Sohbetlerde Sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf eder
Sözlükte “sırr-ı ehadiyet : Allah’ın her bir varlıkta birliğinin görülmesinin sırrı, nur-u tevhid de: her şeyin bir olan Allah’a ait olduğuna ve Onun yaptığına inanmaktan doğan nur” olarak tanımlanır.
Bunun daha sade manası şudur. Birin (tevhid), her bir şeyde (ehad) kendini göstermesi.
Tevhid, vahdette görünen birliğin, edadiyet, kesrette görünen birliğin adıdır.
Bunun bir sohbete yansıması şöyle olur. Bu sırra eren kişi, bir kişidir, bin kişiye konuşur, her kişiye ben sana konuştum hissini verir.
Büyüklerin sohbetine gidildiğinde, genelde o sohbeti dinleyenlerde “bu sözler bana söylendi” hissi olur.
Biz buna “birin” (vahidin) her bir fertle (ehad) ilgilenmesi diyoruz.
İyi bir sohbette her bir dinleyici bu hoca bana konuştu diyebiliyorsa, o sohbette, sırr-ı ehadiyet, nur-u tevhid içinde inkişaf etmiştir diyebiliriz.