadık yapar. Sadakat, bağlılık demektir. Sadık olan, sadece maddesiyle değil, manasıyla da bağlanır eşine. Gönlü ve ruhuyla da kopmaz bir ilişki kurar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sadakatin olmadığı yerde ihanet ve aldatma vardır. Aldatmanın her çeşidi gibi eşini aldatmak da önce aldatana zarar verir. Çünkü aldatan önce kendisini aldatmıştır. Bu hâl sebebiyle iç dünyasında meydana gelen yıkıntıyı tamir etmek oldukça zordur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Geniş bir açıdan da baktığımızda evlilikteki aldatma eylemi en az üç kişiyi etkiler. Sadakatsizliğin olması için karşı cinsten biri lazımdır. Aldatan eş, aldatılan eş ve aldatmaya ortak olan kişi. Aldatılan eşler ruhen, yani duygusal olarak kendilerini aşağılanmış hissederler. Aldatanlar ve aldatılanlar, sadakatsizliğin zehrinden etkilenir ve ömür boyu sürecek yürek yaralarının acısını taşımak zorunda kalırlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sadakatsizlik, özellikle de kadınları vurur. Çünkü onlar, yasak bir ilişkiye sadece gövdeleriyle değil, gönülleriyle de girerler. Onlar erkekler gibi değildir. Yanlışlarında da samimi davranırlar. Dolayısıyla da yapı ve yaratılışları gereği, sadakatsizlik yanlışına ruhlarıyla ve bütün varlıklarıyla girerler. Bu yüzden sadakatsiz kadınlar daha çok yara alır, daha çok örselenir ve onulmaz acılara batarlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bazen bir aldatışın bedeli bir ömür boyu sürer. İmanlı ve vicdanlı insan, herkes affetse bile kendisini affetmez.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bediüzzaman der ki: "Madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork! Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma. Çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sadakatin evliliğin temel şartlarından biri olduğunu anlıyoruz. Sadakatin zedelenmesi kolay, tamiri ise çok zor oluyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">' Eşleri aldatmaya götüren sevgisizlik, saygısızlık ve sabırsızlıktır. Öyleyse şöyle diyebiliriz; sadakat bir sonuçtur ve o, sevgi, saygı ve sabrın çocuğudur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşiniz, aradığı sevgiyi, saygıyı, ilgiyi sizde görürse kolay kolay sadakatsizlik etmez. Sebepsiz ve durduk yere sadakatten sapan, ancak ruh sağlığı bozuk olanlardır. Bunların ise tedaviye ihtiyaçları var demektir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Mahmut Toptaş Hoca'mıza bir genç hanımefendi, büyük bir üzüntü içinde dert yanıyor, diyor ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kocam beni ihmal ediyor; ne ilgi ne de sevgi gösteriyor. Çocuğumuz da yok, bu gidişle beni büsbütün terk edecek diye korkuyorum. Hocam ne olur bana bir dua öğretin de bu durumdan kurtulayım."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hoca Efendi bu kadıncağıza şu cevabı veriyor:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ben sana bir tavsiyede bulunacağım. Asıl fiili dua, bu</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">davranış biçimidir. Tavsiyemi uyguladıktan sonra yapacağın</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">dualar da etkili olacaktır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kadıncağız, "Buyurun Hocam" deyince de fiilli dua olacak tavsiyesini söylüyor:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kızım, kocan bir nataşa için seni terk etmiş... Nataşa dediğin insan da bir kadındır. Onda olan her şey bir kadın olarak sende de vardır. Buna rağmen kocan neden kaç yıllık karısı olarak seni bırakıp ona gidiyor?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Demek ki o kadın, kadınlığını senden daha iyi kullanıyor. Sen o kadına bak, onun kocana yaptıklarından daha fazlasını yapmaya çalış. Bakalım kocan seni bırakıp ona gider mi?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sadakatsizliğin hayalinden bile uzak durulmalıdır. Çoğu zaman, sadakatsizlik de diğer günahlar gibi önce hayalde başlar. Bu yüzden zihinlerimizi korumalıyız. Filmlerde işlenen aldatma senaryolarından, romanlardaki aldatan kahramanlardan, bu tarz yazılan hikâyelerden ve hatıralardan hafızamızı uzak tutmalıyız. Olumsuz şeyler zihnimizde yer etmekle kalmaz, zamanla bizi etkilemeye de başlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Bediüzzaman'ın deyimiyle, "Batılı iyice tasvir, safi zihinleri idlal eder."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yani kötü, çirkin ve asılsız şeyleri, özeye bezeye iyice açıklamak, saf ve temiz zihinleri saptırır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sadakatin sağlanmasında birinci temel unsur, iman; ikincisi <em>ise </em>vazgeçemediğimiz "iki s": Sevgi-saygı ve sabır. Birinci unsura gelince Allah'a karşı olan sadakat anlayışımız; o, bütün bağlılıkların üstünde ve ötesindedir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir insanın, Allah'a karşı sadakati, bağlılığı, sağlam ve canlı ise onun dostlarına karşı hissettiği sadakat de sürekli olur. Yani o sadakat bağı ne kadar sağlamsa eşlerin birbirlerine olan sadakati de o oranda güçlü olur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"İnsanın içinde kaynayan Allah sevgisi, onun bütün hislerine ve bütün heyecanlarına kılavuzluk eder. Onu her çetin denizden selamet ve emniyetle geçirir. Şahsî tecrübeleriyle bu sevginin ne demek olduğunu anlayanlar, hiçbir vakit, bir kimsenin bahtiyarlığına kastetmezler. Üstelik bir kimseyi bedbaht etmemek için bütün feragatleriyle çalışırlar."( Psikolog W. E. Sargent, <em>Evlilik Hayatında Daha Bahtiyar Olmanın Yolu, s. </em>30.)</span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ölüm, aşk ve sadakat</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Aşk ve sadakat deyince hep hatırlarım rahmetli Prof. Faruk Özerengin Bey'i. O eşi ölünce bile ona sadık kalmıştı. Eşler arasında gerçekten sevgi varsa onu hiçbir şey kesintiye uğratamaz. Her hâl ve durumda sevgi varlığını sürdürür; ölüm bile onu sona erdiremez. İşte bu gerçeğin örneğidir Faruk Bey.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O, eşine âşık bir insandı. Emel Hanımefendi de o derin aşka layık bir gönül yüceliğindeydi. Uzun yıllar süren dostluğumuzda, onu eşinden bahsederken hep mutlu olan adam olarak görmüştüm. Emel Hanım'ın adı her geçtiğinde, gözlerinin içi gülerdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Emel Hanım, Kazım Karabekir Paşa'nın kızıydı. Bir gün, o da ecel şerbetini içiverdi; ancak Emel Hanım'ın dünyasını değişmesi, Faruk Bey'i de tamamen değiştirmişti. Artık ne sağlığı ne neşesi ne de yaşama sevinci eskisi gibi değildi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir gün ona, "Hocam, herhalde hayatınızı ikiye ayırmak gerek. Emel hanımlı ve Emel hanımsız" demiştim. Birden gözleri dolmuş ve "İsabet buyurdunuz" demişti.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Emel Hanım'sız bir hayat, hayat gibi gelmemişti ona. Hastalandı. Gırtlak kanseriydi. Bir ziyaretimde, Maraş'tan baklava getirmiştim. Şu sözünü hiç unutamam:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kardeşim Vehbi Bey, bu baklava ağzıma çamur tadı veriyor. Ha çamur çiğnemişim ha baklava..."</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Faruk Bey'in sadece ağzının tadı değil, gönlünün tadı da yoktu artık. Çünkü Emel Hanım yoktu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir gün şöyle demişti Faruk Bey: "Onsuz hayat, hiç düşünmediğim bir şeydi. Dolayısıyla, böyle bir hayata hiç hazır değilmişim."</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Gerçekten de hiç hazır olmadığı bu hayata fazla katlanamadı ve Rahman'ın rahmetine gidiverdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi, sabır, sadakat timsalleri: Çanakkale anneleri</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çanakkale anneleri, sevginin, sabrın ve sadakatin bütün renklerini en güzel biçimde yansıtmış güzel örneklerdir. Onlardan sadece birkaç tanesini, <em>Çanakkale'de Şahlananlar </em>isimli eserimden özetlemek istiyorum. Kızlarımız yüreklerini o harika yüreklere ayarlasınlar ve uyarlasınlar diye... Oğullarımız, eş ararken yürek kalitesine de önem versinler, hep görüntüye takılıp kalmasınlar diye...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Cemal Gürsel'in annesi</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kocası subaydı. Balkan Savaşı'nda bulundu. Osmanlı, hiç de alışık olmadığı türden bir yenilgi almıştı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O da hava değişimi olması amacıyla yıllardır görmediği eşine ve çocuklarına döndü.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşi onu karşılamaya gitmedi. Evde de "Hoş geldin" demedi. "Eeee hanım, görüyorsun ki ben geldim. Bunca ayrılıktan sonra bir hoş geldin bile yok mu?" diye sitem etti. İşte o an kükredi, o muhteşem Osmanlı kadını: "Sen benden nasıl hoş geldin, beklersin? Hoş mu geldin ki! Sen Balkanlar'da, üç buçuk soysuzun önünde, koca Osmanlı Ordusu'nu perişan eden kumandanlardan biri değil misin? Bu sıfatınla benden nasıl hoşluk ve muhabbet beklersin!"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O an her şey durmuş ve donmuştu. Ortalığı hiç bitmeyecekmiş gibi görünen sopsoğuk bir sessizlik kaplamıştı. Evin beyi, bir süre öylesine kalakalmıştı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Neden sonra kendine geldi ve "Haklısın Hanım" dedi. Gözyaşlarıyla eşine sarılırken de ekledi:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"İnşallah, bir gün o bozgunun lekesini zaferle temizlemiş bir ordunun subayı olarak çıkarım karşına..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Böylece bu muhteşem kadının yüreği, bir askerin yüreğine, bir zafer kıvılcımı atmış ve galibiyet yemini ettirmişti.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çanakkale Zaferi'mizin arkasında, bu annelerin desteği, teşviki ve duaları vardır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şemsi Nine</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Adı, Şemsi Nine idi. 16 yaşında evlenmiş. Evliliği sadece üç gün sürmüş. Eşi, yedek subay olarak</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çanakkale'ye çağırılmış. Orada şehitlik şerbetini içmiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şemsi Nine, kocasının Çanakkale'den kendisine yazdığı ve hepsi de "Şemsi'm, Güneşim diye başlayan mektupları, evinin duvarlarına yapıştırmış. Yıllar yılı her sabah, bu silik ve sararmış mektupları birer kere okur; her birinin karşısında şehit kocasının ruhuna Fatihalar gönderir, sonra da rahlesinin önünde diz çöküp kaldığı yerden Kur'an okumayı sürdürürmüş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şemsi Nine, evinden dışarı hiç çıkmazmış. Dermiş ki "Kocam Çanakkale'ye giderken bana 'Gençsin, güzelsin ne olur, ben gelinceye kadar sokağa çıkma. Gözüm arkada kalmasın' dedi. Nasıl çıkarım dışarı!"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yıllar sonra cenazesini çıkarmışlar evinden...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Şemsi Nine'nin, üç günlük eşine gösterdiği vefa ve sadakat, şimdi ülkemizdeki bütün eşlere bölüştürülse hepsini de vefa ve sadakat timsali yapmaz mı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kadir Amca'nın annesi</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Rahmetli Ali Kadir Amca çocukluk yıllarını şöyle anlatır: "Babam Çanakkale'ye gittiğinde, ben altı aylıkmışım. Onu hiç tanımadım. Resmi bile yok; ama ben kendimi bildim bileli, eve her geldiğimde, annem ayağa kalkar, "Beyimin yadigârı" diyerek benim elimi öperdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Asıl eli öpülecek anne, şehit eşinin hatırası, yadigârı, timsali olarak evladının elini öpüyor. Bu sadakat, sözle değil, ancak gözyaşlarıyla yorumlanabilir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Nişanlı ölen nine</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Nişanlısı Çanakkale'de şehit olan nine, kendisiyle beraber bir torbanın da gömülmesini vasiyet etmiş.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Torbanın içinde saçları ve dişleri varmış. Çanakkale şehidi olan nişanlısına diyormuş ki:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Senden başkasına yar, demedim, bu dişler şahidimdir. Saçlarıma senden başkasının eli değmedi, bu saçlar şahidimdir."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu iffet abidesi anneler, cephenin gerisini öyle sağlam tuttular ki hiçbir Mehmetçiğin gözü arkada kalmadı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Edremitli Halil Efendi'nin eşi</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Edremitli Halil Efendi, oğlu Ali'yi Çanakkale'ye yollamış. Fakat yetmemiş, kendisini çağırmışlar. Kırk yaşından sonra gönüllü gitmiş Çanakkale'ye. Gidişi ani olmuş. Gideceği gün eşine demiş ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bilirsin kuru fasulyeyi çok severim, akşama yap da yiyelim."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O gün diğer gönüllülerle birlikte hemen yola çıkması gerekmiş. Bu yüzden de o akşam eşinin pişirdiği kuru fasulyeyi yiyememiş. Eşi, o akşam sofraya onun için de bir tabak koymuş...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yıllar geçmiş gelmemiş Halil Efendi; ama o evde her akşam kuru fasulye pişmiş ve sofraya da boş bir tabak konmuş...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Torunu diyor ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ninem, hayatı boyunca, her akşam kuru fasulye pişirdi. Kendisi o yemekten ağzına bir tek lokma koymadı. Hep bize yedirirdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ninem, ölünceye kadar, her akşam, o boş tabağı sofraya koydu ve kaldırdı."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu eli ayağı öpülesi muhteşem anneler, arkada sıra dağlar gibi sapasağlam durdukları için Mehmetçikler de hep "Allah, Allah!" diyerek dönmeyi düşünmeden koştular düşman üstüne...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bugün de bu sadık ve vefalı annelere şiddetle ihtiyacımız var.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kızlarımızın yürekleri hazır mı, onlarınki gibi olmaya?</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Oğullarımız, böylesine bir sevgiye layık olacak gönle talip mi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabır Timsali Beyler</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımına sabrederek büyüyen veli kulları; örnek insanları bir kitapta toplayacaktım. Daha sonra bu projemden vazgeçtim. Çünkü kısa bir araştırmadan sonra gördüm ki bu konu kitaplık değil, ansiklopedilik çaptadır. Ancak onlardan birkaç tane gönül sultanını kaleme alıyorum:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kırklar meclisinde bir veli</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Mübarek bir adam eşinden bir ömür çekmiş. Hiçbir nasihat, hediye, güzellik, bu hanımı yumuşatamamış. Kızdığı zaman, gözü hiçbir şey görmez, konu komşuyu da hiçe sayarak ortalığı birbirine katarmış.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşi, komşulardan özür diler, çaresizlik içinde, olan biteni sessizce seyredermiş. Adamcağız, kısa sürede kasabada sabır kahramanı olarak tanınmış.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Daha sonra da "Bu adam evliyadır" demişler ve her sıkıştıklarında adamın duasını almaya başlamışlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Güzel ahlakıyla örnek, derin bilgisiyle gençlere öğretmen olmuş bu mübarek adam. "Bu hanımla yaşanır mı? Boşa onu!" diyenlere hiç aldırış etmemiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Nihayet, o da bir gün, eşini ahirete yollamış. Çok geçmeden de kendisi vefat etmiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu güzel insan, dünyada eşinden çektiği eza ve cefalara sabrettiği için veliler meclisine seçilmiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kırklar meclisine katılınca çok sevinmiş ve "İyi ki dünyanın sınırlı hayatında eşime sabretmişim" diye düşünmüş. Fakat o da nesi! Bir bakmış ki o Allah dostlarından oluşan mecliste eşi de var. Hemen ayağa fırlamış ve "Haydi bana müsaade" demiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Aman" demişler, "Nereye? Böyle bir meclis terk edilir mi?"