Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
'Sevginin özü' Muhammedî (sas) muhabbet-1-
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Nevzatt" data-source="post: 39643" data-attributes="member: 1580"><p><strong>'Sevginin özü' Muhammedî (sas) muhabbet -2-</strong></p><p></p><p><img src="http://www.resimload.com/070520/VwY_gulli.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> <span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: red">SEVGİMİZİ KİME YÖNLENDİRELİM?</span> </strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong>Korku ve muhabbeti öyle birine yöneltmeliyiz ki, bizim korkumuz lezzetli bir boyun eğme olsun. Muhabbetimiz de zilletsiz bir mutluluk olsun. Evet Celal sahibi Rabb’imizden korkmak, O’nun rahmetinin şefkatine yol bulup iltica etmek demektir. Korku, bir kamçıdır; bizi O’nun rahmetinin kucağına atar: Aynen bir annenin yavrusunu korkutup kendi kucağına yönlendirmesi gibi. Böyle bir korku o yavruya gâyet lezzetlidir. Halbuki, bütün annelerin şefkatleri, rahmet-i İlahiye’nin bir yansıması, parıltısıdır. Demek Allah’tan korkmakta büyük bir lezzet vardır. Mâdem Allah’tan “korkmakta” dahi böyle bir lezzet varsa, Muhabbetullah’ta yani Allah’ı sevmekte ne kadar sonsuz lezzet bulunduğu ortaya çıkar. Hem sadece Allah’tan korkan, başkalarından korkmaktan kurtulur. Aynı şekilde muhabbeti de Allah hesabına olduğu için mahlukata ettiği muhabbet dahi ayrılıklı, elemli olmaz. </strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong>--------------------------------------------------------------------------------</strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: red">Sevgide hiyerarşi </span> </strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong>İnsan önce kendi nefsini, sonra akrabalarını, milletini, canlıları ve en son olarak da kâinatı sever. Bu aşamaların her birisiyle ilgilidir. Sevilen şeyler de birer birer onu terk ediyor, birçoğu da üzüyor ve yaralıyor. İşte, aklımız varsa, bütün o muhabbetleri toplayıp hakikî sahibine verip bu belâlardan kurtulmalıyız. “Sonsuz muhabbet”e ancak “sonsuz ve ebedî olan Rabb’imiz” layıktır ve böyle bir sevgi ancak ona mahsustur. Her şeyiyle kâinatı kuşatabilen ve Rabb’ini sevmek için yaratılan kalbî dünyevî fani şeylerin sevgisiyle doldurmak, Rabb’imize karşı haksızlıktır. Bu sevgiyi hakikî sahibine verirsek, işte o zaman bütün eşyâyı O’nun nâmıyla ve O’nun âyinesi olduğu için ızdırapsız sevebiliriz. Yoksa muhabbet en leziz bir nimet iken, en elîm nimetsizlik haline dönüşebilir. </strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong>--------------------------------------------------------------------------------</strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: red">Narsizm/kendini sevmek! </span> </strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong>Sevgimizi tamamen kendi benliğimize sarf edemeyiz. Kendi nefsimizi kendimize “mâbud” ve “mahbub” yapamayız. Her şeyi kendi nefsimize fedâ edemeyiz. Ona bir nevi Rubûbiyet veremeyiz. Nefsimiz Rabb’imizin “ef’al-esma ve sıfatlarına” aynadır. Benliğimizdeki “ben-ene-ego”yu yırtıp onun içindeki gizli “Hüve”yi (cc) görüp, kâinata dağınık bütün sevgilerin O’nun isim ve sıfatlarına karşı verilmiş bir muhabbet olduğunu anlamalıyız. Eğer, bu sevgiyi yanlış yerde kullanıp sûiistimal edersek, sonunda cezasını biz çekeriz. Çünkü, “Yerinde sarf olunmayan gayri meşru bir muhabbet merhametsiz bir musibettir.” Rabb’imizin bize yönelik küçücük bir muhabbeti, kâinata bedel olabilir. O’nun küçücük bir muhabbet tecellisine hiçbirşey denk olamaz. </strong> </span> </p><p></p><p>--------------------------------------------------------------------------------</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Nevzatt, post: 39643, member: 1580"] [b]'Sevginin özü' Muhammedî (sas) muhabbet -2-[/b] [img]http://www.resimload.com/070520/VwY_gulli.jpg[/img] [size=2][b][color=red]SEVGİMİZİ KİME YÖNLENDİRELİM?[/color] Korku ve muhabbeti öyle birine yöneltmeliyiz ki, bizim korkumuz lezzetli bir boyun eğme olsun. Muhabbetimiz de zilletsiz bir mutluluk olsun. Evet Celal sahibi Rabb’imizden korkmak, O’nun rahmetinin şefkatine yol bulup iltica etmek demektir. Korku, bir kamçıdır; bizi O’nun rahmetinin kucağına atar: Aynen bir annenin yavrusunu korkutup kendi kucağına yönlendirmesi gibi. Böyle bir korku o yavruya gâyet lezzetlidir. Halbuki, bütün annelerin şefkatleri, rahmet-i İlahiye’nin bir yansıması, parıltısıdır. Demek Allah’tan korkmakta büyük bir lezzet vardır. Mâdem Allah’tan “korkmakta” dahi böyle bir lezzet varsa, Muhabbetullah’ta yani Allah’ı sevmekte ne kadar sonsuz lezzet bulunduğu ortaya çıkar. Hem sadece Allah’tan korkan, başkalarından korkmaktan kurtulur. Aynı şekilde muhabbeti de Allah hesabına olduğu için mahlukata ettiği muhabbet dahi ayrılıklı, elemli olmaz. -------------------------------------------------------------------------------- [color=red]Sevgide hiyerarşi [/color] İnsan önce kendi nefsini, sonra akrabalarını, milletini, canlıları ve en son olarak da kâinatı sever. Bu aşamaların her birisiyle ilgilidir. Sevilen şeyler de birer birer onu terk ediyor, birçoğu da üzüyor ve yaralıyor. İşte, aklımız varsa, bütün o muhabbetleri toplayıp hakikî sahibine verip bu belâlardan kurtulmalıyız. “Sonsuz muhabbet”e ancak “sonsuz ve ebedî olan Rabb’imiz” layıktır ve böyle bir sevgi ancak ona mahsustur. Her şeyiyle kâinatı kuşatabilen ve Rabb’ini sevmek için yaratılan kalbî dünyevî fani şeylerin sevgisiyle doldurmak, Rabb’imize karşı haksızlıktır. Bu sevgiyi hakikî sahibine verirsek, işte o zaman bütün eşyâyı O’nun nâmıyla ve O’nun âyinesi olduğu için ızdırapsız sevebiliriz. Yoksa muhabbet en leziz bir nimet iken, en elîm nimetsizlik haline dönüşebilir. -------------------------------------------------------------------------------- [color=red]Narsizm/kendini sevmek! [/color] Sevgimizi tamamen kendi benliğimize sarf edemeyiz. Kendi nefsimizi kendimize “mâbud” ve “mahbub” yapamayız. Her şeyi kendi nefsimize fedâ edemeyiz. Ona bir nevi Rubûbiyet veremeyiz. Nefsimiz Rabb’imizin “ef’al-esma ve sıfatlarına” aynadır. Benliğimizdeki “ben-ene-ego”yu yırtıp onun içindeki gizli “Hüve”yi (cc) görüp, kâinata dağınık bütün sevgilerin O’nun isim ve sıfatlarına karşı verilmiş bir muhabbet olduğunu anlamalıyız. Eğer, bu sevgiyi yanlış yerde kullanıp sûiistimal edersek, sonunda cezasını biz çekeriz. Çünkü, “Yerinde sarf olunmayan gayri meşru bir muhabbet merhametsiz bir musibettir.” Rabb’imizin bize yönelik küçücük bir muhabbeti, kâinata bedel olabilir. O’nun küçücük bir muhabbet tecellisine hiçbirşey denk olamaz. [/b] [/size] -------------------------------------------------------------------------------- [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
'Sevginin özü' Muhammedî (sas) muhabbet-1-
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst