Singapur'dan Misafirlerimiz Vardı...
Türkiye’yi ziyaret etmek üzere ülkemize gelip çeşitli dinlere mensup yirmiyi aşkın öğrenci ve öğretim üyesinden oluşan Singapur’dan bir grup misafir, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nı ziyaret ederek vakıf çalışmaları ve Rüstem Paşa Medresesi hakkında bilgi aldılar.
*Haberi Alıntı Yaparken Lütfen www.barlaplatformu.com adresini Kaynak Belirtiniz.
Türkiye’yi ziyaret etmek üzere ülkemize gelip çeşitli dinlere mensup yirmiyi aşkın öğrenci ve öğretim üyesinden oluşan Singapur’dan bir grup misafir, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı'nı ziyaret ederek vakıf çalışmaları ve Rüstem Paşa Medresesi hakkında bilgi aldılar.
10 Haziran 2008 Salı günü vakıfta bir öğle yemeği ikram edilen gruba daha sonra vakıf ve çalışmaları hakkında bilgi verildi.
Yemek esnasında epeyce acıktıkları gözlenen grubun yemekten ziyade, Türk baklavasını pek sevdikleri gözlerden kaçmadı. Bir yandan mutfağımızın leziz yemeklerini yerken bir taraftan da güzel sohbetler edildi. Böylece az da olsa mutfak kültürümüzü ve tarihimizi tanımış oldular.
Yemekten sonra misafirlere Rüstem Paşa Medresesi’nin tarihi hakkında kısa bilgi verilerek medrese gezildi. Tanıtımın ardından, toplantıya geçilerek İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın öncülük ettiği çalışmalar tanıtıldı ve akabinde soru - cevap faslına geçildi.
Gelen sorulardan biri çok çarpıcı idi: "Vakıf olarak niçin bu faaliyetlerde bulunuyorsunuz?" Bu sorunun cevabını vakıf yetkilileri şöyle açıkladı: "Çölde dolaşan bir insanın yolculuğu esnasında bir başkasının susuzluktan dolayı yerde bitap halde yatar halde gördüğünü düşünelim. Bu manzara karşısında birinci adam ne yapar acaba? Elbette çantasında su varsa susuzluktan ölmek üzere olan şahısla paylaşır. Akıl ve şefkat bunu gerektirir."
"İşte o çöl dünyanın şu anki hali. İnsanlar büyük bir manevi boşluk ve yalnızlık içinde. Adeta o çöldeki adam gibi manevi susuzluktan kıvranıyorlar. Dünyanın her yerinde zulümlerin, haksızlıkların ve imkansızlıklar içinde kıvranan insanlar, yardım için uzatılan eli bekliyor. Bu anlamda, uyarıcı manevi değerlerin hatırlatılması ve dünyanın gündemine getirilmesi bu anlamda susuz insana su vermekten daha önemli. İşte vakıf olarak bu ve benzeri çalışmaları yaparken o çöldeki gezginin duygu ve düşünceleri ile hareket ediyoruz."
"Öte yandan zamanımızda globalleşmeye paralel olarak, insan ilişkileri, gelişen teknolojik vasıtalar sebebiyle çok artmış, dolayısıyla iletişim, ulaşım ve benzeri sebeplerle yoğunlaşan insanî ilişkiler, beraberinde olumsuzluk sayısını da arttırmış. Bu menfilikleri önlemek için insanların yoğun bir şekilde manevi telkine ihtiyaçları artmış. İşte bizler de bunun için yoğun bir şekilde manevi değerlere ve dînî değerlere dikkat çekmeyi görev telakki ederek elimizdeki değerleri başkaları ile paylaşıyoruz. Yaptığımız çalışmalar bu türden faaliyetler" dedi.
Yemek esnasında epeyce acıktıkları gözlenen grubun yemekten ziyade, Türk baklavasını pek sevdikleri gözlerden kaçmadı. Bir yandan mutfağımızın leziz yemeklerini yerken bir taraftan da güzel sohbetler edildi. Böylece az da olsa mutfak kültürümüzü ve tarihimizi tanımış oldular.
Yemekten sonra misafirlere Rüstem Paşa Medresesi’nin tarihi hakkında kısa bilgi verilerek medrese gezildi. Tanıtımın ardından, toplantıya geçilerek İstanbul İlim ve Kültür Vakfı’nın öncülük ettiği çalışmalar tanıtıldı ve akabinde soru - cevap faslına geçildi.
Gelen sorulardan biri çok çarpıcı idi: "Vakıf olarak niçin bu faaliyetlerde bulunuyorsunuz?" Bu sorunun cevabını vakıf yetkilileri şöyle açıkladı: "Çölde dolaşan bir insanın yolculuğu esnasında bir başkasının susuzluktan dolayı yerde bitap halde yatar halde gördüğünü düşünelim. Bu manzara karşısında birinci adam ne yapar acaba? Elbette çantasında su varsa susuzluktan ölmek üzere olan şahısla paylaşır. Akıl ve şefkat bunu gerektirir."
"İşte o çöl dünyanın şu anki hali. İnsanlar büyük bir manevi boşluk ve yalnızlık içinde. Adeta o çöldeki adam gibi manevi susuzluktan kıvranıyorlar. Dünyanın her yerinde zulümlerin, haksızlıkların ve imkansızlıklar içinde kıvranan insanlar, yardım için uzatılan eli bekliyor. Bu anlamda, uyarıcı manevi değerlerin hatırlatılması ve dünyanın gündemine getirilmesi bu anlamda susuz insana su vermekten daha önemli. İşte vakıf olarak bu ve benzeri çalışmaları yaparken o çöldeki gezginin duygu ve düşünceleri ile hareket ediyoruz."
"Öte yandan zamanımızda globalleşmeye paralel olarak, insan ilişkileri, gelişen teknolojik vasıtalar sebebiyle çok artmış, dolayısıyla iletişim, ulaşım ve benzeri sebeplerle yoğunlaşan insanî ilişkiler, beraberinde olumsuzluk sayısını da arttırmış. Bu menfilikleri önlemek için insanların yoğun bir şekilde manevi telkine ihtiyaçları artmış. İşte bizler de bunun için yoğun bir şekilde manevi değerlere ve dînî değerlere dikkat çekmeyi görev telakki ederek elimizdeki değerleri başkaları ile paylaşıyoruz. Yaptığımız çalışmalar bu türden faaliyetler" dedi.
*Haberi Alıntı Yaparken Lütfen www.barlaplatformu.com adresini Kaynak Belirtiniz.