</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Heyecan ve telaş içinde:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ne olur, bırakın beni, gideyim. Bizimki de burada. Ben ondan dünyada neler çektim. Şimdi, bir de burada uğraşamam!"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kırklar meclisi hep birden gülümsemiş ve demişler ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Korkmana gerek yok. O hanım da bizden biridir. Dünyadaki görevi seni olgunlaştırmak ve Hakk'a yaklaştırmaktı."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir konferansımda bu kıssayı nakletmiştim. Birçok erkek dinleyicim, "Hocam, yoksa benim eşim de görevli biri mi?" diye sormuşlardı. Anlaşılıyor ki günümüzde de eşinden evliya olanların sayısı hiç de az değildir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ancak çektiren hanımefendiler de biraz insafa gelip eşlerine çekemeyecekleri yükü yüklememelidirler.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tabii ki birçok hanımefendi de beyinden çekmektedir. Yani beylerden de görevli olanlar bulunabilir. Her iki taraf için de çözüm sabırda ve kadere imandadır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eza çeken hangi taraf olursa olsun, "Benim de imtihanım, eşimdenmiş" diyerek sabra sarılmalıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çünkü beterin de beteri vardır. İmtihansız dünya da mümkün değildir.'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşi delilenen, kendisi velileşen adam</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Allah dostlarından biri, sinirli ve kavgacı bir hanımla evlenmiş. Daha ilk gün, eşinin leblebiden nem kapan, alıngan ve sabırsız bir kadın olduğunu da anlayıvermiş ve hanımıyla bir pazarlık yapmış:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hanım," demiş. "Anladığım kadarıyla sen, sert ve sinirli bir insansın. Benim de sabrım sınırlıdır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Lakin Allah nasip etti, eşim oldun. İnşallah bir ömür birlikte olacağız. Bunu başarabilmek için sana bir teklifim var."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımı, kocasının teklifini merak etmiş ve sormuş. Eşiyle her şeye rağmen geçinmeye niyetli olan bu mübarek adam, teklifini açıklamış:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sen kızdığın zaman, ben sabredeyim; ben kızdığım zaman da sen sabret. İkimiz birden kızmayalım.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kızgınlık, bir bakıma delilenmektir. Yani geçici bir deliliktir. Bu bakımdan, ikimiz birden delilenmeydim. Birimiz delilendiğinde, diğerimiz velilere mahsus olan sabır güzelliğine sarılıp velileş-sin...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Böylece birbirimizi idare edelim de şu iki günlük dünyada geçinip gidelim..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımı, bu tek maddelik teklife "Peki," demiş ve uzun bir ömrü birlikte geçirebilmişler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eğer birlikte kızmaz, eşimiz bağırıp çağırdığında, kapıyı vurup gitmezsek o evlilikte mutluluk olur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Biz erkekler, kadınımızı kendimiz gibi görmez; onun duygusal derinliğinin ve ruhsal hassaslığının farkında olursak evliliğimizi huzurlu bir yuvaya dönüştürürüz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşimizin kadınsı hassasiyetlerini görmezlikten gelir de hiddetlendiği zaman, "Bunda kızılacak ne var?" yüz asmış, kaş çatmış ve yumruk sıkmış olarak karşısına dikilmezsek anlayışlı bir şekilde sükûnetimizi ve akl-ı selimimizi muhafaza ederek sabrı kuşanırsak kazanan biz olacağız.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hem eşimizin kalbini, hem yuvamızın huzurunu hem de çocuklarımızın sevgisini ve takdirini kazanacağız. Bu kazançların biri bile değmez mi, delilenene karşı velileşmemizi gerektirmez mi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Öyleyse öfkelenene karşı neden öfke?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Öfke ki yarım deliliktir... Öteki yarısını da biz gösterip deliliği tamamlamak, aklı başında olana, hele</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">de sevgisi gönlünde bulunana yaraşır mı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Böyle bir eşin arkasından ağlanır mı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hasan Harakani Hazretleri, Allah dostlarından olan büyüklerden biriydi. İlmi, irfanı ve takvasıyla, tanıyanların hayret ve hayranlık duyduğu bu güzel insan, çok huysuz ve geçimsiz bir hanımla evliydi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinin, ters ve aykırı bütün hâllerini, hep sabırla karşıladı. Asla şikâyet etmedi. Onun beddualarını duymazlıktan geldi, kendisi ona dualar etti. Eş olarak üzerine düşen görevleri hiç ihmal etmedi. Her küskünlüğü, kendisi düzeltti. Yuvasını yıkılmaktan korumak için uzun yıllar bir sabır abidesi gibi yılmadan, yorulmadan dayandı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bütün komşuları, tanıyanları, dostları, onun bu zorlu tahammülüne hayrandılar. Nihayet emr-i Hak vaki oldu ve eşi vefat etti. Hasan Harakani Hazretleri dışında herkes, bu ölüme memnun olmuştu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çünkü bu hanımın nasıl bir cadı olduğuna onlar da çok şahit olmuşlardı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sonunda, bu güzel insan, karısının eziyetlerinden, işkencelerinden kurtuldu" diyorlar ve onun adına da seviniyorlardı. Fakat Hasan Harakani çok üzgündü. Kederini hiçbir teselli gideremiyordu. Onun bu hâli, insanları şaşkına çevirdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ne hayır görmüştü ki bu huysuz hanımdan? Bu kadar kedere ve gözyaşına ne gerek vardı yani?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu düşünceler kulağına gelince dedi ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bende gördüğünüz olumlu hâller, hep bu hanım sebebiyledir. Çünkü ben, onun huysuzluklarına sabırla buldum, bulduklarımı... Şimdi onsuz geçen şu birkaç gün içinde, manen yerimde saymaya başladım, bazı hâller kaybolmaya başladı. Ben ağlamayayım da kim ağlasın."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinden Filozof Sokrat</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ünlü filozof Sokrat'ın eşi dünya cadılık tarihinin gözdelerindenmiş. Bu yüzden Sokrat'ı da hanımından filozof saymak pek yanlış sayılmasa gerek.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Beyler, kendi eşlerinin kıymetini daha çok bilsinler diye, Sokrat'ın hanımını da tanıtmak istiyorum.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir gün, hanımı, Sokrat'ı rezil edip göndermiş evinden. Sonra da hırsını alamamış olmalı ki talebelerine ders verdiği yere gelmiş, başlamış avazı çıktığı kadar bağırıp çağırmaya. Bununla da hızını alamamış ve orada duran bir kova suyu, kocasının başından aşağı boca etmiş.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sokrat, bu olup bitenlere hiç karşılık vermeden sadece tebessüm ediyormuş. Talebeleri hayret etmişler ve sormuşlar:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Efendim bunca bağırıp çağırmadan sonra bir de tepeden aşağı ıslattı sizi. Buna rağmen hiçbir karşılık vermediniz."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Sürpriz değildi," demiş Sokrat. "Eğer şimşek çakar, gök gürlerse peşinden muhakkak yağmur gelir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bizimki de esip gürledi, ıslatması normaldir."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Talebeleri, böylesine bir olumsuzluktan sonra onun ne cevap vereceğini merak edip sormuşlar:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Efendim, bize evlenmeyi tavsiye eder misiniz?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Evet," demiş Sokrat. "Siz de mutlaka evlenin. İki ihtimal var; karınız ya iyi çıkar ya da kötü. İyi çıkarsa mutlu olursunuz, kötü çıkarsa da benim gibi filozof olursunuz."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabır Timsali Hanımlar</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Seminerlerimden birinde; hanımlar eşlerinden şikâyet ediyorlardı. Bir hanımefendi, şikâyet eden hanımları dinledikten sonra hiçbirine hak vermedi ve dedi ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"10 senedir felçli ve yatalak hâlde bulunan eşime bakıyorum. Sabrediyorum, hiç şikâyet etmiyorum.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu hanımlar, nelerden dertleniyorlar, doğrusu çok şaşırdım. Lütfen, bu hanımlar, minicik dertlerini dev bilmesinler; bir damla yağmuru sel sanmasınlar."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O hanımı dinleyince sabır kahramanlarından birkaç örneği kaleme almak istedim. Çünkü aileyi, dolayısıyla toplumu ayakta tutan sevgi ve şefkat kahramanı hanımlar arasında, çok sabırlı olanlar var.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çok şükür ki hâlâ varlar. Rabb'im sayılarını çoğaltsın...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabır ve şefkat kahramanı bir hanımefendi</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Üç çocuk anası bir hanımefendi, Ahmet Şahin Hoca'mızın yanına geliyor ve "Hocam, derdim derindir,</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">bana bir yol gösterin!" diyerek yardım istiyor ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kocam, içki bağımlısı; gece yarılarına kadar meyhanede içiyor. Sonra da geliyor, kapıyı yumruklamaya başlıyor. Çocuklar duyup da huzursuz olmasınlar diye, hemen kalkıp kapıyı açıyorum.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Buyur, deyip saygıyla karşılıyorum. Bazen, gecenin o saatinde yemek istiyor. Akşamdan hazırladığım yemekle sofra kuruyorum. Bu defa beğenmiyor, bunlar beklemiş, bana yeniden yemek yap, diyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Çocuklar okula gidecekler, uyanıp da rahatsız olmasınlar diye, yine mutfağa giriyor, yeniden yemek yapmaya başlıyorum. Arkamdan geliyor, hazırladığım yemeğe bakıyor, 'Ben bunları yemem, başka yemek yok mu?' diye bağırıp çağırmaya başlıyor. Ben de 'Kazanabildiğim parayla, ancak böyle yemek yapabiliyorum; sen yardımcı olursan istediğini yaparım' deyince kıyamet kopuyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kazandığını başıma mı kakıyorsun, diyerek tencere tabak ne varsa havada uçuşuyor. Yine çocuklar duymasın diye sesimi çıkarmamaya gayret ediyorum; ama nafile! Başıma fırlatılan tencere-tava sesine çocuklar uyanıp geliyor, ortalık ana-baba günü oluyor. Bağrışmalar, ağlaşmalar, bir kıyamettir gidiyor."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hocamız soruyor: "Kocanızın işi ne? Nerede çalışıyor?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımefendi, "Ne çalışması Hocam? Geceyi meyhanede geçiren adam, gündüz çalışabilir mi?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Akşama kadar horul horul uyuyor. Akşam,tekrar arkadaşlarının yanına çıkıyor" diyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Peki, öyleyse, evin ihtiyaçlarını kim karşılıyor?" deyince Hocamız, bu şefkat kahramanı her şeyi kendisinin karşıladığını ifade ediyor:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kocamdan ümidimi kesince komşuların ev temizliğine gitmeye başladım. Kocamın durumunu bilenler, sağ olsunlar, ev işlerini bana yaptırıyorlar. Yani evin ve çocuklarımın ihtiyaçlarını ben karşılıyorum; hatta kocamın masraflarını da ben temin ediyorum."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ahmet Şahin hayretler içinde kalıyor: "Yani meyhane masraflarını da mı sen veriyorsun?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ne yazık ki öyle oluyor. Evden çıkarken para istiyor. Vermezsem ev başıma yıkılacak hâle geliyor. Çaresiz kalıp meyhane harçlığını da ben vermek zorunda kalıyorum. Benim için bunların hiçbirisi mühim değil. Ben kapıcı olarak da çalışmaya razıyım. Allah'a şükürler olsun, elim ayağım tutuyor, çalışabiliyorum; hatta onun harçlığını da verebiliyorum" diyor fedakâr kadıncağız.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hocamız da bu sefer "Öyleyse bana neyi sormak istiyorsun?" diyor ve şok edici bir cevap alıyor:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Korkarım, bu hâli onu Cehenneme götürecek. İşte buna razı olamıyorum. Kocamı Cehennemden kurtarma çaresi yok mu? Acaba, diyorum; temizlik yaparak kazandığım üç beş kuruştan artırıp da kocamın adına sadaka versem Cehennemden kurtulmasını sağlayabilir miyim? Ne de olsa bu adam benim çocuklarımın babası... Düşünsenize herkes tekme atıyor, ben de tekme atanlardan olmayayım diye düşünüyorum."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu düşünceleri dinledikten sonra hocamız, hanımlara şöyle sesleniyor:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"İşte size eli öpülecek insan ve duası alınacak yılın hanımefendisi! Gelin görün sabır nedir? Sadakat nedir? Kötü gün dostu vefalı eş nasıl olur?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ne dersiniz hanımefendiler! Sizin sabrınız, sadakatiniz, düşene tekme vurmayıp kaldırma vefanız da böyle mi? Siz de aynı sabır kahramanlığını gösteriyor, şefkatli eş örneğini veriyor musunuz?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Yoksa böyle biriyle imtihana tabi tutulmadığınız için size hâlinizden dolayı şükretmek mi kalıyor?"( Ahmet Şahin, <em>Ailem, </em>s. 14-15.)</span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hayatını eşine adayan doktor</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir konferans için gittiğim küçük bir Anadolu şehrinde, engin ve zengin bir gönül taşıyan bir doktor hanımefendi tanıdım. Yatalak hâlde bulunan emekli albay eşine, tam on beş yıldır yüksünmeden bakan bu doktor hanım diyordu ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"On beş yıldır, bütün hayatımı onun bakımına, rahatına ve huzuruna adamış durumdayım. Onun mutluluğu, benim mutluluğum oluyor. Onunla gülüyor, onunla üzülüyorum.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"İşimi sınırlı tutuyorum. Kariyerimi rölantide götürüyorum. Çünkü benim asıl işim, eşimin rahatı ve huzurudur. Yemem, içmem, uyumam, uyanmam, hep ona ayarlı... Hava-.. sı, suyu ona iyi gelecek, burada daha rahat edecek diye, bu ilçeye tayinimi istedim. Ama bu hayat tarzımdan asla şikâyetçi değilim. Beyimin başına geleni, ben de yaşayabilirdim. O durumda, onun bana nasıl davranmasını isterdim, diye düşünüyorum ve ona öyle davranıyorum."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Toplumumuzda hâlâ böyle eşler var; yani hâlâ gerçekten aşk var, muhabbet var. Demek ki kıyamet çok yakın değil!</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sabır ve sadakatin böylesi</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İrfanlıydı. İmanlıydı. Dosttu. İç dünyası zengindi. Hani şu nesli tükenmeye yüz tutmuş, nezaket timsali beyefendilerin-dendi. Kültürlüydü, yazardı. İşte bu bey rahmetli İrfan Ata-gün Ağabey idi. Kısacası adının tecellisi üstünde olan bir beyefendi idi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sadece bir ayağı aksardı. Yakınları başka aksayan yanını görmediler.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evlenmeye niyetlendiğinde, eşini de belirlemişti. Eş adayı yanı başındaydı. Çünkü yakın akrabasıydı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Her şeyi ile mükemmel bir kızdı. Ancak genç kızın yakınları, ona "Evet" de-dirmemek için çok uğraştılar;: zira görünürde haklı oldukları epey engeli vardı bu işin...