Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 567600" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em>Evet Hazret-i Üstad, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin Sünnet-i Seniyesine tam iktida etmiştir.</em></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em></em></span></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bedîüzzaman'ın bu hali de, bütün İslâm mücahidlerine ve umum Müslümanlara bir örnektir. Yani, cihad ile ubudiyet ve takvayı beraber yapıyor; birini yapıp, diğerini ihmal etmiyor. Cebbar ve zalim din düşmanlarının plânıyla hapishanelere sevk edilip, tecrid-i mutlakta ve gayet soğuk bir odada bırakılması ve şiddetli soğukların ve hastalıkların ızdırabları ve titremeleri ve ihtiyarlığın tâkatsızlıkları içinde bulunması dahi, te'lifata noksanlık vermemiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Sıddık-ı Ekber (Radıyallahü Anhü) demiştir ki: "Cehennem'de vücudum o kadar büyüsün ki, ehl-i imana yer kalmasın." Bedîüzzaman, bu gayet ulvî seciyenin bir lem'acığına mazhar olmak için, "Birkaç adamın imanını kurtarmak için Cehennem'e girmeye hazırım" diye fedakârlığın şâhikasına yükselmiş ve böyle olduğu, Kur'an ve İslâmiyet'in fedai ve muhlis bir hâdimi olduğu, seksen senelik hayatının şehadetiyle sabit olmuştur.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Kur'an ve iman hizmeti için Bedîüzzaman'ın haysiyetini, şerefini, ruhunu, nefsini, hayatını feda ettiği; maruz kaldığı o kadar şedid zulüm ve işkencelere ve giriftar edildiği çok musibet ve belalara karşı gösterdiği son derece sabır, tahammül ve itidal, birer şahid-i sadık hükmündedirler.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bedîüzzaman Kur'an, iman, İslâmiyet hizmeti için, dünyevî rahatlıklarını feda etmiş, dünyevî şahsî servetler edinmemiş, zühd ve takva ve riyazet, iktisad ve kanaatla ömür geçirerek, dünya ile alâkasını kesmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bu cümleden olarak, Müslümanların refah ve saadeti için, bütün ömür dakikalarını sırf iman hizmetine vakf ve hasretmek ve ihlasa tam muvaffak olmak için, kendini dünyadan tecrid ederek mücerred kalmıştır. Evet, Bedîüzzaman iman ve İslâmiyet hizmeti için, her şeyden bu derece fedakârlık yapan, fakat bütün bunlarla beraber; ubudiyet, zühd ve takvada da bir istisna teşkil eden tarihî bir İslâm fedaisi ve Kur'an-ı Hakîm'in muhlis bir hâdimi payesine yükselmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bedîüzzaman'ın, Risale-i Nur davasında öyle bir itminanı, öyle bir sıdk ve sadakatı, öyle bir sebat ve metaneti, öyle bir ihlası vardır ki: Din düşmanlarının o kadar şiddetli zulüm ve istibdadları, o kadar hücum ve tazyikatları ve bunlarla beraber maddî yokluklar içinde bulunması, davasından vazgeçirememiş ve küçük bir tereddüd dahi ika' edememiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Said Nursî, Eski Said tabir ettiği gençliğinde felsefede çok ileri gitmiştir. Garbın Sokrat'ı, Eflatun'u, Aristo'su gibi hakikatlı feylesofları ve şarkın İbn-i Sina, İbn-i Rüşd, Farabî gibi dâhî hükemalarından felsefe ve hikmette Kur'an-ı Hakîm'in feyziyle çok ileri geçmiş ve Kur'andan başka halâskâr ve hakikî rehber olmadığını dava etmiş ve Risale-i Nur eserlerinde isbat etmiştir. Bu hakikatlarda şübhesi olan olursa, Üstad âhirete teşrif etmeden bizzât şübhesini izale edebilir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Said Nursî, Kur'an ve imana hizmet mesleğini ihtiyar edip, hiçbir maddî ve manevî menfaat, salahat ve velilik gibi manevî makamları maksad ve gaye etmeden, sırf Cenab-ı Hakk'ın rızası için hizmet yapmıştır. Basiretli ehl-i ilim tarafından bütün Müslümanlarca "Zuhuru beklenen siyasî ve dinî bir halâskârdır" gibi şahsına verilen yüksek mertebeyi, Bedîüzzaman hiddetle reddetmiş, kendisinin ancak Kur'anın bir hizmetkârı ve Risale-i Nur Talebelerinin bir ders arkadaşı olduğuna inanmış ve beyan etmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Millî Müdafaa Vekaletinde yirmibeş sene hizmet görmüş muhterem âlim bir zâtın, şimdi aramızda bulunan bir kısım arkadaşlarımızla, evvelki gün ziyaretine gittiğimiz vakit, Bedîüzzaman Hazretleri hakkında demişti ki: "Bedîüzzaman'ın nasıl bir zât olduğunu anlayabilmek için, Risale-i Nur Külliyatını dikkatle, sebatla okumak kâfidir. Size bir misal olarak, yalnız dünyevî iktidarı bakımından derim ki: Bedîüzzaman, Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsiyle yalnız bir devleti değil, dünya yüzündeki milletlerin idaresi ona verilse, onları selâmet ve saadet içinde idare edecek bir iktidar ve inayete mâliktir."</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet, Bedîüzzaman nâdire-i hilkattir. Fakat yirmibeş senedir hem kendini, hem talebelerini siyasetten men'etmiştir; dünyevî işlerle meşgul değildir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bedîüzzaman'ın Risale-i Nur'u te'lif ettiği zamanlarda ve hizmet-i Kur'aniye'de istihdam edildiği anlarda; zekâsı, fetaneti, aklı, mantıkı, zihni, hayali, hâfızası, teemmülü, feraseti, seziş ve kavrayışı, sür'at-i intikali ve ruhî, kalbî, vicdanî hâsseleri, duyguları ve manevî letaifinin emsalsiz bir tarzda olması, istihdam edildiğine aşikâr bir delildir ki; kendi ihtiyarıyla, keyfiyle değil, inayet-i İlahiye ile Kur'ana hizmetkârlık etmiş bir derecede olduğu, basiretli ehl-i ilim ve ehl-i kalbce musaddak ve müstahsendir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Mısır'da fâzıl ülemadan, merhum Abdülaziz Çâviş, Bedîüzzaman'ın fatîn-ül asr olduğu ve müdhiş bir fart-ı zekâya mâlik bulunduğu mevzuunda, Mısır matbuatında makale neşretmiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Büyük ve salâbetli bir âlim olan Şeyhülislâm merhum Mustafa Sabri Efendi, Mısır'da Risale-i Nur'a sahib çıkmış ve Câmi-ül Ezher Üniversitesinde en yüksek bir mevkiye koymuştur.