Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 567536" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em><strong>Yirmidördüncü Pencere </strong></em></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em><strong></strong></em></span></span></span></p><p><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ ﻛُﻞُّ ﺷَﻲْﺀٍ ﻫَﺎﻟِﻚٌ ﺍِﻟﺎَّ ﻭَﺟْﻬَﻪُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤُﻜْﻢُ ﻭَ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺗُﺮْﺟَﻌُﻮﻥَ</span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Mevt, hayat kadar bir bürhan-ı rububiyettir. Gayet kuvvetli bir hüccet-i vahdaniyettir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: #000000"><span style="color: #a52a2a"><span style="font-family: 'arial'">ﺍَﻟَّﺬِﻯ ﺧَﻠَﻖَ ﺍﻟْﻤَﻮْﺕَ ﻭَﺍﻟْﺤَﻴَﻮﺓَ</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span><span style="font-family: 'arial'">delaletince, mevt; adem, i'dam, fena, hiçlik, fâilsiz bir inkıraz değil, belki bir Fâil-i Hakîm tarafından hizmetten terhis ve tahvil-i mekân ve tebdil-i beden ve vazifeden paydos ve haps-i bedenden âzad etmek ve muntazam bir eser-i hikmet olduğu, Birinci Mektub'da gösterilmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet nasıl zemin yüzündeki masnuat ve zîhayatlar ve hayattar zemin yüzü, bir Sâni'-i Hakîm'in vücub-u vücuduna ve vahdaniyetine şehadet ediyorlar. Öyle de: O zîhayatlar ölümleriyle bir Hayy-ı Bâki'nin sermediyetine ve vâhidiyetine şehadet ediyorlar. Yirmiikinci Söz'de; mevt, gayet kuvvetli bir bürhan-ı vahdet ve bir hüccet-i sermediyet olduğu isbat ve izah edildiğinden, şu bahsi o söze havale edip yalnız mühim bir nüktesini beyan edeceğiz. Şöyle ki: </span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Nasıl zîhayatlar, vücudlarıyla bir Vâcib-ül Vücud'un vücuduna delalet ediyorlar. Öyle de: O zîhayatlar, ölümleriyle bir Hayy-ı Bâki'nin sermediyetine, vâhidiyetine şehadet ediyorlar. Meselâ yalnız bir tek zîhayat olan zemin yüzü, intizamatıyla, ahvaliyle Sâni'i gösterdiği gibi, öldüğü vakit yani kış, beyaz kefeni ile ölmüş o zemin yüzünü kapaması ile nazar-ı beşeri ondan çeviriyor. Veyahut nazar, o giden bahar cenazesinin arkasından maziye gider, daha geniş bir manzarayı gösterir. Yani herbiri birer mu'cize-i kudret olan zemin dolusu bütün geçen baharlar misillü yeni gelecek birer hârika-i kudret ve birer hayattar zemin olan, bahar dolusu hayattar mevcudat-ı arziyenin gelmelerini ihsas ve vücudlarına şehadet ettiklerinden; öyle geniş bir mikyasta, öyle parlak bir surette, öyle kuvvetli bir derecede bir Sâni'-i Zülcelal'in bir Kadîr-i Zülkemal'in, bir Kayyum-u Bâki'nin, bir Şems-i Sermedî'nin vücub-u vücuduna ve vahdetine ve beka ve sermediyetine şehadet ederler ve öyle parlak delaili gösterirler ki, ister istemez bedahet derecesinde </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﺍَﻣَﻨْﺖُ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪِ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪِ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">dedirtir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Elhasıl: </span></em><span style="color: #a52a2a"><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'arial'">ﻭَ ﻳُﺤْﻴِﻰ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽَ ﺑَﻌْﺪَ ﻣَﻮْﺗِﻬَﺎ </span></span></span><em><span style="font-family: 'arial'">sırrınca; hayattar bu zemin, bir baharda Sâni'a şehadet ettiği gibi; onun ölmesiyle, zamanın geçmiş ve gelecek iki kanadına dizilmiş mu'cizat-ı kudretine nazarı çeviriyor. Bir bahar yerine binler baharı gösteriyor. Bir mu'cize yerine binler mu'cizat-ı kudretine işaret eder. Ve onlardan her bahar, şu hazır bahardan daha kat'î şehadet eder. Çünki mazi tarafına geçenler, zahirî esbablarıyla beraber gitmişler; arkalarında yine kendileri gibi başkalar yerlerine gelmişler. Demek esbab-ı zahiriye hiçtir. Yalnız bir Kadîr-i Zülcelal, onları halkedip, hikmetiyle esbaba bağlayarak gönderdiğini gösteriyor. Ve gelecek zamanda dizilmiş hayattar olan zemin yüzleri ise, daha parlak şehadet eder. Çünki yeniden, yoktan, hiçten yapılıp gönderilecek, yere konup vazife gördürüp sonra gönderilecekler.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">İşte ey tabiata saplanan ve bataklıkta boğulmak derecesine gelen gafil! Bütün mazi ve müstakbele ulaşacak hikmetli ve kudretli manevî el sahibi olmayan bir şey, nasıl bu zeminin hayatına karışabilir? Senin gibi hiç ender hiç olan tesadüf ve tabiat buna karışabilir mi? Kurtulmak istersen: "Tabiat, olsa olsa bir defter-i kudret-i İlahiyedir. Tesadüf ise, cehlimizi örten gizli bir hikmet-i İlahiyenin perdesidir" de, hakikata yanaş.</span></em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 567536, member: 1040028"] [COLOR=#000000][FONT=arial][SIZE=3][I][B]Yirmidördüncü Pencere [/B][/I][/SIZE][/FONT][/COLOR] [COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻟﺎَٓ ﺍِﻟَﻪَ ﺍِﻟﺎَّ ﻫُﻮَ ﻛُﻞُّ ﺷَﻲْﺀٍ ﻫَﺎﻟِﻚٌ ﺍِﻟﺎَّ ﻭَﺟْﻬَﻪُ ﻟَﻪُ ﺍﻟْﺤُﻜْﻢُ ﻭَ ﺍِﻟَﻴْﻪِ ﺗُﺮْﺟَﻌُﻮﻥَ[/FONT][/SIZE][/COLOR] [COLOR=#000000][FONT=arial] [/FONT][/COLOR][SIZE=3][COLOR=#000000][I][FONT=arial]Mevt, hayat kadar bir bürhan-ı rububiyettir. Gayet kuvvetli bir hüccet-i vahdaniyettir. [/FONT][/I][/COLOR][/SIZE] [SIZE=5][COLOR=#000000][COLOR=#a52a2a][FONT=arial]ﺍَﻟَّﺬِﻯ ﺧَﻠَﻖَ ﺍﻟْﻤَﻮْﺕَ ﻭَﺍﻟْﺤَﻴَﻮﺓَ[/FONT][/COLOR][/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#000000][I][FONT=arial] [/FONT][FONT=arial]delaletince, mevt; adem, i'dam, fena, hiçlik, fâilsiz bir inkıraz değil, belki bir Fâil-i Hakîm tarafından hizmetten terhis ve tahvil-i mekân ve tebdil-i beden ve vazifeden paydos ve haps-i bedenden âzad etmek ve muntazam bir eser-i hikmet olduğu, Birinci Mektub'da gösterilmiştir. Evet nasıl zemin yüzündeki masnuat ve zîhayatlar ve hayattar zemin yüzü, bir Sâni'-i Hakîm'in vücub-u vücuduna ve vahdaniyetine şehadet ediyorlar. Öyle de: O zîhayatlar ölümleriyle bir Hayy-ı Bâki'nin