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İrfan Bey, iyi, hoş adamdı; ama yaşça ondan epey büyüktü. Üstelik bir ayağı topaldı. Genç kız ise gençti, güzeldi, çok daha uygun talipleri olabilirdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ama bu hanım kızımız fazla düşünüp taşınmadan bütün ısrarlara karşı direndi ve İrfan Bey'e, "Evet" dedi. Çünkü teyzesinin oğlu, gerçekten insandı. Ahlak ve karakteriyle, kültürüyle, olgunluğuyla, örnek bir kişiydi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Genç kızın "Evet"i, mutlu bir yuvanın temeli oldu. Uzun yıllar örnek bir mutluluğu yaşadılar. İki evlatları oldu. Fakat bir gün, İrfan Bey, aniden hastalandı ve yatağa düştü. Tıbbî olarak her türlü müdahale yapıldı; ama bir çözüm olmadı. İrfan Bey, bitkisel hayata girmişti. Ne konuşabiliyor ne de tam duyabiliyordu. Bütün konuşmalara ve sorulara, ancak gözlerindeki parıltıyla karşılık verebiliyordu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımefendi, "Allah'tan ümit kesilmez" dedi ve İrfan Bey'in tedavisine devam etti. Yıllar yılları kovaladı. Vücut hareketleri tamamen sona eren hasta, sürekli serumla besleniyor ve artık yaşamıyordu sanki.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tıbbî olarak şifa beklenmeyen noktaya gelinmişti. İrfan Bey'in, hayata dönmesi imkansızlaşmıştı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Uzmanlar, yapacak bir şeyin kalmadığını çoktan söylemişlerdi. Yapılması gereken, onu hayata bağlayan fişin çekilmesiydi. Ancak eşini gerçekten seven bu hanımefendi, en yakınlarının, en güvendiği doktorların ve en candan dostlarının teklifine hiç kulak asmadı, irfan Bey'e, çok zor şartlarda, evinin bir odasında bir bebek gibi baktı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Usanmadı, yılmadı, yorulmadı. Tam tersine, onun varlığını ve zaman zaman gözlerinde beliren parıltıyı en derin bir mutluluk vesilesi saydı.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tam 20 yıl baktı sevgili eşine, sevgisini ve ilgisini hiç eksiltmeden... Asla yüksünmedi, usanmadı, şikâyet etmedi. Çünkü sevgisi gerçekti. Gerçek sevgiler, maddî şartlara bağlı olamazdı. Sağlığında nasıl seviyorsa bakıma muhtaç bir hasta olduğunda da aynı şekilde sevmekteydi. Özel yatağında sürekli sırt üstü yatan, hiç konuşamayan, duyup duymadığı belli olmayan, artık bir başka dünyanın insanı olan eşini hep sevdi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">2002 yılındaki ziyaretimiz sırasında, "Aramızdaki aşkı hiçbir sebep azaltamaz" diyordu.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">2007 yılı Haziran'ında, bu müthiş aşkın odağı İrfan Bey, Hakk'a yürüdü...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evet, aşk buydu ve böyle de yaşanabilirdi. Demek ki ekranlardan "aşk" diye yansıtılanların gerçek aşkla ilgisi yok.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sizce de bu hanımefendi madalyalık bir insan değil mi? Herhalde ona layık aşk ve sadakat madalyası henüz icat edilmedi.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi iletişiminin asıl ustası, kadındır</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evin kadınıdır, sevgi iletişiminin asıl ustası. Çünkü onun eli sadece ışığı yakmaz, Işığa sevginin nurunu da katıp gönülleri aydınlatır. Isıttığı suya, şefkatinin sıcaklığını da ekler. Üşümez eder ruhları...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Pencereleri açan bir kadın,</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Rüzgâra şifa ve teselli havası katar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Muhabbetiyle pişirir yemeği,</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Acısı bile tatlanır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi iletişimi için "üç z" prensibi</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Aile seminerlerimde yıllardır tavsiye ettiğim "Üç Z" prensibiyle çok iyi sonuçlar alınıyor. Bilhassa hanımefendilerin hassasiyet göstermesi gereken üç önemli kural... Bu kurallar, alfabemizin son harfiyle başlıyor; ama ailede sevgi iletişimini kopmazlaştıran ilk prensipler aslında:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">1-Zarafet:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımlar, daima zarif olmalıdır. Onlara kaba-sabalık, dağınıklık yaraşmaz. İç güzelliğini yansıtan bütün incelikler, zarafettedir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tabii ki erkekler de zarif olmalı; ama bu güzellik asıl kadına mahsustur ve ona daha çok yakışır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zarif bir hanımefendiyi kırabilmek için bir erkeğin çok kaba ve hiç yontulmamış olması gerekir. Yani hanımların zarif oluşu, muhataplarını da öyle olmaya mecbur eder.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Pis, pasaklı, kendini bırakmış hanımlar, bu hâllerini mazur gösterecek haklı bir sebep bulamazlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çünkü zarafet için pahalı elbiselere, zengin makyaj malzemelerine ve lüks takılara ihtiyaç yoktur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tam tersine asıl zarafet, temizlik, sadelik ve kişiliğini samimiyetle konuşturarak sağlanır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Giyimiyle, haliyle, diliyle zarif olmasını bilen bir kadın, hanımefendidir. Böyle bir kadının kocası da beyefendi olur ya da kendinde öyle olmak mecburiyetini hisseder.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ailede sevgi iletişimini kolay kuran hanımlar, zarif olmayı başaranlardır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">2- Ziyaret:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi iletişiminin sürekliliğini sağlayan önemli bir kural, ziyarettir. Bu, gezmekten öte bir güzelliktir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ziyaret, anne-ba-ba, eş-dost, konu-komşu, hısım-akraba ziyaretlerinden, hasta ziyaretine, hatta mezarlık ziyaretine kadar çeşitlilik gösterir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu ziyaretleri birlikte yapmak, eşleri birbirine yaklaştırır. Aslında her ziyaret, gönüllere giden yolları genişletir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Ama ailede sevgi iletişimini sağlayan asıl ziyaret, gönül ziyaretleridir. Eşini sürprizlerle sevindirerek onun gönlüne giden yollara düşenler... Gönül yolunun düzü, yokuşu, patikası, şosesi asfaltı, yani bütünü mutluluk verir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Kalpten kalbe yol vardır" denilir; ama kaç eş, bu yolun yolcusu olmayı iş edinir?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yapı ve yaratılışları gereği hanımlar, bu yollan daha çok bilir, sezer ve yolcusu olmayı da severler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinin gönlüne giden yolları ziyaret ederek donanan gönüller; eşine daha fazla bağlanır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">3- Ziyafet:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kendim ve hemcinslerim adına söylemek biraz zor olsa da gerçekler gizlenmemelidir diye düşünüyorum. Bu yüzden de gayet açık yazıyorum:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer. Aç bir adamla, sevgi iletişimi kurmak çok zordur. İşte bu sebeple hanımlar, ziyafet konusuna çok Önem vermelidirler.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşinin alışkanlıklarına uygun zamanda, severek yiyeceği bir yemeği önüne koymayı asla unutmamalı ve mutfak marifetlerini konuşturmaklar, zira mutfağın dili, sevgi iletişimini kurmakta çok işe yarar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu konuya önem vermeyen hanımlar, çok önemli bir sevgi iletişimini göz göre göre kaçırmış olurlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bazı hanımlar, seminerler sırasında, bu ısrarımıza itiraz ediyor ve diyorlar ki:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hocam, erkekler seveceği yemeği bulamazlarsa kızacak kadar maddeci ve mideci midirler?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Atalarımız, aç ayı oynamaz, demişler. Erkekler de onlar gibi mi?"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tabii ki bu itirazlardaki haksızlık daha fazladır. Elbette ki aile muhabbeti sevgiye endeksli olmamalıdır. Ancak şunu da kesin olarak bilmeliyiz ki bir hanımefendinin mutfak marifetleri ve o husustaki dakikliği sevgi iletişimini çok güçlendirir. Bu hususta başarılı olan hanımefendiler, kalpten kalbe giden yollan en geniş hâle getirmiş olurlar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu hususa itiraz eden hanımlara verdiğim misallerden birini, burada da arz edeceğim:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Erkek işe gidiyor, çalışıyor; akşam üzeri mesaisi bitiyor eve gelmek için trafikle boğuşuyor. Yoldayken bütün düşüncesi, bir an önce bu trafik hengâmesinden kurtulup kapağı eve atmak. Bir sükûnet ve sevgi ortamında, gün boyu olup bitenleri unutup rahatlamak; yani evde güler bir yüz ve hazır bir sofra bulmak hayali içinde. Bu beklenti içinde evinin kapısını çalıyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir de hanımın dünyasına bakalım. Bu esnada hanım da başka bir beklenti içinde, tabii. Eşinin gelişine çok seviniyor; çünkü akşama kadar içinde biriktirdiklerini, bir an önce eşine anlatıp rahatlamak, o gün gelen faturaların sorumluluğundan kurtulmak, çoluk çocuktan, komşulardan yansıyanları paylaşmak vs. gibi anlatacak çok önemli konuları var.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Adam, daha selam verip ayakkabılarını çözmeden, kadın günün bütün birikintilerini makineli tüfek gibi noktasız, virgülsüz peş peşe sıralamaya başlıyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Zaten bütün gün yorulmuş, dopdolu ve patlamaya hazır bir bomba gibi eve gelmiş olan adam, daha ilk cümlelerde, "Bırak şimdi bunları! Zaten canım burnumda!" diye tepki veriyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu önemli tepkinin arkasındaki volkanı fark etmeyen hanımı söylenmeye devam ediyor.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Ben sana kendi derdimi mi anlatıyorum. Bunlar evin işi, senin işin. Bu faturayı ödemek de senin vazifen. Elektriğin hepsini ben mi yaktım? Suyu bütünüyle ben mi içtim ki bırak bunları diyorsun!"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eğer şikâyet çocuktan ise adam, "Çocuğuna da..." diye patlayacaktır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kadın, anlayışsızlığını devam ettirir de bu patlamaya öfkeyle karşılık verirse günlerce sürecek bir kızgınlık, kırgınlık; hatta küskünlük başlayacak demektir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Peki, bu işin doğrusu nedir?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Akıllı ve anlayışlı bir hanım, kocasını hoş karşılar. Zarafetiyle, güler yüzüyle, sevgi dolu gönlüyle eşini karşılar; selamını alır. Gözlerine bakıp gönlünü görmeye çalışır. Ayakkabısının bağcığını çözmekten hiç alınmaz. Eş sevgisini olanca samimiyetiyle gösterir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Adam üst baş değiştirip, belki bir duş alıp iş hayatının ve dışarının havasından çıkar. Koltuğuna oturup ayaklarını uzatır ve evde olmanın huzuruna erer.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu gönül ziyafetini, sofra ziyafeti takip eder. Sofra temiz, özenli, düzenli, zevkli ise yani mütevazı bir şölen havasında ise erkeğin mutluluğuna diyecek yoktur, hatta bu ortamda yemeğin tadında, tuzunda veya biberindeki eksiklik veya fazlalık fark bile edilmez. Edilse bile muhtemelen adam hoş görme nezaketinde bulunur, ses çıkarmaz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yemekten sonra kocasının alışkanlığı üzere, çayını, kahvesini verir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu sırada, hâl hatır sorulur, sohbet ortamı yakalanır. İşte o sırada, kocanıza sizin ve evinizin dertlerini rahatlıkla açabilirsiniz. O zaman karşınızda iyi bir paylaşımcı, bir dert ortağı görür, çözüm üreten birini bulursunuz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Elinizdeki faturaları koyduğunuz zaman önüne, alacağınız cevap, "Canın sağ olsun, öderiz!" cümlesi olacaktır. Hele de hanımefendi sevgi üslubu ile konuşuyorsa hiçbir maddî isteği kocası tarafından reddedilmeyecektir. Yeter ki istekleriniz mantıklı, ölçülü ve gerekli olsun...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hanımların, kocalarına sevgi üslubu kullanmaları da ayrı ve bambaşka manevî bir ziyafettir. Mesela biraz yüklüce gelmiş bir faturayı önüne koyarken "Aslansın, kaplansın" deseniz yahut "Hayatım, yuvamın direği" diye söze başlayıp sonra da "Biraz fazlaca geldi, kusurumuza bakma, bir dahaki sefere daha dikkatli oluruz inşallah" deseniz...</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu tarz üsluplar, eşinizle aranızda tartışma, tatsızlık, kavga çıkar mı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İçine sevgi ve şefkat katıldığında, bazen bir dürüm, bir kap çorba, bir tas ayran ziyafettir. Sevgisiz hazırlanmış nice bol çeşitli sofradan ise sadece kavga, gürültü çıktığı çok görülmüştür.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yemeğinize daima bir ölçek de sevgi katınız!</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">1970'li yılların ortalarında, bir günlük gazetede, "Leyla Kafkas" adıyla hanımlara mahsus bir köşe hazırlıyordum. Orada, kocalarının yemek konusundaki huysuzluklarından şikâyet edenlere, bir tavsiyem olmuştu. Bu tavsiye çok beğenilmişti, takdir edildi ve uygulayan herkesi de çok mutlu etti.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O yıllardan itibaren de birçok yemek kitabının ön sözünde yer aldı; hatta bazı yemek kitaplarının adına da ilham kaynağı oldu. Hanımlara yaptığımız bu tavsiyenin özü şu idi:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Hazırladığınız yemek ne olursa olsun, acı, tatlı, ekşi fark etmez, içine mutlaka bir ölçek de sevgi katın.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yemeğinizi sevgiyle pişirin, isteyerek zevkle, içinizden gelerek yapın. Sevgiyle pişirdiğiniz yemek, sevgi vesilesi olur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgisiz ve isteksiz pişirdiğiniz ise hem sizi daha fazla yorar hem de kalbe giden yolu açmaya yaramaz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">'Yemeğin mükemmel olması için sen de onunla birlikte pişeceksin..." Ninelerimiz, hep böyle derlerdi genç hanımlara.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Pişirdiğiniz yemeğin lezzeti, yüzünüze yansıyorsa o lezzet, muhabbetle en az ikiye katlanacaktır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevdiğiniz kişiyi sadece maddeten değil, manen de doyurmak istiyorsanız hazırladığınız yemeğe bir ölçek de sevgi katınız ve yemekle birlikte siz de pişiniz. Böylece, yemeğe sadece maddî malzeme katmış olmayacak, aynı zamanda manevî gıdalarla da zenginleştirmiş ve takviye etmiş olacaksınız.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yemekle birlikte pişmeyi öğrenmiş beyler de vardır. Mesela onlardan biri de değerli dostum Necat</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Gonca Beyefen-di'dir. Onun elinden yediğiniz acı olan çiğ köfte bile tadıdır. Çünkü malzemeyi eliyle değil, gönlüyle yoğurur, maddî enerjisine muhabbetini de katar, lezzeti ikiye katlar. Acı çiğ köfte böylece tatlılaşır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bir aile seminerinde, "Turşu kuruyorsanız bile içine bir ölçek de sevgi katın, tadını ikiye katlayın" demiştim.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Soru faslında bir hanım, bu tavsiyeme itiraz etti:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hocam, hanımlar yemek yapmayı iyi öğrenir de suyunu, yağını, tuzunu, biberini tam ayarlarlarsa sevgi falan katmaya gerek kalmaz!"</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevginin sırrından habersiz olan bu hanıma, ben cevap vermeden, başka bir hanımefendi elini kaldırdı ve ona şu ilginç uygulamasını anlattı:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Hocam, ben bu hanıma hiç katılmıyorum. Çünkü sizin tavsiyenizin ne kadar doğru olduğunu, ben kendi tecrübelerimle defalarca görmüşümdür.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bazen, eşim beni kırar; aramız biraz açılır; ama ne olursa olsun, akşam yemeğini hazırlamam gerekir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">İçim kırık, buruk ve hüzünlü olduğu için isteksiz çalışırım. Yemek yaparken de bu kırgınlığı dışa vurur, kendi kendime söylenirim:</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">'Beni gereksiz yere kırıp gittin. Sen bu kabalığını belki de çoktan unuttun; ama benim kalbim hâlâ yaralı. Akşam da gelip hiçbir şey olmamış gibi davranır, yaptığım yemeğe yumulursun. Zehir zıkkım olsun!'</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Eşim akşam gelir, ya en iyi yaptığım yemekte bile mutlaka bir kusur bulur, beğenmez ya da bir karış suratla, mutsuz tavırlarla sert ve sinirli durur, bir teşekkür bile etmez.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Bazen de eşim beni çok mutlu ederek çıkar evden. Tabii o gün de akşam yemeği yaparım; ama o yemeğe gerçekten sevgimi katarım, gönlümü eklerim. Güle oynaya, şarkılar, ilahiler söyleye söyleye neşeyle hazırlarım.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">O yemek, eksiği de olsa bir mutluluk yemeği olur. Kocam ne tuzunu fark eder ne de yağını, biberini.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Eline sağlık, der; teşekkür eder. Yani içine sevgi kattığım ve isteyerek yaptığım yemek, mutlu bir gecenin başlangıcı olur..."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Evet, netice itibariyle şunu bir daha ve ısrarla söylemek isterim ki sevgi her şeyi olduğu gibi yemekleri de tatlandırır. Siz de pişirdiğiniz her ne ise bir ölçek de sevginizden katın, lezzetini çoğaltın.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Beyefendiler de bu güzellikten nasiplenebilirler. Bunun için müsait zamanlarda mutfağa girip marifetlerini gösterebilirler; pişirdiklerine sevgilerini katmayı unutmamak şartıyla."</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevilmek, sevildiğini hissetmek güzeldir; ancak bu güzelliğin devamı için sevmek ve sevdiğini hissettirmek gerekir. Sevgiyi hissettirmenin en önemli yollarından biri de mutfaktan geçer. Bu yüzden eşler, bazen mutfağı da paylaşmalılar.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yine hiç unutmayalım ki eşler arasındaki sevgi iletişimi ne kadar güçlü ise birlikte vakit geçirdikleri mekânlar ve zamanlar çoğalır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yemek konusunda hep hanımlara iş düşmemeli tabii. Mesela bazen olur ki eve gelen bey, sofrayı hazır bulmayabilir. O zaman beyler nasıl davranmalı, ne yapmalı?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Kahvaltı gecikmişse, akşam yemeği olması gereken zamana yetişmemişse hatta herhangi bir sebepten dolayı hiç hazırlanamamışsa eşler birbirlerine ne demeli, nasıl davranmalılar?</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Elbette böyle istisnaî durumlarda, onlara düşen görev, durumu anlayışla karşılamaktır. Bu anlayışlı tavır, seven eşi, sa-kin olmaya ve durumu anlamaya yöneltir. Kırmadan, kızmadan, aşağılamada ne olduğunu kavramaya çalışır. Gecikme süresini kısaltmak için eşine yardım eder.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">"Yetiştiremedim" diye üzülen eşini teselli eder, "Canın sağ olsun hanım; Allah başka keder vermesin. Bu bir şey değil" demesini bilir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Tabii ki hanımlar da bu tür aksamaları alışkanlık hâline getirmemeli, gösterilen anlayışı istismar etmemelidir.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşlerin her ikisi de çalışıyorsa "Hayat müşterektir" düsturu, mutfağa da yansımalıdır. Mademki hanım da çalışıp evin geçimine maddî katkıda bulunuyor, o zaman bunun karşılığı olarak bey de mutfak faaliyetlerine eşit olarak katılmak durumundadır.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Bu hususta, netice olarak şunu söylemek isterim:</span></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Eşler arasında gerçekten hakikî bir sevgi varsa yemekten, tuzdan, yağdan, biberden kavga çıkmaz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Yemek, içmek yüzünden yahut tuz, biber, yağ meselesinden kavga eden eşler, gönül âlemlerini hemen gözden geçirmeliler. Orada sevgi azalması olmasa bunlar olmaz.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Çözüm, sevgiyi yeniden keşfetmek ve bereketlendirmektedir. Sevgi tam ve mükemmel olarak gelince eksikler, noksanlar, hatalar görünmez olur.</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Sevgi önem kazanınca ve öne çıkınca siyah, beyaz olur, bakır altınlaşır, gecekondu saraylaşır.</span></span></span></p><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8b0000">Vehpi VAKKASOĞLU...</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="topraktoprak, post: 223433, member: 11795"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred][B][IMG]http://www.hanimlar.com/show_image.php?filename=images/icerik/2977.jpg&width=250&height=250[/IMG] [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Biraz uzun bi yazı ama çok istifade edileceğine inanıyorum[/COLOR][/SIZE][/FONT][/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Comic Sans MS][COLOR=darkred][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]sonuna kadar sabırla okumanızı tavsiye ederim..[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/COLOR][/FONT][/SIZE] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]1- Sevgi ve saygı:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi, Bir kalbin diğerine sımsıkı ve sıcacık bağlanmasıdır. Şimdi gençler, "Sevemedim" demiyorlar; "Elektrik alamadım" diyorlar. "Gönlüm ısınmadı" yerine "Frekanslarımız tutmadı" gibi cümleler kullanıyorlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinize karşı içinizde ciddi ve samimi bir sevgi varsa geçinmeniz, anlaşmanız, uyuşmanız kolay demektir. Çünkü seven, eksik görmez. Gördüğü eksiği, hatayı çabuk affeder.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi, gönülleri bağlamaya yeter. Ancak unutmamak gerekir ki her sevgide, saygı vardır; her saygıda da sevgi olduğu gibi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi, evliliğin olmazsa olmaz şartıdır. Ne var ki sevgi yoğunluğu eşleri laubalileştirmemeli, yüz göz etmemeli, laçkalaştırmamalı. Gerçek sevgi, saygısız olmaz ve daima, en derin sevgilerde bile bir saygı mesafesi bulunmalıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ünlü bir psikolog olan Dr. W. Stekel, bu hususta şöyle der:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Evliliğin birinci kanunu, eşinin şahsiyetine saygı göstermektir Onun zaaflarına, onun büyüklüklerine, onun dinine, [I]san[/I]at temayülüne, onun hayata, harekete, işe ve oyuna olan,ihtiyaçlarına karşı saygı göstermek..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu saygı, sevgiden bağımsız ve ayrı bir şey değildir; tam aksine, gerçekten var olan sevginin çok güzel bir yansımasıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Efendi'mizin (a.s.m.) hayatında bu asil tavrın çok güzel örnekleri vardır:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Mesela Hz. Aişe'nin, komşusu olan arkadaşlarıyla birlikte, oyuncak bebeklerle oynamasını tasvip eder. Efendimiz, bu konuda kızmadığı gibi Aişe annemize şakalar yapar da yapar, eşini hoş görür.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bir defasında, Efendi'miz (a.s.m.), Hz. Aişe'nin elinde bir oyuncak görür. Ne olduğunu sorar. O da kanatları olan bu oyuncağın at olduğunu söyler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Efendi'miz, 'Atın kanadı olur mu?' diye sorunca da şu ilginç cevabı verir:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Sen Hz. Süleyman'ın atını duymadın mı?'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bu cevap, Güzeller Güzeli'ni çok güldürür."(İbrahim Canan r.; [I]Aile İçi Eğitim; [/I]s. 207-209.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Efendi'miz, Hz. Aişe'ye, 'Asla sen artık evli bir hanımsın, bırak bunları!' dememiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bazen Hz. Aişe annemizle koşu yarışması yapar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bazı bayramlarda, ona Habeşîlerin oyunlarını seyrettirir[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hem de "Artık yeter" deyinceye kadar, bu temaşaya müsaade eder.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Akşamları, hanımlarına neşeli ve ibretli kıssalar anlatır, Güzeller Güzeli, eşlerine hem şaka yapar hem de onların şakalaşmalarına müsaade eder, bu hususta onları teşvik eder:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bir gün, Hz. Aişe, Efendi'miz için bulamaç pişirir. Yanlarında Şevde validemiz de bulunmaktadır. Hz. Aişe, Sevde'ye 'Buyur, sen de ye' der. O yemekten çekinir. Bunun üzerine' 'Yemezsen yüzüne bulayacağım' diye onu tehdit eder. Buna rağmen Hz. Sevde, yememekte ısrar edince bulamaçtan alıp Sevde'nin yüzüne sıvar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ortaya çıkan manzaraya Hz. Peygamber (a.s.m.) güler ve elini Sevde'ye koyarak 'Ne duruyorsun, sen de onun yüzüne sür' der. Sevde annemiz de Hz. Aişe'nin yüzüne sürer. Resulullah, ona da güler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Güzeller Güzeli, Hz. Aişe annemize iltifatın en anlamlılarını yapardı. Mesela su içtiği kaptan, su içer; ama o sırada ağzını, eşinin ağzının değdiği yere koyardı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yine Hz. Aişe annemizin anlattığına göre ısırarak yediği etli kemiği Efendi'mize uzattığında, o da aynı yerden, eşinin yediği kısımdan yerdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hz. Aişe'ye, 'Bir hanım hayızlı iken kocası ile birlikte yemek yer mi?' diye soruldu. Hz. Aişe, bu soruyu kendi hayatından örnek vererek cevapladı:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Evet, dedi. 'Benim kanamam varken Resulullah (a.s.m.) beni çağırırdı, ben de onunla birlikte yerdim. Bu .sırada etli kemiği alır, bana uzatır, önce benim başlamam için bana yemiin verirdi. Ben de onu alır ve bir miktar dişler, sonra Resulullah'a uzatırdım. O da ağzını, kemikte tam benim ağzımı koyduğum yere koyarak yemeye başlardı.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'İçecek bir şey istediği olur, getirince ondan önce benim içmem için bana yemin verirdi. Bunun üzerine, ben de kabı alır, bir miktar içer, sonra bırakırdım. Bu sefer onu Efendi'miz (a.s.m.) alır, kabın tam benim ağzımı koyduğum yerine ağzını koyarak içerdi.' "(A.g.e., s- 222-223)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Efendi'mizin bu ve benzeri davranışlarından anlıyoruz ki eşe [I]sevgi [/I]göstermenin bin bir türlü yolu vardır. Herkes, kendisine ve eşine göre, onu mutlu edecek birçok yol bulabilir... Eşine sevgi göstermenin tek ve belli çeşidi yoktur. Bu yöntemlerin bazıları, size anlamsız, gülünç ve basit gelebilir. Eşinizin hoşuna gidiyorsa siz de o tarzı sevmediyseniz bile hoş görünüz. Eşinin sevdiği tarzda sevgi göstermek için tabii ki onu tanımak ve anlamak lazım.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ayrıca sevgi gösterirken saygıyı da elden bırakmayanlar, eşinin en çok beğendiği ve arzuladığı tarzlarda gösterir muhabbetini.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Anlamak ve sevmek, birbirine en yakın iki kelimedir. Anlaşılmak da sevilmeyi kolaylaştırır. Bunun için sohbet ve diyalog gerek. Seven, düşüncesizce kıramaz ve tekrar barışacak şekilde davranır. Seven, anlaşma kapısını sımsıkı kapatmaz; aralık bırakır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Fırtına, kırar döker; ama daima, sükûnetle neticelenir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Şiddetli bir atışmadan sonra evdeki barış havası ne kadar tatlıdır!Eğer karı-koca arasında aşılmaz bir uçurum açan kötü sözler söylenmemişse kendiliğinden bir yumuşak hava eser. Her şey bizim anlayışımıza bağlıdır. Anlamak ve sevmek, birbirine ne kadar yakındır. Fransızlar, "Anlaşılmak, sevilmektir" demekte haksız değillerdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevmek, anlamaktır; zira seven, sevdiğinin hâli ile hallenir. Sevginin gerçekliğini ve sürekliliğini koruyabilmek kolay değildir. Bu iş, kesintisiz bir emek ve çabayla sağlanır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Şunu da unutmamak lazım ki sevgi, gücünü kaynağından almalı, Sahibine, Yaratıcısına bağlanmalıdır. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Böylece sevgiye maneviyat, ruh ve kutsallık katılır, yücelik kazandırılır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]2- Sabır:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sabır imanın yarısıdır" buyurur Efendi'miz. Gerçekten sabır, dertlerin devası, zorlukların çaresi, kurtuluşun anahtarıdır. "Sabırla koruk helva olur" demiş atalarımız.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hele de öfkenin, kızgınlığın, hiddetin ilk anında sabrı kuşanmak çok önemlidir. Böyle olursa sabır musibete, belaya, derde karşı koruyucumuz, kalkanımız olacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Zor ve dar anlarımızda sabır ilticagâhımız olacak, bizi sakinleştirecek ve yanlışlardan koruyacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabırsızlar, hep pişman olmuşlardır. Sabrı az olanın, keşke, demesi çok olur; çünkü öfkeyle kalkan zararla oturur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Birçok insan, hiddetini sabırla söndüremediği için aile yapısında onulmaz yaralar açmış, hatta bu kutsal kurumu bütünüyle tahrip edip yıkmıştır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabır, kişinin olgunluğunu gösteren en önemli özelliktir. Bu hususta daralanların, peygamberlerin hayatlarını, özellikle de Efendi'mizin yaşadıklarını düşünmeleri gerekir. Onların karşılaştığı olumsuzluklar karşısında bizimkilerin minnacık kaldığını göreceklerdir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabır, aile hayatının temel ihtiyacıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]İki ayrı ve bambaşka insanı bir arada mutlu etmek için sabır gerekir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kısaca seven, sabreder.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hem sevdiğini söyleyen hem de eşinin bazı hâllerine sabretmeyen, çelişkili davranmıyor mu sizce?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinden gelen huysuzluğa sabır konusunda da Efendi'miz eşsiz bir örnektir. Onun eşleri de kıskançlık gösterdiler, tatsızlık çıkardılar, dik kafalılık ettiler, karşı geldiler, isyankâr hâllere girdiler, daha da ileri gidip küstüler ve konuşmadılar...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ancak bütün bu olumsuzlukları büyük bir sabır ve olgunlukla karşıladı Efendi'miz... En fazla konuşmayı kesti; ama asla kırıcı, rencide edici, suçlayıcı bir tavra hiç girmedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Efendi'miz (a.s.m.), Hz. Aişe'nin yanında bulunuyordu. O sırada, diğer bir hanımı ona bir tabak yemek göndermişti. Hz. Aişe, onun eline vurarak tabağın yere düşüp iki parçaya ayrılmasına sebep oldu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Güzeller Güzeli, Hz. Aişe'ye ne fiili ne de sözlü olarak hiçbir olumsuz tavır göstermedi. Sadece eğilip yere düşen iki parçayı aldı ve eliyle birleştirdi. Dökülen yemeği de topladıktan, sonra orada bulunanlara, "Annenize kıskançlık geldi, haydi buyurun, yiyin" dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinin gösterdiği bu şiddetli kıskançlığı çok tabiî ve sıradan bir hâl olarak değerlendirdi. En ufak bir kızgınlık ve kırgınlık alameti göstermedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Efendiler Efendisi'nin bu hâli bize açıkça gösteriyor ki sevgisinde saygı, saygısında sevgi olan, eşinin huysuzluğunu da hoş görür ve sabırla karşılar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu hâlleri kadın psikolojisinin tabii bir tezahürü olarak görüp sabretti; âdeta gülüp geçti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sahabe de hanımlarıyla tartışıyordu. Bir gün Hz. Ömer, hanımıyla tartıştı ve Hz. Peygamber'in yanına gelip şöyle yakındı:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Ey Allah'ın Resul'ü, bizi bilirsin; biz Kureyşliler, kadınlara hâkim kimselerdik; sonra Medine'ye geldik. Burada kadınların erkeklere hâkim olduklarını gördük. Bizim kadınlar da onlardan huy kaptı.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Bir gün hanımıma öfkelenmiştim, bana mırıldanıp karşılık vermez mi! Bunu doğru bulmayıp azarladım. Bu sefer, beni niye azarlıyorsun, vallahi Resulullah'ın hanımları bile ona karşılık veriyorlar, mırıldanıyorlar. Hem onlar icabında küsüp gün boyu, geceye kadar Resulullah'ı terk ediyorlar, dedi.