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Risale-i Nur, İslâmiyet'in gayet keskin ve elmas bir kılıncıdır. Bu hakikatlara bir delil ise, Bedîüzzaman'ın zalim hükümdarlara ve kumandanlara, ölümü istihkar ederek, hakikatı pervasızca tebliğ etmesi ve dünyayı saran dinsizlik kuvvetine mukabil, hakaik-i Kur'aniye ve imaniyeyi, kendini feda ederek, istibdadın en koyu devrinde neşretmesi ve bu kudsî hakikata, cansiperane hizmet etmesidir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bir müddeiumumî, iddianamesinde: "Bedîüzzaman, ihtiyarladıkça artan enerjisiyle dinî faaliyete devam etmektedir." Denizli mahkemesi, ehl-i vukuf raporunda: "Evet, Said Nursî'de bir enerji vardır, fakat bu enerjisini, tarîkat veya bir cem'iyet kurmakta sarfetmemiş, Kur'an hakikatlarını beyan ve dine hizmete sarfettiği kanaatına varılmıştır." denilmektedir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Din aleyhindeki eski hükûmetlerin vekillerinden birisi (antidemokratik kanunların Millet Meclisinde müzakeresi esnasında): "Bedîüzzaman Said-i Nursî'nin dinî faaliyetine, yirmibeş seneden beri mani olamıyoruz." demiştir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Biz de deriz ki: Evet, Said Nursî Hazretleri; emsali görülmemiş dinamik ve enerjik bir zâttır. Bedîüzzaman'ın hârika bir insan olduğunu, din düşmanları olan muarızları dahi kalben tasdik ve takdir etmektedirler.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Said Nursî, bazan bir talebesine Risale-i Nur'dan okuyuvermek nimetini lütfettiği zaman der ki: "Bu benim dersimdir. Ben kendim için okuyorum. Bu risaleyi, şimdiye kadar belki yüz defa okumuşum. Fakat, şimdi yeni görüyorum gibi tekrar okumağa ihtiyaç ve iştiyakım var."</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Hem yine der ki: "Ben başkaları için kitab yazmamışım. Kendim için yazmışım. Kur'andan bulduğum bu devalarımı arzu edenler okuyabilir." Evet, Bedîüzzaman itikad ediyor ve diyor ki: "Ben derse, terbiyeye ve nefsimi ıslaha muhtacım." Bedîüzzaman gibi bir zât böyle derse, bizim bu eserlere ne kadar muhtaç olduğumuz artık kıyas edilsin.</span></em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 567600, member: 1040028"] [COLOR=#000000][FONT=arial][SIZE=3][I]Evet Hazret-i Üstad, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin Sünnet-i Seniyesine tam iktida etmiştir. [/I][/SIZE][/FONT][/COLOR][SIZE=3][COLOR=#000000][I] [FONT=arial]Bedîüzzaman'ın bu hali de, bütün İslâm mücahidlerine ve umum Müslümanlara bir örnektir. Yani, cihad ile ubudiyet ve takvayı beraber yapıyor; birini yapıp, diğerini ihmal etmiyor. Cebbar ve zalim din düşmanlarının plânıyla hapishanelere sevk edilip, tecrid-i mutlakta ve gayet soğuk bir odada bırakılması ve şiddetli soğukların ve hastalıkların ızdırabları ve titremeleri ve ihtiyarlığın tâkatsızlıkları içinde bulunması dahi, te'lifata noksanlık vermemiştir. [/FONT] [FONT=arial]Sıddık-ı Ekber (Radıyallahü Anhü) demiştir ki: "Cehennem'de vücudum o kadar büyüsün ki, ehl-i imana yer kalmasın." Bedîüzzaman, bu gayet ulvî seciyenin bir lem'acığına mazhar olmak için, "Birkaç adamın imanını kurtarmak için Cehennem'e girmeye hazırım" diye fedakârlığın şâhikasına yükselmiş ve böyle olduğu, Kur'an ve İslâmiyet'in fedai ve muhlis bir hâdimi olduğu, seksen senelik hayatının şehadetiyle sabit olmuştur. [/FONT] [FONT=arial]Kur'an ve