Muvahhid1
Well-known member
İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamber Efendimiz, saâdet meclisinde oturuyordu. Mescide bir esir grubu getirildi. O sırada Allah Resûlü (sas), bir kadının yana yakıla bir şeyler aradığını gördü. Kadın yakaladığı her çocuğu sinesine basıyor, kokluyor sonra bırakıyordu.
Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Resûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet Ya Rasul
!” Allah Resûlü (sas) tekrar: “Bu kadın şu kucağındaki çocuğunu cehenneme atar mı?” diye sordu. Sahabe “Hayır ya Rasul
!” karşılığını verdi. Ve işte bunun üzerine İki Cihan Serveri şu hikmet dolu sözleri söyledi: “Allah o kadından daha şefkatlidir, kullarını cehenneme atmak istemez.”
İşte böylesine başdöndürücü bir şefkat ve merhamete sahip olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. Bu özel zaman dilimlerinde Cenab-ı Hakk’ın rahmet esintileri sağanak sağanak yağmaktadır. Malum olduğu üzere halkımız arasında Arabi aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarına “üç aylar” deniyor.
Ahiret ticaretinin yapıldığı kazançlı bir pazar durumunda olan üç aylar, yılda ancak bir defa açılır ve üç ay boyunca devam eder. İstifade edebilenlerin çok şey kazandığı bu pazarı kaçıranlar gelecek mevsimi beklemek zorundadır. Tabii ömürleri yeterse. Kimse yarına çıkmaya garanti veremediği gibi gelecek mevsime yetişmeyi de taahhüt edemez. Öyleyse yapılacak iş, bu mevsimi çok iyi değerlendirmek, bunun için de onu elimize geçen son fırsat olarak kabul etmek.
Üç aylar fırsat günleridir, çok bereketli bir kazanç mevsimidir. Böylesine bir koyup binler alabileceğimiz kazanç kuşağında kaybetmemek için bu günleri iyi değerlendirmeliyiz.
Bu bereketli günleri nasıl değerlendirelim?
1. Bol bol Kur’ân-ı Kerim okuyalım.
2. Peygamber Efendimiz (sas)’in şefaatini ümit ederek, O’na salât ü selâmlar getirelim.
3. Kaza veya nafile namazlar kılalım.
4. Dünyaya gönderiliş amacımızı ve gidişatımızı düşünerek tefekkürde bulunalım.
5. İşlediğimiz günahlar için bu bereketli günlerin yüzü suyu hürmetine samimi ve gönlümüzden gele gele tevbe ve istiğfarda bulunalım.
6. Bir dua listesi oluşturarak sevdiğimiz insanlara bol bol dua edelim.
7. Geceleri değerlendirerek haftanın belirli günlerinde teheccüd namazı kılalım.
8. Bu günlerde Allah Resulü’nün diğer günlere nazaran daha çok oruç tuttuğunu ve devamlı hayır yapma peşinde olduğunu görüyoruz. Biz de tutabildiğimiz kadar oruç tutmalı ve elimizdeki imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları sevindirmeliyiz.
zaman-ailem
Sonra kendi yavrusunu buldu, bağrına bastı. Doyma bilmeden onu öpüyor, kokluyor, tekrar bağrına basıyordu. Allah Resûlü (sas) bu manzara karşısında iyice doldu. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak parmağıyla yanındakilere bu kadını gösterdi ve: “Şu kadını görüyor musunuz?” dedi. Sahabe cevap verdi: “Evet Ya Rasul
İşte böylesine başdöndürücü bir şefkat ve merhamete sahip olan Allahu Teala, sene içinde kulları için gönül dünyalarında adeta bir manevi hamle yapmaları adına bazı özel gün ve geceler yaratmıştır. Bu özel zaman dilimlerinde Cenab-ı Hakk’ın rahmet esintileri sağanak sağanak yağmaktadır. Malum olduğu üzere halkımız arasında Arabi aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarına “üç aylar” deniyor.
Ahiret ticaretinin yapıldığı kazançlı bir pazar durumunda olan üç aylar, yılda ancak bir defa açılır ve üç ay boyunca devam eder. İstifade edebilenlerin çok şey kazandığı bu pazarı kaçıranlar gelecek mevsimi beklemek zorundadır. Tabii ömürleri yeterse. Kimse yarına çıkmaya garanti veremediği gibi gelecek mevsime yetişmeyi de taahhüt edemez. Öyleyse yapılacak iş, bu mevsimi çok iyi değerlendirmek, bunun için de onu elimize geçen son fırsat olarak kabul etmek.
Üç aylar fırsat günleridir, çok bereketli bir kazanç mevsimidir. Böylesine bir koyup binler alabileceğimiz kazanç kuşağında kaybetmemek için bu günleri iyi değerlendirmeliyiz.
Bu bereketli günleri nasıl değerlendirelim?
1. Bol bol Kur’ân-ı Kerim okuyalım.
2. Peygamber Efendimiz (sas)’in şefaatini ümit ederek, O’na salât ü selâmlar getirelim.
3. Kaza veya nafile namazlar kılalım.
4. Dünyaya gönderiliş amacımızı ve gidişatımızı düşünerek tefekkürde bulunalım.
5. İşlediğimiz günahlar için bu bereketli günlerin yüzü suyu hürmetine samimi ve gönlümüzden gele gele tevbe ve istiğfarda bulunalım.
6. Bir dua listesi oluşturarak sevdiğimiz insanlara bol bol dua edelim.
7. Geceleri değerlendirerek haftanın belirli günlerinde teheccüd namazı kılalım.
8. Bu günlerde Allah Resulü’nün diğer günlere nazaran daha çok oruç tuttuğunu ve devamlı hayır yapma peşinde olduğunu görüyoruz. Biz de tutabildiğimiz kadar oruç tutmalı ve elimizdeki imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara maddi yardımlarda bulunarak onları sevindirmeliyiz.
zaman-ailem