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Hafsa'ya (Hz. Ömer'in kızı, Efendi'mizin eşi) sende mi Resulullah'a karşılık veriyor, mırıldanıyorsun, dedim.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Evet, hiçbirimiz, o gün geceye kadar yanına uğramayız, dedi.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Sizden kim böyle yaparsa büyük zarar eder, hüsrana uğrar. Hanginiz, Resul'ün öfkesi sebebiyle, Allah'ın gazabına uğramayacağından emin bulunuyor? Alimallah, bir anda helak olursunuz, dedim.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Ben böyle deyince Resulullah (a.s.m.) tebessüm ettiler.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]" 'Hafsa'ya dedim ki sakın Resulullah'a karşılık verip mırıldanma ve ondan bir kısım isteklerde bulunma. Bir şey gerekirse bana söyle. Sakın bazı arkadaşlarının Resulullah'a senden daha sevgili ve daha gönül alıcı olması seni aldatıp yanlış davranışa sevk etmesin!'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hz. Ömer, Resulullah'ın (a.s.m.) burada da tebessüm ettiğini belirtir."(A.g.e., s. 215-217.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Güzeller Güzeli'nin eşlerine gösterdiği sabır, bütün evli erkeklere eşsiz bir örnek olduğu gibi Hz. Ömer'in tavrı da iyi bir kayınpeder örneğidir. Kızını sükûnete, uyumlu olmaya ve daha uygun davranmaya çağırması, takdire değer bir durumdur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Efendi'mizin sabır abidesi olduğunu gösteren başka bir olay da şöyledir:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bir gün Ebu Bekir (r.a.), Hz. Peygamber'in kapısını çalmıştı. İçeride Hz. Aişe'nin sesini yükselttiğini işitti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Odaya girer girmez, tokatlamak üzere Aişe'yi yakaladı. Resulullah, araya girerek mâni olmaya gayret etti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ebu Bekir, öfkeli bir hâlde dışarıya çıktı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bunun üzerine, Resulullah, (a.s.m.) Hz. Aişe'ye, 'Gördün ya, seni babanın elinden kurtardım' dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Birkaç gün sonra tekrar gelen Hz. Ebu Bekir, onları barış içinde görünce 'Beni kavganıza dâhil ettiğiniz gibi barışınıza da dâhil edin' dedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Resulullah da 'Ettik, ettik!" diye cevapladı."( A.g.e., s. 217-218.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Böylece Hz. Ebu Bekir de Hz. Ömer gibi iyi bir kayınpeder olduğunu göstermiş oldu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi ve sabırda öncelik[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yıllar önce [I]sevgi [/I]konulu verdiğim bir seminerde bir buçuk saat konuşmuştum. Bu konuşmanın ardından beni dinleyenler arasından bir ses:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hocam, sürekli sevgi dediniz, sevgisiz olmaz, dediniz. Ben bu düşüncenize hiç katılmıyorum. Sevgi nedir ki" dedi ve devam etti:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ben bu yaşıma kadar ne sevdim ne de sevildim. Bununla beraber, iyi kötü yaşayıp gidiyoruz. Karnımız tok, sırtımız pek..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ben bu sözlere çok şaşırmıştım. Sözlerin sahibi olan Gömlekçi lakaplı Mahmut Bey'di. Kırk yasini aşmış bu kardeşimi incelemeye aldım. Çünkü o güne kadar, "Sevgi ne ki? Sevgisiz de olur!" diyen birine rastlamamıştım.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Telefonunu ve adresini aldım. İlk fırsatta da ziyaretine gittim. Mahmutpaşa'da gömlekçi Mahmut ne sevmiş ne de sevilmiş... Peki, nasıl yaşıyor, nasıl mutlu oluyor? Eşiyle, çocuklarıyla arası nasıl? Böylesine sevgisiz bir adam, nasıl esnaflık yapıyor, müşterilerine nasıl gömlek satabiliyor?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kafamda uçuşan bu sorularla, gömlekçi Mahmut Bey'e ulaştım. Beni çok kibar ve sevecen bir tavırla karşıladı. Hemen içimde şu soru uyandı:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bu nasıl sevgisiz adam ki beni böylesine kibar, efendice, sevecen karşılıyor?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hoşbeşten sonra bana çay da ısmarladı. O sırada bir müşteri geldi. Ben hem çayımı yudumluyor hem de Mahmut'un bu müşterisine nasıl davranacağını dikkatle ve tabii büyük bir merakla takip ediyordum.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Beklediğimin tam tersine, Mahmut müşterisine çok kibar, çok yumuşak davranıyordu. Müşteri, kelimenin tam anlamıyla huysuzluk ediyordu. Yarım saate yakın, o marka, bu marka, renk, desen, ebat, o kadar çok gömleğe baktı ki uzun tezgâhın üstü, kutularla doldu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Müşterinin her yeni talebi beni korkutuyordu; çünkü sevgiye inanmayan Mahmut Efendi birden parlayabilirdi. Hele de onca yorgunluktan sonra müşteri, keyifsiz bir yüz ifadesiyle "Cık, bunlar olmaz, hiçbiri aradığım gibi değil!" deyince ben de muhtemel bir kavgayı önlemek üzere hemen ayağa kalktım.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ama o an yanıldığımı anladım. Gördüklerime ve duyduklarıma inanamıyordum. Çünkü bizim sevgiye inanmayan Mahmut Bey, bu huysuz müşteriye etmediği iltifatı bırakmadı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Çok memnun oldum efendim, yine beklerim; haftaya yenli çeşitlerimiz gelecek" diyor, adamı kapıya kadar sempatik tavırlarla uğurluyordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Benim bile sabrım taşmışken gömlekçi Mahmut'un sabrına hayran kalmıştım. Tezgâhın üzeri birbiri üstüne rasgele yıkılmış gömleklerle, kutularla karmakarışık olmuştu; ama bundan âdeta memnun görünüyordu. Üstelik bu kadar yorgunluğa sebep olan adama iltifatlar etti, teşekkürde bulundu v[I]e [/I]haftaya tekrar çağırdı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O gömlekleri tek tek kutularına yerleştirirken ben dedim ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Mahmut Bey, bir daha, 'ben sevgi nedir?' bilmem deme!"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ne sevdim ne sevildim cümlesini de ağzına alma. Yahu sen ne kadar sabırlı bir insansın. Seven sabreder. Bu huysuz müşteriye ne kadar sabrettin. Durduk yere benim sabrım taştı, maşallah sen dayandın.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Adamı çok güzel karşıladın, sevecen ve dost tavırlarla da uğurladın. Bu mu sevgisizlik, bu mu sevmemek? Eminim, bu hâlinle o zat da seni sevmiştir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Eğer sen bu sabrı ve sevgiyi evde eşine gösteriyorsan kadın melek olur. Çocuklarına böyle ilgi göstersen onların yürekleri hiç kopmaz yüreğinden. Eviniz, sevgi cennetine döner..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ama Hocam, evdekiler müşteri mi? Dükkânda ister istemez böyle davranıyoruz. Çünkü bu bizim işimiz, ekmek teknesi başka türlü ayakta kalamaz."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Çok güzel söyledin. Sadece bir gömlek satıp üç kuruş kazanmak için böyle davranmaya kendini mecbur hissediyorsun. Tamamen doğru. Yüzü gülmeyen adamdan ben de alış veriş yapmak istemem. Bu yüzden, gülmesini bilmeyen bakkal dükkânı açmasın, derler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Evde de ailen var, eşin ve çocukların. Onların da ayakta kalması lazım. Bu da sevgiyle ve sabırla mümkündür. Sen şimdi burada esnaflığın gereği olarak müşteriye gösterdiğin bu tavrı, evde eşine ve çocuklarına göstermezsen olur mu?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sana göre, müşteri mi daha önemli, eşin ve çocukların mı?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Tabii ki eşim ve çocuklarım daha önemli. Kazancımız da onlar için değil mi?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Peki, öyleyse daha çok önemsediğin ailene, müşterine gösterdiğin ilgiyi, sevgiyi ve sabrı göstermiyorsun? Bunda bir yanlışlık yok mu sence?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sen ki evinde sevgi olmadığını söylüyorsun. Neden burada müşterine gösterdiklerini, evde daha yoğun ve daha samimi olarak ailene göstermeyesin?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Üstelik evde göstereceğin sevginin, ilginin, sabrın sana kazandıracakları, müşterinin kazandıracaklarıyla kıyaslanamayacak kadar çok ve değerlidir."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hocam, aslında çok haklı konuşuyorsunuz."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Madem haklıyım, bu haklılığımı eyleme dökerek uygulamaya koyup göstermeni bekleyeceğim senden..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hocam, bu iş evde biraz zor olur."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Haklısın, başlangıçta biraz zor olur; ama kısa bir süre içinde hem kolaylaşır hem de ektiğin sevgi tohumlarının nasıl ortamı mutluluğun rengine boyadığını görürsün ve artık bu mutluluk vesilesinden asla ayrı kalamaz, hiç başka türlü davranamazsın..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Yani denemeye değer diyorsunuz..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hem de nasıl![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ancak ben, 'Hayırlı işlerde acele ediniz' diyen Efendi'mize uymanı istiyorum."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Anlıyorum hocam, inşallah hemen bu akşam, eve, sizin tabirinizle, sadece gövdemle değil, gönlümle de gideceğim..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]'Ve o evden sevgi dolu bir gönülle çıkacaksın.. Verdiğinden daha fazlasını aldığın gönül dolusu sevgiyle işine geleceksin. Böylece müşterilerini de daha çok mutlu edeceksin.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Evde eşini ve çocuklarını mutlu eden, iş yerinde de mesai arkadaşlarını ve müşterilerini sevindirir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O gün bu gün, gömlekçi Mahmut, hem evinde hem de dükkânında çok mutlu ve çok başarılıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşini mutlu edemeyen, müşterisini mutlu etmekle mutlu olamaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Dışarıda ve iş yerinde kibar ve beyefendi olan, evde kaba, kırıcı ve sabırsız olmamalıdır. Asıl kibarlığını, sabrını, sevgisini, ilgisini ailesine göstermelidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Evde kaba, dışarıda kibar olan, olgun bir insan sayılamaz. Güzeller Güzeli şöyle buyurmuştur:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sizin en hayırlınız, eşine ve çocuklarına hayırlı olanınızdır. Ben eşime ve çocuklarıma en hayırlınızım."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hepimizin görevi, en hayırlı olana benzemek değil midir?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Öyleyse eşimize ve çocuklarımıza hayrımızı, faydamızı, iyiliğimizi her gün biraz daha artırmak, en temel görevimiz olmalıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu konu üzerinde fazlaca durmamın sebebi, yıllardır aldığım yoğun şikâyetlerdir. Hanımlar beylerinden, çocuklar da babalarından yakınarak derler ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Dışarıda çok ince nazik, sevecen, eve girince tam tersine kaba, katı; hatta kırmaktan zevk alan bir canavar..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Böyle bir tavrın, sizce haklı, gerekli ve geçerli bir sebebi olabilir mi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]3- Sadakat:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi, saygı ve sabır, netice itibariyle insanı sadık yapar. Sadakat, bağlılık demektir. Sadık olan, sadece maddesiyle değil, manasıyla da bağlanır eşine. Gönlü ve ruhuyla da kopmaz bir ilişki kurar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sadakatin olmadığı yerde ihanet ve aldatma vardır. Aldatmanın her çeşidi gibi eşini aldatmak da önce aldatana zarar verir. Çünkü aldatan önce kendisini aldatmıştır. Bu hâl sebebiyle iç dünyasında meydana gelen yıkıntıyı tamir etmek oldukça zordur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Geniş bir açıdan da baktığımızda evlilikteki aldatma eylemi en az üç kişiyi etkiler. Sadakatsizliğin olması için karşı cinsten biri lazımdır. Aldatan eş, aldatılan eş ve aldatmaya ortak olan kişi. Aldatılan eşler ruhen, yani duygusal olarak kendilerini aşağılanmış hissederler. Aldatanlar ve aldatılanlar, sadakatsizliğin zehrinden etkilenir ve ömür boyu sürecek yürek yaralarının acısını taşımak zorunda kalırlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sadakatsizlik, özellikle de kadınları vurur. Çünkü onlar, yasak bir ilişkiye sadece gövdeleriyle değil, gönülleriyle de girerler. Onlar erkekler gibi değildir. Yanlışlarında da samimi davranırlar. Dolayısıyla da yapı ve yaratılışları gereği, sadakatsizlik yanlışına ruhlarıyla ve bütün varlıklarıyla girerler. Bu yüzden sadakatsiz kadınlar daha çok yara alır, daha çok örselenir ve onulmaz acılara batarlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bazen bir aldatışın bedeli bir ömür boyu sürer. İmanlı ve vicdanlı insan, herkes affetse bile kendisini affetmez.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bediüzzaman der ki: "Madem öyledir, hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork! Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma. Çünkü çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sadakatin evliliğin temel şartlarından biri olduğunu anlıyoruz. Sadakatin zedelenmesi kolay, tamiri ise çok zor oluyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]' Eşleri aldatmaya götüren sevgisizlik, saygısızlık ve sabırsızlıktır. Öyleyse şöyle diyebiliriz; sadakat bir sonuçtur ve o, sevgi, saygı ve sabrın çocuğudur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşiniz, aradığı sevgiyi, saygıyı, ilgiyi sizde görürse kolay kolay sadakatsizlik etmez. Sebepsiz ve durduk yere sadakatten sapan, ancak ruh sağlığı bozuk olanlardır. Bunların ise tedaviye ihtiyaçları var demektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Mahmut Toptaş Hoca'mıza bir genç hanımefendi, büyük bir üzüntü içinde dert yanıyor, diyor ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kocam beni ihmal ediyor; ne ilgi ne de sevgi gösteriyor. Çocuğumuz da yok, bu gidişle beni büsbütün terk edecek diye korkuyorum. Hocam ne olur bana bir dua öğretin de bu durumdan kurtulayım."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hoca Efendi bu kadıncağıza şu cevabı veriyor:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ben sana bir tavsiyede bulunacağım. Asıl fiili dua, bu[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]davranış biçimidir. Tavsiyemi uyguladıktan sonra yapacağın[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]dualar da etkili olacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kadıncağız, "Buyurun Hocam" deyince de fiilli dua olacak tavsiyesini söylüyor:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kızım, kocan bir nataşa için seni terk etmiş... Nataşa dediğin insan da bir kadındır. Onda olan her şey bir kadın olarak sende de vardır. Buna rağmen kocan neden kaç yıllık karısı olarak seni bırakıp ona gidiyor?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Demek ki o kadın, kadınlığını senden daha iyi kullanıyor. Sen o kadına bak, onun kocana yaptıklarından daha fazlasını yapmaya çalış. Bakalım kocan seni bırakıp ona gider mi?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sadakatsizliğin hayalinden bile uzak durulmalıdır. Çoğu zaman, sadakatsizlik de diğer günahlar gibi önce hayalde başlar. Bu yüzden zihinlerimizi korumalıyız. Filmlerde işlenen aldatma senaryolarından, romanlardaki aldatan kahramanlardan, bu tarz yazılan hikâyelerden ve hatıralardan hafızamızı uzak tutmalıyız. Olumsuz şeyler zihnimizde yer etmekle kalmaz, zamanla bizi etkilemeye de başlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][COLOR=darkred][FONT=Comic Sans MS]Bediüzzaman'ın deyimiyle, "Batılı iyice tasvir, safi zihinleri idlal eder."[/FONT][/COLOR][/SIZE] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yani kötü, çirkin ve asılsız şeyleri, özeye bezeye iyice açıklamak, saf ve temiz zihinleri saptırır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sadakatin sağlanmasında birinci temel unsur, iman; ikincisi [I]ise [/I]vazgeçemediğimiz "iki s": Sevgi-saygı ve sabır. Birinci unsura gelince Allah'a karşı olan sadakat anlayışımız; o, bütün bağlılıkların üstünde ve ötesindedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir insanın, Allah'a karşı sadakati, bağlılığı, sağlam ve canlı ise onun dostlarına karşı hissettiği sadakat de sürekli olur. Yani o sadakat bağı ne kadar sağlamsa eşlerin birbirlerine olan sadakati de o oranda güçlü olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"İnsanın içinde kaynayan Allah sevgisi, onun bütün hislerine ve bütün heyecanlarına kılavuzluk eder. Onu her çetin denizden selamet ve emniyetle geçirir. Şahsî tecrübeleriyle bu sevginin ne demek olduğunu anlayanlar, hiçbir vakit, bir kimsenin bahtiyarlığına kastetmezler. Üstelik bir kimseyi bedbaht etmemek için bütün feragatleriyle çalışırlar."( Psikolog W. E. Sargent, [I]Evlilik Hayatında Daha Bahtiyar Olmanın Yolu, s. [/I]30.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ölüm, aşk ve sadakat[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Aşk ve sadakat deyince hep hatırlarım rahmetli Prof. Faruk Özerengin Bey'i. O eşi ölünce bile ona sadık kalmıştı. Eşler arasında gerçekten sevgi varsa onu hiçbir şey kesintiye uğratamaz. Her hâl ve durumda sevgi varlığını sürdürür; ölüm bile onu sona erdiremez. İşte bu gerçeğin örneğidir Faruk Bey.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O, eşine âşık bir insandı. Emel Hanımefendi de o derin aşka layık bir gönül yüceliğindeydi. Uzun yıllar süren dostluğumuzda, onu eşinden bahsederken hep mutlu olan adam olarak görmüştüm. Emel Hanım'ın adı her geçtiğinde, gözlerinin içi gülerdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Emel Hanım, Kazım Karabekir Paşa'nın kızıydı. Bir gün, o da ecel şerbetini içiverdi; ancak Emel Hanım'ın dünyasını değişmesi, Faruk Bey'i de tamamen değiştirmişti. Artık ne sağlığı ne neşesi ne de yaşama sevinci eskisi gibi değildi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir gün ona, "Hocam, herhalde hayatınızı ikiye ayırmak gerek. Emel hanımlı ve Emel hanımsız" demiştim. Birden gözleri dolmuş ve "İsabet buyurdunuz" demişti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Emel Hanım'sız bir hayat, hayat gibi gelmemişti ona. Hastalandı. Gırtlak kanseriydi. Bir ziyaretimde, Maraş'tan baklava getirmiştim. Şu sözünü hiç unutamam:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kardeşim Vehbi Bey, bu baklava ağzıma çamur tadı veriyor. Ha çamur çiğnemişim ha baklava..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Faruk Bey'in sadece ağzının tadı değil, gönlünün tadı da yoktu artık. Çünkü Emel Hanım yoktu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir gün şöyle demişti Faruk Bey: "Onsuz hayat, hiç düşünmediğim bir şeydi. Dolayısıyla, böyle bir hayata hiç hazır değilmişim."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Gerçekten de hiç hazır olmadığı bu hayata fazla katlanamadı ve Rahman'ın rahmetine gidiverdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi, sabır, sadakat timsalleri: Çanakkale anneleri[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çanakkale anneleri, sevginin, sabrın ve sadakatin bütün renklerini en güzel biçimde yansıtmış güzel örneklerdir. Onlardan sadece birkaç tanesini, [I]Çanakkale'de Şahlananlar [/I]isimli eserimden özetlemek istiyorum. Kızlarımız yüreklerini o harika yüreklere ayarlasınlar ve uyarlasınlar diye... Oğullarımız, eş ararken yürek kalitesine de önem versinler, hep görüntüye takılıp kalmasınlar diye...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Cemal Gürsel'in annesi[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kocası subaydı. Balkan Savaşı'nda bulundu. Osmanlı, hiç de alışık olmadığı türden bir yenilgi almıştı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O da hava değişimi olması amacıyla yıllardır görmediği eşine ve çocuklarına döndü.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşi onu karşılamaya gitmedi. Evde de "Hoş geldin" demedi. "Eeee hanım, görüyorsun ki ben geldim. Bunca ayrılıktan sonra bir hoş geldin bile yok mu?" diye sitem etti. İşte o an kükredi, o muhteşem Osmanlı kadını: "Sen benden nasıl hoş geldin, beklersin? Hoş mu geldin ki! Sen Balkanlar'da, üç buçuk soysuzun önünde, koca Osmanlı Ordusu'nu perişan eden kumandanlardan biri değil misin? Bu sıfatınla benden nasıl hoşluk ve muhabbet beklersin!"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O an her şey durmuş ve donmuştu. Ortalığı hiç bitmeyecekmiş gibi görünen sopsoğuk bir sessizlik kaplamıştı. Evin beyi, bir süre öylesine kalakalmıştı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Neden sonra kendine geldi ve "Haklısın Hanım" dedi. Gözyaşlarıyla eşine sarılırken de ekledi:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"İnşallah, bir gün o bozgunun lekesini zaferle temizlemiş bir ordunun subayı olarak çıkarım karşına..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Böylece bu muhteşem kadının yüreği, bir askerin yüreğine, bir zafer kıvılcımı atmış ve galibiyet yemini ettirmişti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çanakkale Zaferi'mizin arkasında, bu annelerin desteği, teşviki ve duaları vardır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Şemsi Nine[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Adı, Şemsi Nine idi. 16 yaşında evlenmiş. Evliliği sadece üç gün sürmüş. Eşi, yedek subay olarak[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çanakkale'ye çağırılmış. Orada şehitlik şerbetini içmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Şemsi Nine, kocasının Çanakkale'den kendisine yazdığı ve hepsi de "Şemsi'm, Güneşim diye başlayan mektupları, evinin duvarlarına yapıştırmış. Yıllar yılı her sabah, bu silik ve sararmış mektupları birer kere okur; her birinin karşısında şehit kocasının ruhuna Fatihalar gönderir, sonra da rahlesinin önünde diz çöküp kaldığı yerden Kur'an okumayı sürdürürmüş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Şemsi Nine, evinden dışarı hiç çıkmazmış. Dermiş ki "Kocam Çanakkale'ye giderken bana 'Gençsin, güzelsin ne olur, ben gelinceye kadar sokağa çıkma. Gözüm arkada kalmasın' dedi. Nasıl çıkarım dışarı!"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yıllar sonra cenazesini çıkarmışlar evinden...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Şemsi Nine'nin, üç günlük eşine gösterdiği vefa ve sadakat, şimdi ülkemizdeki bütün eşlere bölüştürülse hepsini de vefa ve sadakat timsali yapmaz mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kadir Amca'nın annesi[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Rahmetli Ali Kadir Amca çocukluk yıllarını şöyle anlatır: "Babam Çanakkale'ye gittiğinde, ben altı aylıkmışım. Onu hiç tanımadım. Resmi bile yok; ama ben kendimi bildim bileli, eve her geldiğimde, annem ayağa kalkar, "Beyimin yadigârı" diyerek benim elimi öperdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Asıl eli öpülecek anne, şehit eşinin hatırası, yadigârı, timsali olarak evladının elini öpüyor. Bu sadakat, sözle değil, ancak gözyaşlarıyla yorumlanabilir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Nişanlı ölen nine[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Nişanlısı Çanakkale'de şehit olan nine, kendisiyle beraber bir torbanın da gömülmesini vasiyet etmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Torbanın içinde saçları ve dişleri varmış. Çanakkale şehidi olan nişanlısına diyormuş ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Senden başkasına yar, demedim, bu dişler şahidimdir. Saçlarıma senden başkasının eli değmedi, bu saçlar şahidimdir."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu iffet abidesi anneler, cephenin gerisini öyle sağlam tuttular ki hiçbir Mehmetçiğin gözü arkada kalmadı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Edremitli Halil Efendi'nin eşi[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Edremitli Halil Efendi, oğlu Ali'yi Çanakkale'ye yollamış. Fakat yetmemiş, kendisini çağırmışlar. Kırk yaşından sonra gönüllü gitmiş Çanakkale'ye. Gidişi ani olmuş. Gideceği gün eşine demiş ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bilirsin kuru fasulyeyi çok severim, akşama yap da yiyelim."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O gün diğer gönüllülerle birlikte hemen yola çıkması gerekmiş. Bu yüzden de o akşam eşinin pişirdiği kuru fasulyeyi yiyememiş. Eşi, o akşam sofraya onun için de bir tabak koymuş...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yıllar geçmiş gelmemiş Halil Efendi; ama o evde her akşam kuru fasulye pişmiş ve sofraya da boş bir tabak konmuş...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Torunu diyor ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ninem, hayatı boyunca, her akşam kuru fasulye pişirdi. Kendisi o yemekten ağzına bir tek lokma koymadı. Hep bize yedirirdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ninem, ölünceye kadar, her akşam, o boş tabağı sofraya koydu ve kaldırdı."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu eli ayağı öpülesi muhteşem anneler, arkada sıra dağlar gibi sapasağlam durdukları için Mehmetçikler de hep "Allah, Allah!" diyerek dönmeyi düşünmeden koştular düşman üstüne...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bugün de bu sadık ve vefalı annelere şiddetle ihtiyacımız var.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kızlarımızın yürekleri hazır mı, onlarınki gibi olmaya?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Oğullarımız, böylesine bir sevgiye layık olacak gönle talip mi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabır Timsali Beyler[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımına sabrederek büyüyen veli kulları; örnek insanları bir kitapta toplayacaktım. Daha sonra bu projemden vazgeçtim. Çünkü kısa bir araştırmadan sonra gördüm ki bu konu kitaplık değil, ansiklopedilik çaptadır. Ancak onlardan birkaç tane gönül sultanını kaleme alıyorum:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kırklar meclisinde bir veli[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Mübarek bir adam eşinden bir ömür çekmiş. Hiçbir nasihat, hediye, güzellik, bu hanımı yumuşatamamış. Kızdığı zaman, gözü hiçbir şey görmez, konu komşuyu da hiçe sayarak ortalığı birbirine katarmış.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşi, komşulardan özür diler, çaresizlik içinde, olan biteni sessizce seyredermiş. Adamcağız, kısa sürede kasabada sabır kahramanı olarak tanınmış.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Daha sonra da "Bu adam evliyadır" demişler ve her sıkıştıklarında adamın duasını almaya başlamışlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Güzel ahlakıyla örnek, derin bilgisiyle gençlere öğretmen olmuş bu mübarek adam. "Bu hanımla yaşanır mı? Boşa onu!" diyenlere hiç aldırış etmemiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Nihayet, o da bir gün, eşini ahirete yollamış. Çok geçmeden de kendisi vefat etmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu güzel insan, dünyada eşinden çektiği eza ve cefalara sabrettiği için veliler meclisine seçilmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kırklar meclisine katılınca çok sevinmiş ve "İyi ki dünyanın sınırlı hayatında eşime sabretmişim" diye düşünmüş. Fakat o da nesi! Bir bakmış ki o Allah dostlarından oluşan mecliste eşi de var. Hemen ayağa fırlamış ve "Haydi bana müsaade" demiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Aman" demişler, "Nereye? Böyle bir meclis terk edilir mi?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Heyecan ve telaş içinde:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ne olur, bırakın beni, gideyim. Bizimki de burada. Ben ondan dünyada neler çektim. Şimdi, bir de burada uğraşamam!"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kırklar meclisi hep birden gülümsemiş ve demişler ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Korkmana gerek yok. O hanım da bizden biridir. Dünyadaki görevi seni olgunlaştırmak ve Hakk'a yaklaştırmaktı."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir konferansımda bu kıssayı nakletmiştim. Birçok erkek dinleyicim, "Hocam, yoksa benim eşim de görevli biri mi?" diye sormuşlardı. Anlaşılıyor ki günümüzde de eşinden evliya olanların sayısı hiç de az değildir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ancak çektiren hanımefendiler de biraz insafa gelip eşlerine çekemeyecekleri yükü yüklememelidirler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tabii ki birçok hanımefendi de beyinden çekmektedir. Yani beylerden de görevli olanlar bulunabilir. Her iki taraf için de çözüm sabırda ve kadere imandadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eza çeken hangi taraf olursa olsun, "Benim de imtihanım, eşimdenmiş" diyerek sabra sarılmalıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çünkü beterin de beteri vardır. İmtihansız dünya da mümkün değildir.'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşi delilenen, kendisi velileşen adam[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Allah dostlarından biri, sinirli ve kavgacı bir hanımla evlenmiş. Daha ilk gün, eşinin leblebiden nem kapan, alıngan ve sabırsız bir kadın olduğunu da anlayıvermiş ve hanımıyla bir pazarlık yapmış:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hanım," demiş. "Anladığım kadarıyla sen, sert ve sinirli bir insansın. Benim de sabrım sınırlıdır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Lakin Allah nasip etti, eşim oldun. İnşallah bir ömür birlikte olacağız. Bunu başarabilmek için sana bir teklifim var."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımı, kocasının teklifini merak etmiş ve sormuş. Eşiyle her şeye rağmen geçinmeye niyetli olan bu mübarek adam, teklifini açıklamış:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sen kızdığın zaman, ben sabredeyim; ben kızdığım zaman da sen sabret. İkimiz birden kızmayalım.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kızgınlık, bir bakıma delilenmektir. Yani geçici bir deliliktir. Bu bakımdan, ikimiz birden delilenmeydim. Birimiz delilendiğinde, diğerimiz velilere mahsus olan sabır güzelliğine sarılıp velileş-sin...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Böylece birbirimizi idare edelim de şu iki günlük dünyada geçinip gidelim..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımı, bu tek maddelik teklife "Peki," demiş ve uzun bir ömrü birlikte geçirebilmişler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eğer birlikte kızmaz, eşimiz bağırıp çağırdığında, kapıyı vurup gitmezsek o evlilikte mutluluk olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Biz erkekler, kadınımızı kendimiz gibi görmez; onun duygusal derinliğinin ve ruhsal hassaslığının farkında olursak evliliğimizi huzurlu bir yuvaya dönüştürürüz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşimizin kadınsı hassasiyetlerini görmezlikten gelir de hiddetlendiği zaman, "Bunda kızılacak ne var?" yüz asmış, kaş çatmış ve yumruk sıkmış olarak karşısına dikilmezsek anlayışlı bir şekilde sükûnetimizi ve akl-ı selimimizi muhafaza ederek sabrı kuşanırsak kazanan biz olacağız.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hem eşimizin kalbini, hem yuvamızın huzurunu hem de çocuklarımızın sevgisini ve takdirini kazanacağız. Bu kazançların biri bile değmez mi, delilenene karşı velileşmemizi gerektirmez mi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Öyleyse öfkelenene karşı neden öfke?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Öfke ki yarım deliliktir... Öteki yarısını da biz gösterip deliliği tamamlamak, aklı başında olana, hele[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]de sevgisi gönlünde bulunana yaraşır mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Böyle bir eşin arkasından ağlanır mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hasan Harakani Hazretleri, Allah dostlarından olan büyüklerden biriydi. İlmi, irfanı ve takvasıyla, tanıyanların hayret ve hayranlık duyduğu bu güzel insan, çok huysuz ve geçimsiz bir hanımla evliydi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinin, ters ve aykırı bütün hâllerini, hep sabırla karşıladı. Asla şikâyet etmedi. Onun beddualarını duymazlıktan geldi, kendisi ona dualar etti. Eş olarak üzerine düşen görevleri hiç ihmal etmedi. Her küskünlüğü, kendisi düzeltti. Yuvasını yıkılmaktan korumak için uzun yıllar bir sabır abidesi gibi yılmadan, yorulmadan dayandı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bütün komşuları, tanıyanları, dostları, onun bu zorlu tahammülüne hayrandılar. Nihayet emr-i Hak vaki oldu ve eşi vefat etti. Hasan Harakani Hazretleri dışında herkes, bu ölüme memnun olmuştu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çünkü bu hanımın nasıl bir cadı olduğuna onlar da çok şahit olmuşlardı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sonunda, bu güzel insan, karısının eziyetlerinden, işkencelerinden kurtuldu" diyorlar ve onun adına da seviniyorlardı. Fakat Hasan Harakani çok üzgündü. Kederini hiçbir teselli gideremiyordu. Onun bu hâli, insanları şaşkına çevirdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ne hayır görmüştü ki bu huysuz hanımdan? Bu kadar kedere ve gözyaşına ne gerek vardı yani?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu düşünceler kulağına gelince dedi ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bende gördüğünüz olumlu hâller, hep bu hanım sebebiyledir. Çünkü ben, onun huysuzluklarına sabırla buldum, bulduklarımı... Şimdi onsuz geçen şu birkaç gün içinde, manen yerimde saymaya başladım, bazı hâller kaybolmaya başladı. Ben ağlamayayım da kim ağlasın."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinden Filozof Sokrat[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ünlü filozof Sokrat'ın eşi dünya cadılık tarihinin gözdelerindenmiş. Bu yüzden Sokrat'ı da hanımından filozof saymak pek yanlış sayılmasa gerek.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Beyler, kendi eşlerinin kıymetini daha çok bilsinler diye, Sokrat'ın hanımını da tanıtmak istiyorum.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir gün, hanımı, Sokrat'ı rezil edip göndermiş evinden. Sonra da hırsını alamamış olmalı ki talebelerine ders verdiği yere gelmiş, başlamış avazı çıktığı kadar bağırıp çağırmaya. Bununla da hızını alamamış ve orada duran bir kova suyu, kocasının başından aşağı boca etmiş.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sokrat, bu olup bitenlere hiç karşılık vermeden sadece tebessüm ediyormuş. Talebeleri hayret etmişler ve sormuşlar:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Efendim bunca bağırıp çağırmadan sonra bir de tepeden aşağı ıslattı sizi. Buna rağmen hiçbir karşılık vermediniz."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Sürpriz değildi," demiş Sokrat. "Eğer şimşek çakar, gök gürlerse peşinden muhakkak yağmur gelir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bizimki de esip gürledi, ıslatması normaldir."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Talebeleri, böylesine bir olumsuzluktan sonra onun ne cevap vereceğini merak edip sormuşlar:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Efendim, bize evlenmeyi tavsiye eder misiniz?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Evet," demiş Sokrat. "Siz de mutlaka evlenin. İki ihtimal var; karınız ya iyi çıkar ya da kötü. İyi çıkarsa mutlu olursunuz, kötü çıkarsa da benim gibi filozof olursunuz."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabır Timsali Hanımlar[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Seminerlerimden birinde; hanımlar eşlerinden şikâyet ediyorlardı. Bir hanımefendi, şikâyet eden hanımları dinledikten sonra hiçbirine hak vermedi ve dedi ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"10 senedir felçli ve yatalak hâlde bulunan eşime bakıyorum. Sabrediyorum, hiç şikâyet etmiyorum.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu hanımlar, nelerden dertleniyorlar, doğrusu çok şaşırdım. Lütfen, bu hanımlar, minicik dertlerini dev bilmesinler; bir damla yağmuru sel sanmasınlar."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O hanımı dinleyince sabır kahramanlarından birkaç örneği kaleme almak istedim. Çünkü aileyi, dolayısıyla toplumu ayakta tutan sevgi ve şefkat kahramanı hanımlar arasında, çok sabırlı olanlar var.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çok şükür ki hâlâ varlar. Rabb'im sayılarını çoğaltsın...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabır ve şefkat kahramanı bir hanımefendi[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Üç çocuk anası bir hanımefendi, Ahmet Şahin Hoca'mızın yanına geliyor ve "Hocam, derdim derindir,[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]bana bir yol gösterin!" diyerek yardım istiyor ve yaşadıklarını şöyle anlatıyor:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kocam, içki bağımlısı; gece yarılarına kadar meyhanede içiyor. Sonra da geliyor, kapıyı yumruklamaya başlıyor. Çocuklar duyup da huzursuz olmasınlar diye, hemen kalkıp kapıyı açıyorum.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Buyur, deyip saygıyla karşılıyorum. Bazen, gecenin o saatinde yemek istiyor. Akşamdan hazırladığım yemekle sofra kuruyorum. Bu defa beğenmiyor, bunlar beklemiş, bana yeniden yemek yap, diyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Çocuklar okula gidecekler, uyanıp da rahatsız olmasınlar diye, yine mutfağa giriyor, yeniden yemek yapmaya başlıyorum. Arkamdan geliyor, hazırladığım yemeğe bakıyor, 'Ben bunları yemem, başka yemek yok mu?' diye bağırıp çağırmaya başlıyor. Ben de 'Kazanabildiğim parayla, ancak böyle yemek yapabiliyorum; sen yardımcı olursan istediğini yaparım' deyince kıyamet kopuyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kazandığını başıma mı kakıyorsun, diyerek tencere tabak ne varsa havada uçuşuyor. Yine çocuklar duymasın diye sesimi çıkarmamaya gayret ediyorum; ama nafile! Başıma fırlatılan tencere-tava sesine çocuklar uyanıp geliyor, ortalık ana-baba günü oluyor. Bağrışmalar, ağlaşmalar, bir kıyamettir gidiyor."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hocamız soruyor: "Kocanızın işi ne? Nerede çalışıyor?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımefendi, "Ne çalışması Hocam? Geceyi meyhanede geçiren adam, gündüz çalışabilir mi?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Akşama kadar horul horul uyuyor. Akşam,tekrar arkadaşlarının yanına çıkıyor" diyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Peki, öyleyse, evin ihtiyaçlarını kim karşılıyor?" deyince Hocamız, bu şefkat kahramanı her şeyi kendisinin karşıladığını ifade ediyor:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kocamdan ümidimi kesince komşuların ev temizliğine gitmeye başladım. Kocamın durumunu bilenler, sağ olsunlar, ev işlerini bana yaptırıyorlar. Yani evin ve çocuklarımın ihtiyaçlarını ben karşılıyorum; hatta kocamın masraflarını da ben temin ediyorum."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ahmet Şahin hayretler içinde kalıyor: "Yani meyhane masraflarını da mı sen veriyorsun?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ne yazık ki öyle oluyor. Evden çıkarken para istiyor. Vermezsem ev başıma yıkılacak hâle geliyor. Çaresiz kalıp meyhane harçlığını da ben vermek zorunda kalıyorum. Benim için bunların hiçbirisi mühim değil. Ben kapıcı olarak da çalışmaya razıyım. Allah'a şükürler olsun, elim ayağım tutuyor, çalışabiliyorum; hatta onun harçlığını da verebiliyorum" diyor fedakâr kadıncağız.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hocamız da bu sefer "Öyleyse bana neyi sormak istiyorsun?" diyor ve şok edici bir cevap alıyor:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Korkarım, bu hâli onu Cehenneme götürecek. İşte buna razı olamıyorum. Kocamı Cehennemden kurtarma çaresi yok mu? Acaba, diyorum; temizlik yaparak kazandığım üç beş kuruştan artırıp da kocamın adına sadaka versem Cehennemden kurtulmasını sağlayabilir miyim? Ne de olsa bu adam benim çocuklarımın babası... Düşünsenize herkes tekme atıyor, ben de tekme atanlardan olmayayım diye düşünüyorum."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu düşünceleri dinledikten sonra hocamız, hanımlara şöyle sesleniyor:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"İşte size eli öpülecek insan ve duası alınacak yılın hanımefendisi! Gelin görün sabır nedir? Sadakat nedir? Kötü gün dostu vefalı eş nasıl olur?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ne dersiniz hanımefendiler! Sizin sabrınız, sadakatiniz, düşene tekme vurmayıp kaldırma vefanız da böyle mi? Siz de aynı sabır kahramanlığını gösteriyor, şefkatli eş örneğini veriyor musunuz?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Yoksa böyle biriyle imtihana tabi tutulmadığınız için size hâlinizden dolayı şükretmek mi kalıyor?"( Ahmet Şahin, [I]Ailem, [/I]s. 14-15.)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hayatını eşine adayan doktor[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir konferans için gittiğim küçük bir Anadolu şehrinde, engin ve zengin bir gönül taşıyan bir doktor hanımefendi tanıdım. Yatalak hâlde bulunan emekli albay eşine, tam on beş yıldır yüksünmeden bakan bu doktor hanım diyordu ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"On beş yıldır, bütün hayatımı onun bakımına, rahatına ve huzuruna adamış durumdayım. Onun mutluluğu, benim mutluluğum oluyor. Onunla gülüyor, onunla üzülüyorum.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"İşimi sınırlı tutuyorum. Kariyerimi rölantide götürüyorum. Çünkü benim asıl işim, eşimin rahatı ve huzurudur. Yemem, içmem, uyumam, uyanmam, hep ona ayarlı... Hava-.. sı, suyu ona iyi gelecek, burada daha rahat edecek diye, bu ilçeye tayinimi istedim. Ama bu hayat tarzımdan asla şikâyetçi değilim. Beyimin başına geleni, ben de yaşayabilirdim. O durumda, onun bana nasıl davranmasını isterdim, diye düşünüyorum ve ona öyle davranıyorum."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Toplumumuzda hâlâ böyle eşler var; yani hâlâ gerçekten aşk var, muhabbet var. Demek ki kıyamet çok yakın değil![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sabır ve sadakatin böylesi[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]İrfanlıydı. İmanlıydı. Dosttu. İç dünyası zengindi. Hani şu nesli tükenmeye yüz tutmuş, nezaket timsali beyefendilerin-dendi. Kültürlüydü, yazardı. İşte bu bey rahmetli İrfan Ata-gün Ağabey idi. Kısacası adının tecellisi üstünde olan bir beyefendi idi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sadece bir ayağı aksardı. Yakınları başka aksayan yanını görmediler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Evlenmeye niyetlendiğinde, eşini de belirlemişti. Eş adayı yanı başındaydı. Çünkü yakın akrabasıydı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Her şeyi ile mükemmel bir kızdı. Ancak genç kızın yakınları, ona "Evet" de-dirmemek için çok uğraştılar;: zira görünürde haklı oldukları epey engeli vardı bu işin...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]İrfan Bey, iyi, hoş adamdı; ama yaşça ondan epey büyüktü. Üstelik bir ayağı topaldı. Genç kız ise gençti, güzeldi, çok daha uygun talipleri olabilirdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ama bu hanım kızımız fazla düşünüp taşınmadan bütün ısrarlara karşı direndi ve İrfan Bey'e, "Evet" dedi. Çünkü teyzesinin oğlu, gerçekten insandı. Ahlak ve karakteriyle, kültürüyle, olgunluğuyla, örnek bir kişiydi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Genç kızın "Evet"i, mutlu bir yuvanın temeli oldu. Uzun yıllar örnek bir mutluluğu yaşadılar. İki evlatları oldu. Fakat bir gün, İrfan Bey, aniden hastalandı ve yatağa düştü. Tıbbî olarak her türlü müdahale yapıldı; ama bir çözüm olmadı. İrfan Bey, bitkisel hayata girmişti. Ne konuşabiliyor ne de tam duyabiliyordu. Bütün konuşmalara ve sorulara, ancak gözlerindeki parıltıyla karşılık verebiliyordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımefendi, "Allah'tan ümit kesilmez" dedi ve İrfan Bey'in tedavisine devam etti. Yıllar yılları kovaladı. Vücut hareketleri tamamen sona eren hasta, sürekli serumla besleniyor ve artık yaşamıyordu sanki.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tıbbî olarak şifa beklenmeyen noktaya gelinmişti. İrfan Bey'in, hayata dönmesi imkansızlaşmıştı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Uzmanlar, yapacak bir şeyin kalmadığını çoktan söylemişlerdi. Yapılması gereken, onu hayata bağlayan fişin çekilmesiydi. Ancak eşini gerçekten seven bu hanımefendi, en yakınlarının, en güvendiği doktorların ve en candan dostlarının teklifine hiç kulak asmadı, irfan Bey'e, çok zor şartlarda, evinin bir odasında bir bebek gibi baktı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Usanmadı, yılmadı, yorulmadı. Tam tersine, onun varlığını ve zaman zaman gözlerinde beliren parıltıyı en derin bir mutluluk vesilesi saydı.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tam 20 yıl baktı sevgili eşine, sevgisini ve ilgisini hiç eksiltmeden... Asla yüksünmedi, usanmadı, şikâyet etmedi. Çünkü sevgisi gerçekti. Gerçek sevgiler, maddî şartlara bağlı olamazdı. Sağlığında nasıl seviyorsa bakıma muhtaç bir hasta olduğunda da aynı şekilde sevmekteydi. Özel yatağında sürekli sırt üstü yatan, hiç konuşamayan, duyup duymadığı belli olmayan, artık bir başka dünyanın insanı olan eşini hep sevdi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]2002 yılındaki ziyaretimiz sırasında, "Aramızdaki aşkı hiçbir sebep azaltamaz" diyordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]2007 yılı Haziran'ında, bu müthiş aşkın odağı İrfan Bey, Hakk'a yürüdü...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Evet, aşk buydu ve böyle de yaşanabilirdi. Demek ki ekranlardan "aşk" diye yansıtılanların gerçek aşkla ilgisi yok.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sizce de bu hanımefendi madalyalık bir insan değil mi? Herhalde ona layık aşk ve sadakat madalyası henüz icat edilmedi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi iletişiminin asıl ustası, kadındır[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Evin kadınıdır, sevgi iletişiminin asıl ustası. Çünkü onun eli sadece ışığı yakmaz, Işığa sevginin nurunu da katıp gönülleri aydınlatır. Isıttığı suya, şefkatinin sıcaklığını da ekler. Üşümez eder ruhları...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Pencereleri açan bir kadın,[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Rüzgâra şifa ve teselli havası katar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Muhabbetiyle pişirir yemeği,[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Acısı bile tatlanır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi iletişimi için "üç z" prensibi[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Aile seminerlerimde yıllardır tavsiye ettiğim "Üç Z" prensibiyle çok iyi sonuçlar alınıyor. Bilhassa hanımefendilerin hassasiyet göstermesi gereken üç önemli kural... Bu kurallar, alfabemizin son harfiyle başlıyor; ama ailede sevgi iletişimini kopmazlaştıran ilk prensipler aslında:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]1-Zarafet:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımlar, daima zarif olmalıdır. Onlara kaba-sabalık, dağınıklık yaraşmaz. İç güzelliğini yansıtan bütün incelikler, zarafettedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tabii ki erkekler de zarif olmalı; ama bu güzellik asıl kadına mahsustur ve ona daha çok yakışır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Zarif bir hanımefendiyi kırabilmek için bir erkeğin çok kaba ve hiç yontulmamış olması gerekir. Yani hanımların zarif oluşu, muhataplarını da öyle olmaya mecbur eder.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Pis, pasaklı, kendini bırakmış hanımlar, bu hâllerini mazur gösterecek haklı bir sebep bulamazlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çünkü zarafet için pahalı elbiselere, zengin makyaj malzemelerine ve lüks takılara ihtiyaç yoktur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tam tersine asıl zarafet, temizlik, sadelik ve kişiliğini samimiyetle konuşturarak sağlanır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Giyimiyle, haliyle, diliyle zarif olmasını bilen bir kadın, hanımefendidir. Böyle bir kadının kocası da beyefendi olur ya da kendinde öyle olmak mecburiyetini hisseder.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ailede sevgi iletişimini kolay kuran hanımlar, zarif olmayı başaranlardır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]2- Ziyaret:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi iletişiminin sürekliliğini sağlayan önemli bir kural, ziyarettir. Bu, gezmekten öte bir güzelliktir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ziyaret, anne-ba-ba, eş-dost, konu-komşu, hısım-akraba ziyaretlerinden, hasta ziyaretine, hatta mezarlık ziyaretine kadar çeşitlilik gösterir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu ziyaretleri birlikte yapmak, eşleri birbirine yaklaştırır. Aslında her ziyaret, gönüllere giden yolları genişletir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Ama ailede sevgi iletişimini sağlayan asıl ziyaret, gönül ziyaretleridir. Eşini sürprizlerle sevindirerek onun gönlüne giden yollara düşenler... Gönül yolunun düzü, yokuşu, patikası, şosesi asfaltı, yani bütünü mutluluk verir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Kalpten kalbe yol vardır" denilir; ama kaç eş, bu yolun yolcusu olmayı iş edinir?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yapı ve yaratılışları gereği hanımlar, bu yollan daha çok bilir, sezer ve yolcusu olmayı da severler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinin gönlüne giden yolları ziyaret ederek donanan gönüller; eşine daha fazla bağlanır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]3- Ziyafet:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kendim ve hemcinslerim adına söylemek biraz zor olsa da gerçekler gizlenmemelidir diye düşünüyorum. Bu yüzden de gayet açık yazıyorum:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer. Aç bir adamla, sevgi iletişimi kurmak çok zordur. İşte bu sebeple hanımlar, ziyafet konusuna çok Önem vermelidirler.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşinin alışkanlıklarına uygun zamanda, severek yiyeceği bir yemeği önüne koymayı asla unutmamalı ve mutfak marifetlerini konuşturmaklar, zira mutfağın dili, sevgi iletişimini kurmakta çok işe yarar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu konuya önem vermeyen hanımlar, çok önemli bir sevgi iletişimini göz göre göre kaçırmış olurlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bazı hanımlar, seminerler sırasında, bu ısrarımıza itiraz ediyor ve diyorlar ki:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hocam, erkekler seveceği yemeği bulamazlarsa kızacak kadar maddeci ve mideci midirler?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Atalarımız, aç ayı oynamaz, demişler. Erkekler de onlar gibi mi?"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tabii ki bu itirazlardaki haksızlık daha fazladır. Elbette ki aile muhabbeti sevgiye endeksli olmamalıdır. Ancak şunu da kesin olarak bilmeliyiz ki bir hanımefendinin mutfak marifetleri ve o husustaki dakikliği sevgi iletişimini çok güçlendirir. Bu hususta başarılı olan hanımefendiler, kalpten kalbe giden yollan en geniş hâle getirmiş olurlar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu hususa itiraz eden hanımlara verdiğim misallerden birini, burada da arz edeceğim:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Erkek işe gidiyor, çalışıyor; akşam üzeri mesaisi bitiyor eve gelmek için trafikle boğuşuyor. Yoldayken bütün düşüncesi, bir an önce bu trafik hengâmesinden kurtulup kapağı eve atmak. Bir sükûnet ve sevgi ortamında, gün boyu olup bitenleri unutup rahatlamak; yani evde güler bir yüz ve hazır bir sofra bulmak hayali içinde. Bu beklenti içinde evinin kapısını çalıyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir de hanımın dünyasına bakalım. Bu esnada hanım da başka bir beklenti içinde, tabii. Eşinin gelişine çok seviniyor; çünkü akşama kadar içinde biriktirdiklerini, bir an önce eşine anlatıp rahatlamak, o gün gelen faturaların sorumluluğundan kurtulmak, çoluk çocuktan, komşulardan yansıyanları paylaşmak vs. gibi anlatacak çok önemli konuları var.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Adam, daha selam verip ayakkabılarını çözmeden, kadın günün bütün birikintilerini makineli tüfek gibi noktasız, virgülsüz peş peşe sıralamaya başlıyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Zaten bütün gün yorulmuş, dopdolu ve patlamaya hazır bir bomba gibi eve gelmiş olan adam, daha ilk cümlelerde, "Bırak şimdi bunları! Zaten canım burnumda!" diye tepki veriyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu önemli tepkinin arkasındaki volkanı fark etmeyen hanımı söylenmeye devam ediyor.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Ben sana kendi derdimi mi anlatıyorum. Bunlar evin işi, senin işin. Bu faturayı ödemek de senin vazifen. Elektriğin hepsini ben mi yaktım? Suyu bütünüyle ben mi içtim ki bırak bunları diyorsun!"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eğer şikâyet çocuktan ise adam, "Çocuğuna da..." diye patlayacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kadın, anlayışsızlığını devam ettirir de bu patlamaya öfkeyle karşılık verirse günlerce sürecek bir kızgınlık, kırgınlık; hatta küskünlük başlayacak demektir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Peki, bu işin doğrusu nedir?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Akıllı ve anlayışlı bir hanım, kocasını hoş karşılar. Zarafetiyle, güler yüzüyle, sevgi dolu gönlüyle eşini karşılar; selamını alır. Gözlerine bakıp gönlünü görmeye çalışır. Ayakkabısının bağcığını çözmekten hiç alınmaz. Eş sevgisini olanca samimiyetiyle gösterir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Adam üst baş değiştirip, belki bir duş alıp iş hayatının ve dışarının havasından çıkar. Koltuğuna oturup ayaklarını uzatır ve evde olmanın huzuruna erer.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu gönül ziyafetini, sofra ziyafeti takip eder. Sofra temiz, özenli, düzenli, zevkli ise yani mütevazı bir şölen havasında ise erkeğin mutluluğuna diyecek yoktur, hatta bu ortamda yemeğin tadında, tuzunda veya biberindeki eksiklik veya fazlalık fark bile edilmez. Edilse bile muhtemelen adam hoş görme nezaketinde bulunur, ses çıkarmaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yemekten sonra kocasının alışkanlığı üzere, çayını, kahvesini verir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu sırada, hâl hatır sorulur, sohbet ortamı yakalanır. İşte o sırada, kocanıza sizin ve evinizin dertlerini rahatlıkla açabilirsiniz. O zaman karşınızda iyi bir paylaşımcı, bir dert ortağı görür, çözüm üreten birini bulursunuz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Elinizdeki faturaları koyduğunuz zaman önüne, alacağınız cevap, "Canın sağ olsun, öderiz!" cümlesi olacaktır. Hele de hanımefendi sevgi üslubu ile konuşuyorsa hiçbir maddî isteği kocası tarafından reddedilmeyecektir. Yeter ki istekleriniz mantıklı, ölçülü ve gerekli olsun...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hanımların, kocalarına sevgi üslubu kullanmaları da ayrı ve bambaşka manevî bir ziyafettir. Mesela biraz yüklüce gelmiş bir faturayı önüne koyarken "Aslansın, kaplansın" deseniz yahut "Hayatım, yuvamın direği" diye söze başlayıp sonra da "Biraz fazlaca geldi, kusurumuza bakma, bir dahaki sefere daha dikkatli oluruz inşallah" deseniz...[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu tarz üsluplar, eşinizle aranızda tartışma, tatsızlık, kavga çıkar mı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]İçine sevgi ve şefkat katıldığında, bazen bir dürüm, bir kap çorba, bir tas ayran ziyafettir. Sevgisiz hazırlanmış nice bol çeşitli sofradan ise sadece kavga, gürültü çıktığı çok görülmüştür.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yemeğinize daima bir ölçek de sevgi katınız![/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]1970'li yılların ortalarında, bir günlük gazetede, "Leyla Kafkas" adıyla hanımlara mahsus bir köşe hazırlıyordum. Orada, kocalarının yemek konusundaki huysuzluklarından şikâyet edenlere, bir tavsiyem olmuştu. Bu tavsiye çok beğenilmişti, takdir edildi ve uygulayan herkesi de çok mutlu etti.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O yıllardan itibaren de birçok yemek kitabının ön sözünde yer aldı; hatta bazı yemek kitaplarının adına da ilham kaynağı oldu. Hanımlara yaptığımız bu tavsiyenin özü şu idi:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Hazırladığınız yemek ne olursa olsun, acı, tatlı, ekşi fark etmez, içine mutlaka bir ölçek de sevgi katın.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yemeğinizi sevgiyle pişirin, isteyerek zevkle, içinizden gelerek yapın. Sevgiyle pişirdiğiniz yemek, sevgi vesilesi olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgisiz ve isteksiz pişirdiğiniz ise hem sizi daha fazla yorar hem de kalbe giden yolu açmaya yaramaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]'Yemeğin mükemmel olması için sen de onunla birlikte pişeceksin..." Ninelerimiz, hep böyle derlerdi genç hanımlara.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Pişirdiğiniz yemeğin lezzeti, yüzünüze yansıyorsa o lezzet, muhabbetle en az ikiye katlanacaktır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevdiğiniz kişiyi sadece maddeten değil, manen de doyurmak istiyorsanız hazırladığınız yemeğe bir ölçek de sevgi katınız ve yemekle birlikte siz de pişiniz. Böylece, yemeğe sadece maddî malzeme katmış olmayacak, aynı zamanda manevî gıdalarla da zenginleştirmiş ve takviye etmiş olacaksınız.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yemekle birlikte pişmeyi öğrenmiş beyler de vardır. Mesela onlardan biri de değerli dostum Necat[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Gonca Beyefen-di'dir. Onun elinden yediğiniz acı olan çiğ köfte bile tadıdır. Çünkü malzemeyi eliyle değil, gönlüyle yoğurur, maddî enerjisine muhabbetini de katar, lezzeti ikiye katlar. Acı çiğ köfte böylece tatlılaşır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bir aile seminerinde, "Turşu kuruyorsanız bile içine bir ölçek de sevgi katın, tadını ikiye katlayın" demiştim.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Soru faslında bir hanım, bu tavsiyeme itiraz etti:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hocam, hanımlar yemek yapmayı iyi öğrenir de suyunu, yağını, tuzunu, biberini tam ayarlarlarsa sevgi falan katmaya gerek kalmaz!"[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevginin sırrından habersiz olan bu hanıma, ben cevap vermeden, başka bir hanımefendi elini kaldırdı ve ona şu ilginç uygulamasını anlattı:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Hocam, ben bu hanıma hiç katılmıyorum. Çünkü sizin tavsiyenizin ne kadar doğru olduğunu, ben kendi tecrübelerimle defalarca görmüşümdür.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bazen, eşim beni kırar; aramız biraz açılır; ama ne olursa olsun, akşam yemeğini hazırlamam gerekir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]İçim kırık, buruk ve hüzünlü olduğu için isteksiz çalışırım. Yemek yaparken de bu kırgınlığı dışa vurur, kendi kendime söylenirim:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]'Beni gereksiz yere kırıp gittin. Sen bu kabalığını belki de çoktan unuttun; ama benim kalbim hâlâ yaralı. Akşam da gelip hiçbir şey olmamış gibi davranır, yaptığım yemeğe yumulursun. Zehir zıkkım olsun!'[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Eşim akşam gelir, ya en iyi yaptığım yemekte bile mutlaka bir kusur bulur, beğenmez ya da bir karış suratla, mutsuz tavırlarla sert ve sinirli durur, bir teşekkür bile etmez.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Bazen de eşim beni çok mutlu ederek çıkar evden. Tabii o gün de akşam yemeği yaparım; ama o yemeğe gerçekten sevgimi katarım, gönlümü eklerim. Güle oynaya, şarkılar, ilahiler söyleye söyleye neşeyle hazırlarım.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]O yemek, eksiği de olsa bir mutluluk yemeği olur. Kocam ne tuzunu fark eder ne de yağını, biberini.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Eline sağlık, der; teşekkür eder. Yani içine sevgi kattığım ve isteyerek yaptığım yemek, mutlu bir gecenin başlangıcı olur..."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Evet, netice itibariyle şunu bir daha ve ısrarla söylemek isterim ki sevgi her şeyi olduğu gibi yemekleri de tatlandırır. Siz de pişirdiğiniz her ne ise bir ölçek de sevginizden katın, lezzetini çoğaltın.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Beyefendiler de bu güzellikten nasiplenebilirler. Bunun için müsait zamanlarda mutfağa girip marifetlerini gösterebilirler; pişirdiklerine sevgilerini katmayı unutmamak şartıyla."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevilmek, sevildiğini hissetmek güzeldir; ancak bu güzelliğin devamı için sevmek ve sevdiğini hissettirmek gerekir. Sevgiyi hissettirmenin en önemli yollarından biri de mutfaktan geçer. Bu yüzden eşler, bazen mutfağı da paylaşmalılar.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yine hiç unutmayalım ki eşler arasındaki sevgi iletişimi ne kadar güçlü ise birlikte vakit geçirdikleri mekânlar ve zamanlar çoğalır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yemek konusunda hep hanımlara iş düşmemeli tabii. Mesela bazen olur ki eve gelen bey, sofrayı hazır bulmayabilir. O zaman beyler nasıl davranmalı, ne yapmalı?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Kahvaltı gecikmişse, akşam yemeği olması gereken zamana yetişmemişse hatta herhangi bir sebepten dolayı hiç hazırlanamamışsa eşler birbirlerine ne demeli, nasıl davranmalılar?[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Elbette böyle istisnaî durumlarda, onlara düşen görev, durumu anlayışla karşılamaktır. Bu anlayışlı tavır, seven eşi, sa-kin olmaya ve durumu anlamaya yöneltir. Kırmadan, kızmadan, aşağılamada ne olduğunu kavramaya çalışır. Gecikme süresini kısaltmak için eşine yardım eder.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]"Yetiştiremedim" diye üzülen eşini teselli eder, "Canın sağ olsun hanım; Allah başka keder vermesin. Bu bir şey değil" demesini bilir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Tabii ki hanımlar da bu tür aksamaları alışkanlık hâline getirmemeli, gösterilen anlayışı istismar etmemelidir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşlerin her ikisi de çalışıyorsa "Hayat müşterektir" düsturu, mutfağa da yansımalıdır. Mademki hanım da çalışıp evin geçimine maddî katkıda bulunuyor, o zaman bunun karşılığı olarak bey de mutfak faaliyetlerine eşit olarak katılmak durumundadır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Bu hususta, netice olarak şunu söylemek isterim:[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Eşler arasında gerçekten hakikî bir sevgi varsa yemekten, tuzdan, yağdan, biberden kavga çıkmaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Yemek, içmek yüzünden yahut tuz, biber, yağ meselesinden kavga eden eşler, gönül âlemlerini hemen gözden geçirmeliler. Orada sevgi azalması olmasa bunlar olmaz.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Çözüm, sevgiyi yeniden keşfetmek ve bereketlendirmektedir. Sevgi tam ve mükemmel olarak gelince eksikler, noksanlar, hatalar görünmez olur.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=darkred]Sevgi önem kazanınca ve öne çıkınca siyah, beyaz olur, bakır altınlaşır, gecekondu saraylaşır.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [RIGHT][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=#8b0000]Vehpi VAKKASOĞLU...[/COLOR][/SIZE][/FONT][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Aile ve Yaşam
Sevgi iletişiminin olmazsa olmaz "üç s"si
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst