Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Şualar
Şualar 6. Ders - İnsan Tevhid Anlayışı İle Kainatın En Mükemmel Mahluku Olur..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 388018" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: 6. Ders: İnsan Tevhid Anlayışı İle Kainatın En Mükemmel Mahluku Olur..</strong></p><p></p><p>[NOT]<span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 10px">Yoksa, eğer vahdet olmazsa, insan mahlûkatın en bedbahtı ve mevcudatın en süflîsi ve hayvanatın en biçaresi ve zîşuurun en hüzünlüsü ve azaplısı ve gamlısı olur. Çünkü, insan nihayetsiz bir aczi ve nihayetsiz düşmanları ve hadsiz bir fakrı ve hadsiz ihtiyaçları bulunmakla beraber, mahiyeti öyle çok ve mütenevvi âlâtla ve hissiyatla teçhiz edilmiş ki, yüz bin çeşit elemleri hisseder ve yüz binler tarzlarda lezzetleri zevk ederek ister. Ve öyle maksatları ve arzuları var ki, bütün kâinata birden hükmü geçmeyen bir zât o arzuları yerine getiremez.</span></span><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"><span style="font-family: 'verdana'"><span style="font-size: 10px">Meselâ, insanda gayet şedit bir arzu-yu bekà var. İnsanın bu maksadını öyle bir zât verebilir ki, bütün kâinatı bir saray hükmünde tasarruf eder. Bir odanın kapısını kapayıp, diğer bir menzilin kapısını açmak gibi kolay bir surette dünya kapısını kapayıp âhiret kapısını açabilsin. Beşerin bu arzu-yu bekà gibi ebed tarafına uzanmış ve aktar-ı âleme yayılmış binler menfî ve müsbet arzuları var ki, onları vermekle beşerin iki dehşetli yaraları olan aczini ve fakrını tedavi eden zât ise, ancak sırr-ı vahdetle bütün kâinatı kabzasında tutan Zât-ı Ehad olabilir.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'ITCSouvenirStdLight'"></span>[/NOT]</p><p></p><p><span style="font-family: 'verdana'">İnsan mahlukatın en şereflisi olarak yaratılmasına rağmen, tevhid inancı taşımadığı takdirde, </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">mahlukatın en bahtsızı, en sefili, en huzursuz ve sürekli maddi manevi azaplara maruz kalan bir </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">varlığıdır. Çünkü i,nsan acizdir, fakirdir. Tek sermayesi hayatı olduğu için, onu tehdit eden </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">herşeyi düşman bilir. Bu cihette hadsiz düşmanları vardır. İhtiyaçlarının ve arzularının haddi, </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">sınırı yoktur. Sonsuz arzu ve istekleri vardır.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'">Acz ve fakrı için bir Kadir-i Rahimden başka sığınabilecek mercii yoktur. Çünkü herkes kendisi </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">gibi acizdir, fakirdir, fanidir. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'">Düşmanları için ancak Kadir olan Rabb-i Rahimine iltica edebilir. Yoksa en küçük bir mikropla dahi </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">başedebilecek kudreti yoktur. Cenab-ı Hak müsaade etmezse bütün dünya yardımına koşsa bile bir </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">düşmanını başından defedemez. Yunus aleyhisselam bir balığın karnına düştüğünde kimse onu o </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">durumdan kurtarmaya muvaffak olamamıştı. Çünkü herşey Yunus aleyhisselam aleyhindeydi. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Karanlıktı, deniz dalgalıydı, fırtına vardı ve en mühimi balık Yunus aleyhisselamı yutmuştu. Bütün </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">dünya o anda Yunus aleyhisselamı kurtarmaya çalışsa bir fayda verir mi ? O halde hem geceye, </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">hem fırtınaya, hem denize, hem balığa hükmedebilecek bir Zatın cc. olması lazım ki, Yunus </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">aleyhisselamı o halden kurtarabilsin. Tıpkı Yunus aleyhisselamın kıssasındaki gibi, hayatımızın mahvına </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">çalışan o kadar çok düşmanlarımız var ki, onları ancak tüm kainatı kabza-i tasarrfunda tutan Allah cc.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">başımızdan defedebilir. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'">İnsan sadece cesedden ibaret bir varlık değildir. Maddi cesedinin yanında manevi yönü de vardır. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Hatta denilebilir ki, maddi cesedi ne kadar tatmin edilirse edilsin, manevi ihtiyaçları karşılanmazsa, </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">bir nevi meyyit hükmündedir. Maddi ve manevi ihtiyaçlarının ise binden birini karşılamaya ancak </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">muktedir olabilir. Mesela hayatının devamı için gerekli olan şartlardan birinin yokluğu hayatının sonu </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">olabilir. Allah cc. yeryüzüne sadece suyu indirmese, kim, hangi ihtiyacını, nasıl karşılayabilir ? Ki su </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">sadece ihtiyaçlardan birisidir. Bununla birlikte güneşe, aya, hayvanların varlığına, bitkilerin varlığına, </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">seslere, binbir çeşit manzaralara, sevgiye, şefkate v.s. olan ihtiyaçlarımız gibi sonsuz ihtiyaçlarımız </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">vardır. Bu sonsuz ihtiyaçlarımızı, ancak ve ancak, bütün ihtiyaçlarımızı bilen, lisan-ı hal ve lisan-ı kal </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">ile yaptığımız her türlü duayı işitebilen ve herşeyi emri altında bulunduran bir Zat yerine getirebilir. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Yoksa insan kendi cüz'i iktidarına müracaat etse, bütün talepleri, arzuları karşılıksız kalır.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'">İnsan Allah'ın isim ve sıfatlarına en cami bir ayine olduğundan, diğer canlılara göre, çok daha üstün </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">vasıfları vardır. Hem çektiği elemlerde, hem de aldığı lezzetlerde bir had, sınır yoktur. Tevhid inancı </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">olmazsa her elemi katmerlenir, elem içinde elem olur. Hatta tattığı lezzetler dahi bir nevi elemdir. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Devamı olmayan lezzet, lezzet değil, elemdir. Tevhid inancı taşımayan, lezzeti bu dünya ile sınırlı </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">göreceğinden, o cüz'i lezzet dahi eleme dönüşür. Tevhid inancında ise elem dahi lezzetlidir. Çünkü </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">musibeti veren, insanı en iyi bilen ve onun hakkında muhakkak bir hikmeti gözeten Allah'tır cc. Ve</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">lezzetler dahi, daha iyilerine, daha güzellerine, ahiret hayatında devamlı bir şekilde kavuşacağını </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">düşündüğünden, lezzetine lezzet katar. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p> <span style="font-family: 'verdana'">Yine insandaki beka arzusu, ancak Baki olan bir Zat tarafından teskin edilebilir. Tevhid inancı olmazsa,</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">fıtraten bekaya duyduğu aşk, her an ölümü ve yok oluşu düşünmekle ve en sevdiklerinin dahi ölümle </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">birlikte ademini düşünmekle başına bela olur. Ebedi hayatını helak ettiği gibi, hazır hayatının dahi </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">lezzetini kaçırır. Tevhid inancı olsa, "Madem o bakidir, o halde her şey bakidir" der, ölümün sonsuz </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">saadete açılan bir kapı olduğunu anlar, hem dünyada hem ahirette bekaya ve saadete mazhar olur.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Zira bu mahiyeti insana takan ve onun üzerinde bunca tasarrufatta bulunan Zat, dirilmemek üzere </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">insanı toprak altında yatırmaz. Hem onu, hem sevdiklerini ebedi bir surette daha güzeliyle iade eder.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 388018, member: 27"] [b]Cevap: 6. Ders: İnsan Tevhid Anlayışı İle Kainatın En Mükemmel Mahluku Olur..[/b] [NOT][FONT=verdana][SIZE=2]Yoksa, eğer vahdet olmazsa, insan mahlûkatın en bedbahtı ve mevcudatın en süflîsi ve hayvanatın en biçaresi ve zîşuurun en hüzünlüsü ve azaplısı ve gamlısı olur. Çünkü, insan nihayetsiz bir aczi ve nihayetsiz düşmanları ve hadsiz bir fakrı ve hadsiz ihtiyaçları bulunmakla beraber, mahiyeti öyle çok ve mütenevvi âlâtla ve hissiyatla teçhiz edilmiş ki, yüz bin çeşit elemleri hisseder ve yüz binler tarzlarda lezzetleri zevk ederek ister. Ve öyle maksatları ve arzuları var ki, bütün kâinata birden hükmü geçmeyen bir zât o arzuları yerine getiremez.