İşte şu hal ve şu keyfiyet, bizzarure ve bilbedahe ilân eder ki; hiçbir şey, hiçbir zaman, hiçbir mekân bir tek Sâni'-i Zülcelal'in kabza-i tasarrufundan hariç olamaz. Herbir şey ve bütün eşya, bütün şuunatıyla, bir Kadîr-i Mürid'in kabza-i tasarrufunda tedbir edilir. Ve bir Rahman-ı Rahîm'in tanzimiyle ve lütfuyla güzelleştiriliyor. Ve bir Hannan-ı Mennan'ın tezyiniyle süslendiriliyor.
Evet başında şuur ve yüzünde gözü bulunana şu kâinat ve şu mevcudattaki nizam ve mizan ve tanzim ve tevzin; bir tek, yekta, Vâhid, Ehad, Kadîr, Mürîd, Alîm, Hakîm bir zâtı vahdaniyet mertebesinde gösterir. Evet her şeyde bir birlik var. Birlik ise, biri gösterir. Meselâ, dünyanın lâmbası olan Güneş birdir; öyle ise, dünyanın mâliki dahi birdir. Meselâ, zemin yüzündeki zîhayatların hizmetçileri olan hava, ateş, su birdir; öyle ise, onları istihdam eden ve bizlere müsahhar eden dahi birdir.
Keyfiyet: Özellik, nitelik, kıymet.
Bizzarure: Zorunlu olarak, ister istemez.
Bilbedahe: Apaçık, açık olarak, besbelli.
Sâni'-i Zülcelal: Sonsuz büyüklük ve yücelik sahibi sanatkar yaratıcı.
Kabza-i tasarruf: Tasarruf (idare) eli.
Rahman-ı Rahîm: Çok acıyıcı ve şefkatli olup sayısız nimetlerin sahibi ve vericisi olan Allah (cc).
Yekta: Tek, yanlız, eşsiz.
Vâhid: Eşi, benzeri, kısımları ve parçası bulunmayan.
Alîm: Sonsuz ilim sahibi.
Vahdaniyet: Birlik, Allah'ın (cc) birliği.