Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Ehli Sünnet Tarikat ve Cemaatler
tasavvufu terimler
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 30612" data-attributes="member: 656"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">TEVBE: Günahtan dönmek, vazgeçmek anlamına gelen tevbe, sadece tasavvuf ve tarikatların değil bütün dinlerin ortak özelliklerindendir.Tasavvufa tevbe ile girilir.Şeyh, müridden; ilk önce Allah'a karşı işlediği günahlardan tevbe etmesini ister.Tevbe, bir uyanış ve silkiniştir.Bu da Allah'ın insana teveccühü ile gerçekleşir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Nefs mücadelesi tevbe ile başlar."Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe ediniz."(Nûr 24/31). "Rabbinizden mağfiret dileyiniz. Sonra O'na dönünüz, tevbe ediniz.." (Hud 11/3). "Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır." (Tevbe 9/3). "Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar." (Nisa 4/27). "Rabbini hamd ve tesbih et, O'ndan af dile.Çünkü o tevbeleri çok çok kabul edendir." (Nasr 110/3). "...Allah çok tevbe edenleri sever." (Bakara 2/222). <img src="http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Tevbenin üç makamı vardır: Tevbe, inabe, evbe. Bunlarda şu âyetlere dayanır: "Ey mü'münler, Allah'a nasuh tevbesi ile tevbe ediniz..." (Tahrim 66/8). "Kim Rahman olan Allah'tan gıyaben korkar ve inabeli bir kalp ile gelirse..." (Kaf 50/33). "Davud ne iyi bir kul idi ve daima evvab ve evbe sahibi idi, devamlı Allah'a yönelirdi." (Sad 38/3). Doğrudan daha doğruya yönelmek de tevbedir.Nitekim Hz.Musa, "Sana tevbe ettim..." (Araf 7/143) demiştir. <img src="http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">CÂFER-İ SÂDIK: "Tevbesiz ibadet sahih olmaz."</span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Bu söz tevbenin ibadetten önce geldiğini gösterir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">ZUNNÛN MISRÎ: Tevbenin hakikatı, arzın bütün genişliği ile takat kalmayacak derecede başına dar gelmesi, sonra nefsinin de seni sıkmasıdır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">EBU ALİ ŞAKÎK: İnsanlar için felaket şu üç şeydedir: Tevbe ederiz ümidiyle günah işliyorlar.Daha yaşarız ümidiyle tevbe etmiyorlar.Rahmet ümidiyle tevbe etmeden kalıyorlar.Bunlar tevbe etmez. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">CÜNEYD-İ BAĞDADÎ: Tevbenin üç mânâ ve merhalesi vardır: İlk olarak pişmanlık duymak, ikinci olarak yapılan kötü işi tekrar etmemeye azmetmek, üçüncüsü ise yapılan haksızlıkları helal ettirip düşmanlıktan arınmaktır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">2.SABIR: Dayanmak, sızlanmak, kendini tutmak anlamına gelir.Nefse ve nefsî arzulara karşı bir savaş vermeyle iç içe olan tasavvufî hayat ile sabır arasında da yakın bir münasebet vardır.Sabır ve şükür birbirine yakındır. Bütün sıkıntı ve belâlara sabredilir, hatta şükredilir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Sabredenlerin alacakları ecir ve karşılık muhakkak sınırsızdır." (Zümer 39/10) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"İçinizden mücahede edenler, sabır gösterenler belli oluncaya kadar elbette sizi deneriz." (Muhammed 47/31) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin." (Bakara 2/45) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Gerçekten biz onu (Eyyub Peygamberi) sabreden bir kul olarak gördük.Ne güzel kuldu O..." (Sad 38/44) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Yoksa siz, Allah içinizden mücahede edenleri, sabredenleri sınayıp bilmeden cennete gireceğinizi mi sandınız." (Âl-i İmran 3/142) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Sabrettikleri için biz onları emrimizle halkı hidâyete ulaştıran rehberler kıldık." (Enbiyâ 21/13) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal 8/46) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu Ali Dekkak bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Sabredenler dünya ve ahiret izzetine konarak kurtuluşa ulaştılar.Çünkü onlar, "O'nunla olma" şerefine nail olmuşlardır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu Osman, "sabredenleri amellerinin en güzeline verdiğimiz ecir ile mükâfatlandıracağız." (Nahl 16/96) âyetine dayanarak en büyük mükafatın sabra verileceğini söylemiştir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sûfîlere Göre Sabır: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Cüneyd-i Bağdadî: Sabır, hiç yüzü ekşitmeden, acıyı yudum yudum içine sindirmendir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sehl Bin Abdullah Tusterî: Sabır, Allah Teâlâ'dan bir çıkış kapısını açmasını beklemektir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu Abdullah Bin Hafif: Sabredenler üç derecedir: Mutasabbır(sabretmek için sıkıntı çeken), sâbır(normal olarak sabreden), sabbâr(sabretmeyi alışkanlık haline getiren). </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu Said Arabî: Sabır, bütün belaları gönül rahatlığıyla karşılamaktır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">3.TEVEKKÜL: Tevekkül, işi üzerine almak, vekil olmayı kabul etmek, teslim olmak, yapamadığını başkasına yaptırmak demektir.Allah'ın yüceliğini ve büyüklüğünü kalbinde hisseden kişi tevekkül edilecek, vekil olarak bırakılacak ve kendisine teslim olunacak O'ndan başka bir varlığın olmayacağına inanır.Kendini O'na teslim edip, O'nun yoluna girer ve yürür.Tevekkül bir anlamda tevhîddir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter." (Ahzab 33/3) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Aziz ve rahim olana tevekkül et." (Şuara 26/217) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"De ki Allah bizim için ne yazıp takdir etmiş ise ancak bize o ulaşır.Bizim sahibimiz O'dur.Mü'minler Allah'a tevekkül etsinler." (Tevbe 9/51) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Kim Allah'a tevekkül ederse O ona yeter, onu ummadığı yerden rızıklandırır." (Talak 65/3) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sûfîlere Göre Tevekkül: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sehl Bin Abdullah Tusterî: Tevekkülün alâmeti üçtür: Kimseden bir şey istememek, verileni reddetmemek, ele geçeni biriktirmemek. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu Ali Dekkak: Tevekkül edenin üç derecesi vardır: Tevekkül, teslim, tevfiz.Tevekkül sahibi Allah'ın va'dine güvenip huzur bulur. Teslim sahibi Allah'ın ilmi ile yetinir.Tefviz sahibi ise Allah'ın hükmüne rıza gösterir.Tevekkül başlangıç, teslim orta, rıza ise son hâldir... </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">4.RİYAZET-MÜCAHEDE: Hayatın disipline edilmesi; yeyip-içme ve yatıp-kalkmanın hamdü şükür gayeli olması şeklinde yorumladığımız Riyâzet; tasavvufta, nefsin ve bedenin arzularını terkederek veya en aza indirerek, ibâdetle meşgul olmak demektir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Az yemek, az konuşmak, az uyumak bu prensibi ana hatlarıyla özetlemektedir.Mücahede ise gayret sarfetmek, dövüşmek demektir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sûfîlere Göre: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Hasan Kazzaz: Tasavvuf şu üç şey üzerine kurulmuştur: Ziyarret olmadıkça yememek, uykuya mağlup olmadan uyumamak, mecburiyet olmadan konuşmamak. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yahya Bin Muaz: Açlık nûr, tokluk nâr(ateş)'dır.İştah oduna benzer, ondan ateş meydana gelir, bu ateş sahibini yakmadan sönmez. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Necmüddin Kübra: Ağzındaki dil konuşunca kalp susar.Bu dil susunca kalp konuşur.Tok olmanın afetleri pek çoktur.Bunlardan bazıları şunlardır: Kalbi katılaştırır, perdeleri katmerleştirir, müşahedeyi karartır, miskinliğe sebep olur. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">İbn Arabî: Riyâzet iki kısımdır: Edebî riyâzet, talebî riyâzet.Birincisi nefsin tabiatından çıkmak, ikincisi murad ve maksadın doğru olmasıdır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">5.VERÂ: Kelime olarak günahtan ısrarla kaçınmak ve korkmak gibi anlamlara gelen vera; tasavvufta haramlar bir tarafa şüpheli ve boş şeylerden uzak kalmak demektir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Şiblî: Allah Teâlâ hariç herşeyden şiddetle kaçınmaktır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yahya Bin Muaz: Vera'nın iki şekli vardır: Zâhiri ve Bâtıni verâ.Birincisi Allah Teâlâ'nın rızasından başka birşeyin seni harekete geçirmemesi, ikincisi ise kalbine Allah'tan başka birşeyin girmemesidir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">6.HALVET-UZLET: Halvet ve Uzlet, insanlardan ayrı, yalnız yaşamak demektir.Zıddı ihtılattır.Vuslâtı gerçekleşenler beden ile değil kalp ile inzivalarını sürdürürler. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Cüneyd Bağdadî: Uzletin sıkıntısına katlanmak, ihtılata mudara etmekten daha kolaydır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Beyazid Bistamî: Otuz seneden beri Hakk'la sohbet etmekteyim.Halk ise benim kendileriyle sohbet ettiğimi sanıyor. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Necmüddin Kübra: Müridin kendisini terbiye eden mürşidine karşı yaptığı hizmetler uzlet hayatının içindedir.Halvet şunun için gereklidir: Nefis; oyun-eğlence ve halkla ünsiyet kurmak ister.Halvetle kuvvet zayıflar, kalp güçlenir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">7.ALLAH KORKUSU-GÖZYAŞI:Tasavvufî terbiye ile mânevî ağırlıklar ve kirlerden kurtulan gönül; Allah korkusu, Allah aşkı ve heybeti ile dolar.Kendisiyle hakikat arasındaki perdeleri eriten gönül, elde ettiği rahatlık ile gözyaşı döker. Hasretini, aşkını gözyaşlarıyla ifade eder.Allah korkusu, cehennem endişesi, âhiret âlemi, zâhidlerin üzerinde en çok durdukları konulardır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Konu Hakkındaki Âyetler: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Eğer mü'min iseniz benden korkunuz." (Âl-i İmran 3/186) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Sadece benden korkunuz." (Nahl 16/51) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Rabbinin makamından korkup nefsini heva ve hevese uymaktan k***yanların yurtları cennettir." (Naziat 79/40) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Allah'tan hakkıyla korkunuz." (Âl-i İmran 3/102) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Haşyetullah Nedir? </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Haşyet ve Havf korku demektir.Haşyetullah ve Havfullah, Allah korkusu anlamına gelir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu'l Kasım Hakim: Bir şeyden korkan, ondan kaçar.Aziz ve celîl olan Allah'tan korkan ise O'na kaçar ve sığınır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">İbrahim Bin Şeyban: Korku bir kalbe yerleştiği zaman orada bulunan şehvet ve nefsanî arzulardan ne var ne yok hepsini yakar, dünya hırsını kovar. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Nasrabazi: Ümit (reca), seni ibadete sevkeder.Korku (havf), seni günahlardan uzaklaştırır.Murakebe ise seni hakikat mertebesine ulaştırır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">8.HÜZÜN: Kalbin hüzünlü ve kederli olması, gaflet vadilerine dalmamak için mühim bir unsur olarak değerlendirilir.Hüzün ile korku arasında fark vardır.Hüzün geçmişle ilgili, korku gelecekle ilgilidir.Sûfî, boş geçen günlere hüzünlenir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Ebu Ali Dekkak: Hüzün sahibi, hüzünlü olmayanların senelerce katedemedikleri Allah'a giden yolu bir ayda kateder. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sufyan Bin Uyeyne: Ümmet için mahzun birisi ağlarsa, bu ağlama sebebiyle Allah Teâlâ o ümmete merhamet eder. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Abdulhalık Gücduvanî: Evlâdım; gözün yaşlı, amelin ve duân ihlâslı, boynun bükük, elbisen eski, yoldaşın dervişler ve dostun sadece Allah olsun. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Zünnun Mısrî: Aşk konuşturur, hayâ susturur, havf hüzünlendirir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">9.İHLÂS: Hâlis olmak, katıksız olmak, gösterişi terketmek, içini açmak gibi anlamlara gelen bu ıstılah tasavvufî..hiyatı ifade etmek için sık kullanılan kelimelerdendir.İhlâs kelimesi Kûr'ân-ı Kerîm'de geçmezse de muhlis ve muhlas kelimeleri geçer.Birincisi kendi irade ve gayreti ile ihlâsa kavuşan kimsedir.İkincisi ise Allah tarafından kendisine ihlâs bahşolunan kimsedir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">İbâdet ve davranışlarımızı sadece Allah için yapmak, riya ve gösterişten uzak durma temeli üzerinde kurulu olan ihlâs, tasavvufî hayatın derin incelikleri de beraberinde bulunur. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">10.ZİKİR: Bu konu hakkında çok duracağız.Çünkü sûfîler zikire çok önem verirler. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Tasavvuf ve tarikatların esas unsuru olan zikir, anmak, hatırlanmak, unutmamak demektir.Allah'ı her an hatırda tutmak, O'nu unutmamak, O'nun isimlerini çeşitli şekillerde ve belli sayılarda söylemek zikrin esasıdır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Sûfîler zikre çok önem verirler, onu diğer ibadetlere tercih ederler.Kûr'ân-ı Kerîm'de namaz, oruç,zekât gibi diğer ibadetler için "çok namaz kılınız", çok oruç tutunuz, gibi ifadeler olmamasına karşılık zikir için "Allah'ı çok çok zikrediniz." ifadesinin bulunuşu sûfîlerin konu ile ilgili delillerinden bir tanesidir. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">En büyük ibadet zikirdir.Namaz ibadetlerin büyüğüdür, fakat her zaman kılınmaz.Zikir ise her zaman yapılabilir.Ayakta iken, otururken, yatarken Allah zikredilir.Zikrimize, Allah zikir ile mukabele etmektedir.Sûfîlere göre başka hiçbir ümmete böyle bir şeref nasip olmamıştır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Âyetler: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Ey iman edenler, mallarınız, çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın.Allah'ı unutup mal ve çocuklarıyla oyalananlar ziyana uğrayanlardır." (Münâfıkûn Sûresi / 9.Âyet) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Ey Muhammed, sabret.Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşir.Günahların için Allah'tan af dile.Akşam sabah Rabbini överek tesbih eyle." (Mü'min Sûresi / 55.Âyet) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Kalpler ancak Allah'ı zikirle huzura kavuşur." (Ra'd Sûresi / 28.Âyet) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Beni anın ki, ben de sizi anayım.Bana şükredin, nankörlük etmeyin." (Bakara Sûresi / 152.Âyet) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Rabbini içinden yalvararak yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret." (Â'raf Sûresi / 205.Âyet) </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Peygamber Efendimizin bu konu hakkındaki Hâdis-i Şerîfleri: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* Allah'ı zikreden cemaati melek ziyaret eder, gönüllerine rahmet ve huzur iner ve Allah onları, meleklerin***hlarıyla zikreder. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* Allah'ı zikretmeyi seveni, Allah da sever. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* "Lâ ilâhe illâllah" diyenin kalbinden perde kalkar. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* Allah'ı zikredenin kalbinden şeytan kaçar, etmiyeninkine girer. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* Allah'ı zikretmekten üstün sadaka olmaz. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* Sabah namazını cemaatle kılıp, güneş doğuncaya kadar zikirle meşgul olur, iki rekat namaz kılarsa, bir hac sevabı vardır. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* İkindi namazından sonra zikirle meşgul olmanın doğurduğu sevinç büyüktür. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">* Allah'ın zikri, bir insanı düşmandan k***yan kale gibi şeytandan k***r. </span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Resûl-i Ekrem - Sallallahu aleyhi vessellem - şöyle buyurmuşlardır: </span></strong></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Allah Teâlâ Hazretlerinin husûsî bazı melekleri vardır ki, yeryüzünde ehl-i zikri aramak için dolaşırlar.Ne vakit ki, Allah'ı zikreden bir cemaat bulurlarsa birbirlerine nidâ ederek: <img src="http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /> </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">"Geliniz! Aradığınız buradadır." diyerek orada toplanırlar.Ve o mevkii kanatlarıyla semâya kadar çevirirler.Sonra Allah Teâlâ Hazretleri, o ehl-i zikrin ahvâl ve akvâlini, o meleklerden daha ziyâde kendisi bildiği halde onlara hitaben: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- KULLARIM NE SÖYLÜYORLAR? der.Melekler: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Seni tesbih ve tekbîr ediyorlar.Sana hamdediyorlar.Seni temcîd ediyorlar. </span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Allah Teâlâ: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- BENİ HİÇ GÖRMÜŞLER Mİ? der. </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Melekler de: </span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Hayır Yâ Rabbi.Zâtına kasem ederiz ki hiç görmemişler, derler. Allah Teâlâ: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- PEKİYİ BENİ GÖRSELERDİ NASIL OLURLARDI? Melekler: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Eğer seni görselerdi sana daha çok ibâdet ederler, seni bütün kuvvetleriyle tesbîh ederlerdi, derler.Allah (c.c.): </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- KULLARIM BENDEN NE İSTİYORLAR? der.Melekler de: </span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">- Senden cenneti istiyorlar derler. <img src="http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 30612, member: 656"] [FONT=Comic Sans MS]TEVBE: Günahtan dönmek, vazgeçmek anlamına gelen tevbe, sadece tasavvuf ve tarikatların değil bütün dinlerin ortak özelliklerindendir.Tasavvufa tevbe ile girilir.Şeyh, müridden; ilk önce Allah'a karşı işlediği günahlardan tevbe etmesini ister.Tevbe, bir uyanış ve silkiniştir.Bu da Allah'ın insana teveccühü ile gerçekleşir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Nefs mücadelesi tevbe ile başlar."Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tevbe ediniz."(Nûr 24/31). "Rabbinizden mağfiret dileyiniz. Sonra O'na dönünüz, tevbe ediniz.." (Hud 11/3). "Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır." (Tevbe 9/3). "Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor, şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar." (Nisa 4/27). "Rabbini hamd ve tesbih et, O'ndan af dile.Çünkü o tevbeleri çok çok kabul edendir." (Nasr 110/3). "...Allah çok tevbe edenleri sever." (Bakara 2/222). [IMG]http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif[/IMG] [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Tevbenin üç makamı vardır: Tevbe, inabe, evbe. Bunlarda şu âyetlere dayanır: "Ey mü'münler, Allah'a nasuh tevbesi ile tevbe ediniz..." (Tahrim 66/8). "Kim Rahman olan Allah'tan gıyaben korkar ve inabeli bir kalp ile gelirse..." (Kaf 50/33). "Davud ne iyi bir kul idi ve daima evvab ve evbe sahibi idi, devamlı Allah'a yönelirdi." (Sad 38/3). Doğrudan daha doğruya yönelmek de tevbedir.Nitekim Hz.Musa, "Sana tevbe ettim..." (Araf 7/143) demiştir. [IMG]http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif[/IMG] [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]CÂFER-İ SÂDIK: "Tevbesiz ibadet sahih olmaz."[/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Bu söz tevbenin ibadetten önce geldiğini gösterir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]ZUNNÛN MISRÎ: Tevbenin hakikatı, arzın bütün genişliği ile takat kalmayacak derecede başına dar gelmesi, sonra nefsinin de seni sıkmasıdır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]EBU ALİ ŞAKÎK: İnsanlar için felaket şu üç şeydedir: Tevbe ederiz ümidiyle günah işliyorlar.Daha yaşarız ümidiyle tevbe etmiyorlar.Rahmet ümidiyle tevbe etmeden kalıyorlar.Bunlar tevbe etmez. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]CÜNEYD-İ BAĞDADÎ: Tevbenin üç mânâ ve merhalesi vardır: İlk olarak pişmanlık duymak, ikinci olarak yapılan kötü işi tekrar etmemeye azmetmek, üçüncüsü ise yapılan haksızlıkları helal ettirip düşmanlıktan arınmaktır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]2.SABIR: Dayanmak, sızlanmak, kendini tutmak anlamına gelir.Nefse ve nefsî arzulara karşı bir savaş vermeyle iç içe olan tasavvufî hayat ile sabır arasında da yakın bir münasebet vardır.Sabır ve şükür birbirine yakındır. Bütün sıkıntı ve belâlara sabredilir, hatta şükredilir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Sabredenlerin alacakları ecir ve karşılık muhakkak sınırsızdır." (Zümer 39/10) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"İçinizden mücahede edenler, sabır gösterenler belli oluncaya kadar elbette sizi deneriz." (Muhammed 47/31) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin." (Bakara 2/45) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Gerçekten biz onu (Eyyub Peygamberi) sabreden bir kul olarak gördük.Ne güzel kuldu O..." (Sad 38/44) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Yoksa siz, Allah içinizden mücahede edenleri, sabredenleri sınayıp bilmeden cennete gireceğinizi mi sandınız." (Âl-i İmran 3/142) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Sabrettikleri için biz onları emrimizle halkı hidâyete ulaştıran rehberler kıldık." (Enbiyâ 21/13) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Allah sabredenlerle beraberdir." (Enfal 8/46) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu Ali Dekkak bu âyeti açıklarken şöyle demiştir: Sabredenler dünya ve ahiret izzetine konarak kurtuluşa ulaştılar.Çünkü onlar, "O'nunla olma" şerefine nail olmuşlardır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu Osman, "sabredenleri amellerinin en güzeline verdiğimiz ecir ile mükâfatlandıracağız." (Nahl 16/96) âyetine dayanarak en büyük mükafatın sabra verileceğini söylemiştir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sûfîlere Göre Sabır: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Cüneyd-i Bağdadî: Sabır, hiç yüzü ekşitmeden, acıyı yudum yudum içine sindirmendir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sehl Bin Abdullah Tusterî: Sabır, Allah Teâlâ'dan bir çıkış kapısını açmasını beklemektir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu Abdullah Bin Hafif: Sabredenler üç derecedir: Mutasabbır(sabretmek için sıkıntı çeken), sâbır(normal olarak sabreden), sabbâr(sabretmeyi alışkanlık haline getiren). [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu Said Arabî: Sabır, bütün belaları gönül rahatlığıyla karşılamaktır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]3.TEVEKKÜL: Tevekkül, işi üzerine almak, vekil olmayı kabul etmek, teslim olmak, yapamadığını başkasına yaptırmak demektir.Allah'ın yüceliğini ve büyüklüğünü kalbinde hisseden kişi tevekkül edilecek, vekil olarak bırakılacak ve kendisine teslim olunacak O'ndan başka bir varlığın olmayacağına inanır.Kendini O'na teslim edip, O'nun yoluna girer ve yürür.Tevekkül bir anlamda tevhîddir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Allah'a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter." (Ahzab 33/3) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Aziz ve rahim olana tevekkül et." (Şuara 26/217) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"De ki Allah bizim için ne yazıp takdir etmiş ise ancak bize o ulaşır.Bizim sahibimiz O'dur.Mü'minler Allah'a tevekkül etsinler." (Tevbe 9/51) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Kim Allah'a tevekkül ederse O ona yeter, onu ummadığı yerden rızıklandırır." (Talak 65/3) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sûfîlere Göre Tevekkül: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sehl Bin Abdullah Tusterî: Tevekkülün alâmeti üçtür: Kimseden bir şey istememek, verileni reddetmemek, ele geçeni biriktirmemek. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu Ali Dekkak: Tevekkül edenin üç derecesi vardır: Tevekkül, teslim, tevfiz.Tevekkül sahibi Allah'ın va'dine güvenip huzur bulur. Teslim sahibi Allah'ın ilmi ile yetinir.Tefviz sahibi ise Allah'ın hükmüne rıza gösterir.Tevekkül başlangıç, teslim orta, rıza ise son hâldir... [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]4.RİYAZET-MÜCAHEDE: Hayatın disipline edilmesi; yeyip-içme ve yatıp-kalkmanın hamdü şükür gayeli olması şeklinde yorumladığımız Riyâzet; tasavvufta, nefsin ve bedenin arzularını terkederek veya en aza indirerek, ibâdetle meşgul olmak demektir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Az yemek, az konuşmak, az uyumak bu prensibi ana hatlarıyla özetlemektedir.Mücahede ise gayret sarfetmek, dövüşmek demektir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sûfîlere Göre: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Hasan Kazzaz: Tasavvuf şu üç şey üzerine kurulmuştur: Ziyarret olmadıkça yememek, uykuya mağlup olmadan uyumamak, mecburiyet olmadan konuşmamak. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Yahya Bin Muaz: Açlık nûr, tokluk nâr(ateş)'dır.İştah oduna benzer, ondan ateş meydana gelir, bu ateş sahibini yakmadan sönmez. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Necmüddin Kübra: Ağzındaki dil konuşunca kalp susar.Bu dil susunca kalp konuşur.Tok olmanın afetleri pek çoktur.Bunlardan bazıları şunlardır: Kalbi katılaştırır, perdeleri katmerleştirir, müşahedeyi karartır, miskinliğe sebep olur. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]İbn Arabî: Riyâzet iki kısımdır: Edebî riyâzet, talebî riyâzet.Birincisi nefsin tabiatından çıkmak, ikincisi murad ve maksadın doğru olmasıdır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]5.VERÂ: Kelime olarak günahtan ısrarla kaçınmak ve korkmak gibi anlamlara gelen vera; tasavvufta haramlar bir tarafa şüpheli ve boş şeylerden uzak kalmak demektir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Şiblî: Allah Teâlâ hariç herşeyden şiddetle kaçınmaktır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Yahya Bin Muaz: Vera'nın iki şekli vardır: Zâhiri ve Bâtıni verâ.Birincisi Allah Teâlâ'nın rızasından başka birşeyin seni harekete geçirmemesi, ikincisi ise kalbine Allah'tan başka birşeyin girmemesidir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]6.HALVET-UZLET: Halvet ve Uzlet, insanlardan ayrı, yalnız yaşamak demektir.Zıddı ihtılattır.Vuslâtı gerçekleşenler beden ile değil kalp ile inzivalarını sürdürürler. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Cüneyd Bağdadî: Uzletin sıkıntısına katlanmak, ihtılata mudara etmekten daha kolaydır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Beyazid Bistamî: Otuz seneden beri Hakk'la sohbet etmekteyim.Halk ise benim kendileriyle sohbet ettiğimi sanıyor. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Necmüddin Kübra: Müridin kendisini terbiye eden mürşidine karşı yaptığı hizmetler uzlet hayatının içindedir.Halvet şunun için gereklidir: Nefis; oyun-eğlence ve halkla ünsiyet kurmak ister.Halvetle kuvvet zayıflar, kalp güçlenir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]7.ALLAH KORKUSU-GÖZYAŞI:Tasavvufî terbiye ile mânevî ağırlıklar ve kirlerden kurtulan gönül; Allah korkusu, Allah aşkı ve heybeti ile dolar.Kendisiyle hakikat arasındaki perdeleri eriten gönül, elde ettiği rahatlık ile gözyaşı döker. Hasretini, aşkını gözyaşlarıyla ifade eder.Allah korkusu, cehennem endişesi, âhiret âlemi, zâhidlerin üzerinde en çok durdukları konulardır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Konu Hakkındaki Âyetler: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Eğer mü'min iseniz benden korkunuz." (Âl-i İmran 3/186) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Sadece benden korkunuz." (Nahl 16/51) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Rabbinin makamından korkup nefsini heva ve hevese uymaktan k***yanların yurtları cennettir." (Naziat 79/40) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Allah'tan hakkıyla korkunuz." (Âl-i İmran 3/102) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Haşyetullah Nedir? [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Haşyet ve Havf korku demektir.Haşyetullah ve Havfullah, Allah korkusu anlamına gelir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu'l Kasım Hakim: Bir şeyden korkan, ondan kaçar.Aziz ve celîl olan Allah'tan korkan ise O'na kaçar ve sığınır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]İbrahim Bin Şeyban: Korku bir kalbe yerleştiği zaman orada bulunan şehvet ve nefsanî arzulardan ne var ne yok hepsini yakar, dünya hırsını kovar. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Nasrabazi: Ümit (reca), seni ibadete sevkeder.Korku (havf), seni günahlardan uzaklaştırır.Murakebe ise seni hakikat mertebesine ulaştırır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]8.HÜZÜN: Kalbin hüzünlü ve kederli olması, gaflet vadilerine dalmamak için mühim bir unsur olarak değerlendirilir.Hüzün ile korku arasında fark vardır.Hüzün geçmişle ilgili, korku gelecekle ilgilidir.Sûfî, boş geçen günlere hüzünlenir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Ebu Ali Dekkak: Hüzün sahibi, hüzünlü olmayanların senelerce katedemedikleri Allah'a giden yolu bir ayda kateder. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sufyan Bin Uyeyne: Ümmet için mahzun birisi ağlarsa, bu ağlama sebebiyle Allah Teâlâ o ümmete merhamet eder. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Abdulhalık Gücduvanî: Evlâdım; gözün yaşlı, amelin ve duân ihlâslı, boynun bükük, elbisen eski, yoldaşın dervişler ve dostun sadece Allah olsun. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Zünnun Mısrî: Aşk konuşturur, hayâ susturur, havf hüzünlendirir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]9.İHLÂS: Hâlis olmak, katıksız olmak, gösterişi terketmek, içini açmak gibi anlamlara gelen bu ıstılah tasavvufî..hiyatı ifade etmek için sık kullanılan kelimelerdendir.İhlâs kelimesi Kûr'ân-ı Kerîm'de geçmezse de muhlis ve muhlas kelimeleri geçer.Birincisi kendi irade ve gayreti ile ihlâsa kavuşan kimsedir.İkincisi ise Allah tarafından kendisine ihlâs bahşolunan kimsedir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]İbâdet ve davranışlarımızı sadece Allah için yapmak, riya ve gösterişten uzak durma temeli üzerinde kurulu olan ihlâs, tasavvufî hayatın derin incelikleri de beraberinde bulunur. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]10.ZİKİR: Bu konu hakkında çok duracağız.Çünkü sûfîler zikire çok önem verirler. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Tasavvuf ve tarikatların esas unsuru olan zikir, anmak, hatırlanmak, unutmamak demektir.Allah'ı her an hatırda tutmak, O'nu unutmamak, O'nun isimlerini çeşitli şekillerde ve belli sayılarda söylemek zikrin esasıdır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Sûfîler zikre çok önem verirler, onu diğer ibadetlere tercih ederler.Kûr'ân-ı Kerîm'de namaz, oruç,zekât gibi diğer ibadetler için "çok namaz kılınız", çok oruç tutunuz, gibi ifadeler olmamasına karşılık zikir için "Allah'ı çok çok zikrediniz." ifadesinin bulunuşu sûfîlerin konu ile ilgili delillerinden bir tanesidir. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]En büyük ibadet zikirdir.Namaz ibadetlerin büyüğüdür, fakat her zaman kılınmaz.Zikir ise her zaman yapılabilir.Ayakta iken, otururken, yatarken Allah zikredilir.Zikrimize, Allah zikir ile mukabele etmektedir.Sûfîlere göre başka hiçbir ümmete böyle bir şeref nasip olmamıştır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Âyetler: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Ey iman edenler, mallarınız, çocuklarınız sizi Allah'ı zikretmekten alıkoymasın.Allah'ı unutup mal ve çocuklarıyla oyalananlar ziyana uğrayanlardır." (Münâfıkûn Sûresi / 9.Âyet) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Ey Muhammed, sabret.Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşir.Günahların için Allah'tan af dile.Akşam sabah Rabbini överek tesbih eyle." (Mü'min Sûresi / 55.Âyet) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Kalpler ancak Allah'ı zikirle huzura kavuşur." (Ra'd Sûresi / 28.Âyet) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Beni anın ki, ben de sizi anayım.Bana şükredin, nankörlük etmeyin." (Bakara Sûresi / 152.Âyet) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Rabbini içinden yalvararak yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret." (Â'raf Sûresi / 205.Âyet) [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Peygamber Efendimizin bu konu hakkındaki Hâdis-i Şerîfleri: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* Allah'ı zikreden cemaati melek ziyaret eder, gönüllerine rahmet ve huzur iner ve Allah onları, meleklerin***hlarıyla zikreder. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* Allah'ı zikretmeyi seveni, Allah da sever. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* "Lâ ilâhe illâllah" diyenin kalbinden perde kalkar. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* Allah'ı zikredenin kalbinden şeytan kaçar, etmiyeninkine girer. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* Allah'ı zikretmekten üstün sadaka olmaz. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* Sabah namazını cemaatle kılıp, güneş doğuncaya kadar zikirle meşgul olur, iki rekat namaz kılarsa, bir hac sevabı vardır. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* İkindi namazından sonra zikirle meşgul olmanın doğurduğu sevinç büyüktür. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]* Allah'ın zikri, bir insanı düşmandan k***yan kale gibi şeytandan k***r. [/FONT] [B][FONT=Comic Sans MS]Resûl-i Ekrem - Sallallahu aleyhi vessellem - şöyle buyurmuşlardır: [/FONT][/B] [FONT=Comic Sans MS]Allah Teâlâ Hazretlerinin husûsî bazı melekleri vardır ki, yeryüzünde ehl-i zikri aramak için dolaşırlar.Ne vakit ki, Allah'ı zikreden bir cemaat bulurlarsa birbirlerine nidâ ederek: [IMG]http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif[/IMG] [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]"Geliniz! Aradığınız buradadır." diyerek orada toplanırlar.Ve o mevkii kanatlarıyla semâya kadar çevirirler.Sonra Allah Teâlâ Hazretleri, o ehl-i zikrin ahvâl ve akvâlini, o meleklerden daha ziyâde kendisi bildiği halde onlara hitaben: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- KULLARIM NE SÖYLÜYORLAR? der.Melekler: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- Seni tesbih ve tekbîr ediyorlar.Sana hamdediyorlar.Seni temcîd ediyorlar. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Allah Teâlâ: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- BENİ HİÇ GÖRMÜŞLER Mİ? der. [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]Melekler de: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- Hayır Yâ Rabbi.Zâtına kasem ederiz ki hiç görmemişler, derler. Allah Teâlâ: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- PEKİYİ BENİ GÖRSELERDİ NASIL OLURLARDI? Melekler: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- Eğer seni görselerdi sana daha çok ibâdet ederler, seni bütün kuvvetleriyle tesbîh ederlerdi, derler.Allah (c.c.): [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- KULLARIM BENDEN NE İSTİYORLAR? der.Melekler de: [/FONT] [FONT=Comic Sans MS]- Senden cenneti istiyorlar derler. [IMG]http://www.genclereozel.net/images/smilies/gul.gif[/IMG][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Ehli Sünnet Tarikat ve Cemaatler
tasavvufu terimler
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst