TARIK 15 yıl kadar önceydi. Tarık'ı ilk o gün görmüştüm. 'İnancın Tarihi' dersimin öğre

harp

Well-known member
TARIK 15 yıl kadar önceydi. Tarık'ı ilk o gün görmüştüm. 'İnancın Tarihi' dersimin öğre

[FONT=tahoma,sans-serif]TARIK [/FONT]


15 yıl kadar önceydi. Tarık'ı ilk o gün görmüştüm. 'İnancın Tarihi' dersimin öğrencilerinden biriydi. Uzun saçlı, değişik bir gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci o idi. Allah'a kayıtsız şartsız inanmayı kabullenemiyordu...
Mezun olurken bana, imalı imalı
"Günün birinde Allah'ı bulacağıma inanıyor musun, hocam?" dedi..
"Evet.Bir gün mutlaka Allaha inanacaksın" dedim,usulca...
"Yaa.." dedi.. "Oysa senin bu derste Allah'ın reklamını yapıp pazarladığını sanıyordum hocam.."
Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım:
"Senin Allah'ı bulabileceğini düşünmüyorum. Ama O yaratıcı seni mutlak bulacak, bir gün, bulur buna eminim."
Tarık omzunu silkip yürüdü. Mezuniyetten sonra izini kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana... Ölümcül kansere yakalanmıştı. Odama girdiğinde zayıflamış, çökmüştü. Kemoterapi, o uzun saclarını dökmüştü. Ama gözleri hala pırıl pırıldı.

"Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam" dedi.
"Sana bir şey sorabilir miyim?" dedim..
"Tabii" dedi.. "Ne öğrenmek istiyorsunuz?.."
"Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?.."
"Daha kötüsü olabilirdi. 50 yaşında olmak, devamlı kafayı çekmek ve müthiş paralar kazanmayı, yaşamak sanmak gibi.."
Sonra niçin geldiğini anlattı..

"Okulun son günü sana Allah'ı bulup bulamayacağımı sormuş, 'Hayır' cevabını alınca şaşırmıştım. Sonra "Ama O büyük yaratıcı seni bulur" demiştiniz. İşte bunu çok düşündüm. Doktorlar ciğerimden parça alıp kötü huylu öldüğünü söyleyince, Allah'ı aramayı ciddiye aldım birden. Habis ur diğer hayati organlarıma yayılmaya başlayınca sabahlara kadar dualar etmeye başladım. Hiçbir şey olmadı. Bir sabah uyandığımda, ilahi bir mesaj alma yolundaki umutsuz çabalarımdan vazgeçiverdim, aniden. Ömrümün geri kalan vaktini, Allah, Ahiret,ölümden sonraki hayat falan gibi şeylerle geçirmeyecektim. Daha önemli şeyler yapma kararı almıştım. O zaman gene seni düşündüm...

[FONT=verdana,sans-serif]"En büyük mutsuzluk sevgisiz bir hayat sürmektir. Bundan daha kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine 'Seni seviyorum' diyemeden gitmektir" demiştiniz.[/FONT] Son günlerimi bu eksiği gidermekle harcayacaktım işte.. En zorundan başladım. Babamdan..."
Oğlu yanına geldiğinde babası gazete okuyormuş..
"Baba seninle konuşmam lazım" demiş,Tarık.
"Peki konuş oğlum."
"Yani çok önemli bir şey.." O sözden sonra babası gazeteyi 10 cm. aşağı indirmiş..
"Neymiş o bakalım?.."
"Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni istedim.."
Tarık gülümsedi, arkasını anlatırken .. Babasının elinden yere düşmüş gazete ..
Hayatında hiç yapmadığı iki şeyi yapmış .. Tarık'a sarılmış ve ağlamış. Sabaha kadar konuşmuşlar.. Babası ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde..
"Annem ve kardeşimle daha kolay oldu" diye devam etti Tarık.. "Onlar da bana sarılıp ağladılar. Yıllardır bana söylemedikleri, söyleyemedikleri şeyleri anlattılar.. Bütün bunları yapmak için bu kadar geç kalmış olmama üzüldüm sadece.. Ölümün gölgesi üzerime düşünce kalbimi açıyordum, bana aslında çok daha yakın olması gereken insanlara.."
Nefes aldı Tarık.. "Bir gün baktım.. Sanki Allah hemen yanı başımda duruyor gibi hissettim. Ona yalvardığım zaman bana gelmemişti. Herhalde O'nun kendi programı vardı. Kendi bildiği gibi yapıyordu.. Gerçek olan şu ki, haklıydınız.. Ben onu aramaktan vazgeçtiğim halde, gelmiş O ulu yaratıcı beni bulmuştu."

"Tarık" dedim, "Sandığından çok önemli şeyler söylüyorsun, bütün insanlığa.. Sen Allah'ı bulmanın en emin yolunu anlatıyorsun. Onu sadece kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak işe yaramaz.. Ama hayatını iyilik,sevgiye açarsan O ulu yaratıcı gelir seni bulur.. Bunu anlatıyorsun farkında mısın?." Devam ettim.. "Tarık bana bir iyilik yapar mısın?.. Bunları gelip sınıfımda da anlatabilir misin?...
"Bir gün tespit ettik. Ama Tarık gelemedi o gün. Ölümle hayatı sona ermemişti tabii şekil değiştirmişti. Büyük bir adım atmıştı sadece.. İnanmaktan, görmeye geçmişti. Ölümünden önce son bir defa konuşmuştuk. "Söz verdiğim derse gelemeyeceğim. Çok halsiz ve bitkinim hocam" demişti. "Anlıyorum Tarık!.."Benim yerime onlara siz anlatır mısınız hocam?.. Siz anlatır mısınız. Herkese, bütün dünyaya benim için anlatır mısınız?.." "Anlatırım Tarık" dedim.."Anlatırım, merak etme!.."

İnsanlara "Sizi,sizleri Seviyorum" demek için, ölümü beklemenize gerek yok.. Simdi, hemen şimdi başlayabilirsiniz.. Başlayın ki, hayatınız güzelleşsin, zenginleşsin.. Hemen şimdi başlamazsanız, belki de hiç söyleme imkan,şansınız olmayabilir..
 
Üst