iman hizmeti için Bedîüzzaman'ın haysiyetini, şerefini, ruhunu, nefsini, hayatını feda ettiği; maruz kaldığı o kadar şedid zulüm ve işkencelere ve giriftar edildiği çok musibet ve belalara karşı gösterdiği son derece sabır, tahammül ve itidal, birer şahid-i sadık hükmündedirler. [/FONT] [FONT=arial]Bedîüzzaman Kur'an, iman, İslâmiyet hizmeti için, dünyevî rahatlıklarını feda etmiş, dünyevî şahsî servetler edinmemiş, zühd ve takva ve riyazet, iktisad ve kanaatla ömür geçirerek, dünya ile alâkasını kesmiştir. Bu cümleden olarak, Müslümanların refah ve saadeti için, bütün ömür dakikalarını sırf iman hizmetine vakf ve hasretmek ve ihlasa tam muvaffak olmak için, kendini dünyadan tecrid ederek mücerred kalmıştır. Evet, Bedîüzzaman iman ve İslâmiyet hizmeti için, her şeyden bu derece fedakârlık yapan, fakat bütün bunlarla beraber; ubudiyet, zühd ve takvada da bir istisna teşkil eden tarihî bir İslâm fedaisi ve Kur'an-ı Hakîm'in muhlis bir hâdimi payesine yükselmiştir. [/FONT] [FONT=arial]Bedîüzzaman'ın, Risale-i Nur davasında öyle bir itminanı, öyle bir sıdk ve sadakatı, öyle bir sebat ve metaneti, öyle bir ihlası vardır ki: Din düşmanlarının o kadar şiddetli zulüm ve istibdadları, o kadar hücum ve tazyikatları ve bunlarla beraber maddî yokluklar içinde bulunması, davasından vazgeçirememiş ve küçük bir tereddüd dahi ika' edememiştir. [/FONT] [FONT=arial]Said Nursî, Eski Said tabir ettiği gençliğinde felsefede çok ileri gitmiştir. Garbın Sokrat'ı, Eflatun'u, Aristo'su gibi hakikatlı feylesofları ve şarkın İbn-i Sina, İbn-i Rüşd, Farabî gibi dâhî hükemalarından felsefe ve hikmette Kur'an-ı Hakîm'in feyziyle çok ileri geçmiş ve Kur'andan başka halâskâr ve hakikî rehber olmadığını dava etmiş ve Risale-i Nur eserlerinde isbat etmiştir. Bu hakikatlarda şübhesi olan olursa, Üstad âhirete teşrif etmeden bizzât şübhesini izale edebilir. [/FONT] [FONT=arial]Said Nursî, Kur'an ve imana hizmet mesleğini ihtiyar edip, hiçbir maddî ve manevî menfaat, salahat ve velilik gibi manevî makamları maksad ve gaye etmeden, sırf Cenab-ı Hakk'ın rızası için hizmet yapmıştır. Basiretli ehl-i ilim tarafından bütün Müslümanlarca "Zuhuru beklenen siyasî ve dinî bir halâskârdır" gibi şahsına verilen yüksek mertebeyi, Bedîüzzaman hiddetle reddetmiş, kendisinin ancak Kur'anın bir hizmetkârı ve Risale-i Nur Talebelerinin bir ders arkadaşı olduğuna inanmış ve beyan etmiştir. [/FONT] [FONT=arial]Millî Müdafaa Vekaletinde yirmibeş sene hizmet görmüş muhterem âlim bir zâtın, şimdi aramızda bulunan bir kısım arkadaşlarımızla, evvelki gün ziyaretine gittiğimiz vakit, Bedîüzzaman Hazretleri hakkında demişti ki: "Bedîüzzaman'ın nasıl bir zât olduğunu anlayabilmek için, Risale-i Nur Külliyatını dikkatle, sebatla okumak kâfidir. Size bir misal olarak, yalnız dünyevî iktidarı bakımından derim ki: Bedîüzzaman, Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsiyle yalnız bir devleti değil, dünya yüzündeki milletlerin idaresi ona verilse, onları selâmet ve saadet içinde idare edecek bir iktidar ve inayete mâliktir." Evet, Bedîüzzaman nâdire-i hilkattir. Fakat yirmibeş senedir hem kendini, hem talebelerini siyasetten men'etmiştir; dünyevî işlerle meşgul değildir. [/FONT] [FONT=arial]Bedîüzzaman'ın Risale-i Nur'u te'lif ettiği zamanlarda ve hizmet-i Kur'aniye'de istihdam edildiği anlarda; zekâsı, fetaneti, aklı, mantıkı, zihni, hayali, hâfızası, teemmülü, feraseti, seziş ve kavrayışı, sür'at-i intikali ve ruhî, kalbî, vicdanî hâsseleri, duyguları ve manevî letaifinin emsalsiz bir tarzda olması, istihdam edildiğine aşikâr bir delildir ki; kendi ihtiyarıyla, keyfiyle değil, inayet-i İlahiye ile Kur'ana hizmetkârlık etmiş bir derecede olduğu, basiretli ehl-i ilim ve ehl-i kalbce musaddak ve müstahsendir. [/FONT] [FONT=arial]Mısır'da fâzıl ülemadan, merhum Abdülaziz Çâviş, Bedîüzzaman'ın fatîn-ül asr olduğu ve müdhiş bir fart-ı zekâya mâlik bulunduğu mevzuunda, Mısır matbuatında makale neşretmiştir. [/FONT] [FONT=arial]Büyük ve salâbetli bir âlim olan Şeyhülislâm merhum Mustafa Sabri Efendi, Mısır'da Risale-i Nur'a sahib çıkmış ve Câmi-ül Ezher Üniversitesinde en yüksek bir mevkiye koymuştur. [/FONT] [FONT=arial]Risale-i Nur, İslâmiyet'in gayet keskin ve elmas bir kılıncıdır. Bu hakikatlara bir delil ise, Bedîüzzaman'ın zalim hükümdarlara ve kumandanlara, ölümü istihkar ederek, hakikatı pervasızca tebliğ etmesi ve dünyayı saran dinsizlik kuvvetine mukabil, hakaik-i Kur'aniye ve imaniyeyi, kendini feda ederek, istibdadın en koyu devrinde neşretmesi ve bu kudsî hakikata, cansiperane hizmet etmesidir. [/FONT] [FONT=arial]Bir müddeiumumî, iddianamesinde: "Bedîüzzaman, ihtiyarladıkça artan enerjisiyle dinî faaliyete devam etmektedir." Denizli mahkemesi, ehl-i vukuf raporunda: "Evet, Said Nursî'de bir enerji vardır, fakat bu enerjisini, tarîkat veya bir cem'iyet kurmakta sarfetmemiş, Kur'an hakikatlarını beyan ve dine hizmete sarfettiği kanaatına varılmıştır." denilmektedir. [/FONT] [FONT=arial]Din aleyhindeki eski hükûmetlerin vekillerinden birisi (antidemokratik kanunların Millet Meclisinde müzakeresi esnasında): "Bedîüzzaman Said-i Nursî'nin dinî faaliyetine, yirmibeş seneden beri mani olamıyoruz." demiştir. [/FONT] [FONT=arial]Biz de deriz ki: Evet, Said Nursî Hazretleri; emsali görülmemiş dinamik ve enerjik bir zâttır. Bedîüzzaman'ın hârika bir insan olduğunu, din düşmanları olan muarızları dahi kalben tasdik ve takdir etmektedirler. [/FONT] [FONT=arial]Said Nursî, bazan bir talebesine Risale-i Nur'dan okuyuvermek nimetini lütfettiği zaman der ki: "Bu benim dersimdir. Ben kendim için okuyorum. Bu risaleyi, şimdiye kadar belki yüz defa okumuşum. Fakat, şimdi yeni görüyorum gibi tekrar okumağa ihtiyaç ve iştiyakım var." [/FONT] [FONT=arial]Hem yine der ki: "Ben başkaları için kitab yazmamışım. Kendim için yazmışım. Kur'andan bulduğum bu devalarımı arzu edenler okuyabilir." Evet, Bedîüzzaman itikad ediyor ve diyor ki: "Ben derse, terbiyeye ve nefsimi ıslaha muhtacım." Bedîüzzaman gibi bir zât böyle derse, bizim bu eserlere ne kadar muhtaç olduğumuz artık kıyas edilsin.[/FONT][/I][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst