Konuya cevap cer

Sakın deme: "Benim namazım nerede, şu hakikat-ı  namaz nerede?" Zira bir hurma çekirdeği, bir hurma ağacı gibi, kendi ağacını  tavsif eder. Fark yalnız icmal ve tafsil ile olduğu gibi; senin ve benim gibi  bir âmînin -velev hissetmezse- namazı, büyük bir velinin namazı gibi şu nurdan  bir hissesi var, şu hakikattan bir sırrı vardır -velev şuurun taalluk etmezse-.  Fakat derecata göre inkişaf ve tenevvürü ayrı ayrıdır. Nasıl bir hurma  çekirdeğinden, ta mükemmel bir hurma ağacına kadar ne kadar meratib bulunur.  Öyle de: Namazın derecatında da daha fazla meratib bulunabilir. Fakat bütün o  meratibde, o hakikat-ı nuraniyenin esası bulunur.

  (Bediüzzaman Said Nursi - 21. Söz'den)

 Lügatler

 Âmî :

avamca, cahil,ileri gelenden olmayan Derecat 

:dereceler Esas :

asıl,temel, kök, şart Hakikat: 

gerçek Hakikat-ı nuraniye :

parlak hakikatler, nurlu gerçekler Hakikat-i namaz :

namaz hakikatı, hakiki namaz Hisse :

pay, nasip, kısmete düşen kısım İcmal :

kısaltmak, bir araya toplamak, kısa anlatmak, özetlemek İnkişaf :

açılmak, meydana çıkmak, yetişmek, gelişmek, manen  ilerlemek Meratib :

mertebeler, kademeler Mükemmel :

olgun, noksansız, tamam, eksiksiz, çok iyi Nur :

ışık,aydınlık, parlaklık Sırr :

gizli hakikat, aklın ermediği şey Şuur :

anlayış, idrak, bilinç Taalluk 

:bağlılık, münasebet, alakalı olmak Tafsil :

etraflıca izah etmek, açıklamak Tavsif :

vasıflandırmak, ne ve nasıl bir şey olduğunu anlatmak Tenevvür 

:parlamak, ışıldamak, nurlanmak, bir şey hakkında bilgi sahibi  olmak Velev

:eğer, gerçi, hatta Veli :

Allah dostu, evliya


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst