Sevgiye Sınır Konmamalı

Muvahhid1

Well-known member
“Yaradılanı severim yaradandan ötürü” diyen Yunus emre; aynı zamanda insanlara hoşgörü yolunu gösteriyor. “Bir tebessüm için bin tebessüm sevilir.” Maddi, manevi zenginlik bereketli hayatlar içerir. Mehmet Akif Ersoy, Seyfi Baba isimli şiirinde; “Ya hamiyetsiz olaydım, ya param olsa idi” der. Demek ki ikisi bir arada olunca denge sağlanıyor, hayat güzelleşiyor. Çünkü Allah, kainatı denge üzerine inşa etmiş.

Yaradılanı da yaradandan ötürü hoş görmemiz tavsiye edilmiş. Somurtkan yüzler tebessümle güzelleşir, hoşgörü ile lezzet bulur. Bir tebessümün kalbleri nasıl yumuşattığını herkes bilir. Tebessümle gösterilen müsamaha ve hoşgörü kalb deki buz dağlarını eritir susuz kalmış yürekleri kandırır, kalblere rahmet dolar.

Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir,/Gözlerin hayat verir aşkın ise eceldir,” Yaratılanı sevmek insanı İlahi aşka ulaştırır. Halk dilindeki aşk; kadın erkek arasındaki şiddetli sevgidir. Öyle olmasaydı, Mecnun, Leyla’yı bulunca terk edip gitmezdi. Tebessümü ibadet sayan Nur yolunun önderi (a.s) ni takip edenler hep İlahi (aşk’a) ulaşmışlar.

En bereketli, en parlak, en berrak hayatı İki Cihan Serveri (S.A.V) yaşamıştır. O’nun hayatı insanlığa örnektir. O’nun yolunda yaşayan niceleri var ki kendileri bu dünyadan gittikten sonra bile hizmetleri devam etmiş ve ediyor. Bir tebessümün sadaka yerine geçtiğini, yaradılanın yaradandan ötürü sevildiğini öğrendiğim günden beri, bunları pek çok söze anahtar yaptım. Bir tebessümlü yüze karşı bin tebessümlü yüzler sevilir sözü ile yaradılanı severim yaradandan ötürü sözleri mihengim oldu.

Tebessümü unutanlar; tebessüm edenlere (oynattı mı) gözüyle bakabiliyor. Kimse bir tebessüm için binlerce tebessümün yükünü taşımak istemiyor. Bu hallere daha ziyade evliliklerde aile hayatlarında rastlıyoruz.

Evli çiftlerde; kocasının tebessümü hatırına kayınvalidesine yakın olmayan gelinler, oğlunun eşi olmasına rağmen gelininden uzaklaşan kayınvalideler, hanımının tebessümünü hiçe sayarak, kayınvalidesinden uzak duran damatlar, kızının hatırını saymadan damadından uzaklaşanlar kayınvalideler. Kardeşler, amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, yeğenler ve kuzenler söz konusu olduğunu düşünün işler ne karışık gidiyor.

Pek çok ailede gerilimlerin başlıca sebebi bunlardan ileri geliyor. Bir tebessümün hatırına çok tebessümleri sevmemek yüzünden akrabalar arasında soğukluk, dargınlık, kırgınlık ve küskünlükler yaşanıyor.

Ben seninle evlendim ailen umurumda değil. Anlayışı yüzünden, pek çok ailede eşlerin birbirlerine karşı sevgileri aşınıyor, yıpranıyor, hatta bitip gittiği oluyor, yuvalar yıkılıyor. Bu yüzden toplumda gerilim ve huzursuzluk artıyor.

İçinde bulunduğumuz zamanın sevgisi tek kişiye odaklı olduğundan karısını seven karısının ailesini sevmiyor. Kocasını seven kocanın ailesinden uzak duruyor. Daha ilerisi karı-koca, aileleri yüzünden birbirleriyle problemli yaşıyor. Daha ötesi yollar ayrılıyor, ortada kalan çocuklar oluyor. Evlenen kişiler dünyaya kaya kovuğundan çıkmadığına göre nedir bu çekişmeli, sürtüşmeli hayat şekli?

Sevginin kaynağı Allah’tır. Allah kainatı sevgiyle yoğurup yaratmış. Kim ne kadar kullanırsa kullansın, bitmeyen bir şeyi birbirinden esirgeyen insanın aklından şüphe edilir. İnsana aklı veren sevgiyi de vermiştir. Verdiklerini belli ölçülerle sınırlandıran Allah sevgide sınırı açık tutmuştur. Öyle ise biz de sevgide sınırı açık tutmalıyız…

Durmuş GÖKTEKİN
 
Üst