Talak

tarkan-1980

Yeni Üye
Selamun Aleykum

talak ile ilgili birkaç sorum olacak

Hanifi mezhebinde bulunan adam eşine

1-boşamak niyetiyle
sadece
çık
yada
git
dese boşanma olurmu

2-boşama niyetiye
sıkıldım senden demekler boşama olurmu

3-bayan şaka ile eşine beni boşa dese eşi de
sadece tamam dese boş olurmu

selamlar
 

mihrimah

Well-known member
Boşanmak ve nikahı bozan şeyler
Sual: Dinimizde boşanmak hakkında geniş bilgi verir misiniz?
CEVAP
1- Boşamak için kullanılan kelimeleri erkeğin hanımına karşı söylemesi ile talak yani boşama hasıl olur. Boşamak için kullanılan sözler iki çeşittir: Açık sözler ve Kinayeli sözler.

"Sen benden boş ol", "Ben seni boşadım" gibi sözler açık sözdür. Bu sözleri, şaka olarak veya şaşırarak da söylediği anda, manasını bilmese bile, boşamış olur.

"Seni bıraktım, seni terk ettim" kelimeleri açık söz kabul edilir. Bir veya iki defa böyle açık sözle boşamaya, yani geri dönüşü mümkün olan boşamaya talak-ı rici denir. Ama yine de üç haktan biri gitmiş olur. Bu sözlerden herhangi biri bir defa söylendiğinde, pişman olunmuşsa, eski nikaha dönmek niyetiyle hanımının elini tutar veya öperse, tekrar nikah yapmadan iki bağ ile evliliğe devam eder.

2- Evlilikte üç bağ vardır. Yani, boşama sözleri üç defa tekrarlanırsa, "Seni boşadım, boşadım, boşadım" derse, veya "Seni üç defa boşadım" derse üç bağı birden koparmış, geri dönüşü olmayacak şekilde boşamış olur. Böyle üç kere boşayınca talak-ı rici, talak-ı baine dönmüş olur.

3- "Babanın evine git!", "Defol git!", "Cehenneme git!", "Senin kocan değilim artık" gibi, başka manalarda da kullanılan sözler kinayeli, kapalı sözlerdir. Bu sözler, boşamak niyeti ile söyleyince boşamış olur. Buna bain talak, yani iddet müddeti içinde geri dönüşü olmayan kesin boşama denir.

Bu şekilde boşamada, iddet müddeti geçip yeniden nikah yapılmadıkça bir araya gelinemez.

4- Kayınpederine "Ben senin kızını istemem, kime ister ise varsın" demek ve hanımı gezmek için izin istediğinde, "Ben seni ip ile bağlamadım git", "İstediğin yere gidersin. Bana hanım olmazsın" veya "Artık ben seni istemem”, "Seni boşamak istiyorum" gibi şeyler söylese, boşamak niyet etmedikçe, boşamış olmaz.

5- "Şart olsun", "Dilediğini yap!" sözleri, boşamak manasına kullanılan yerlerde, hanımına böyle söyleyince, niyet etmese bile, bir bain talak olur.

6- Hanımına, anam, kızım, kardeşim demekle boşama olmaz. Fakat (Şimdiden sonra anam, kızım veya kardeşim ol) derse boşama olur. Bu bir talak-ı bain olur.

7- Kinayeli sözle boşamada, bain talak iddetinde, hanımının odasına giremez. Kadın süslenemez, koku sürünemez, yabancı kadın gibi talak veren kocasından uzak durur. İddet sonunda yeniden nikah lazımdır.

8- Boşamada, sayı bildirilmezse bir boşama olur. Üç veya fazla sayı söylerse, üç talak ile boşamış olur. "Bedenimdeki kıllar adedince" veya "Denizdeki balıklar adedince" yahut "Gökteki yıldızlar kadar" veya "Üçten dokuza" deyince, yine üç boşama olur.

9- Hanımını boşayan erkeğin akıllı ve uyanık olması gerekir. Sarhoşun, hastanın ve tehdit edilenin sözü ile veya mektubu ile, e-maili ile, faksı ile boşama geçerli olur. Bunlar kadının eline vardığı anda, boş olur. Yani kadın bu boşamayı öğrenince, haberdar olunca boşama gerçekleşmiş olur.

10- Delinin, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile boşama olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur:

a) Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, boşama olmaz. Bu kinaye sözler içindir. Yoksa açık kelime ile yani seni boşadım dese, kast ve arzusu olmasa bile yine talak vaki olur.

b) Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, boşama olur. Yani seni boşadım der, fakat sonra bunu hiç hatırlamaz, sen böyle demiştin denilince hayır ben hiç hatırlamıyorum, böyle bir şey söylemedim derse, eğer iki şahit, evet biz duyduk bu hanımını boşadı derse, o zaman boşama vuku bulur. Demezlerse, adam inkâr ettiği için boşama vaki olmaz.

11- Hiç ilişki olmamış veya bir odada veya tenha bir yerde hiç beraber kalınmamış ise, bir kere boşayınca, kadın iddet beklemeden aynı gün bile, başkası ile evlenebilir.

12- Kocasına veya başkalarına dili ile, hareketleri ile sıkıntı veren, herhangi bir farzı yapmayan, mesela farz namazları kılmayan, fuhuş şüphe olunan kadını boşamak şart değildir müstehaptır, boşamak iyi olur.

13- Farzı yapmayan mesela namazın farz olduğuna inandığı halde kılmayan kadını boşamamak günah değildir. Kocasının ona güzellikle namaz kıldırmaya çalışması gerekir, çalışmazsa günaha girer.

Evlilik vazifesini yapamayan, mesela büyü yapılmış, ilişkiden aciz olan erkeğin hanımı ayrılmak isterse, bunu boşaması vacip olur.

14- Hanımına başka başka üç zamanda birer kere boşarsa veya bir defa, "Üç kere boşadım" derse, geri dönüşü olmayacak şekilde nikah bozulmuş olur.

Bu kadını tekrar alabilmek için, hulle lazım olur. Hulle demek, kadın başka erkekle nikahlanıp, düğün olup, ilişki olup, o erkek de boşayıp ve bundan sonra, tekrar iddet zamanı geçmek demektir. Ancak bundan sonra, birinci kocası yeni bir nikah ile tekrar alabilir.

Bu ise, bir erkek için zillettir, aşağılıktır. Allahü teâlâ, erkeklere boşamak hakkını verdi ise de, bu hakkı gelişi güzel kullanmamaları ve kadınlar, erkeklerin elinde oyuncak olmamaları için, erkeklere bu hulle zilletini yüklemiştir. Hulle korkusundan müslüman bir erkek, boşama lafını ağzına bile alamaz. Aile arasında boşanmak lafı, şakası olamaz.

15- Korkutmak için şaka için de olsa boşama sözlerini hiç kullanmamalıdır. Hatta ayrılmaya karar verilse bile yine bu kelimeleri kullanmamalıdır. Daha sonra ayrılmaktan vazgeçilebilir. Yakınları ile dostları ile istişare edip ayrılmaya kesin karar verildikten sonra bir talak vermelidir. Hiçbir zaman üç talak birden vermemelidir. Zaten üç talak birden vermek günahtır. Hayat şartları insanı birçok şeye katlanmayı gerektirebilir. Olmaz denilen şey olabilir. Bir talakla boşama yapılırsa kapı tamamen kapatılmamış olur. Boşamamak bir risk getirmez; ancak boşamak hele üç talak vermek çok büyük risktir. Telafisi mümkün olmayabilir.

16- İddet, boşanmadan sonra, kadının yeniden evlenmesi haram olan zamandır. İlk temizlik başından, üçüncü hayzın sonuna kadar olan zamandır. Hayz görmüyorsa, talak için üç ay, ölüm için dört ay on gündür.

17- Hanıma karşı iyi huylu, güler yüzlü olmalı. Onun yanlış hareketlerine, akla uymayan sözlerine ve işlerine sabretmelidir. Onunla tatlı konuşmalı. Onun seviyesine ve aklına uymalıdır. Onunla şakalaşmalı, oynamalıdır. Yemede, giyinmede, gücü yettiği kadar eli açık olmalıdır.
Dinimizde, kadınların bilmesi farz olan şeyleri, elbette öğretmelidir.

Hanımının giyinmesinde, evden dışarı çıkmasında, çok sıkı davranmamalı ve başı boş da bırakmamalıdır. Kendini ve hanımını şüpheye, iftiraya düşürecek hallerden sakınmaya çok önem vermelidir. Hanımını, yabancı erkeklerin bulunduğu yerlere göndermemeli, yabancıları görmesine mani olmalıdır.

Ev işleri ile vakit geçirmesi, onun zevki olmalı. Ona sert davranmamalı. Şaka olarak da, kızgın olunca da, hiçbir zaman boşamak lafını ağza almamalı, bir defa daha evlenmek lafı etmemelidir.

Sual: Nikahı bozan şeyler nelerdir?
CEVAP
Boşadım demek, boşamak niyetiyle kinaye sözler söylemek, mesela hanımına çık git demek. Bir de küfre düşürücü söz söylemek.

Sual: Hanıma çık git (defol git) dedi isek nikah bozulur mu?
CEVAP
Def ol git demekle nikah bozulmaz. Eğer niyeti boşamak ise, yani artık senden ayrıldım, boş ol anlamında ise, o zaman bir talak-ı bain olur. İddet müddeti geçtikten sonra nikah etmek gerekir.

Sual: İnsan hanımı ile tartışma esnasında ben seni bıraktım derse nikah bozulur mu yoksa boşadım demediği müddetçe nikah bozulmaz mı?
CEVAP
Bıraktım = boşadım demektir. Bir talakla boşamış olur.

Sual: İnsan elfaz-ı küfür söyleyince imanı ve nikahı gidiyor mu?
CEVAP
Evet imanı da nikahı da gidiyor.
Boşamak ayrı, küfre düşmek ayrı. Bu talak sayılmıyor. Yani bağın biri kopmuyor. Bin kere küfre düşse bin kere nikah tazelemek gerekir, fakat bu talak sayılmaz.

Sual: Bir talak-ı bain olunca, bir boşama olduğunda, iddet müddeti boyunca bu karı koca ayrı mı olurlar? Aynı evde kalabilirler mi? Konuşmaları, görüşmeleri, uygun olur mu?
CEVAP
Aynen yabancı gibi olur. Adam fasıksa aynı evde beraber kalmamalıdır. Salih ise haramdan korkacağı için aynı evde kalabilir. Ancak yabancı gibi durur. Zaruretsiz konuşamazlar. Oturup beraberce yemek bile yemeleri caiz olmaz.

Sual: Üçten dokuza şart etmek nedir? Dinimizce sakıncası nedir? Böyle şart edenin ne yapması gerekir?
CEVAP
Üçten dokuza demek galattır, abartmalıdır. Hepsi üçtür fazlası fazladır. Üç talakla hanım boşanınca bir daha o erkekle evlenemez.

Sual: Erkek talak verse, hanım duymadığı müddetçe, boş olur mu?
CEVAP
Hayır.

Sual: Biri, hanımını herkesin yanında boşasa, hanımı bunu 20 yıl sonra duysa, 20 yıl sonra mı boş olur?
CEVAP
Evet.

Sual: Kinayeli sözle hanımını boşayan, sonra bunu kasten inkâr etse, yine boşamış olur mu?
CEVAP
Evet boşamış olur.

Sual: Talak-ı rici ile boşayan, boşadığını hatırlatmak niyetiyle, birkaç defa (Artık işin bitmiştir) dese, talak-ı selase olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Hanıma (Senden ayrılmak istiyorum) demekle talak olur mu?
CEVAP
İstiyorum demekle talak olmaz.

Sual: İki talak-ı bainden sonra bir talak-ı rici verilse, üç talak olur mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Kayınpedere boşamak niyetiyle (Kızını götür) dedim. Hanım duymazsa talak vaki olur mu?
CEVAP
Olmaz.

Sual: Hanıma (İzmir’e varınca seni boşayacağım) dedim. Böyle söylemekle talak vaki oldu mu?
CEVAP
Hayır. İstikbal manasındaki sözle, talak vaki olmaz.

Sual: Hanıma (Annen bize gelirse, şart olsun seni boşarım) dedim. Annesi bize geldi. Talak-ı rici mi oldu?
CEVAP
Evet.

Sual: Oğluma, (Evime girersen, hanımım boş olsun) dedim. Kavga esnasında istemeyerek girmiş. Talak-ı rici oldu mu?
CEVAP
Evet.

Sual: Talakta kullanıldığını bilmeyenin şart sözü ile talak olur mu?
CEVAP
Hayır.

Sual: Hamile kadının da boşanması sahih midir?
CEVAP
Evet sahihtir.

Sual: Hanımdan ayrılmak günah mıdır?
CEVAP
Hanımdan ayrılmak günah değildir, helaldir. Ancak Allahü teâlâ, helal da olsa, talakı sevmez. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Allahü teâlânın hiç sevmediği helal şey, talaktır.) [Hakim]

Sual: Sitedeki yazı şöyle: Bir kimse, hanımına “Seni boşadım” dese, sonra, şakadan boşamaktan vazgeçtiğini bildirse, boşamaktan vazgeçmiş olur. Hadis-i şerifte, (Üç şeyin şakası da, ciddisi gibi sahihtir. Nikah, boşamak, boşamaktan vazgeçmek) buyuruldu.
Boşamaktan vazgeçince, yine üç talak baki mi, yoksa birisi gitmiş olur mu?
CEVAP
Şakadan boşayınca da bir talak vermiş oluyor, iki talak kalıyor. Rici talakta erkek, iddet zamanı içinde, söz ile veya fiilen, eski nikaha dönebilir. Yani hanımı istemese de, nikah yapmadan evliliğe devam eder. Tekrar almak için, Hanefi ve Maliki’de şahide lüzum olmadan, (Önceki nikaha döndüm) demesi yetişir. Yahut, önceki nikaha dönmek niyeti ile öpmesi veya şehvetle elinden tutması da yetişir. Nikah tazelenmiş olur. Şafii ve Hanbeli’de ise, iki şahit yanında, (Önceki nikaha döndüm) demesi lazımdır. Fakat, velinin bulunması ve izin vermesi gerekmez.

Sual: Beyime büyü yapılmış, evlilik vazifesini yapamıyor, ayrılmak istiyorum. Beyimin beni boşamaması günah değil mi?
CEVAP
Evlilik vazifesini yapmaktan aciz olan erkeğin hanımı ayrılmak isterse, kocasının bunu boşaması vacip olur. Yani boşamaması günahtır.

Sual: Uzun zaman ayrı kalmakla nikah bozulmuş olur mu?
CEVAP
Uzun zaman ayrılmakla nikah bozulmuş olmaz. Boşanmadıkça boşanılmış olmaz.

Sual: Deliren kimsenin nikahları devam eder mi?
CEVAP
Evet.

Sual: Düğünde oynamak nikahı giderir mi?
CEVAP
Halk arasında bu çok yaygın, düğünde karı koca oynarsa nikah gider diyorlar. Bu bazı din cahillerinin uydurmasıdır. Çırılçıplak soyunsalar da nikaha zarar vermez.

Haram ayrı, günah ayrı, nikah ayrıdır. Orada haram işlenir ve bu harama önem verilmezse, (Herkes yapıyor biz de yapsak ne çıkar) diyerek günaha önem vermezse o zaman küfre düşer, küfre düşenin nikahı da gider. Açık gezenin durumu da böyle. Açık gezmenin günah olduğunu bilir, ama (Mecburen açık geziyoruz) derse küfür olmaz. (Açık gezmek günah değil, bu kadar günahın ne önemi var) gibi diyerek, günah küçümsenirse küfür olur. İçki içmek de böyledir.

Sual: Boş ol demekle kadın boş mu olur? Boşamak öyle kolay mı? Erkeğin bunu söylemeye üç kere hakkı varmış, üçüncüsünde o kadınla bir daha evlenemezmiş. Bunlar Kur'anda var mı?
CEVAP
Dinde delil sadece Kur'an değildir. Öyle olsaydı, Allahü teâlâ Kur'anı gönderirdi, alın bununla amel edin derdi, Peygamber göndermezdi. Allahü teâlâ, Peygamber efendimize, (Kur’anı insanlara açıkla) buyuruyor. Her şey Kur’an-ı kerimde açıkça yazmaz. Onun için hadis-i şerifler ve âlimlerin açıklaması da delil olur.

Konu ile ilgili üç âyet-i kerime meali:
(Boşanmış kadınlar, üç ay iddet müddeti beklerler.) [Bekara 228)

(Boşanma iki defadır. Ya iyilikle tutulur, veya iyilikle bırakılır.) [Bekara 229]

(Eğer erkek kadını, üçüncü defa boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onunla evlenmesi kendisine helal olmaz. Eğer bu kişi de o kadını boşarsa, [her iki taraf da] Allah’ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis yoktur. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlarıdır.) [Bekara 230]

(Bu söylenenler Allah’ın koyduğu sınırlardır. Sakın onları aşmayın. Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir, yani kâfirlerdir.) [Bekara 229]

Sual: Bir ateist ile talak üzerine konuşuyorduk. “Bir söz ile talak olur mu?” dedi. Ne cevap vermeliyiz?
CEVAP
Bu hüküm, Müslümanlar içindir, ateistler için değildir demeniz yetişir. Din öyle diyorsa öyledir.
Müslüman için durum şöyledir:
Bir söz ile [boşadım demekle] insanın hanımı yabancı olduğu gibi, bir söz [nikah] ile de elin kızı, bizim hanımımız olur.

Bir söz ile [kelime-i şehadet ile] müslüman olur. Bir söz ile [Mesela Allah yok demekle] insan kâfir olur.
Kanunlar bir Evet ile çıkar, bir Hayır ile reddedilir.

Bütün hayatımız bir evet ve hayır ile cereyan eder. Günlük işlerde bunu ateist de bilir ve yapar, ancak söz konusu din olunca, ateistliğini gösterir. Unutmamalı ki, Allahü teâlâ, Cenneti boşuna yaratmadığı gibi, Cehennemi de boşuna yaratmadı.

Tehditle talak
Sual: Hanımına zulmeden, döven, dine uymasını yasaklayan, kocalık vazifesini yapmayan, eve barka girmeyip nafakasını bile vermeyen, buna rağmen onu boşamayan sadist bir erkeğe, kadının yakınları, (Karını boşa yoksa seni öldürürüz) diye tehdit etseler, o da korkup hanımını boşasa, bu boşama dinen sahih olur mu?
CEVAP
Evet sahih olur. O kadın iddet bittikten sonra başkasıyla evlenebilir. Evlendikten sonra da artık o kadını geri alamaz. Din kitaplarındaki ifade şöyledir:
Tehdit edilen kimsenin sözü, mektubu, telefonu, mesajı ile talak yani boşama Hanefi mezhebinde sahih olur. Diğer üç mezhepte sahih olmaz. Tehdit bittikten sonra, tehdit edilerek karısını boşayan kimsenin, kadın başkasıyla evlenmemişse ve eski kocasıyla da evlenmek istiyorsa, boşadığı kadını, iki talak hakkı daha olduğu için tekrar nikâh ederek alması sahih olur.

Talak-ı bain ve talak-ı rici
Sual: Talak-ı bain ile talak-ı rici arasındaki fark nedir?
CEVAP
Talak, boşamak demektir. Talak-ı bain kesin boşama demektir. Talak-ı rici, açık boşamadır. Mesela seni boşadım denirse, talak-ı rici olur. Ama istediği zaman, eski nikahına dönebilir. İddet bitene kadar dönmezse, talak-ı rici, talak-ı bain halini alır. Üç talak hakkından birini kaybetmiş olur.

Talak-ı bainde ise, kinayeli sözlerle kadın boşanır. Mesela boşamak niyetiyle, (babanın evine git) demesi gibi. İddet bitmeden artık o kadınla evlenilemez. Boşama niyeti olmadan söylerse talak olmaz.

Talak-ı ricinin, talak-ı bainden farklı yönleri şunlardır:
1- Nikahı yenilemek gerekmez. Eski nikaha döndüm diyerek hanımının elini tutması yeter. Bainde ise, iddet bitmeden nikah yapılamaz. İddet bitince de, kadın razı olursa ancak nikah yapılabilir.

2- Mehri çoğaltmaya gerek kalmaz. Bainde ise, yeni nikah olacağı için arzu ettiği mehri isteyebilir.

3- Şahitsiz evlenebilir. Bainde ise, iddet bitince iki şahit şarttır. Çünkü bu yeni bir evliliktir.

4- Kadın razı olmasa da erkek ben eski nikahıma döndüm demesi yeterlidir. Bainde ise, kadın razı olmadan evlenilemez.

5- İddet müddeti içinde, karı kocadan biri ölürse, biri diğerine mirasçı olur. Bainde mirasçı olamaz.

6- İddet müddeti içinde erkek ölürse, kadının iddeti, ölüm iddeti olur, yani dört ay on gün bekler. Bainde ise, normal iddeti bitince, başkası ile evlenebilir.

7- Kadın, riciden sonra süslenebilir. Ama bainde, iddet müddeti içinde süslenemez.

8- Kadın, kocası ile aynı evde kalabilir. Bainde ise kalamaz. Ancak ayrı odada kalabilir. Yani ona yabancı durumdadır.

9- Talak-ı rici, nikahı kökten söküp atmaz, ona bir gevşeklik meydana getirir. Rici, yaralamaya, bain ise öldürmeye benzer.

10- Îlâ, Zıhar geçerli olur, kazf ederse li’an gerekir.

Îlâ: Hanımına, dört ay veya daha çok zaman veya zaman söylemeyerek, (Sana yaklaşmayacağım) diye yemin etmektir. Dört ay içinde yaklaşmazsa, bir talak-ı bain olur. Dört ay içinde, yemini bozarsa, hanımı boş olmaz. Yemin kefareti verir.

Zıhar: Erkeğin, hanımını veya yüz, baş, ferç gibi bir organını, mahreminin bakması haram olan yerine benzetmesidir. (Senin başın anamın sırtı gibidir) demek gibi. Kefaretsiz hanımına sarılması, öpmesi, beraber yatması haram olur. Zıhar kefareti, oruç kefareti gibidir.

Li’ân: Hanımına, zaniyesin veya bu çocuk benden değildir dese, karısı hakimden li’an isterse, hakim, li’an yapılmasını emreder. Li’an yapmak için, önce erkek, (Sözüm doğrudur) diye yemin eder. Dört kere tekrar eder. Beşincisinde, (Yalan söylüyorsam, Allah’ın laneti benim üzerime olsun) der. Sonra kadın, dört defa (Allah şahit olsun ki, bu adam bana zaniye demekle, yalan söyledi) diye yemin eder. Beşincisinde, (Doğru söyledi ise, Allah’ın gazabı benim üzerime olsun) der. Sonra hakim, bunları bir talak-ı bain ile ayırır.

Kazf: Namuslu bir kadına zina etti diye iftira etmektir.

Sarhoşun sözlerinin hükmü
Sual: Sarhoşun talakı ve küfrü geçerli midir?
CEVAP
Delinin, çocuğun, bunağın, baygının, uyuyanın ve hastalıkla ve kızarak dalgın olanın söylemesi ile talak olmaz. Kızarak dalgın olmak, söylediğini bilmemek demektir. Bu da iki türlü olur: Manasını bilmeden, kast ve arzu etmeden söyleyince, talak vaki olmaz. Manasını bilerek ve isteyerek söyleyip, sonra söylediğini bilmemek, hatırlamamaktır. Bu sözünü iki şahit işitip, sonra söylerlerse, talak vaki olur.

Bayılanın, delirenin, ilaçla veya içki içerek sarhoş olanın abdesti bozulur.
Talak veren erkeğin uyanık olması lazımdır. Sarhoşun sözü ile veya mektubu ile talak vaki olur. Şafii mezhebinde, sarhoşun sözü ile, talak vaki olmaz. (Mecmuai Zühdiyye)

Sarhoş iken, bilmeyerek küfre sebep olan bir şey söyleyenin imanı gitmez. Mürted olmaz. Ancak sarhoş iken, zevcesini boşaması, alış verişi sahih olur. (Emali kasidesi)

Sarhoş iken, ne söylediğini bilerek kıldığı namazları sahih olur, borçtan kurtulur ancak namaz kılmakla hasıl olacak büyük sevaba kavuşamaz.

Boşanmadan evlenilmez
Sual: Bir olay yüzünden hapse düştüm. Karım, uzun yıllar hapiste kalacağımı sanarak, hemen gidip başka biri ile evleniyor. Bu olaydan hiç haberim olmadı. Çok geçmeden hapisten çıktım. Karım, yeni kocasından ayrılıp tekrar benimle evlendi. Ama boşanınca iddet bekleme diye bir şey varmış, biz iddet beklemedik. Günah oldu mu?
CEVAP
O sizin zaten nikahlı eşiniz idi. Siz onu boşamamıştınız. Onun başkası ile evlenmesi caiz değil idi. Tekrar sizinle beraber olması için iddet beklemesi gerekmez, hatta nikah da gerekmez. Ama her zaman nikah tazelemek iyi olur. Siz boşamadan hanımınız başkası ile asla evlenemez. Başkası da eşini boşamadan sizinle evlenemez.

Boşamak niyetiyle
Sual: Bir kimse, hanımını boşamak niyetiyle (Babanın evine git!) gibi kinayeli bir söz söylese, hanımı da, (Boşamak niyetiyle mi söyledin?) dese, o da, inkâr edip, (Hayır, gezmek için git demek istedim) dese hanımını boşamış olur mu?
CEVAP
Evet, boşamış olur; çünkü burada niyet geçerlidir.
Kaynak:dinimizislam
 

SaYa

Well-known member
Dinimiz, nikahı meşru gördüğü gibi talakı (boşamayı) da meşru görmüştür. Ancak evlenmeyi teşvik etmiş, boşamayı hoş görmemiştir. Çünkü birincisinde bir yuva kurma, tenasüle adım vardır. İkincisinde ise bir yuvaya son vermek, çocukları ortada bırakmak, insanları yalnızlığa itmek vardır. Ama dinimiz buna rağmen boşanmayı kabul etmiştir. Çünkü bütün olumsuzluklarına rağmen, boşanmak zarûret halini alabilir. Bütün iyi yönlerine rağmen evliliği sürdürmek imkansız hale gelebilir. Birbirini sevmeyen, sıcak aile yuvalarını bir işkencehane haline getiren eşlerin ne pahasına olursa bu evliliği sürdürmelerini istemek, insan tab'ına aykırıdır. Fayda yerine zarar getirir. Daha kötü olumsuzluklara, hatta cinayetlere sebep olabilir. İşte bunun için dinimiz, boşanmayı meşru kabul etmiştir. Fakat öngördüğü tedbirlerle boşanmayı asgariye indirmeyi, başka çare kalmadığında bu yola başvurmayı hedeflemiştir. Bu hedefi gerçekleştirmek için iki yol izlenmiştir.

1- Allah ve rasûlü Müslümanı boşamaktan uzak tutmak için tavsiyelerde bulunmuş ve Allah'ın boşamadan hoşlanmadığını özellikle vurgulamıştır. Bir âyette Allah (c.c) geçimsizliğe sebep olan kadınları ıslah için, nasihatle başlayan ve son halkası boşama olan bir tedbirler zinciri öngörmüştür (en-Nisâ, 4/34). İşaret ettiğimiz bu âyet-i kerîmede Cenab-ı Allah boşamayı son çare olarak göstermiştir. Peygamber Efendimiz de, bir çok hadisinde insanları boşamaktan uzak tutmak için telkînatta bulunmuştur. Meselâ bir hadisinde şöyle buyuruyor Allah rasûlü: "Helallerin Allah'a en sevimsiz olanı talaktır." (Ebû Davud, Talak, 3; İbn Mâce, Nikâh, 1; Beyhakî, Sünenü'l-Kübrâ, VII, 322; Hakim, Müstedrek, II, 196).

2- Boşama olayını bir çırpıda gerçekleştirmeyi değil belirli bir zaman dilimine yaymayı esas almıştır. Böylece ani bir öfke ve tehevvür neticesinde evliliğe son verme yolunu tıkamış, ancak gerçek manada boşama ihtiyacı duyanların bu yola başvuracakları bir sistem koymuştur. Bir âyetinde Allah (c.c) "Boşamak ikidir, bunlar ya iyilikle tutmak veya güzel ve adaletli bir şekilde salıvermektir..." (Bakara, 2/229) buyurmaktadır.


Mücahid'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir: İbn Abbas'ın yanında idim. Ona bir adam gelip, karısını üç talakla boşadığını söyledi. İbn Abbas sustu, öyleki karısını ona göndereceğini zanettim. "Sizden birisi kalkar, ahmaklık yapar. Sonra da "Ya İbn Abbas! Ya İbn Abbas" der (çare bulmamı ister). Allah (c.c) "Kim Allah'tan korkarsa, Allah onun için bir çıkış (yolu) kılar" buyurmuştur. Sen Allah'tan korkmadın ki ben sana bir çıkış bulayım. Sen Rabbine isyan ettin, karın da senden ayrıldı. Allah (c.c): "Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman, onları iddetleri içinde boşayın" (et-Talak, 65/1) buyurdu" dedi (Ebû Davud, Sünen, Talak, 9-10).

Saîd b. Cübeyr'den rivâyet edildi: Bir adam karısını bin defa boşadı. İbn Abbas: "Bundan üçü sana yeter, dokuz yüz doksan yedisini bırak" dedi (Şevkânî, a.g.e., IV, 258; Dârakutnî'den naklen).

Saîd b. Cübeyr'den rivâyet edildiğine göre: İbn Abbas (r.a)'a karısını yıldızlar sayısınca boşayan bir adamın durumu soruldu: "Sünnete uymadı, karısı temelli ayrıldı" cevabım verdi (Şevkânî, a.y.).

İbn Mes'ud'tan rivâyet edilmiştir: Kendisine, bir gün önce karısını yüz kez boşayan bir adamın haberi verildi. Adama:

-Onların hepsini bir seferde mi söyledin?

-Evet.

-Karının senden temelli ayrı olmasını mı istedin? ( burada niyetten bahsedilmiş... söylenen sözde ki niyet önemlidir... )

-Evet.

-Öyleyse o dediğin gibidir (senden temelli ayrılmıştır) (Şevkânî, a.g.e., VI, 259, Beyhakî ve Abdurrezzak'tan naklen).

Ubâde b. Sâmit'ten şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

"Dedem hanımını bin talakla boşadı, Rasûlüllah'a gidip durumu haber verdim. Rasûlüllah (s.a.s) "Deden Allah'tan korkmadı. Bu talaklardan üçü ona aittir. Kalan dokuz yüz doksan yedisi zulüm ve düşmanlıktır. Allah dilerse ona azab eder, dilerse bağışlar" buyurdu."

Bu hadisin başka bir rivâyetine göre Hz. Peygamber: "Baban Allah'tan korkmadı ki, Allah onun için bir çıkış bulsun. Hanımından sünnete uygun olmamakla beraber üç talakla ayrıldı. Kalan dokuz yüz doksan yedisi onun boynunda günahtır" buyurdu" (Abdürrezzak, III, 339; Dûrakutn, IV, 20; el-Heytemî, Mecmau'z-Zevâid, 338; es-Sevkânî, a.g.e., IV, 261).

Ancak, bu rivâyete Ubade'nin babasının İslâm'a yetişemediği, dedesinin nereden yetişeceği söylenerek itiraz edilmiştir (Şevkânî, a.y.).

Ebû Seleme b. Abdirrahman'tan rivâyet edildiğine göre, Kays'ın kızı Fatıma kendisine şöyle haber vermiştir: Kocası Ebû Hafs b. Muğîre kendisini üç talakla boşayıp Yemen'e gitti. Halid b. Velid bir grupla birlikte, ümmü'l-mü'minîn Meymûne'nin evinde olan Hz. Peygamber'e gelip: Ebû Hafs karısını üç talakla boşadı. Onun için nafaka var mı?" dediler.

"Rasûlüllah (s.a.s) "Onun için nafaka yok, onun iddet beklemesi gerekir" buyurdu (Müslim, Talak, 38-48 hadis no: 1480; Ahmed IV, 412).

Bu rivâyetin delâlet yönü şudur: Şayet bu boşama ile hiç talak vaki olmasaydı veya bir tek ricî talak olsaydı, Hz. Peygamber (s.a.s) kadının barınma ve nafakasını kocasına yüklerdi. Böyle yapmadığına göre, demek ki, üç talak saymıştır (Şeltut-Ali Sâyis, Mukaranetü'l-Mezâhib fı Fıkhı'l İslâmî, 81).

Muhammed b. Lebid'den rivâyet edilmiştir: Rasûlüllah (s.a.v)'e bir adamın karısını bir anda üç talakla boşadığı haber verildi. Efendimiz öfke ile kalktı ve "Daha ben aranızda iken Allah'ın kitabıyla oyun mu oynuyor?" buyurdu (Nesâî, VI, 142; Şevkânî, VI, 255).

İbn Kesîr ve İbn Hacer bu hadisin ravilerinin güvenilir kişiler olduğunu söylemektedirler. Hz. Peygamber'in adama bu derece öfkelenmesi, onun bu sözlerle talakı geçerli saydığına delil sayılmıştır.

Hasen b. Ali, karısı Aişe el-Has'amiyye'yi boşamış, sonra pişmanlık duyup şöyle demiştir: "Eğer dedemin, "Karısını iddet içerisinde üç talakla boşayan bir kimse, bir daha ona dönemez" dediğini duymamış olsaydım, ona tekrar dönerdim" (Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, VII, 257; el Heytemî, Mecmau'z-Zevâid, IV, 330).

Görüldüğü gibi gerek Hz. Peygamber'den, gerekse ashaptan rivâyet edilen bu hadis ve haberlerin tümü ya doğrudan ya da delâlet yoluyla aynı anda verilen üç talakın üçünün de geçerli olduğunu göstermektedir. Bu rivâyetlerin sayısı da hayli kabarıktır. Bunların hepsini buraya aktarmamızın sebebi, konunun ehemmiyeti ve üzerindeki görüş ayrılıklarıdır. Bu hadisler içerisinde isnat bakımından tenkide uğrayanlar olmuştur. Fakat bu kadar rivâyetin hepsi zayıf olsa bile, birbirlerine takviye ederek sağlam bir hadis hükmü kazanırlar. Zaten ulemanın kahir ekseriyetinin bu rivâyetler istikametinde görüş sahibi olması da bunu gösterir.

b- Tek talak vakî olur: Ebû Mûsa, Hz. Ali den bir rivâyet, Tâvûs, Atâ, Câbir b. Zeyd, Ahmed b. Isâ, İbn Teymiye, İbn Kayim el-Cevziyye, bir rivâyete göre İbn Abbas, İbn Mes'ud, Abdurrahman b. Avf, İbn Zübeyr ve Zeydîler aynı anda verilen üç talakın tek talak sayılacağı görüşündedirler (İbnü'l-Kayyim, a.g.e., V, 248; Şevkânî, a.g.e., VI, 260; Şeltut, a.g.e., 80).

Bu görüş sahiplerinin delilleri de Kur'an ve sünnettendir. Kur'an'dan delilleri, yukarıda işaret edilen Bakara sûresinin 229. âyetidir. Bu âyet zifaftan sonraki boşamanın iki çeşit olup bunlardan birisinin, kocaya karısına dönme imkânı veren, diğerinin de kocaya bu imkânı vermeyen talak olduğuna delâlet etmektedir. Âyette Allah (c.c) talakın iki defa olduğunu bildirmektedir. Araplar bu ifadeden, bir şeyin iki defa olmasının ancak ayrı ayrı iki defada olabileceğini anlarlar. Nitekim, namazdan sonra otuzüç defa sübhanellah" demek, bu sözü otuz üç kez" tekrarlamakla olur. "Otuz üç kere sübhanellah" denilmekle sadece bir kez söylenmiş sayılır. Bunun daha başka misalleri de vardır. O halde, bir çırpıda "iki defa veya üç defa boş ol" demekle ancak bir talak gerçekleşir (İbnü'l-Kayyim el-Cevziye, Zâdü'l-Mead, V, 244, 250).

Bu görüş mensuplarının sünnetten dayandıkları delillerde şunlardır: İbn Abbas'tan rivâyet edildiğine göre, Rükâne bir rivâyette Ebû Rükâne karısını bir mecliste üç talakla boşadı. buna son derece üzüldü. Hz. Peygamber (s.a.s) kendisine: "Nasıl boşadın?" diye sordu. Rükâne, "Bir mecliste üç defa" karşılığını verdi. Bunun üzerine Rasûlüllah, "Bu sadece birdir, ona dön" buyurdu (Ebû Davud, Talak 9-10; Ahmed b. Hanbel, I, 265; Beyhakî, es-Sünenu'l-Kübrâ,VII, 339).

Tâvûs, İbn Abbas (r.a)'dan şöyle dediğini rivâyet etmiştir:

"Üç talak, Rasûlüllah (s.a.s), Ebû Bekir ve Ömer'in halîfeliğinin ilk iki yılında tek sayılıyordu. Ömer b. Hattab (r.a) "İnsanlar, kendileri için vakar olan bir konuda acele ediyorlar. Onu kendilerine geçerli sayalım bari' dedi ve geçerli saydı." (Şevkânî, a.g.e., VI, 258).

Tâvûs'tan şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Ebû Sahbâ, İbn Abbas'a (r.a): -Üç talakın Hz. Peygamber ve Ebû bekir zamanlarında ve Ömer'in halîfeliğinin ilk yıllarında tek sayıldığını bilmiyor musunuz?

-Aynen böyle idi (Müslim, Talak, 1472, Ebû Davud, Talak, 9-10; Ahmed, I, 314).

(Bu hadisin Ebû Davud'tâki rivâyetinde, Ebû Sahbâ'nın sorusunun henüz zifafa girilmeyen bir kadının boşanması ile ilgili olduğu görülmektedir. Bu rivâyet bu şekliyle, üzerinde durduğumuz görüş için delil olmaz).

Görüldüğü gibi bu rivâyetler aynı anda verilen üç talakın tek sayıldığına delalet etmektedir. Ancak bu rivâyetler karşı görüş sahipleri tarafından tenkide tabi tutulmuştur. Bu tenkidleri beş maddede toplamak mümkündür:

1- İbn Abbas'tan rivâyet edilen haberler muzdariptir. İbn Elbbas'tan konu ile ilgili olarak gelen rivâyetlerin birbiri ile tam bir çelişki arzettiği görülmektedir. Bu rivâyette Hz. Ömer'in ilk iki yılına kadar aynı anda verilen üç talakın tek sayıldığını söylerken, önceki rivâyetlerde bizzat kendisinin böyle bir talakı üç saydığı ifade edilmektedir. Ayrıca üç talakı tek sayan rivâyet, birçok ravi tarafından rivâyet edilen hadislere ters düşmektedir. Dolayısıyla bu rivâyet, muzdarip şekliyle o rivâyetlere tercih edilemez.

İkinci görüşü benimseyenler, öncekilerin onun fetvası; sonrakinin ise rivâyeti olduğunu, rivâyeti ile fetvasının çelişmesi halinde rivâyetin delil olduğunu söylerler (geniş izah için bkz. İbnü'l-Kayyim, İ'lâmu'l Muvakkıîn, III, 38).

2- İbn Abbas'ın "üç talak" sözünden maksat, "elbette, kesinlikle" boşamaktır. Nitekim Rükâne hadisinin meşhur rivâyetinde bu ifâde yer almış, Rükâne ısrarla bu sözle niyetinin tek talak olduğunu vurgulamıştır.

3- Bu hadisteki üç defa boşamaktan maksat, "sen boşsun" sözünü peşi peşine üç kez tekrarlamaktır. Bu durumda ikinci ve üçüncü tekrarların ilk talakın tekidi için olması halinde her üçü tek, ama sonrakilerin talakı tekrar için verilmesi durumunda üç olur. Buna göre, Hz. Ömer'in halifeliğinin ikinci yılının sonuna kadar aynı anda üç talakı verenlerin maksatları birinci talakı te'kitti. Onun için tek sayılıyordu. Ama Hz. Ömer, halifeliğinin ikinci yılından sonra insanların adedi çoğaltmak için birden fazla talakı aynı anda verdiklerini görünce, bunu üç saydı.

4- İbn Abbas hadisinin hiç zifafa girilmemiş kadının boşanması ile ilgili olması muhtemeldir. Nitekim Saîd b. Cübeyr, Tâvûs, Atâ ve Amr b. Dînar bu görüştedirler.

5- İslâm'dan önce Araplar karılarını diledikleri kadar boşarlar, sonra tekrar geri alırlardı. Bu hal kadınlar için bir işkence idi. Kur'an-ı Kerîm bunu yasakladı ve boşamanın iki defa olacağını bildirerek Arapların bu uygulamasını yasakladı ve üç talakla boşanan kadınlara bir daha dönülemeyeceğini bildirdi (el-Bakara, 2/229). İşte İbn Abbas'ın haber verdiği üç talaktan sonra rücû imkanının varlığını bildiren rivâyet bu âyetin inmesinden önceye aittir (Şevkânî, a.g.e., VI, 262; Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar, Süneni Ebu Davud Terceme ve Şerhi, VIII, 391-392).

Bu görüş sahipleri aklen de aynı anda verilen üç talakın tek talak sayılması gerektiğini savunurlar. Çünkü aynı anda üç talakı vermek bid'attır, haramdır. Bid'at da Hz. Peygamber'in emrine uygun olmadığı için reddedilir. Ayrıca, Şârün talakı üçe ayırmasından maksadı, pişmanlık halinde telâfisinin mümkün olmasıdır. Eğer üçü aynı anda verilirse, bu telafi ortadan kalkar, dolayısıyla Şari'in maksadı gerçekleşmez. Şari'in gözettiği hikmete ters düşen bir şey de ilga edilir (İbn Kayyim, a.g.e., V, 250, Şeltut-Sâyis, a.g.e., 84-85).

c- Bununla hiçbir talak vaki olmaz: İmamiyenin ve Zahirîlerin bazıları bu görüştedir. Bu görüş ayrıca bazı tâbiîlerden, İbn Aliyye'den ve Ebû Ubeyde'den rivâyet edilmiştir. Görüldüğü gibi bu görüş pek rağbet görmemiştir. Delilleri: bu talakın bid'î olması dolayısıyle haram oluşu ve bu yüzden de batıl olması gereğidir. Çünkü hadis (bkz. Müslim, Cum'a, 43; Ebû Davud, Sünne, 5) gereği bid'î olan her şey reddedilir (İbn Kayyim, a.g.e., V, 248; Şevkânî, a.g.e., VI, 260; es-Seltut Sâyis, a.g.e., 80, 85).

Bu görüş sahiplerine şöyle cevap verilebilir: Üzerinde durduğumuz konuda talakın bid'î oluşu, kendisinden dolayı değil, haricî bir sebepten dolayıdır. Yani haram li gayrihi hükmündedir. Cuma vakti alış-veriş yapmak, gasbedilmiş arazide namaz kılmak gibidir. Bu ise, yapılan şeyin aslını ibtal etmez. Nasıl ki, cuma vakti alışveriş Allah'ın emrine aykırı olmakla birlikte geçerli ise, aynı anda üç talak da Şari'in emrine aykırı olmakla birlikte geçerlidir.

Aynı anda veya aynı temizlik içerisinde verilen üç talak konusu görüldüğü gibi hayli tartışmalıdır. Biz yukarıya bulabildiğimiz kadarıyla delilleri ve görüşleri aktarmaya çalıştık. Konunun işlenmesi esnasında farkedilebileceği gibi, kanaatimiz bu durumdaki talakın üç sayılacağı tarzındadır. Ama bu, üç talakı tek sayan görüşün külliyen yanlış olduğu manasına gelmez. Çünkü o görüşü savunanlar da gerçekten kuvvetli delillere dayanmaktadırlar. Biz buraya o delilleri gereği gibi aktaramadık. Konuyu incelemek isteyenler şu kaynaklara müracaat edebilirler: İbn Kayyım el-Cevziyye, Zâdü 1-Mead, V, 241 vd; İlâmu'l-Muvakkıîn, III, 30 vd. İbnü'l Hümâm, Şerhu Fethu'l-Kadîr, III, 329 vd.; Aynî, el-Binâye, Şerhu'l Hidâye, VI, 372 vd; Şevkânî, Neylü'l Evtar, VI, 255 vd; Zafer Ahmet et, Tehânevî, İ'lâu s-Sünen, XI,148 vd.; Mahmut Şeltut-Ali Sâyis, Mukâranetü'l-Mezâhib Fi'l-Fıkhi'l-İslâmî, 80 vd.

Zâhidu'l-Kevserî, el-Eşfak alâ Ahkâmıt-Talak adındaki risalede, konuyu dil açısından da ele alarak aynı anda verilen üç talakın üç sayılacağını isbat etmiştir (s. 23 ve devamı). 1929 yılında yürürlüğe giren Mısır medenî kanunu aynı anda verilen üç talâkı tek saymaktadır. Medenî hukuk sahasında mukayeseli bir çalışma yapan Medran Ebu'l-Aynen Bedrân da cumhurun görüşüne uygun olarak bu talakın üç sayılacağı görüşünü tercih etmiştir (el-Fıkhu'l-Mukâran fi'l Ahkamış-Şahsiyye, 353).

sorularla islamiyet
 

tarkan-1980

Yeni Üye
S.A
çok teşekkür ederim yardımlarınız için
son bir soru sorup kapatacağım
ÇOK ÖNEMLİ BENİM İÇİN
Sorum:

Seni sevmiyorum
bıktım senden
sıkıldım senden
yeter artık
bu evliliğe son verelim
seninle evlendiğime pişmanım

gibi yukarıdaki herhangi bir sözü boşamak maksadıyla söyledikten sonra
kişi pişman olsa 1 talak boşamış mı olur

Saygılar
 

mihrimah

Well-known member
S.A
çok teşekkür ederim yardımlarınız için
son bir soru sorup kapatacağım
ÇOK ÖNEMLİ BENİM İÇİN
Sorum:

Seni sevmiyorum
bıktım senden
sıkıldım senden
yeter artık
bu evliliğe son verelim
seninle evlendiğime pişmanım

gibi yukarıdaki herhangi bir sözü boşamak maksadıyla söyledikten sonra
kişi pişman olsa 1 talak boşamış mı olur

Saygılar
Kardeş bu gibi durumlarda, sanal ortamdan destek almaktan ziyade gidip işin ehli olan birinden destek almanız sizin için daha sağlıklı olur. Böylelikle kimse zan altında kalmış olmaz. O zaman yaşanan olayı daha detaylı anlatırsınız hal böyle olunca en sağlıklı cevabı almış olursunuz.
Selam ve dua ile...
 

hsaid3232

Member
hayrettin karaman hocanın bu konudaki açıklamaları tatmin edici. ben de böyle bir olayla karşılaşmam sonucu detaylı bilgi edindim. Ancak biz dini ihtiyaç hasıl olduktan sonra öğreniyoruz. Önemli olan evlenecek arkadaşların evlilikle ilgili aşık olmaya harcadığı vakit ve himmetten çok onun dindeki incelik ve hassasiyetlerini öğrenmeleri daha fazdalı olacaktır. Bilhassa bu konuda medeni hayatın ve asrımız çokca yetkiyle ve tasarrufla donattığı kadın unsuru daha titiz olmalı. hanımlar rehberi ve üstadımızın evliliğe bakışı yani aslında dinin özünde verilen önem bilinmeden. böyle sönen ocakların oluşacağı bir teşebbüs çok tehlikeli toplum için...

selamlar. ha bir kere meselesi iddet içerisinde bin kerede söylense birdir. murat ve niyete bakın. tevbe edin 2 hakkınızı tasarruflu kullanın. nikahınızı tazeleyin. önce imanınızı tabii...

selamlar..
 

bizar

Well-known member
Bir erkeğin üç kere boşol sözcüğünü kullanıp eşini boşaması ve ardından boşadığı kadınla evlenememesi Kurân ayetleriyle bağdaşmayan bir düşüncedir.Zira Kurân erkeğe bir değil üç boşama hakkı vermiştir.Bunun nedeni ise İslam dini yayılmadan önce yani Cahiliye döneminde erkekler,kadınları istedikleri zaman boşayabiliyorlar,istedikleri zamanda nikahlayabiliyorlardı.İslam erkeklerin,kadınlara yapmış oldukları bu zulümün önünü kesmek amacıyla boşamayı üç ile sınırlamıştır. *Kurân bu hususta buyuruyorki:

Boşanmak iki kere olur,ondan sonra kadını,ya güzellikle tutmak gerek,ya hoşlukla bırakmak.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Erkek kadını bir kere daha boşayacak olursa ,bundan sonra kadın,başka kocaya varmadıkça eski kocasına helal olmaz.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Rivayetlere göre Ehl-i Sünnet’in şuan kabul etmiş olduğu 3 talakın (boşamanın)bir kerede verilmesi ikinci halife Ömer tarafından müslümanlara uygulatılmıştır.Dolayısıyla Kurân’da veya Peygamber’in Sünnet’inde böyle bir amel yoktur.Bu amel ikinci halife Ömer’in kendi içtihatıdır.Nitekim aşşağıdaki rivayetler bunun delilidir.

* * * * *Resulullah (sav) zamanında ,Ebu Bekir’in zamanında *ve Ömer’in hilafetinin ilk iki yılında 3 talakın bir çırpıda verilmesi yoktu.Ömer’in hilafetinin ikinci yılın sonlarında bu hüküm verilmiştir.
* * * * * * * * * * * * * *
* * * * * İbni Tavus babasından naklediyor:Ebu’s Sahba İbni Abbas’a gelerek “Ya ibni Abbas,Peygamber zamanında ,Ebu Bekir zamanında ve Ömer’in hilafetinin ilk yıllarında üç talakın bir talak sayıldığını bilmiyormusun?diye sordu.İbni Abbas”Evet biliyorum”dedi

* * * * * Mahmud b.Lebid’den”Resulullah (sav)’e ,bir adamın ,karısını bir seferde üç talakla boşadığı haberi verilince ,Resulullah (sav) kızarak ayağa kalktı ve “Ben daha aranızda iken,Allah’ın kitabı ilemi oynanıyor”buyurdu....

O halde insanların uygulatmalarından dolayı İslam eleştirilemez. Zaten problem burada yaşanıyor.Bizler İslam'ı yaşadığımızı sadece zannediyoruz.Oysa daha İslam'ı bilmiyoruz.
* * * * *


*Nisa 19
*Nisa 128
*Nisa 35
*Bakara 229
*Bakara 230
*Sahihi Müslim c2 s574,Müsned-i Ahmed b.Hanbel c1 s314’de,Süneni Ebu Davud c1 s344
*Süneni Nesai c 5-6 s555.bab 8 hadis:3390(İstanbul,Kalem yay)
*Süneni Nesai c 5-6 s551,552.bab 7 hadis:3385(İstanbul,Kalem yay)
 

bizar

Well-known member
bir insanın birdefada 3 kere boş oldemesi 3 bağıda koparmışmı oluyor yoksa birkeremi olmuş oluyor kafama takıldı çünkü yakınlarımdan birisi budurumla karşı karşıya araştırma gereği duydum..
 
Üst