sermediyetine ve vâhidiyetine şehadet ediyorlar. Yirmiikinci Söz'de; mevt, gayet kuvvetli bir bürhan-ı vahdet ve bir hüccet-i sermediyet olduğu isbat ve izah edildiğinden, şu bahsi o söze havale edip yalnız mühim bir nüktesini beyan edeceğiz. Şöyle ki: Nasıl zîhayatlar, vücudlarıyla bir Vâcib-ül Vücud'un vücuduna delalet ediyorlar. Öyle de: O zîhayatlar, ölümleriyle bir Hayy-ı Bâki'nin sermediyetine, vâhidiyetine şehadet ediyorlar. Meselâ yalnız bir tek zîhayat olan zemin yüzü, intizamatıyla, ahvaliyle Sâni'i gösterdiği gibi, öldüğü vakit yani kış, beyaz kefeni ile ölmüş o zemin yüzünü kapaması ile nazar-ı beşeri ondan çeviriyor. Veyahut nazar, o giden bahar cenazesinin arkasından maziye gider, daha geniş bir manzarayı gösterir. Yani herbiri birer mu'cize-i kudret olan zemin dolusu bütün geçen baharlar misillü yeni gelecek birer hârika-i kudret ve birer hayattar zemin olan, bahar dolusu hayattar mevcudat-ı arziyenin gelmelerini ihsas ve vücudlarına şehadet ettiklerinden; öyle geniş bir mikyasta, öyle parlak bir surette, öyle kuvvetli bir derecede bir Sâni'-i Zülcelal'in bir Kadîr-i Zülkemal'in, bir Kayyum-u Bâki'nin, bir Şems-i Sermedî'nin vücub-u vücuduna ve vahdetine ve beka ve sermediyetine şehadet ederler ve öyle parlak delaili gösterirler ki, ister istemez bedahet derecesinde [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﺍَﻣَﻨْﺖُ ﺑِﺎﻟﻠَّﻪِ ﺍﻟْﻮَﺍﺣِﺪِ ﺍﻟْﺎَﺣَﺪِ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]dedirtir. [/FONT] [FONT=arial]Elhasıl: [/FONT][/I][COLOR=#a52a2a][SIZE=5][FONT=arial]ﻭَ ﻳُﺤْﻴِﻰ ﺍﻟْﺎَﺭْﺽَ ﺑَﻌْﺪَ ﻣَﻮْﺗِﻬَﺎ [/FONT][/SIZE][/COLOR][I][FONT=arial]sırrınca; hayattar bu zemin, bir baharda Sâni'a şehadet ettiği gibi; onun ölmesiyle, zamanın geçmiş ve gelecek iki kanadına dizilmiş mu'cizat-ı kudretine nazarı çeviriyor. Bir bahar yerine binler baharı gösteriyor. Bir mu'cize yerine binler mu'cizat-ı kudretine işaret eder. Ve onlardan her bahar, şu hazır bahardan daha kat'î şehadet eder. Çünki mazi tarafına geçenler, zahirî esbablarıyla beraber gitmişler; arkalarında yine kendileri gibi başkalar yerlerine gelmişler. Demek esbab-ı zahiriye hiçtir. Yalnız bir Kadîr-i Zülcelal, onları halkedip, hikmetiyle esbaba bağlayarak gönderdiğini gösteriyor. Ve gelecek zamanda dizilmiş hayattar olan zemin yüzleri ise, daha parlak şehadet eder. Çünki yeniden, yoktan, hiçten yapılıp gönderilecek, yere konup vazife gördürüp sonra gönderilecekler. [/FONT] [FONT=arial]İşte ey tabiata saplanan ve bataklıkta boğulmak derecesine gelen gafil! Bütün mazi ve müstakbele ulaşacak hikmetli ve kudretli manevî el sahibi olmayan bir şey, nasıl bu zeminin hayatına karışabilir? Senin gibi hiç ender hiç olan tesadüf ve tabiat buna karışabilir mi? Kurtulmak istersen: "Tabiat, olsa olsa bir defter-i kudret-i İlahiyedir. Tesadüf ise, cehlimizi örten gizli bir hikmet-i İlahiyenin perdesidir" de, hakikata yanaş.[/FONT][/I][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst