Konuya cevap cer

[NOT]Amma,  kibriya ve azamet ve celâlin vahdete şehadetleri ise, o dahi  Risale-i  Nur’da parlak burhanlarıyla beyan edilmiş. Burada gayet  muhtasar bir  meâline işaret edilecek.

[/NOT]



Kibriya,

Azamet

ve Celal


Bu üç hakikatın, kainatın her yerini kuşatması, kainatın tek elden çıktığını gösteriyor. Risale-i Nur'da çok yerlerde delilleriyle açıklanmış. Burada da kısa bir misalle, bu hakikatlerin ALLAH'ın birliğine delil olması izah edilecek.


Bu ifadeler Allah'ın büyüklüğünü ve kudretini akla getiren ifadeler. Bu ifadeler karşımıza çıktığında küçük bir alan, daire aklımıza gelmiyor. Baştan başa bütün kainatı ve içindekileri aynı anda kuşatan bir büyüklük akla geliyor. 


[NOT]Meselâ, nasıl ki, güneşin azamet-i nuru  ve kibriya-yı ziyası, perdesiz   ve yakınında bulunan başka zayıf nurlara  hiçbir cihetle ihtiyaç   bırakmadığı ve tesir vermediği gibi, öyle de,  kudret-i İlâhiyenin   azamet ve kibriyası dahi, ayrı hiçbir kuvvete,  hiçbir kudrete ihtiyaç   bırakmadığı gibi, onlara hiçbir icadı, hiçbir  hakikî tesiri vermez.[/NOT]


Mesela güneşin önünde birçok perde var ve bu perdeler olduğu takdirde, başka nurlara ihtiyaç hasıl oluyor.


Mesela maddenin kesafeti güneşe bir perde,

ay bir perde,

bulutlar bir perde,

dünyanın yuvarlaklığı ve sürekli dönüyor olması bir perde,

 kapalı ve güneşe mukabil olmayan mekanlar bir perde ve sair..


Bu perdeler sebebiyledir ki, elektrik gibi aydınlatıcı başka nurlara, yani zaif nurlara muhtaç oluyoruz..

Bu perdelerin kalktığını düşündüğümüzde,

yani bulut yok,

ay yok,

dönmek yok,

dünyanın tamamı güneşe mukabil bir vaziyette

olduğunu düşünürsek, bu durumda, elektrik yada başka herhangi bir aydınlatma unsuruna ihtiyacımız olmazdı.

Kullanmış dahi olsak, güneşin ziyası onlara bir tesir vermezdi, yani güneşin ışığından daha fazla ışıtamazlardı, sönük kalırlardı.


İşte nasıl güneş perdesiz olduğunda başka hiçbir nura ihtiyaç bırakmıyor..Öyle de güneş Onun Nur isminin bir tecellisi olan Zatın azameti ve kibriyası ve celali hiç bir perdeye hakiki manada tesir vermiyor. Ancak bazı durumlarda izzetine perde olması için sebebleri yaratmış, ta şekvalar izzetine gelmesin, onlarda kalsın.


Risale-i Nur'dan esbabın neden var olduğunu anlatan bir kısım..


[TAVSIYE]Ey daire-i esbabdan zuhur eden işleri, hâdiseleri esbaba isnad eden  gafil, cahil! Mal sahibi zannettiğin esbab, mal sahibi değillerdir. Asıl  mal sahibi, onların arkasında iş gören kudret-i ezeliyedir. Onlar,  ancak o kudretten gelen hakikî tesirleri ilân ve neşretmekle  muvazzaftırlar. Demek, daire-i esbab, hükûmetin kalem dairesi  hükmündedir ki, yukarıdan gelen emirlerin tebliğatı o daireden  yapılıyor. Çünkü, izzet ve azamet perdeyi iktizâ eder; tevhid ve celâl  dahi şirketi reddeder, tesiri esbaba vermiyor.


Evet, Sultan-ı  Ezelînin memurları vardır, ama icraatçıları değillerdir ki, saltanat ve  rububiyetinde ortak olsunlar. Ancak o memurların vazifesi dellâllıktır  ki, kudretin icraatını ilân ediyorlar. Veya o memurlar, nâzır  müşahitlerdir ki, gördükleri evâmir-i tekviniyeye karşı yaptıkları itaat  ve inkıyad ile istidatlarına göre bir nevi ibadet yapmış olurlar. Demek  esbab, ancak ve ancak kudretin izzetini, rububiyetin haşmetini izhar  için vaz edilmiş birtakım vasıtalardır.



Mesnevi-i Nuriye[/TAVSIYE]


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst