Konuya cevap cer

[NOT]Ve bilhassa kâinattaki bütün makàsıd-ı  Rabbaniyenin temerküz ettiği yeri ve medarları olan zîhayat ve  zîşuurları başkalara havalesi kàbil değil. Hem hilkat-ı insaniyenin ve  hadsiz enva-ı nimetin icadındaki gayelerin tezahür ettiği yerleri,  menşeleri olan zîhayatların cüz’iyatındaki ahval ve semeratı ve  neticeleri başka ellere havalenin hiçbir cihet-i imkânı yoktur.


Meselâ,  bir zîhayat, cüz’î bir şifası veya bir rızkı veya bir hidayeti  için  Cenâb-ı Haktan başkasına hakikî minnettar olmak ve başkasına  perestişkârâne medih ve senâ etmek,  rububiyetin azametine dokunur ve  ulûhiyetin kibriyasına ilişir ve  mâbudiyet-i mutlakanın haysiyetine  dokundurur, celâlini müteessir eder.[/NOT]


[TAVSIYE]Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriya-yı azametinden tesettür etmiş olan Sâni-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm,


Bütün  eşcar ve nebatatın, bütün yaprak ve çiçek ve meyvelerin dilleriyle ve  adediyle Seni kusurdan, aczden, şerikten takdis ederek hamd ü senâ  ederim.


Ey Fâtır-ı Kadîr, ey Müdebbir-i Hakîm, ey Mürebbî-i Rahîm,


Resul-i  Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın talimiyle ve Kur’ân-ı Hakîmin dersiyle  anladım ve iman ettim ki nasıl nebatat ve eşcar Seni tanıyorlar, Senin  sıfât ı kudsiyeni ve Esmâ-i Hüsnânı bildiriyorlar. Öyle de,  zîhayatlardan ruhlu kısmı olan insan ve hayvanattan hiçbirisi yoktur ki;  cisminde gayet muntazam saatler gibi işleyen ve işlettirilen dahilî ve  haricî âzâlarıyla ve bedeninde gayet ince bir nizam ve gayet hassas bir  mîzan ve gayet mühim faydalarla yerleştirilen âlât ve duygularıyla ve  cesedinde gayet san’atlı bir yapılış ve gayet hikmetli bir tefriş ve  gayet dikkatli bir muvazene içinde konulan cihazat-ı bedeniyesiyle,  Senin vücûb-u vücuduna ve sıfatlarının tahakkukuna şehadet etmesin.  Çünkü, bu kadar basîrâne nazik san’at ve şuurkârâne ince hikmet ve  müdebbirâne tam muvazeneye, elbette kör kuvvet ve şuursuz tabiat ve  serseri tesadüf karışamazlar ve onların işi olamaz ve mümkün değildir.  Ve kendi kendine teşekkül edip öyle olması ise, yüz derece muhâl içinde  muhâldir. Çünkü, o halde herbir zerresi, herbir şeyini ve cesedinin  teşekkülünü, belki dünyada alâkadar olduğu herşeyini bilecek, görecek,  yapabilecek, âdeta ilâh gibi ihatalı bir ilmi ve kudreti bulunacak,  sonra teşkil-i ceset ona havale edilir ve “kendi kendine oluyor”  denilebilir.


Ve heyet-i mecmuasındaki vahdet-i tedbir ve vahdet-i idare ve vahdet-i nev’iye ve vahdet-i cinsiye ve umumun yüzlerinde göz, kulak, ağız gibi  noktalarda ittifak cihetinde müşahede edilen sikke-i fıtratta birlik ve  herbir nev’in efradı simalarında görülen sikke-i hikmette ittihad ve  iaşede ve icadda beraberlik ve birbirinin içinde bulunmak gibi  keyfiyetlerinden hiçbirisi yoktur ki, Senin vahdetine kat’î şehadette  bulunmasın ve herbir ferdinde kâinata bakan bütün isimlerin cilveleri  bulunmakta, vâhidiyet içinde, Senin ehadiyetine işareti olmasın.


Hem  nasıl ki insan ile beraber hayvanatın, zeminin bütün yüzünde yayılan  yüz bin envâı, muntazam bir ordu gibi teçhiz ve talimat ve itaat ve  musahhariyetle ve en küçükten tâ en büyüğe kadar, rububiyetin emirleri  intizamla cereyanlarıyla o rububiyetinin derece-i haşmetine ve gayet  çoklukla beraber gayet kıymetli ve gayet mükemmel olmakla beraber gayet  çabuk yapılmaları ve gayet san’atlı olmakla beraber gayet kolay  yapılışlarıyla, kudretinin derece-i azametine delâlet ettikleri gibi;  şarktan garba, şimalden cenuba kadar yayılan mikroptan tâ gergedana  kadar, en küçücük sinekten tâ en büyük kuşa kadar bütün onların  rızıklarını yetiştiren rahmetinin hadsiz vüs’atine ve herbiri emirber  nefer gibi vazife-i fıtriyesini yapmak ve zemin yüzü her baharda, güz  mevsiminde terhis edilenler yerinde yeniden taht-ı silâha alınmış bir  orduya ordugâh olmak cihetiyle, hâkimiyetinin nihayetsiz genişliğine  kat’î delâlet ederler.


Hem nasıl ki hayvanâttan herbirisi  kâinatın bir küçük nüshası ve bir misal-i musağğarı hükmünde gayet derin  bir ilim ve gayet dakik bir hikmetle, karışık eczaları karıştırmayarak  ve bütün hayvanların ayrı ayrı suretlerini şaşırmayarak hatasız,  sehivsiz, noksansız yapılmalarıyla, ilminin herşeye ihatasına ve  hikmetinin herşeye şümulüne, adetlerince işaretler ederler. Öyle de,  herbiri birer mucize-i san’at ve birer harika-i hikmet olacak kadar  san’atlı ve güzel yapılmasıyla, çok sevdiğin ve teşhirini istediğin  san’at-ı Rabbâniyenin kemâl-i hüsnüne ve gayet derecede güzelliğine işaret ve herbirisi, hususan yavrular, gayet  nazdar, nâzenin bir surette beslenmeleriyle ve heveslerinin ve  arzularının tatmini cihetiyle, Senin inayetinin gayet şirin cemâline  hadsiz işaretler ederler.



Lem'alar[/TAVSIYE]


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst