Molla Said, ilk iş olarak birbirinden kopan ve birbirini iter hâle gelen bu ikiiçtimâî ucu, yâni halkla aydını tekrar birbirine bağlamaya ve içtimâî bir bütünün tabiî devamı hâline getirmeye çalışıyordu.
Bu çaba, iki unsurun birini diğerine tercih etmek veya birini feda etmek değil, uçları kendi şartları içinde birbirine yaklaştırma, birbirini kabullenip saygı gösterme, birbirini anlama, anlayamadığı hâllere tahammül ederek birleştirip bütünleştirme gayretiydi.
Bunun için önce, köşk ve konaklarda yapılan ağniyâ sohbetlerinin halka açılmasını sağladı. Ondan sonra aydınlarla beraber bu sohbetlere katılan köylü ve halk temsilcileri de yapılan konuşmaları dinleyip fikirlerini söylemeye başladılar.
İştirak arttıkça sohbetler sıklaştı ve çeşitlendi. Halkın sevgisi, sohbetlerde faydalı konuşmalar yapıp münâzarâları kazananlardan tarafa yönelince, sohbet meclisleri zamanla medreselerle mekteplerin rekàbet meydanı hâline geldi.
Molla Said hemen hemen bütün sohbetlere ve toplantılara katılmasına rağmen, bu rekabete katılmadı ve taraftar olmadı. Sâdece kendisine sorulan sorulara cevap vermekle iktifa etti. Bu hâli bile, onun, mektep ve medreselerden fazla ilgi toplayıp sevgi kazanmasına yetti.