ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
Asıl adı, Ebû Kerib Esed bin Kiligrib’dir. Lâkabı ise Tübba’ Evsad’dır. Kur’ân-ı Kerimde Kàf Sûresi, 14’üncü ve Duhan Sûresi, 37’nci âyetlerde zikredilen şahıstır. Milâdî 206 yılında İran’a sefere çıktı. Mal ve ganimet ile döndü. Oğlu Hassan ile kardeşinin oğlu Şemmer’i birer ordu ile doğuya gönderdi. Şemmer İranlılara galip geldikten sonra Hassan ile birle-şerek Çin’e karşı da galip geldiler ve muzaffer bir şekilde döndüler. Diğer oğlu Ya’fur’u batıya gönderdi. Kostantıniyye’den büyük miktarda ganimet malı aldıktan sonra Roma’ya doğru ilerledi. Roma havalisinde, askeri, vebaya tutulduğundan Romalılar Ya’fur’un ordusunu mahvettiler. Tübba’, oğlunu Yesrib’e (Medine-i Münevvere’ye) vali tayin etti. Yesribliler oğlunu sebebsiz yere öldürdüler. Bunun üzerine Yesriblilerin hepsini kılıçtan geçirmek istedi. Kurayza Yahudilerinin bilginlerinden iki kişi “Burası âhirzamanda gelecek (Kureyşli) Peygamberin hicret yeri olacaktır” diyerek onu fikrinden vazgeçirdiler. Tübba’ Yesriblilere, “O Peygamber gelinceye kadar burada bulunun. Ben ona yetişseydim hizmet eder ve onunla beraber çıkardım” demiştir. Sonra Ka’be’yi ziyâret etti, bakımını yaptı ve oraların yönetimini Yemen ülkesine kattı.
Efendimiz Tübba’ hakkında, vahiy gelmeden önce “Tübba’ mel’un mu, bilmiyorum” dediği, ancak daha sonra “Tübba’a sövmeyin, çünkü o Müslüman olmuştur” buyurduğu rivayet edilir. Ayrıca Hz. Âişe (r.a.) “Tübba’ salih bir adamdı” demiştir. Ka’b da (r.a.) “Yüce Allah onun kavmini kınadı, kendisini kınamadı” demiştir (bk. Seyf Bin Zîyezen).