Sinem,aşk-ı ateşinden yanmakta…
Yüzüme çarpan her rüzgar bana hicabı yaklaştırıyor.
Gönlümün sultanı,sana yaklaşmak için oralara,oralara gelmeyi öyle çok arzuluyorum ki..
Çünkü hasretinle kendimi sarılmış hissediyorum.Kulaklarım Hira dağını inleten ilk ayetle çınlıyor:İKRA!
Seninle üzerime sağanak sağanak ışıklar yağıyor.Sensiz ise yalancı bir mumun ışığıyla avunuyormuşum.
Yalnızlıktan bir tırpan saçlarımı tarıyor.Yokluğun efendisinin göklerdeki mezarı aşkının gölgesinde rahat ve huzur duyuyor mudur acaba?
Asude sevgin yüreğime çakmak çakmak,ilmek ilmek öyle derin işlenmiş ki;bunu anlatmaya kelimeler kifayetsiz,sözcükler belirsiz kalır.
Göklerde duran seccadeler rüzgara takılı kalmış.
Cemreler imanlı mü’minlerin yüzlerine senin sevginle gamzeler çakıyor.
Geceler sabaha yıldız yıldız fütüvvet emanet ediyor.
Şimdi ıssız çöllerde Ravza’nın aşkıyla,Sen’i görmek aşkıyla yanıp kavruluyor,tutuşuyor gibiyim.
Yüzümden dökülen her damla gözyaşıyla Kur’an’ım ıslanmakta,ben yanmaktayım..Issız bir fener gibi yolunu kaybetmiş gemilere rotasını belirten imanım,senin bir damla şefaatine muhtaç..
Bu sefil,bu bedbaht,bu hodbin ruhum senin bir nebze duana aç..
Erguvan çiçekleri yeşerir dallarda.
Onlar bile senin aşkından haberdar iken ben bihaber dolaşıyorum ortalıklarda!Senin köyünün, ‘Peygamber Köyü’ nün amber kokusuyla başım dönmüş,kendini bilmez divaneler gibiyim.
Artık başka çiçek aramaz oldu ruhum;çünkü gönlüm GÜL’ün arzusuyla yanmakta..
imdi hasret dolu her geceyi,ızdırabı diziyorum tesbih tanelerine ve Sen’i düşünüyorum.
Cibril (a.s)’ın kanatlarında Miraç’tan dönerken..
Bu hayalle ruhuma ilahi ilhamların doluyor.
Meşk ediyorum aşkını kalbimin kocaman dağlarından,uçsuz bucaksız deryalarından..
Bu hayalle dilşah oluyor kimsesiz çöllerim,harab ellerim,yıkılmış yüreğim..
Ve düşünüyorum..
Kulağımda birkaç asırlık hicabın uzuyor diye düşünüyorum.
Gözlerimde hasret nağmelerin her telden çalıyor diye ve kalbimi bir vuslat mülahazasına teslim ettim diye,uzuyor şafaklar gecenin ebedi solukladığı seherde..
Ve kalbimde bülbüller inliyor;Gül’den ayrıldık diye…