[/SIZE][/FONT][FONT=ITCSouvenirStdLight][FONT=verdana][SIZE=2] Meselâ, insanda gayet şedit bir arzu-yu bekà var. İnsanın bu maksadını öyle bir zât verebilir ki, bütün kâinatı bir saray hükmünde tasarruf eder. Bir odanın kapısını kapayıp, diğer bir menzilin kapısını açmak gibi kolay bir surette dünya kapısını kapayıp âhiret kapısını açabilsin. Beşerin bu arzu-yu bekà gibi ebed tarafına uzanmış ve aktar-ı âleme yayılmış binler menfî ve müsbet arzuları var ki, onları vermekle beşerin iki dehşetli yaraları olan aczini ve fakrını tedavi eden zât ise, ancak sırr-ı vahdetle bütün kâinatı kabzasında tutan Zât-ı Ehad olabilir.[/SIZE][/FONT] [/FONT][/NOT] [FONT=verdana]İnsan mahlukatın en şereflisi olarak yaratılmasına rağmen, tevhid inancı taşımadığı takdirde, mahlukatın en bahtsızı, en sefili, en huzursuz ve sürekli maddi manevi azaplara maruz kalan bir varlığıdır. Çünkü i,nsan acizdir, fakirdir. Tek sermayesi hayatı olduğu için, onu tehdit eden herşeyi düşman bilir. Bu cihette hadsiz düşmanları vardır. İhtiyaçlarının ve arzularının haddi, sınırı yoktur. Sonsuz arzu ve istekleri vardır. Acz ve fakrı için bir Kadir-i Rahimden başka sığınabilecek mercii yoktur. Çünkü herkes kendisi gibi acizdir, fakirdir, fanidir. Düşmanları için ancak Kadir olan Rabb-i Rahimine iltica edebilir. Yoksa en küçük bir mikropla dahi başedebilecek kudreti yoktur. Cenab-ı Hak müsaade etmezse bütün dünya yardımına koşsa bile bir düşmanını başından defedemez. Yunus aleyhisselam bir balığın karnına düştüğünde kimse onu o durumdan kurtarmaya muvaffak olamamıştı. Çünkü herşey Yunus aleyhisselam aleyhindeydi. Karanlıktı, deniz dalgalıydı, fırtına vardı ve en mühimi balık Yunus aleyhisselamı yutmuştu. Bütün dünya o anda Yunus aleyhisselamı kurtarmaya çalışsa bir fayda verir mi ? O halde hem geceye, hem fırtınaya, hem denize, hem balığa hükmedebilecek bir Zatın cc. olması lazım ki, Yunus aleyhisselamı o halden kurtarabilsin. Tıpkı Yunus aleyhisselamın kıssasındaki gibi, hayatımızın mahvına çalışan o kadar çok düşmanlarımız var ki, onları ancak tüm kainatı kabza-i tasarrfunda tutan Allah cc. başımızdan defedebilir. İnsan sadece cesedden ibaret bir varlık değildir. Maddi cesedinin yanında manevi yönü de vardır. Hatta denilebilir ki, maddi cesedi ne kadar tatmin edilirse edilsin, manevi ihtiyaçları karşılanmazsa, bir nevi meyyit hükmündedir. Maddi ve manevi ihtiyaçlarının ise binden birini karşılamaya ancak muktedir olabilir. Mesela hayatının devamı için gerekli olan şartlardan birinin yokluğu hayatının sonu olabilir. Allah cc. yeryüzüne sadece suyu indirmese, kim, hangi ihtiyacını, nasıl karşılayabilir ? Ki su sadece ihtiyaçlardan birisidir. Bununla birlikte güneşe, aya, hayvanların varlığına, bitkilerin varlığına, seslere, binbir çeşit manzaralara, sevgiye, şefkate v.s. olan ihtiyaçlarımız gibi sonsuz ihtiyaçlarımız vardır. Bu sonsuz ihtiyaçlarımızı, ancak ve ancak, bütün ihtiyaçlarımızı bilen, lisan-ı hal ve lisan-ı kal ile yaptığımız her türlü duayı işitebilen ve herşeyi emri altında bulunduran bir Zat yerine getirebilir. Yoksa insan kendi cüz'i iktidarına müracaat etse, bütün talepleri, arzuları karşılıksız kalır. İnsan Allah'ın isim ve sıfatlarına en cami bir ayine olduğundan, diğer canlılara göre, çok daha üstün vasıfları vardır. Hem çektiği elemlerde, hem de aldığı lezzetlerde bir had, sınır yoktur. Tevhid inancı olmazsa her elemi katmerlenir, elem içinde elem olur. Hatta tattığı lezzetler dahi bir nevi elemdir. Devamı olmayan lezzet, lezzet değil, elemdir. Tevhid inancı taşımayan, lezzeti bu dünya ile sınırlı göreceğinden, o cüz'i lezzet dahi eleme dönüşür. Tevhid inancında ise elem dahi lezzetlidir. Çünkü musibeti veren, insanı en iyi bilen ve onun hakkında muhakkak bir hikmeti gözeten Allah'tır cc. Ve lezzetler dahi, daha iyilerine, daha güzellerine, ahiret hayatında devamlı bir şekilde kavuşacağını düşündüğünden, lezzetine lezzet katar. Yine insandaki beka arzusu, ancak Baki olan bir Zat tarafından teskin edilebilir. Tevhid inancı olmazsa, fıtraten bekaya duyduğu aşk, her an ölümü ve yok oluşu düşünmekle ve en sevdiklerinin dahi ölümle birlikte ademini düşünmekle başına bela olur. Ebedi hayatını helak ettiği gibi, hazır hayatının dahi lezzetini kaçırır. Tevhid inancı olsa, "Madem o bakidir, o halde her şey bakidir" der, ölümün sonsuz saadete açılan bir kapı olduğunu anlar, hem dünyada hem ahirette bekaya ve saadete mazhar olur. Zira bu mahiyeti insana takan ve onun üzerinde bunca tasarrufatta bulunan Zat, dirilmemek üzere insanı toprak altında yatırmaz. Hem onu, hem sevdiklerini ebedi bir surette daha güzeliyle iade eder.[/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Şualar
Şualar 6. Ders - İnsan Tevhid Anlayışı İle Kainatın En Mükemmel Mahluku Olur..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst